Anasayfa Haber Commodore Yetim Kaldı

Commodore Yetim Kaldı

Jack Tramiel

Soykırımdan kurtulmayı başararak Commodore’u kuran ve düşük maliyetli bilgisayarları sayesinde 1980lerin başında milyonlarca insanı kişisel bilgisayar kavramıyla tanıştıran Jack Tramiel, 83 yaşında vefat etti…

Jack TramielMonte Sereno, California’da yaşayan ve uzun yıllardır konjestif kalp yetmezliği hastası olan Tramiel, oğlu Leonard’ın söylediğine göre geçen pazar günü Palo Alto’daki Stanfor Hastanesi’nde vefat etti.

Auschwitz toplama kampından sağ çıkmayı başaran ve iş hayatına 1950lerin başında Bronx’ta daktilo makineleri tamir eden bir dükkan ile başlayan Polonya doğumlu Tramiel, piyasayı iyi tanıyan inatçı, hırslı ve despot bir yönetici olarak tanındı.

Commodore International’ı ev bilgisayarı piyasasında zirveye taşıyan Tramiel, West Chester Pennysilvanya kökenli firmanın yönetim kurulu başkanı Irving Gould ile 1984 yılında yaşadığı bir anlaşmazlık nedeniyle genel müdür, CEO ve yönetici olarak sürdürdüğü görevinden ayrıldı.

Firmanın ilk düşük maliyetli bilgisayarı olan Commodore PET, 1977 yılında çıktı. Commodore PET’in iki ayrı modeli 595 dolar ve 795 dolardan satıldı. Ardından 1980 yılında Commodore VIC-20 geldi. 1982’de çıkan Commodore 64 ise çok satarak popüler oldu ve çıkış fiyatı olan 595 dolar kısa sürede 199 dolara düştü.

“Jack Tramiel, ortalama insanı bilgisayar endüstrisine sokan adamdı.” diyen Silicon Valley tarihçisi ve yazarı Michael S. Malone şöyle devam ediyor; “Herkes Steve Jobs ve Steve Wozniak’ı hatırlıyor ama o erken yıllarda savaş henüz kazanılmamıştı. Önce Apple çıktı, ardından Commodore, Atari ve sonra IBM geldi. Kişisel bilgisayar endüstrisinin ilk beş yılı (1976 – 1981), kimin kazanacağını belirleyecek riskli bir dönemdi.”

Commodore PET’in düşük seviyede bir giriş cihazı olduğunu ve ev kullanıcılarını hedeflediğini belirten Malone, Tramiel’in asıl başardığı şeyin, kişisel bilgisayar sektörünü gerçek ve dürüst bir sektöre çevirmek olduğunu söyledi; “Tramiel rekabet etmek istedi, fiyatları aşağı çekti, kar marjını yükseltmeye çalıştı. Bu işe, meraklıların uğraşacağı bir şey olarak değil de, bir üretim endüstrisi olarak baktı. Bu da bir hobi sektörünü dünya çapında bir tüketim devine dönüştürmek için gereken şeylerden biriydi.”

Mountain View, California’daki Bilgisayar Tarihi Müzesi yöneticilerinden David Laws, erken dönemlerde Tramiel’in piyasa üzerinde son derece nüfuzlu olduğunu söyledi ve şöyle devam etti; “Parlak ve zeki insanları işe aldı ve tüketicilere almak istedikleri şeyi ödeyebilecekleri bir fiyatla sundu.” Tramiel’i katı ve hırslı olarak tanımlayan Laws; Tramiel’in sert bir bakış açısına sahip eski kafalı bir despot olduğunu, pek çok çalışanını kovmakla tanındığını ve çok sayıda insanın onunla iş yapmak istediğini söyledi.

Michael Malone da Tramiel’i şöyle anlatıyor; “Auschwitz’den sağ çıkabilen birinden beklenecek şekilde sertti. Kişisel bilgisayar sektörünün tişört giymiş uzun saçlı çalışanlarının tam anlamıyla antitezi gibiydi.”

Commodore’dan ayrıldığı yıl, Atari’nin ev bilgisayarları ve oyunlar üreten tüketici bölümünü satın alan Tramiel, 1996 yılına kadar Atari’de kaldı.

Zorluklarla Dolu Bir Geçmiş

Ailesinin tek çocuğu olan Tramiel, 13 Aralık 1928 tarihinde Polonya’nın Lodz şehrinde doğdu. Almanya’nın 1939’da Polonya’yı işgal etmesinin ardından Tramiel ve ailesi, önce Lodz’daki Yahudi gettosuna, 1944’te ise Auschwitz’e gönderildi. Genç Tramiel ve babası, çalışma kampında çalıştırılmak üzere seçildiler. Tramiel’in, daha sonra bir başka toplama kampına gönderilen annesi savaştan sağ olarak çıkarken, babası hayatını kaybetti.

Tramiel, toplama kampından kurtulanlardan biri olan Helen ile 1947 yılında evlendi. Aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek orduya katılan Tramiel, orduda daktilo makinelerini tamir etmeyi öğrendi. Bronx’ta bir tamirci dükkanı satın almasından 2 yıl sonra, 1955’te, Toronto’ya taşındı ve aslında bir daktio ve hesap makinesi firması olan Commodore’u kurdu.

1984’te Times’ta yayınlanan bir habere göre, yakın oldukları bir finans şirketi mali bir skandal ve iflasla karşı karşıya kalınca, pek çok kişi Tramiel’in firmasının 1965’te kapanacağını düşündü. Tramiel, Kanada hükümetinin yürüttüğü soruşturmanın parçası olmasına rağmen hiç suçlanmadı. 1968’te Kuzey California’ya taşındıktan sonra da, hesap makineleri ve dijital saatler üreten elektronik piyasasına girdi.

Tramiel, 1998’te Yahudi bültenine soykırımdan kurtulduktan sonra elde ettiği başarıyla ilgili olarak şöyle dedi; “Cehennemden bile gelseniz, yine de başarabilirsiniz. Ben geriye bakmayı değil ileriye gitmeyi tercih ederim. Benim için en önemli şey başarılı olmak ve yeni bir hayat kurmaktı.”

Tramiel ailesi, Washington, D.C.’deki Birleşik Devletler Soykırımı Anma Müzesi’nin en önemlibağışçıları arasındaydı. Tramiel ayrıca okullarda ve diğer başka platformlarda yaşadıkları hakkında konuşmalar yaptı. Leonard Tramiel, insanların neler olup bittiğini anlamasının babası için önemli olduğunu belirtti ve babasına neden daha sık konuşmadığını sorduğu zaman şu cevabı aldığını söyledi; “O konuşmalardan birini yaptığımda bir hafta kendime gelemiyorum.”

Tramiel geride eşi Helen, oğulları Leonard, Sam ve Garry ile beş torun bıraktı.