Son yıllarda özellikle büyük markaların artan bir “çevrecilik” gayreti içine girmeleri herkesin dikkatini çekiyor. Tabii ki bu çabaların büyük kısmının altında halkla ilişkilerde olumlu bir imaj oluşturma çabası yatıyor. Ancak öte yandan özellikle büyük bilişim firmaları için çevrecilik sadece imaj oluşturmak ya da gezegeni kurtarmaktan çok daha fazla anlam ifade ediyor. Bu, aynı zamanda büyük geleceği ve vergi indirimleri de olan ciddi bir pazar.
Bu sebeple özellikle Google gibi büyük firmaların alternatif enerji kaynaklarını araştırmaları ve sonuçları kendi iç işleyişlerine de yansıtmaları pek şaşırtıcı değil. Apple ve Facebook gibi firmalar ise sık sık çevreci taraflarını vurgulamaktan kaçınmıyorlar. Öte yandan bir de Microsoft var, her ne kadar yazılım devi olarak bilinse de, özellikle şirket bünyesinde çevre kirliliğini azaltmak için uzun zamandır ciddi girişimlerde bulunuyor. Ve şimdi bu girişimlerde bir dönüm noktasına gelinmiş gibi görünüyor.
Microsoft bünyesinden yapılan bir resmi açıklama, şirketin tüm küresel operasyonlarında 1 Temmuz 2012 itibariyle “sıfır karbon salınımı” hedeflediğini ortaya koydu. Bu girişimin kapsamında ofis binaları, laboratuvarlar ve veri merkezlerinin enerji tüketiminin düşürülmesi, ayrıca enerji kaynaklarının çevre dostu olanlardan seçilmesi gibi önlemler var. Ayrıca hava ve kara yolculuklarında harcanan enerjinin ve üretilen karbon emisyonunun da düşürülmesi söz konusu.
Aslında Microsoft uzun zamandır bu konularda ciddi önlemler alıyordu. Şirket kafeteryalarında geri dönüşümlü plastiklerin kullanılmasından tutun da, şirket çalışanlarının bisiklet ya da toplu taşımacılıktan faydalanmaya yönlendirilmesi gibi pek çok konuda ciddi gelişmeler de sağlanmıştı. Ancak dev bir şirketin çevresel etkilerini neredeyse yok denecek seviyeye indirebilmek, bambaşka bir çaba gerektiriyor. Ama zaten Microsoft’un niyeti de bunu başarıp ciddi bir tasarruf sağlamak ve hem ABD, hem de dünya genelinde örnek teşkil edebilmek.
