ASUS’tan PB278Q: Profesyonellere yönelik ama hesaplı bir monitör. Technopat’ın konuğu olan bu profesyonel monitör hem WQHD standardıyla, hem de kutudan kalibrasyonu yapılmış olarak çıkmasıyla dikkat çekiyor…
[tab name=’İlk Bakış’]
ASUS PB278Q Monitör İncelemesi: ilk Bakış
ASUS’un piyasada pek çok monitörü var, ancak bu model gelene kadar özellikle WQHD standardı modellerde bir açığı vardı. Nedir WQHD? Kısaca söylemek gerekirse, 2560×1440 çözünürlük sunan modellere bu isim veriliyor, Wide Quad High Definition. Bu tür monitörler 16:9 ekran oranına sahipler ve 720p standardının iki katı çözünürlük sunuyorlar, ancak bunu yaparken dört kat daha fazla piksel kullanıyorlar. Haliyle çok daha yüksek görüntü kalitesi ortaya çıkıyor. Tabii bunun kullanıcılar açısından bir de bedeli var, bu çözünürlükte çalışabilmek için gerçekten de güçlü bir ekran kartı gerekiyor.
ASUS’un çıkardığı PB278Q, Samsung tarafından üretilen ve Samsung’un kendi WQHD modellerinde kullandığı PLS panel üzerine tasarlanmış. PLS nedir derseniz, bu standart Samsung’un LG tarafından geliştirilen ve üretilen IPS standardına rakip olarak geliştirdiği bir panel teknolojisidir. Samsung’a göre PLS LG’nin IPS’inden çok daha üstün, doğal olarak! Ne var ki Samsung bu iddiasında tamamen haksız sayılmaz, PLS çok daha yeni bir teknoloji ve haliyle IPS’e göre bazı avantajları olduğu söylenebilir. Sonuçta ASUS çoğu firmanın aksine LG’nin değil, Samsung’un panelini kullanmayı tercih etmiş, olay bundan ibarettir.
ASUS bu modelinde, 30 inçlik yeni nesil monitörlere ucuz bir alternatif üretmeyi amaçlamış. Buradaki hedef kitlesi hem ciddi oyuncular, hem de grafik tasarımı gibi konularla ilgilenen profesyonel kullanıcılar. PB278Q’nun tasarımında özellikle profesyonellere yönelik çeşitli detaylara yer verilmiş. Ancak öte yandan fiyatı daha ucuz tutabilmek için bazı özellikler de budanmış.
[/tab]
[tab name=’Tasarım’]
Masanın Üzerinde Nasıl Duruyor? Tasarım…
PB278Q’nun yapısal tasarımı piyasada bulacağınız çoğu modele göre hayli sade kalıyor diyebilirim. Mesela ön çerçevede parlak piyano siyahı kaplamaya yer verilmemiş. Öte yandan taşıyıcı ayak tasarımı da gayet işlevsel ve gösterişten uzak. Herkesin hoşuna gidecek bir tasarım değil, ancak benim çok hoşuma gitti. Kullandığım cihazlarda her zaman işlevselliği ön planda tuttum ve lüzumsuz gösterişe yönelik çizgilerden hoşlanmam. PB278Q bu açıdan tam benim zevkime uygun diyebilirim.
Tasarım gösterişli olmaktan uzak olduğu kadar da işlevsel, arka taşıyıcı ayak üzerindeki kızak sistemi monitörün yüksekliğini istediğiniz gibi ayarlamanıza imkan tanıyor. Ayrıca ekranı 90 derece yan çevirerek dikey kullanmak da mümkün ki, bu özellik grafik tasarım ve benzeri konularda çalışan kullanıcılar düşünülerek tasarıma dahil edilmiş. Ayrıca çalışma esnasında ekranda ölçeklendirme yaparak belgelerin gerçek çıktı boyutlarını önceden görebilmenize imkan tanıyan cetvelleme işlevine de yer verilmiş.
PB278Q’nun tasarımında iki adet hoparlöre ve ses girişine de yer verilmiş, ancak hafıza kartı okuyucu ya da USB girişleri konulmamış. İşin doğrusu bu biraz ilginç bir tasarım kararı olmuş. Bu monitörü profesyonel olarak kullanmak isteyenler şüphesiz kart okuyucu ve USB gibi girişlerin eksiğini hissedecektir. Öte yandan ciddi oyuncuların zaten genellikle kendi özel ses donanımları olduğundan, bu hoparlörler pek kullanılmayacaktır.
Ebat olarak ele aldığımızda, PB278Q pek ufak tefek olmasa da, kendi sınıfındaki en derli toplu ve hafif cihazlardan biri denebilir. Açıp kurduğunuzda masanın üzerinde tahmin ettiğiniz kadar büyük bir alanı işgal etmiyor. 9 kilonun biraz altındaki ağırlığı ise cihazın gerektiğinde rahatça taşınabilmesine imkan tanıyor. Yapısal tasarımla ilgili bir önemli sıkıntı, arka taraftaki kabloların, kablo tutucuya rağmen biraz fazla ortalıkta olmasıdır. Özellikle ekranı yan çevirirken kablolar biraz fazla ortaya çıkabiliyor, kablo tutucuyu ayarlarken bu oynama payını da dikkate almanız lazım.
PB278Q’nun ekranı üretim esnasında özel olarak ayarlanıyor, kalibrasyonu yapılarak tüketiciye sunuluyor, bu da ekranın ambalajından en ideal renk ayarlarıyla çıkmasını sağlıyor. Tabii eğer isterseniz ekranın alt kısmındaki ayar tuşlarını kullanarak farklı renk şemaları arasından seçim yapabilir ya da diğer ince ayarları gerçekleştirebilirsiniz. Bu tuşlar ekranın sağ alt köşesinde, aşağı doğru konumlandırılmış ve dışarıdan bakınca görülmüyorlar. Büyük ve ele gelen bir yapıları var, ancak bunları kullanarak ayar yapmak biraz el alışkanlığı istiyor.
[/tab]
[tab name=’Performans’]
ASUS PB278Q’ın Performans Değerlendirmesi
ASUS’un PB278Q modeli daha önce de belirttiğim üzere Samsung’un PLS teknolojili panelini kullanarak üretilmiş. Bu panel arkadan aydınlatmalı LED teknolojisi kullanıyor ve uygun ekran kartıyla desteklendiğinde 2560×1440 çözünürlüğe çıkabiliyor. 5 millisaniye tepki süresine sahip olan ekran 50 ila 75 Hz hızında çalışıyor.
Bu monitörü incelerken iki farklı açıdan ele almak lazım; oyuncu ve grafik tasarımcı olarak. İlk olarak bir oyuncu gözüyle bakalım. Monitör gerçekten de oyunların hakkını verecek bir görüntü kalitesi sunuyor. En sağlam aksiyon oyunlarında ve filmlerde bile herhangi bir gölgelenme ya da benzeri bozulmayı görmek mümkün değil. Monitörün HDMI 1.4 bağlantı portunun bunda büyük payı var. Oyun konsolu ya da Blu-ray çalar gibi cihazları doğrudan monitöre bağlayabiliyorsunuz. Ayrıca üst seviye ekran kartlarından da bu port sayesinde monitöre olabilecek en iyi, en kayıpsız sinyali aktarabilmek mümkün oluyor.
Profesyonel kullanıcıların gözünden baktığımızda ise durum birazcık değişiyor. İşin doğrusu profesyonel kullanıcılar için özellikle renklerin kalitesi çok önem taşır. Her ne kadar bu monitör renkleri göstermekte herhangi bir sorun yaşamıyor olsa da, objektif olarak baktığımızda, 30 inçlik daha üst seviye ve daha pahalı modellerle kıyaslandığında performansı biraz zayıf kalıyor. Daha üst seviye 30 inçlik monitörlerle kıyasladığımızda renklerin hep biraz daha soluk kaldığını görüyoruz. Şüphesiz profesyonel grafik tasarımcı olmayan, hele daha önce daha üst seviye bir monitörle çalışmamış bir kullanıcının fark edebileceği kadar ciddi bir fark yok ortada. Ama emin olun renk şemalarını ezbere bilen profesyonel bir kullanıcı aradaki farkı görebilecektir.
Bu modelin elektrik tüketimi saatte ortalama 60 Watt, bu da aslında bu boyutlarda bir ekran için gayet iyi sayılır. Uyku modundayken de saatte yaklaşık 0,5 Watt elektrik çekiyor. HDMI 1.4, D-Sub, DisplayPort 1.2 ve Dual-link DVI-D bağlantı girişleri sayesinde kullanıcıya geniş bir bağlantı seçeneği yelpazesi sunulması da gayet iyi. 3 Watt gücündeki hoparlörlerin performansı kötü değil, ancak sağlam bir 2.1 ses sistemiyle bile daha iyi bir performans alabilirsiniz. Fakat masanın üstünde fazla yeriniz yoksa, bu hoparlörler en azından yerden tasarruf sağlayacaktır.
[/tab]
[tab name=’Sonuç’]
ASUS PB278Q Alınır mı? İşte İnceleme Sonucumuz
ASUS PB278Q hem oyunculara, hem de profesyonel kullanıcılara yönelik hazırlanmış bir ürün, ancak genel olarak baktığımızda oyuncuları çok daha memnun edeceğini düşünüyoruz. Büyük ve kaliteli bir ekran isteyen, ancak 30 inçlik yeni nesil monitörlerin fiyatlarını çok uçuk bulan tüketiciler için gayet ideal bir seçim olacaktır.
Öte yandan profesyonel grafik tasarımcılar gibi kullanıcılar, eğer paraya çok sıkışık değillerse 30 inçlik daha üst modelleri tercih edebilirler. Bu tür kullanıcılar için hem kullanılabilir ekran alanı, hem de renk derinliği herşeyden önemlidir. Bu da onların fiyatı ne kadar yüksek olsa da 30 inçlik modellere yönelmesine sebep olacaktır.
Fiyat/performans açısından ele aldığımızda ise, büyük ve kaliteli bir monitör isteyen her kullanıcıya rahatlıkla tavsiye edebileceğimiz bir monitör olduğunu görüyoruz.Tasarımındaki sadelik ve işlevsellik her zevke hitap etmeyebilir, ama bizim açımızdan puanı yükselten unsurlardan biri oldu. Özellikle parlak siyah bir ekran çerçevesi kullanmamış oldukları için ASUS mühendislerini gönülden tebrik ediyorum!
[box type=”tick”]Technopat Notu: 5/5[/box]
Fiyat/Performans Ödülü
[/tab]
[end_tabset]
