Samsung’un Windows 8 işletim sistemli, hem tablet hem Ultrabook bilgisayarı Ativ Smart PC Pro’yu her yönüyle inceledik.
Bugün sizlere tanıtmak istediğim bilgisayar aslında piyasada çok yeni olan bir model değil. Birkaç haftadır satışta ancak stok oranı az olduğu için her yerde bulamıyorsunuz. Birçok web sitesinde ise incelemesi yapılmış durumda. Ancak burada farklı bir açıdan bu ürünü yorumlamak istiyorum, amacım teknik özellikleri nedir sorusundan öte nasıl kullanırız ve niçin bizim için önemli olabilir gibi sorulara yanıt aramak.
Evet, çok uzatmadan tanıtım faslına geçmek istiyorum. Öncelikle ürünün adı Samsung Ativ Smart PC Pro. Bir de kodu var, XE700T1C-A01TR. Ülkemizde satışta olan modeli bu. Yeni bir ürün, içinde Windows 8 işletim sistemi var. Eğer resimlerini bir yerden gözünüz ısırıyorsa, Samsung Slate PC aklınıza gelmiş demektir. Daha önceden piyasada var olan ancak içinde Windows 7 yüklü olduğu ve ülkemizde satışta olmadığı için pek bilinen bir model olmayan bir üründü Slate PC’ler. Daha çok Microsoft satış elamanlarının ellerinde görebiliyorduk. Ancak artık yenilenen bu modeller Windows 8 ile beraber geliyor.
İlk Tablet PC
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, tablet PC kavramı iPad ile başlayan bir terim değil. Çok daha öncelleri katlanabilir dokunmatik ekranlı ve kalem içeren ürünler 2000’lerin başında piyasaya çıktı. 2002 yılında Microsoft firması, Microsoft Tablet PC adı altında tablet PC için geliştirilmiş özel bir Windows XP sürümüne sahip bir ürün çıkardı.
Ancak bu ürün zamanın şartları ve Windows XP’nin donanımsal yapısı itibariyle dokunmatik donanımları yeterince desteklememesi sebebiyle tutmadı. Örnek vermek gerekirse, Angry Birds oyununu o zamanın cihazlarında oynamak imkânsız olurdu, çünkü sizin verdiğiniz dokunmatik tepkisini ya yanlış algılıyor ya da algılamıyordu. Zaman geçtikçe dokunmatik ürünlere talep olmaması ve Microsoft’un bundan ders almayıp daha sonra çıkan Windows sürümlerinde de dokunmatik programları destekleyecek arayüzü entegre edememesi sebebiyle Tablet PC adıyla bilinen bu cihazlara uzunca bir sure daha kavuşamadık.
Ve iPad piyasada
Daha sonraları ise iPhone piyasaya çıktı. Getirdiği büyük yeniliklerin en önemlisi ise inanılmaz dokunmatik hassasiyeti idi. Zamanla iPhone gelişti. Apple ise iPhone’a olan ilgiyi her zaman paraya dönüştürmeyi bildi. Hep hayal edilen daha büyük ekranlı bir iPhone konusunda da adım atarak 4 Nisan 2010 tarihinde iPad’i çıkardı. İşte devrim asıl burada başladı. Mükemmel dokunmatik hassasiyete sahip bir tablet PC olarak tanıtıldı iPad. Ürün inanılmaz tuttu, Apple Store’larda sıralar oluştu ve Apple her zamanki gibi parasal gücüne güç kattı. Tüm teknoloji uzmanları iPad’i bilgisayar dünyasında bir devrim olarak nitelendirdi, çünkü o zamana kadar olmayan şeyleri bizlere verebildi. Ancak öncelikle şunu belirtelim ki günümüzde bile iPad bir tablet PC olarak tanımlansa da Apple ve Steve Jobs hiçbir zaman bu tanımı kabul etmedi. Jobs’a göre bu bir tablet değil, ondan öte, çok daha yenilikçi ve farklı bir ürün olacaktı. Hafif, elde taşınabilir, her yere rahatlıkla götürebileceğiniz bir üründü iPad. Seyahatlerde, maçlarda, şirket toplantılarında, kısaca her yerde yanınızda olabilecek bir PC, ya da Apple’ın deyimiyle yenilikçi bir ürün.
Zamanında Microsoft’un denediği ancak tutturamadığı bir alanda Apple voleyi adeta vurmuştu desek yalan olmaz. İlk senesinde ilk tablet olduğu için iPad’in pazar payı yüzde 97 oldu. Daha sonraki senelerde ise başka firmaların da ürünler çıkarmasıyla biraz pazar payı düştü Apple’ın. Ancak birinciliği hiçbir zaman elinden bırakmadı. Android karşısına rakip olarak çıktıysa bile günümüzde cep telefonlarının aksine tablet performansı olarak iOS’un gerisinde kalmaktan kurtulamadı. Android’in, cep telefonu alanında her ne kadar başarılı olsa da, tablet konusunda stabilite olarak İOS’un oldukça gerilerinde kalması tablet satışlarında bir türlü istediği başarıya ulaşamamasına sebep oldu.
iPad için bir PC hatta bir tablet değil dedik. Aynı şekilde kullanım alanları da bir PC’ye göre oldukça sınırlı. PC ile yaptığımız birçok işlemi iPad ile yapamıyoruz. Örneğin arttırılabilir hafızası veya USB girişi yok. Dolayısıyla imkânlar kısıtlı. Dokunmatik ekran her ne kadar başarılı da olsa, bazen karmaşık işlemlerde bir klavye veya Mouse ihtiyacı duyabiliyorsunuz, ancak bilindiği gibi iPad’in Mouse desteği yok. Karmaşık ofis dokümanlarında iPad ile çalışmak ise tam bir eziyet. Kısaca tanımlamak gerekirse iPad daha çok eğlence amaçlı alınan bir cihaz ama unutmayalım ki dünyanın en çok satan tableti. Limitli bir ürün olmasına rağmen bu kadar satması ve dünyada klasik PC satışlarının giderek düşmesi tek bir şeyi gösteriyor, o da artık tüketici ihtiyaçlarının farklı yönlere kayması, tıpkı masaüstü PC’ler yaygınken dizüstü bilgisayarların çıkması ile insanların yavaş yavaş bu ürünleri tercih etmesi gibi.
Microsoft’un ikinci tablet denemesi
Microsoft, Windows satışları sayesinde senelerce dünyanın en büyük yazılım firması oldu. Bill Gates uzun yıllar boyunca dünyanın en zenginleri listesinde yer aldı. Ancak kendisinin de ifade ettiği gibi birçok alanda Microsoft gerekli atılımları çok geç yaptı. Örneğin İnternet’in yaygınlaşmaya başladığı 90’lı yılların sonunda elindeki büyük maddi güce rağmen Microsoft gerekli atılımları yapamadı. Arama motorunun önemini göremedi ve Google ortaya çıktı. Mobil alandaki muhteşem büyümeyi de pas geçti ve bu da Apple’ın bu alanda büyümesini sağladı. İnternet’teki müzik ve film satışı gibi müthiş kar getirebilecek bir alanı da göremedi ve Apple bu alanda da liderliği ele geçirdi. Windows gibi, dünya çapında yüzde 94 oranında kullanılan bir işletim sisteminden satış sonrası yan ürünlerle kâr edebilme fırsatını kaçırdı.
Tüm bu saydığımız fırsatları kaçırmasına rağmen Windows bugün tüm dünyada kullanılan bir işletim sistemi. Dolayısıyla halen büyük bir güç. İşte Microsoft yine çok geç yaptığı bir hamle ile devrim gibi bir karar aldı ve Windows 8’i ortaya çıkardı. Uzun bir süredir deneme sürümleri yayınlanan işletim sistemi Eylül ayı itibarı ile asıl sürümüne kavuştu ve tüketicilerle buluştu. Yine devrim kelimesini kullanıyoruz çünkü Windows bugüne kadar bildiğimiz klasik tarzından tamamen arınarak yepyeni bir ara yüze kavuştu. En önemlisi olarak da artık dokunmatik arayüzleri tam kapasite ile destekleyen bir işletim sistemi oldu. Sadece yeni bir işletim sistemi ile de kalmadı Microsoft, bunun yanında çok az kapasite ile yer aldığı donanım işine de girdi. Kendi yazılımları olan Windows 8 ile çalışacak Surface tabletlerin de tanıtımını yaptı. Bugün piyasada Windows 8 RT işletim sistemiyle çalışan Surface modeli satışta olmakla beraber Microsoft, Şubat ayında Windows 8’in tam sürümünü çalıştıracak Surface Pro modelini de piyasaya sürecek.
Tabi yeni bir ortamın oluşması ile beraber, Windows 8 modelli yeni ürünler de piyasada yerini yavaş yavaş almaya başladı. Her geçen gün yeni modeller de piyasaya sürülmekte. Özellikle CES 2013 fuarının yıldızları, dokunmatik ekranlı Windows 8 çalıştırılabilen ürünler oldu.
İşte Samsung da burada devreye girdi ve her yenilikçi üründe olduğu gibi yine piyasanın nabzını iyi tutarak zaten elinde olan bir modeli geliştirdi ve Windows 8 yüklü olarak piyasaya surdu.
Windows 8’li Samsung Ativ Smart PC Pro
Samsung Ativ Smart PC Pro tam olarak nitelendirilmek gerekirse bir melez PC. Yanı tek başına ne tablet ne de bir PC. İkisinin karışımı. Melez demek daha doğru olur. Fikir tabii ki yeni değil, Lenovo U1 ile başlayan ve Asus Transformer’a kadar gelen bir serinin fikir olarak devamı. İstenildiği zaman hem tablet hem de bir Ultrabook olarak kullanılabilen bir ürün.
Ürün beraberinde gelen klavyesinde takılı durduğunda görüntü olarak bir Ultrabook’tan hiç bir farkı yok. Ultrabook ne diye soru sormak isteyenler olursa amatör bir lisanla ince, hafif, küçük ve çok güçlü yeni nesil Notebooklar şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ürün de aynı şekilde oldukça ince, ufak ve kolay taşınabilir nitelikte. Klavyesi rahat, tuşları güzel dizayn edilmiş, malzeme kalitesi ise çok iyi olmamakla beraber çok da kötü değil.
İşlemci olarak Intel Core i5 3317U tercih edilmiş. Oldukça güçlü bir işlemci, sınıfının en iyisi değil ancak Ultrabook’larda sıklıkla kullanılan bir model. Zaten yapılan tüm testler Ultrabook’lara yakın sonuçlar veriyor. Bu cihazla film montajlayabilir veya Photoshop çalıştırabilirsiniz. İşlemci ve RAM kapasitesi güçlü bir PC’nin yapacağı tüm karmaşık işlemleri yapmanıza olanak sağlıyor. Ekranı 11.6 inç ve dokunmatik destekli. Yani Windows 8’in yeni gelen özelliklerini tam kapasite kullanmanıza izin veriyor. 10 parmak dokunmatik desteği var. Bir de üstüne üstlük Full HD olarak geliyor. Yanı 1920×1080 piksel çözünürlükte. Bu çözünürlükte olması aslında iyi bir şey mi tartışmak gerekiyor. Çünkü Full HD çözünürlük 11.6 inç’lik bir ekranda bazen yazıların oldukça ufak kalmasına sebep olabiliyor. Bir de tabi dokunmatik desteği önemli. Her ne kadar Windows 8 dokunmatik desteğe sahip olsa dahi diğer uygulamalarda aynı destek söz konusu olmayabiliyor. Örnek olarak Windows Explorer tam anlamıyla dokunmatik algılamayı destekliyor. Bir web sayfasında gezinti yaparken ekranı parmağınızla tıpkı iPad’deki gibi büyütüp küçültebiliyorsunuz. Dolayısıyla yazılar daha net ve okunabilir oluyor. Ancak aynı şey Google Chrome için mevcut değil. Evet, yanlış duymadınız, Chrome maalesef dokunmatik desteği tam olarak sağlayamıyor. Öncelikle ekranda sayfaları elinizle büyütüp küçültemiyorsunuz. Yukarı aşağı kaydırma yapabiliyorsunuz ancak büyütme küçültme yok. Dolayısıyla Full HD görüntü 11.6 inç bir ekranda oldukça küçük kalıp okuma zorluğu yaratıyor. Bunun dışında birçok uygulama da Windows 8 henüz çok yeni olduğu için dokunmatiği desteklemiyor. Firefox bile dokunmatik desteği olmasına rağmen tepkileri çok geç kalıyor. Ancak dediğimiz gibi Internet Explorer sorunsuz bir şekilde çalışıyor.
Bildiğiniz Windows’tan hiç bir farkı yok aslında Windows 8’in. Klasik bir masaüstü arayüzü ile geliyor. Tek farkı Windows 7’ye göre Başlat Menüsü’nün olmaması. Ancak gerek de duymuyorsunuz. Yok, çok ihtiyacım var, alışamadım derseniz Stardock gibi firmaların yan ürünlerini satın alarak veya ücretsiz başka uygulamaları kullanarak Başlat Menüsü’nü eskisi gibi kullanmaya devam edebilirsiniz. Bunlar dışında Windows 8’in devrim yaratan bir eski adıyla Metro ara yüzü var. Eski diyoruz çünkü ilk lansmanlarda Microsoft bu adı kullanmasına rağmen daha sonraları bu isimden telif hakkı dolayısıyla vazgeçti. Şimdi modern UI adıyla daha çok anılıyor. Kutucuklardan oluşan bu bölümde Samsung’un dokunmatik tepkisi gerçekten mükemmele yakın. Oldukça akıcı ve hızlı bir şekilde kutucukların arasında dolaşabiliyorsunuz. Tabi Windows’un bu yeni yüzüne alışmanız biraz zaman alabilir.
Ağırlık olarak 888 gram, klavyesi ile beraber kullanıldığı zaman ise 1.6kg ağırlığa ulaşıyor. Eski 3 – 4 kg’lık notebookların yanında kuş tüyü gibi kalıyor. Daha da bilmeyenler için söyle diyelim, 652 gram olan iPad’den birazcık daha ağır. Ancak unutmayalım ki iPad ekranı 9,7 iken bu melez PC 11.6 inç.
SSD Farkı
Ekran olarak 400nit parlaklık değeri veriyor. iPad 3’ün yapılan testlerde 350 civarında nit oranı var. Yani ekran parlaklığı gayet iyi. Güneş altında da rahat görülebilir. Oldukça kaliteli, PLS panel teknolojisini kullanıyor. Renkler çok canlı. Çift çekirdekli işlemciyle beraber gelen PC için 4 GB RAM bellek gayet yeterli. Hard Disk kapasitesi ise 128 GB bir SSD. Şimdi burada duralım çünkü önemli bir ayrıntı var. Evet, bu ürün 128 GB’ lık bir SSD ile geliyor. İyi ve kötü tarafı var. Önce kötü diyerek şunu belirtmekte fayda var ki 128 GB oldukça düşük bir kapasite. Ancak tabii ki bir Micro SD yuvası da mevcut. Dolayısıyla Micro SD kart alarak hafıza artırımına gidebilirsiniz. Ancak yine de belirtelim ki kapasite düşük. Ancak bu konuda yazımın ilerleyen bölümlerinde belirteceğim gibi aslında depolama alanına hiç ihtiyacımız yok. Bu noktada bulut çözümleri devreye giriyor. Avantajları ve dezavantajlarını ilerde ayrıntılı bir bulut depolama konulu yazımda anlatıcam.
SSD konusunda ise gerçekten çok etkileyici olduğunu belirtmem gerek. Bu dakikadan itibaren aldığınız ürün ne olursa olsun mutlaka SSD ibaresine bakın. Normal hard disklere göre aşırı hızlı. Samsung Ativ Smart PC Pro da yaklaşık 6 saniyede Windows’un açılıp kapanmasını sağlıyor. Evet, yanlış duymadınız, tam 6 saniyede Windows’unuz hazır karşınızda. Üstelik sadece açılıp kapanma değil, programların açılması, data transferleri, kısaca hard disk sesini duyduğunuz her işlemde SSD gerçekten mükemmel performans gösteriyor. Daha ayrıntılı bilgi isteyenler yorumlardan veya Technopat Forumda SSD araması yaparak bu teknoloji hakkında bilgi sahibi olabilirler.
Smart PC Pro ekran kartı olarak ise paylaşımlı HD Graphics 4000 kartını kullanmış. Bu kart 2-3 yıl önceki oyunları giriş seviyesi grafiklerde oynama olanağı sunuyor. Son dönem karmaşık grafikli oyunlarda ise sorun yaşatabiliyor. Ancak grafik ağırlık olmayan oyunlarda sorun yok. Çözünürlüğü oyunlar için düşürmeniz gerekebilir. Windows 8’in yeni ara yüzünde yer alan, yani Windows Market’ten satılan oyunlarda ise hiç bir problem yok ancak tabii ki bu oyunlar daha basit arayüzlere ve grafiklere sahip. Kısaca HD 4000 ve Full HD kavramları yan yana oyuncular açısından pek uymuyor, tablette oyun oynamayı seviyorsanız tablet oyunları yani daha basit oyunlar açısından sizin için sorun yaratmaz ama PC gözüyle baktığımız zaman bir oyuncu makinesi kesinlikle değil.
Arabirim Zengini
Tasarım konusu birçok kişiye göre değişen bir zevk olduğu için başarılı ya da başarısız diye adlandırmayacağım, ancak belirtmek isterim ki bir iPad zarafeti yok. Zaten Samsung ürünlerinde tasarım açısından mükemmel diyebileceğimiz bir ürün de yok. Üründe Micro HDMI çıkışı var. Bu çıkışla beraber hibrid PC‘nizi televizyon veya diğer görüntü aktarıcı cihazlara bağlayabilirsiniz. Ancak önemli bir konu olarak bunu klasik HDMI kablosu ile yapamazsınız çünkü bu bir Micro HDMI. Yanı normal HDMI girişine göre daha ufak, bir tarafı normal bir tarafı Micro HDMI olan özel bir kablo gerektiriyor. Ürünü aldıktan sonra direk televizyonlarına bağlamayı düşünenlere uyarımızı yapmak isteriz. Bu şekilde bir bağlantı için özel bir kabloya ihtiyacınız var. Bunlar dışında üst tarafta kulaklık, mikrofon girişi, ekran döndürme kilitleme tuşu ve USB 3.0 arabirimi var. Ayrıca daha önce bahsettiğimiz Micro SD bellek yuvası da mevcut, edineceğiniz bir Micro SD bellek kartıyla 128 GB olan hafızasını arttırmanız mümkün.
Ürün arka tarafı oldukça güzel bir şekilde gizlenmiş olan bir Stylus kalem içeriyor. Vakum özellikli bu kalem Galaxy Note serisinden aşina olduğumuz bir donanım. Kalemi çıkardığımız zaman hem Mouse gibi kullanabileceğimiz hem de kalem şeklinde notlar alabileceğimiz bir yapı var. Samsung kendisi ile beraber gelen programlar aracılığı ile oldukça faydalı uygulamalara sahip. El yazısı ile notlar alıp klavyede bulunan tuş desteği ile yazılarınızı el yazınızla yazıp otomatik olarak harflere çevrilmesini sağlayabiliyorsunuz. Tabı bu kalem olayı herkesin ihtiyaç duyduğu bir şey değil, ancak birçok alanda faydalı olan bir ürün. Özellikle kalemle çok not alan bir kişiyseniz bu özellik tam size göre.
Ürünün en dikkat çekici özelliği ise klavyesi. Bir iskele şeklinde tasarlanan bu klavyede ekran ünitesi bağlı iken bir Ultrabook görüntüsü alabiliyorsunuz. Ekranı ayrı kullanmak istediğiniz zaman ise tek yapmanız gereken şey klavyenin üstündeki bir tuşa basarak ekranı klavyeden ayırmanız. Bu noktadan sonra adeta bir Transformer misali Ultrabook’unuz bir tablete dönüşüyor. İşte bu ürünlere hibrid denmesinin en büyük sebebi bu dönüşüm. Tamamen sizin ihtiyaçlarınıza yönelik olarak ister tablet isterseniz Ultrabook kullanımı sunuyor. Tablet dönüşümünden sonra klavyesinden ayrıldığı için artık Windows 8 ile beraber gelen sanal klavyeyi kullanmak zorundasınız. Klavye ünitesinin üzerinde ekstradan iki adet USB 2.0 portu mevcut. Bir adet de ekran üzerinde USB 3.0 var. Yanı siz bunu klavyeden ayırdığınız zaman USB seçeneğiniz bire düşüyor. Bundan sonra yapmanız gereken ya USB çoğaltıcı almak ya da tek USB ile idare etmek. Bu noktada sadece ekranı ofisine veya başka yere götürmek isteyen ancak aynı anda hem klavye hem de Mouse kullanmak isteyenlere tavsiyem Logitech te olduğu gibi tek bir Reciever’dan güç alan ürünler kullanması. Logitech Unifying teknolojisi ile tek bir alıcı ile hem Mouse hem de klavye kullanmanıza izin veriyor.
Klavye ünitesinin üzerinde bir şarj noktası bulunduğu gibi aynı şekilde ekran üzerinde de ayrı bir şarj noktası mevcut. Yani ister tablet olarak kullanın isterseniz de Ultrabook, her iki durumda da ürünü şarj edebilme imkânı vermiş Samsung. Ancak klavye üzerinde ekstra pil yok, üstelik klavyeyi ekrana bağladığınız zaman klavye ünitesi gücü direk olarak ekrandan alıyor. Diğer bir dezavantajı ise klavyenin hafif ekranın ise daha ağır olması. Yanı bir dengesizlik ortaya çıkabiliyor. Ürün tek parça halindeyken hafif bir şekilde arkaya doğru yasladığınızda ekran ünitesi daha ağır olduğu için şaha kalkıp devrilmesi söz konusu olabilir.
Ekranın ön yüzünde bir adet kamera var. 2.0 MP’lik bir değeri var, arka tarafındaki kamerada ise 5.0MP’lik ayrı bir kamera mevcut. Flash her iki kamerada da mevcut değil. Windows 8’in kendi içinden gelen kamera yazılımı dışında bir de Samsung’un kamera uygulaması mevcut. Samsung kendi kamera uygulamasında biraz daha ayrıntılı seçeneklere yer vermiş. Ancak şunu belirtelim ki bu kameraları alıp fotoğrafçı olmayı filan düşünmeyin, resim kalitesi çok iyi değil. Daha çok konferans görüşmeleri için düşünülmüş. Düşük ışıkda ise performansı kotü. Eski dönem web kameraları gibi aydınlık bir ortamda net bir Skype görüşmesi gerçekleştirebilirsiniz ancak daha fazlası yok. Kamera dışında ayrıca ekran kısmının iki yanında bulununan 1.6w’lık hoparlörler mevcut. Konser vermez ama yine de yerleşim olarak çok doğru bir yerde ve işinizi görür.
Ativ’in kalbine iniyoruz
Ürünün farklı, dokunmatik bir BIOS arayüzü var. Bu ara yüze ulaşmak içinse açılışta ses düğmesi üst kısmı ile Home tuşuna aynı anda basmanız gerekiyor. Samsung hard disk üzerinde belirli bir alanı kendine bir Recovery olarak ayırmış. Dolayısıyla tam olarak 128 GB SSD özelliği ile tanıtılmış olsa da daha çok 109 GB oranlarında bir kullanımla başlıyorsunuz. Ürünün yan tarafında yer alan Micro SD bellek yuvası, Micro HDMI ve USB 3.0 yuvası gibi alanlar basit bir plastik kapakla kapatılmış. Bu portları kullanmak istediğinizde tırnağınızla bu kapakları kaldırmanız yeterli oluyor. Ancak belirtmek isteriz ki kapakların kalitesi çok iyi değil ve her an kopacakmış hissi yaratıyor. Seneler evvel Samsung’un I8910 modelinde de bu kapakların aynısından kullanmış ve bunların koptuğuna şahit olmuş biri olarak kapak kalitesini hiç beğenmedim.
Ürünün ekran bölümünde yer alan tek USB portunun üst tarafta kalması da biraz görüntü açısından sıkıntı yaratabilir. Örnek olarak buraya bağlayacağınız uzun bir USB cihazı görüntü olarak hoş durmayacaktır. Ancak unutmamak gerekir ki bu her ne kadar bir Windows makinesi de olsa ekran döndürme mevcut olduğundan dolayı USB kısmı alt tarafa gelecek şekilde de kullanım şansınız mevcut. Ürünün arka tarafında 4 adet fan çıkışı var. Tablet kelimesi ve fan yuvaları tabii ki pek yan yana gelmeye alışık şeyler değil. Ancak şunuda belirtelim ki fan sesi konusunda kesinlikle endişeye kapılmayın çünkü fazla bir şey duymuyorsunuz. Nihayetinde bu bir i5 işlemcili PC olduğu için tabii ki soğutma ihtiyacı güdecektir. Çok yoğun bir fan sesi almanız için işlemciyi oldukça yoracak programlar çalıştırmanız gerekir. Kendi yaptığım testlerde ancak çok yoğun işlemler sırasında fan sesinin devreye girdiğini gördüm. Program kullanımlarında bir sorun yaşanmaz ancak iş oyuna geldiği zaman fan sesi sizi çok azıcık rahatsız edebilir.
Ürün kataloğunda tek şarjla 8 saat boyunca kullanılabileceği belirtilmiş, kendi kullandığım süre içerisinde parlaklık Full seviyede 3 saat 40 dakika kadar bir süre gördüm. İnternette yapılan diğer testlerde de kullanım süreleri yine bu civarlarda. Tabi Windows’un güç seçenekleri ayarları ile oynayarak bu sürenin artırılmasıda mümkün. Özellikle ekran parlaklığını düşürdüğünüzde 6 saat civarında bir performans alınabileceğini düşünüyorum. Tam 8 saat kullanım olmasada tüm ayarlar açıkken ki 4 saatlik kullanım günümüz pil teknolojisine göre oldukça iyi bir rakam
Özetle Samsung Ativ Smart PC Pro donanım açısından oldukça güçlü bir ultrabook, kullanım olarak ise tam bir PC ve tablet karışımı, yani hibrid bilgisayar. Hangi koşulda ve ne şekilde kullanacağınız tamamen size kalmış, ister tatilde kitap okuyacağınız bir tablet isterseniz ofisinizde film montajlayabileceğiniz, photoshop çalışacağınız veya karmaşık Excel veya Word dokümanları oluşturacağınız bir PC.
Dervimsel bir ürün
iPad, bugüne kadar yalnız yarıştığı bir kulvarda, senelerce yüksek satış oranları ve büyük karlarla piyasaya hâkim oldu. Hiç bir zaman önüne ciddi bir rakip çıkmadı. En büyük avantajı alanında ilk olmasıydı. İnsanlara “Mobilite” yani taşınabilirlik kavramını sundu. Akşamları sadece evden temel işlevleri yapan yani Facebook sayfalarını ziyaret edip, internette gezinen veya sadece chat yapan insanları PC almaktan kurtardı ve onları tablet dünyasının rahatlığı ile tanıştırdı. Kimse artık bu basit işlemler için yanlarında ağır ve büyük notebooklar taşımak zorunda kalmıyordu. Üstelik fiyat açısından da oldukça uygundu. Tabletin rahatlığı Apple ve iOS’un kolay kullanımı ile birleşince ortaya oldukça çekici bir ürün çıkmıştı.
Ancak bazı imkânsızlıklar da vardı. iPad gibi ürünleri kullanan birçok insanın dileği bu tabletleri yanlarında taşıyarak işte de kullanabilmekti. Ancak Windows uyumsuzluğu buna her zaman engel oldu. Örnek olarak lojistik sektöründe çalışan bir kişinin kullandığı sektörel yazılımın Windows tabanlı olduğu için iPad’de çalışmaması gibi sebepler iPad’in her zaman işten çok eğlence tarafına hitap etmesine sebep oldu. Tabi yazılım zenginliği sayesinde işle ilgili sunumlar gibi bazı alanlarda özel programlar yardımıyla çalışsa da, iPad hiç bir zaman iş dünyasının ilk donanım tercihi olmadı.
İşte Microsoft burda ortaya çıkan açığı geç görmesine rağmen hamlesini çok düzgün bir şekilde yaptı. Yeni ürünleri windows 8 ile artık insanlar evde hem basit işlemlerden oluşan işlerini tablet arayüzünde yapabilecek hemde ertesi gün şirketlerine gittiklerinde yine bu tabletleri güçlü bir PC olarak kullanabileceklerdi. Yani bir lojistik çalışanı akşam evde Angry Birds oynayıp ertesi gün işte herhangi bir karmaşık lojistik programı ile çalışabilecekti. Üstelik oldukça hafif olan bu tabletlerini yanlarında kolay bir şekilde taşıyarak.
Günümüzde bir çok şirket saha çalışanlarına mecburu olarak notebook vermektedir. Bu cihazlardan bir çok kişi ağır oldukları gerekçesi ile şikayet etmekte ancak alternatif ürün olmadığı için mecburen yanlarında taşımaktadır. İşte Samsung Pro Pc gibi ürünler piyasada çoğaldıkça artık kullanım tarzı yavaş yavaş bu tarz cihazlara kayacaktır. Tıpkı Masaüstü PC’lerden notebooklara, notebooklardan ise tabletlere geçişte olduğu gibi. Kısaca all-in-one denilen tüm ihtiyaçlarımızın tek bir yerde karşılanacağı ürünler.
Kendimden örnek vermek istiyorum, uzun yıllar taşımak zorunda olduğum ağır laptoplarımdan kurtulmuş biri olarak bu ürüne büyük hayranlık duymaktayım. Ufak bir çanta içerisinde rahatlıkla taşıyabildiğim yapısı sayesinde her yerde işlerimi çok kolay bir şekilde halledebiliyorum. Ben ürünü ofiste kullanacağım zaman harici bir monitöre bağlıyor ve Logitech klavye ve mouse ile beraber kullanıyorum. Bu tarz bir kullanımla hem ekranı aynı zamanda ikinci bir monitör yapabildiğim gibi hem de PC kasası olarak da yararlanabiliyorum. Monitörde Excel’de bir dosya açıkken sağ taraftaki tablet ekranında Tivibu’da açık olan bir kanalı seyredebiliyor veya başka bir Excel dosyası açabiliyorum.
Windows 8 gelişmiş çoklu monitör kullanım rahatlığı bu işlemleri çok kolay bir şekilde yapmama olanak sağlıyor. Genişletilmiş ekran sayesinde görmek istediğim bir video dosyasını sağ tarafta bulunan tablet ekranında seyrederken, sol taraftaki ana monitörde Word dökümanı açarak notlarımı alabiliyorum. Tablet olarak kullanmak istemediğim zamanlarda ise harici klavye ünitesinin üstüne ekranı oturtarak bir Ultrabook şeklinde kullanma şansımda var. Yani tercih tamamen bize kalmış.
Bu makine adeta özgürlük veriyor. Geçen gün bu özgürlüğe dair yaşadığım başka bir olayı da paylaşmak isterim. İş çıkışı metrobüsle yaptığım bir yolculuk sırasında iPhone şarjımın tükendiğini ve telefonumun kapanmak üzere olduğunu gördüm. Kısada olsa bu tarz yolculuklarda açıkçası elimde beni oyalayacak bir şeyler olmadığı zaman çok canım sıkılıyor. Ancak tam o sırada telefon şarjımın yanımda olduğunu hatırlayıp küçük çantamın içindeki Samsung bilgisayarımın USB yuvasına taktım ve kablonun sadece ucunu dışarı verecek şekilde iPhone’u sarj etmeye başladım. Artık şarj olmaya başladığı için telefonumu bu seyahatte kullanabilecektim, üstelik tüm bunları yanımda taşıdığım tabiri caiz ise portatif bir PC aracılığı ile yapmıştım. Şimdi düşünün, böyle bir örnekte diğer tabletlerle neler yapabilirsiniz? Cevap koca bir hiç.
İşte tüm bu sebeplerden dolayı bu yeni nesil tabletlerin kullanımını devrim tarzında bir gelişmedir. Ürün gamı yaygınlaşıp fiyatlar düştükçe klasik günümüz tabletleri ikinci plana itilecek ve bu tarz hibrid ürünlerin kullanımı artacaktır. Daha önce söylediğimiz gibi Microsoft çok akıllı bir hamle yaparak bu boşluğu değerlendirmiştir. Aslında Apple da bu şekilde bir yaklaşım yaparak Mac OSX işletim sistemini bir tablete çevirebilir ve belki de çok daha büyük satış rakamlarına ulaşabilirdi. En önemlisi de Mac kullanımını yaygınlaştırırdı. Düşünsenize, Macbook Air’ın ekranı çıkan bir versiyonu olsa ne kadar faydalı ve öncü olurdu. Ama Apple iOS sistemini tabletler için yeterli gördü. Zaman sanırım kimin haklı olduğunu en güzel şekilde gösterecektir. Ancak kısa Samsung Smart PC Pro kullanım zamanımda gördüm ki, etrafımda kim bu hibrid PC’yi görse büyük bir hayranlıkla inceledi ve almak için araştırma yaptı.
Aksesuar
Ürünün dock istasyonları da dahil olmak üzere bir çok aksesuarı mevcut. Ancak henüz ülkemizde satışa sunulmadı. İlerleyen zamanlarda ürüne olan talebin artması ile beraber aksesuarlarınında beraberinde geleceğini düşünüyoruz.
Bulut Depolama Kullanımı
Daha önce Smart PC Pro beraberinde gelen 128GB’lık SSD depolamanın oldukça hızlı olduğunu ancak kapasite olarak yeterli olmayabileceğini belirtmiştik. Cihaza hayran olup bu konuyu kafasına takanlar için çözüm önerimiz bulut depolama olacaktır. Konu ile alakalı daha sonra ayrıntılı bir yazı yazacağım ancak şu an için kısa açıklamalarla bulut çözümünü anlatmak istiyorum.
Bulut depolama sizin kısaca dosyalarınızı hizmet aldığınız firmanın sunucularında saklaması ve bunlara sizin dilediğiniz cihazdan (akıllı telefon, bilgisayar, internet gibi) erişim sağlamanızdır. Birçok bulut depolama hizmeti bilgisayarınıza kurulum yaptıktan sonra size bir klasör oluşturur ve bu klasörün içine sürükleyeceğiniz herhangi bir veriyi (resim, video, belge, vs..) kendi sunucularında saklar. Daha sonra bilgisayarınız yanınızda olmasa dahi sizler bu sunuculara herhangi bir yerden erişim sağlayabilir ve tıpkı kendi bilgisayarınızda çalışıyormuş gibi dosyalarınızı kullanabilirsiniz. Örnek olarak A bilgisayarında yer alan müziklerinizi bilgisayarınızda atamış olduğunuz bulut klasörune kopyaladığınız zaman aynı dosyalara evdeki B bilgisayarından tıpkı kendi bilgisayarınızdaki yerel bir klasörmüş gibi ulaşabilirsiniz. Tabi burada internet kotanız ve upload hızınız gibi veriler de önemli ancak flash disk gibi ürünlerle dosyalarınızı taşımak zorunda kalmadan cep telefonlarınız da dahil olmak üzere, dosyalarınıza her yerden erişim sağlayabilmeniz teknolojinin bizlere sunduğu en büyük kolaylıklardan biri.
Windows 8
Biz bugün Samsung Smart Pc Pro hakkında övgü dolu sözler sarf ediyorsak bunun aslan payını, hakkını yemeden Microsoft’a vermemiz gerekir. Bu tarz hibrid ürünlerin daha önce raflarda yer almamasının en büyük sebebi Windows’un dokunmatik desteğinin yeterince performanslı çalışmaması olmuştur. Daha önce belirttiğimiz gibi aslında Samsung, Slate PC olarak bu ürünün bire bir aynısını Windows 7 ile çıkarmıştı ancak ülkemizde satışta olmadığı için adı pek duyulmadı, bunun dışında all in one PC denilen sadece monitör, klavye ve Mouse şeklinde satılan dokunmatik PC’lerde piyasada mevcuttu. Asus ve HB gibi markaların bu tarz ürünlerini teknolojı marketlerinde görebiliyorduk. Ancak bir kere daha belirtmek istediğimız gibi Windows 7 ve daha öncesi Windows serileri stabil bir dokunmatik arayüz sunmadıkları için doğal olarak piyasada çok fazla tutmadı. Kullanıcılar iPad gibi bir dokunmatik arayüze alışmışken Windows 7’de bir klasör açmak için ekrana defalarca basmak zorunda kalmalarını beğenmedi.
Windows 8 hakkında daha sonra sizlerle ayrıntılı tanıtım yazısı paylaşıcam ancak kısa bir kaç bilgi vermek gerekirse, Windows 8 Microsoft’un Windows 95 ten sonra yaptığı en radikal değişiklikleri içeren bir işletim sistemidir. Dünyada azalan PC satışları ve artan tablet kullanım oranı karşısında gelirleri düşen Microsoft artık talebin yoğun olduğu dokunmatik cihazlar için geliştirdiği bu sistemle beraber aslında büyük bir risk aldı. Yıllardan beri gelen Windows kullanım alışkanlıklarını tamamen değiştirebilecek bu sisteme kullanıcıların vereceğı tepkiler önceden ölçülememekle beraber başarısız olması durumunda Microsoft’u çok zor bir günler bekleyebilir. Başlat menüsünün olmaması ve yeni Windows UI gibi bir arayüzün kullanım alışkanlıklarının dışına çıkarak bambaşka bir etki yaratmasının iyi veya kötü etkisi sanırım en geç bir sene içerisinde satış rakamlarına yansıyacaktır.
Uygulama Mağazası
Kısaca Microsoft Windows 8 Metro arayüzü ile beraber dokunmatik cihazlara daha fazla destek vermektedir. Windows artık uygulamaların tamamen kendi içinden indirilebileceği bir Windows Market hizmetini de bu geleceğe yönelik planları arasında faaliyete geçirdi. Artık kullanıcılar Android veya iOS sürümlerinde olduğu gibi tüm uygulamalarını toplu olarak burdan bulabilecek ve kolay bir şekilde bilgisayarına indirebilecek. Marketten satılan tablet arayüzünü destekleyen uygulamalar aslında iOS programları gibi daha sade ve basit yapıda uygulamalar. Metro arayüzünde çalışan ve kutucuklar içinde beliren bu programlar arasında tıpkı iOS’da olduğu gibi sürükleme yöntemiyle gezinmek mümkün. Aynı şekilde sürükle bırak mantığı ile, bu kutucuklar istediğimiz şekilde yer degiştirebilmekte ve açılıp kapanabilmektedir. Ancak belirtmek isteriz ki henüz daha emekleme döneminde olan Windows 8 Marketplace ve diğer tüm bileşenleri ile her geçen gün daha gelişmekte. Türkçe uygulama sayısı da aynı şekilde gün geçtikçe artmaktadır. Örnek olarak haberlerle ilgili şu an uygulama mağazasında Hürriyet, Sabah, Milliyet, Habertürk gibi birçok ana haber sitesinin uygulamaları mevcut olmakla beraber, Hürriyet ve Habertürk’ün e-gazete versiyonları da yer almaktadır. İşte Windows 8’in getirdiği yenilikler ve ortaya çıkan bu tablet PC karışımı hibrid PC’lerle beraber artık bizler tablet Windows’larımızdan gazetemizi tıpkı iPad’lerde olduğu gibi okuma şansına kavuşuyoruz. Bizi şaşırtan ise Microsoft ortaklı Facebook’un veya Instagram’ın bile resmi uygulamalarının yer almadığı markette bir Yemeksepeti gibi türkçe birçok uygulamanın hazır olması. Geniş Türkçe içeriklere her geçen gün yenileri de eklenmekte.
Bu sıradışı yeni arayüzün haricinde, Windows 8 bizlere bir kaç ufak farkla eski masaüstü arayüzünüde sunmakta. Samsung Smart Pc daha oncede belirttiğimiz şekliyle oldukça güçlü bir bilgisayar olduğu için tablet uygulamaları dışında istediğiniz herhangi bir uygulamayıda masaüstünde yükleyip çalıştırabilirsiniz. Markette şu an sadece masaüstünde çalışacak uygulamalarda yerini almakta ancak bunlardan bazıları direk Windows Market üzerinden değil yönlendirme usulüyle ilgili web sitelerinden indirilebiliyor.Burdan indireceğiniz EXE dosyalarını ise bilgisayarınıza kurarak bu programları kullanmaya başlayabiliyorsunuz. İşin güzel tarafı bazı uygulamaların hem Metro UI hem de masaüstü versiyonlarının mevcut olması. Örnek olarak tivibu’nun her iki alanda da uygulaması mevcut. İster Metro arayüzünden istersenizde masaüstünden uygulamayı çalıştırabıliyorsunuz. Tabiki tablet olarak Metro UI arayüzündeki uygulama daha sade ve basit dolayısıyla kullanımı daha rahat, ancak her program için bu geçerli değil, bazı uygulamaların masaüstü versiyonları çok daha geniş içerikler sunabiliyor.
Kısaca Windows 8 daha henüz emekleme döneminde olan ama çok şeyler vaad eden bir işletim sistemi. Ancak uyarmamızda fayda var, birine güzel gelen diğerine çirkin gelebilir. Genel tanı ise kullanım oranı arttıkça ortaya çıkacaktır.
Nerden alabilirim?
Microsoft Smart PC Pro şu anda birçok satış noktasında mevcut, ancak stok sıkıntısı var. Bu yazının yazıldığı an itibarı ile en uygun fiyata bulabileceğiniz satış noktası Vatan Bilgisayar. Ancak Vatan’ın genelde hafta sonları uyguladığı indirimlere denk gelmeniz gerekiyor, eğer o indirimlerden birini yakalar ve ürünü stokta bulabilirseniz o zaman uygun banka kredı kartları ile 2200TL civarında alabilmeniz mümkün. Bunun dışında Teknosa gibi satış noktalarında da ürün var ancak fiyatı daha pahalı. Size tavsiyemız Vatan’daki indirimleri yakalamanız. Ancak Vatan garip bir şekilde ürün stoğunda bulunsa bile listelemiyor. Dolayısıyla internetten görüp mağazaya gidemiyorsunuz. Buna bizzat şahit oldum. İnternette listelenmediği bir dönemde mağazada 2 adet vardı. Satış politikası ile mi alakalı bilmem ama mutlaka bu şekilde hareket etmelerinin bir sebebi vardır.
Bunlar dışında ürünün bir de aynı özelliklerde ancak 3G modülü olan bir versiyonu daha bulunuyor. Bununda fiyatı 2600TL civarında ve Kanyon Turkcell’den veya diğer Turkcell satış noktalarından temin edebiliyorsunuz. Bizim anlattığımız modelden tek farkı dediğimiz gibi 3G modülü. Kullanım şeklinize göre tercih size kalmış. 3G’li veya 3G’siz model. Hangisini isterseniz.
Son olarak da hepsiburada.com’da ürün şu an itibarı ile 2310TL’den satışta, vatandaki indirimleri beklemek istemeyenler için iyi bir alternatif olabilir.
Sonuç
Eğer son zamanlarda tablet almak almak istiyor ancak Android veya iOS modelleri arasında kalıyorsanız size mutlaka bu ürünü herhangi bir teknolojı markette incelemenizi oneriyoruz. Android veya iOS tabanlı cihazlar haricinde bir çok işleminizi yapabilecek, sizi tamamen özgür bırakacak yeni nesil bu hibrid cihazları mutlaka görüp deneyin. Şubat ayında çıkacak Surface Pro ile beraber bu hibrid PC’lerin satış rakamları oldukça artacaktır. Şu an için henüz çok yeni bir işletim sistemi ve ürün olduğu için zamanla kullanım oranının yaygınlaşacağını ve fiyatlarının düşmeye başlamasıyla da pazarda iPad için ciddi bir rakip haline geleceğini düşünüyorum. Senelerce iPad katili diye lanse edilen ve iPad satışlarını bitireceğini iddia eden ürünlerin aksine bu ürün gerçekten sizlere kompakt bir tasarım, kullanım kolaylığı, tablet zevki ve mobiliteyi bir arada sunuyor. Eğer bu saydıklarımızdan bir kaçını değil hepsini bir arada istiyorsanız bu cihaz sizin için biçilmiş kaftan. Bu bağlamda Samsung Ativ Smart PC Pro bizden Editörün seçimi ödülünü almaya hak kazandı.
Eksi Yönler:
Bu kadar övdüğümüz cihazın tabi ki eksi yönleride yok değil. Öncelikle ürünün beraberinde gelen klavye ünitesinde bir temassızlık söz konusu. Ekran kısmı klavyenin üzerine yerleştirilip tıpkı bir Ultrabook gibi kullanıldığı zaman, klavye ünitesinin üzerine tam oturmadığından veya başka bir sebepten dolayı kopmalar oluyor. Düz ve sabit durduğu durumlarda bir problem yok ancak kucağınızda veya hareket halinde kullandığınız zaman bazı kopmalar meydana gelebiliyor ve sürekli USB giriş çıkış uyarılarında ki uyarı tonu çalıyor. Bu konuda forumlarda da bazı kullanıcılarda sıkıntılar olmuş ancak bu ürün bozukluğundan kaynaklanıyor ve iade şartı gerektiriyor. İnternette yapılan bir çok testte de bu sorundan bahsedilmiş. Her kullanıcı da oluşan bir durumda değil, bazı kullanıcılar bahsedilen hataya hiç rastlamadıklarını da belirtiyorlar.
Bunun dışında bir de cihazda yazılım kaynaklı ekran parlaklığı sorunu var. İlk kurulumdan sonra Samsung’un içinden gelen SW update adlı tüm yazılımların güncel sürümlerini kontrol eden programı çalıştırıp güncelleme yaptığınız zaman ekran parlaklığını kısamama sorunu yaşıyorsunuz. Pil ömrü için oldukça önem taşıyan ekran parlaklığını kısamama sorunu tahminimizce ekran kartı sürücüsünün update edilmesinden dolayı çıkan bir sorundan kaynaklanıyor. Bu şekilde Windows ortamından hiç bir şekilde kısma yapamıyorsunuz. Bu problemin şu anki tek çözümü SW update programını kullanmadan ilk kurulum sonrası ayarlar ve sürücülerle çalışmaya devam etmek.
