Dünya üzerinde sayısız irili ufaklı ülke var, ancak önemli olan ülkeler teknolojiyi geliştiren, yön veren ülkeler oldukça sayılı. Bilgisayar çağının ilk günlerinden bu yana masaüstü bilgisayarlarımız inanılmaz bir gelişim yaşadı. Ancak perde arkasında, günlük hayatımıza pek yansımıyor gibi görünse de teknolojinin ilerlemesinde süper bilgisayarların çok önemli bir payı var.
Büyük paralar harcanarak kurulan ve idare edilen, sadece birkaç yıl boyunca listenin üst sıralarında kalabilen süper bilgisayarlar, uç noktada araştırmaların kalbini oluşturuyor. İnsan faktörü yeni buluşlarda temel nokta olsa da yapılması gereken inanılmaz miktardaki hesaplamayı yeni nesil bir süper bilgisayar on yıllardan, yıllara hatta aylara indirgiyor. Genetik araştırmalar, malzeme araştırmaları, doğal afetler, atmosferik olayların hesaplanması, fizik araştırmalarıyla yaşadığımız evrenin anlaşılması hep bu heybetli devlerin omuzlarına biniyor.
Kullandığımız ürünler önce özel projelerde kullanılan işlemcilerin, malzemelerin ve bilgilerin yıllar zarfında sağlık ve tüketici elektroniği gibi alanlara inmesiyle hayatımızı kökten değiştiriyor. Elbette işin bir de diğer yönü var: Prestij! En hızlı süper bilgisayarlara sahip ülkeler, insanlığa çok şey katıyorlar. Süper bilgisayarlar araştırmaların yanında bir gelişmişlik, kalkınmışlık ve refah simgesi ve Çin gibi yeni yükselen bir süper güç de buna çok önem veriyor. Geçtiğimiz dönemde birbiri ardına süper bilgisayarlar yapan ve dünyanın en hızlısı ünvanını Amerika’dan almayı başaran Çin, bu ünvanı uzun süre elde tutamayacak.
Japon teknoloji devi Fujitsu, K isimli süper bilgisayarının inşasını sürdürüyor. 2012 yılında 10 petaflop değere ulaşacak olan bilgisayar, bir kullanıcının evde 864 kasa, 88.128 işlemci ve senelik 10 milyon dolar elektrik faturası ödeyerek ulaşabileceği bir güce sahip. Bu kasım ayında 10.51 petaflopluk hızıyla SC11 Konferansı’nda dünyanın en hızlı bilgisayarı ünvanını elde edecek.
