ABD’nin Ulusal Standart Ve Teknoloji Enstitüsü’nden (NIST) yapılan bir açıklama, ışıktan hızlı veri iletimi konusunda çığır açabilir. Bir devlet kuruluşu olan NIST bünyesinde bir süredir yapılan çalışmalar, ışıktan hızlı veri iletmenin yollarını bulma konusunda hayli ilginç gelişmeler yaşandığını ortaya koyuyor. Peki ama bu gerçekten mümkün mü?
Einstein tarafından ortaya konan Genel Görelilik Kanunları’na göre, mutlak vakum içinde hareket eden ışığın hızı evrensel bir sabittir. Yani hiç bir şey bu hızdan daha hızlı gidemez. Bu durumda ışıktan hızlı veri iletimi yapabilmek nasıl mümkün olabilir? Aslında her kanunda olduğu gibi, burada da küçük bir boşluk var. Ve bilim insanları gerçekte bu boşluğu kullanarak ışıktan hızlı veri iletimini mümkün kılmaya çalışıyorlar.
Kendinizi bir trende giderken hayal edin. Oturuyor olsanız bile gerçekte hızınız treninkiyle aynıdır. Ve ayağa kalkıp tren içinde koşmaya başladığınızda, gerçekte trenin çıkabileceği en üst hızı aşmış olursunuz, yani trenden daha hızlı koşarsınız. Burada olan da az çok benzer bir durum. İleriye doğru hareket eden bir ışık demeti içindeki bir parçanın demet içinde ileri doğru gitmesini sağlarsanız, pratik olarak ışık hızını aşmış olursunuz.
Malesef bu kanunsal boşluk bize yıldızlararası seyahatin kapısını aralamaya yetmiyor. Üstelik yeni keşfedilmiş bir durum da değil, uzun zamandır bilinen bir gerçek. Ne var ki, daha önce yapılan çalışmalarda uzmanların bu prensibi kullanarak veri iletmesi mümkün olamıyordu, çünkü ortaya çok yüksek bir “gürültü” çıkıyordu. Ancak şimdi, geliştirilen yeni tekniklerle ışıktan biraz daha fazla bir hızla veri iletimi mümkün hale gelmiş, en azından laboratuvar ortamında olsa da. Aradaki sürat farkı çok değil, yaklaşık 50 nanosaniye kadar. Ancak quantum veri işlemeyle birleşince, uzun vadede bu tekniğin en azından haberleşme alanında ciddi devrim yapabilme potansiyeli olduğu düşünülüyor.
güzel teknoloji haberleri…