
Sonunda Ajan 47 geri döndü. Aradan altı sene geçmiş, bir sürü yeni yapımlar çıkmış hatta yeni nesil konsollar bile gelmiş ama Blood Money etkisini unutamadığımız gibi de Ajan 47, adına şanına yakışan bir şekilde hayalet gibi ortadan kaybolmuştu…
Gerçek suikastçimiz Ajan 47, oyunda da anıldığı gibi tam bir hayalet olmuştu. ”Nerde bu seri, nerde yeni bir oyun?” diyerek oyun dünyasının gözü yeni bir Hitman arayışına bürünmüşken, yeni neslin cidden bu oyunu bilmediği apaçık ortadayken 2011 de beklenen ilk resmi açıklama geldi; Hitman: Absolution. Absolution anlamca özetlemek gerekirse; bağışlama demek. Galiba 2006’dan beri ses çıkarmayan Ajan 47, bizlere ufak bir özür iletir gibiydi. Koskoca altı sene geçmiş aradan, dile kolay…
Altı sene sonra 2012 geldi çattı ve Hitman, serisine yakışan bir anda ve 2012’nin 47. Haftasında piyasada yerini aldı…

Şimdi incelemeye net olarak başlamadan önce, ilk duyurudan sonra Hitman: Absolution ve yapımcılarla olan görüşmelerimi burada aktarmak istiyorum.
Bir arkadaşım sayesinde oyunun teknik yapımcı lideri Ulaş Karademir ile tanıştım ve Hakan Abrak’ın da IO Interactive de proje lideri olduğunu biliyordum. Sonrasında IO’nun iş ilanlarına bakarken ve hazır bir Türk daha bulmuşken Ulaş Karademir ile röportaj yapayım dedim ve yaptım. Sonrasında ise ilk defa oyun hakkındaki özel bilgileri bir web site aracılığı ile dünyaya duyurdum. Aslında ne olur, ne olmaz diye sormak istediğim bir soru vardı o da: Hitman Absolution Türkçe olacak mı? sorusu. İtiraf etmeliyim ki hayır diye cevap alacağımı düşünüyordum ama evet cevabına dair büyük bir umut vardı içimde ve böyle bir soruyu da sormadan geçmeyeyim demiştim. Soruyu sorduktan sonra oyun Türkçe olacak cevabını alır almaz, çok sevindiğimi dile getireyim ve üstelik oyunla ilgili detayları ilk defa aktaracak olurken, Türkçe seçeneğinin olması mükemmel bir duyguydu Türk oyuncuları için.
Şimdi ‘’Benim için bir şey fark etmiyor, İngilizce olsa da oynarım, iyi ki altyazı olmuşta dublaj değil’’ diye laf ve kültür trollüğü yapacak olan arkadaşlarda bunu çok iyi ve net bilirler ki; İngilizcen ne kadar iyi olursa olsun, hiçbirşey ana dilin kadar mükemmel olmaz. ‘’Ben İngilizce’yi Türkçe’den daha iyi biliyorum, konuşuyorum’’ diyen varsa gerçekten laf trollüğü ve sahtekarlık yapan tiplerden biridir. Konuşma kısmına gelince dili bazı kelimeleri söyleyemeyebilir, bazı harfleri diyemez ve İngilizce kolay gelir ama asla ne olursa olsun ana dilin Türkçe ise hangi dili öğrenirsen öğren kendi dilin kadar iyi bilemezsin. Amerika da doğup büyürsün ve o an İngilizce asıl dilin olur orası ayrı. Forumlarda baktığım yorumlarda böyle absürt yorumlarda gördüm bol bol. Sırf bu egoya olan cesaretleri yüzünden +rep’i hak ettiler gerisi boş. Genel olarak oyunun Türkçe olacağı için yapımcılar tamamen tebrik ediliyordu ve bunu sonuna kadar hak ediyorlardı.
Ulaş Karademir oyun çıktıktan sonra röportaj yaptığı bir sitede şunu da açıklamış olmalı ki; Oyunun Türkçe olmasında payım yüksekmiş. O an ben Türkçe olarak duyurusunu yaptığım an marketing (pazarlama) tarafından kesin bir kanıt yoktu ve Türkçe olmasına dair çalışmalar başlamamıştı. Röportajı paylaştığım an ise OyunÇeviri’den arkadaşlar keşke biz çevirseydik gibi yorumları da vardı ki sağolsunlar kendi profesyonelliğini bu oyunda da gösterdiler ve oyunu Türkçeleştirdiler.
Ulaş Karademir’e diğer sitelerde gelen sorulara göre; ”Türkçe olma süreci tam olarak nasıl geliştiğini bilmiyorum ama iş şöyle başladı diyebiliriz. İlk olarak TayfunKey benimle bir röportaj yaptı orada Türkçe olucak mı diye bir soru sordu. Bende neden olmasın olması için alt yapımız var çalısıyoruz dedim. Ondan sonra bu oyun Türkçe olacak diye forumlarda dönmeye başladı. Bende yönetimi durumdan haberdar ettim. Tiglon bizle bağlantı kurdu ve sonunda oyun Türkçe olması kararlaştırıldı” diyerek durumu belirtti. Demek ki ortayı hafiften karıştırmak lazımmış. İşin esprisini geçtiğimizde ve sonuca gelecek olursak: Tiglon ve Playstore distribütörlüğünde satılan Hitman: Absolution’un satışına göre diğer Square Enix oyunları Türkçe altyazı hatta Türkçe dublaj ile gelebilir ve gelmesi çok yüksek. Zamanında Hitman Absolution nasıl Türkçe olacak diye belirttiysem, bunu da öyle belirtmek istiyorum. Örnek olarak kim istemez ki Türkçe Kane & Lynch 3’ü, ya da bir sonraki Hitman’i. Sona sakladığım sözlerimi burada dile getirdikten sonra incelemeye dönelim…

Eğer oyuna İngilizce olarak başladıysanız, hemen buraya gelerek Türkçe seçeneğini işaretleyin ve arkadaki barkodun 2. bölge olmasına dikkat ediniz.
Bağışlama; Ajan 47 için Yepyeni Bir Hayat
Oyunu kurduktan sonra ve seçeneklerden Türkçe altyazı ayarını seçtikten sonra (Text Language: Türkçe) oyuna başlıyoruz. Güzel bir sinematrik videoyu izledikten sonra Ajan 47’nin altı sene sonraki ilk görevi başlıyor. Önceki serilerde, bize görevler veren hatta hayatımızı kurtaran Diana Burnwood tüm çeteyi açığa çıkarıp, sırları paylaştıktan sonra, oradaki tüm ajanların gerçek kimliklerini açıklayıp kayıplara karışıyor. Bu durumdan sonra ise ortalık tamamen karışıyor ama ortalık baya bir karışsa bile zamanla kendini toparlıyor. Azcık salsılsa bile yapılan ihanetin cezası bellidir o da; ölüm. Cezayı kesme işlemi ise maalesef Ajan 47’e düşer. Diana Burnwood’un, Ajan 47’nin hayatında önemi büyüktür. Ajan 47’nin hayatını kurtaran Diana, bu sefer hayatını kurtardığı adam tarafından öldürülmek üzeredir ve iki tarafta zor durumdadır.
İlk görev eğitim tarzında başlıyor. Yani önceki oyunlarda eğitim görevleri ayrı bir şekilde olurdu; böyle boğ, söyle öldür, böyle sakla, böyle ateş et, böyle gizlen böyle böyle devam et gibilerinden olurdu. Bu sefer ise Diana’ya suikast düzenlerken yani ilk görevde bir yanda oyunu oynuyoruz, bir yanda ise oynanış hakkında ders alıyoruz. Etrafımızdaki bütün objeleri, cisimleri, eşyaları silah olarak kullanabildiğimiz gibi düşmanı bulunduğu bölgeden uzaklaştırıp dikkatini dağıtıp gizli bir şekilde hedefe doğru ilerleyebilmek için aynı şekilde etrafımızdaki cisimleri kullanarak belli başlı yerlere fırlatıyoruz. Oyunda genel olarak suikast düzenleyeceğimiz asıl kötü adamlar dışında öldürdüğümüz siviller ya da düşmanın adamlarını öldürmek gereksiz bir can kaybı olacağından dolayı tecrübe puanımızı da düşüren unsurlardan biri. Bu puanı yüksek tutmak çoğu oyuncuda hem takıntı olacak, hem de puana göre dünya sıralamasında yerinizi alacaksınız. Oyun genel olarak gerçekten çok zor. Normal de bile belli bir zaman sonra insanı çıldırtacak zorlukta oluyor. Genelde zorda oyunları bitiren biri olarak, ortalarda normale ve sonlara doğru bir an önce bitse de incelemeye geçsem diye kolaya aldım. Bu sefer ki Hitman’ı sakın Max Payne ile karıştırmaya kalkmayın, öldürmek o kadarca özgür değil. Yani bu sene içinde tarz olarak birbirine benzer türde olmalarına rağmen, Hitman: Absolution’da serbestlik ciddi derecede yok. Tabii isteğe göre gizliliğinizi bozup, gelen gideni öldürerek oyunu kısa zamanda bitirirsiniz ama puanlamayı çok düşük bir seviyede tutarak hatta eksilerde tutarak dünya sıralamalarında geride yerinizi alırsınız. Bu benim için bir anlam ifade etmiyor diyorsanız sorun yok o zaman.
Oyunun asıl zevki ve tadı tamamen gizliliğe dayanıyor. Zekanızı kullanarak, gerçek bir suikastçi nasıl iz bırakmadan gizli bir şekilde ilerliyor ise bu oyunda da aynı tarzda ilerlemek zorundasınız. Oyunda bir sürü değişik yöntem ve püf noktası var. Buna göre düşüncelerinize yoğunlaşarak ve zekanızı kullanarak iz bırakmadan, ortalığı karıştırmadan hayalet gibi bir şekilde görevleri tamamlamaya çalışın. Oyunun yapay zekasında ise korumalar ve saklanmakta olduğumuz insanlara karşı gözükmeden ilerlemek zorunda olduğumuz gibi fark edilmemek için arkalarında gizlice ve eğilerek geçmek fark edilme olasılığımızı tamamen düşürüyor. Yapay zeka konusunda ise düşmanlar belli bir düzen ve nokta içerisinde ilerlemekte ve o anlık tepkinize göre bu düzen değişebiliyor. Sessiz bir şekilde birini gizli bir anda öldürüp, onların kılığına girerek hedefe daha iyi yaklaşıp, korumalar arasında belli etmeden gizli kılığı açığa çıkaracak davranışlar yapmadan ilerlemek hem puansal olarak, hem suikastçimizin gizliliği açısından pozitif etken oluyor. Öldürdüğümüz insanların cesetlerini ise kimse bulmaksızın çöp konteynırına, kanalizasyon deliğine atarak ya da dolaplara saklayarak gizlemenizde fayda var. Aksi taktirde ceset bulundu mu düşmanlar sizi aramaya başlıyor ve sizin gizli kılığınızı tespit edip, sizi ortada kaldırmak için ellerinden geleni yapmaya başlıyorlar. Oyun genel olarak gizliliğe dayalı türde, belli başlı bir zaman sonra bu gizlilik gerçekten sıkıcı oluyor, bunaltıyor ve o an Ramboculuk moduna geçerek gelen gideni öldürmeye başlayıp, puanları düşülterek ilerlemek zorunda kalıyorsunuz. Yoksa oyun süresi uzadıkça uzuyor, restart yaptıkça yaptırası geliyor. Sırf o puanlarım düşmesin diye bir görevi en az yirmi kez tekrardan başlattığım oldu. Şimdiye kadar iki tane bölümde en yüksek puanda dünya şampiyonu oldum. Biri ARENA bölümüydü, diğeri ise ondan sonraki görevdi. İsmi aklımda değil şimdilik ama yine de geçmişlerdir beni kesinlikle.


Oyunda ister kendi halinizle, ister durum şartlarına göre bölgede bulduğunuz kıyafetler ya da öldürdüğünüz insanlardan aldığınız kıyafetler ile onlar gibi kalabalığa karışıp, iz bırakmadan ilerleme modunda oluyorsunuz. Bir sene önceki röportajımda belirttiğim bir durum vardı; Ajan 47’yi seslendiren ismin aynı isim olacağına dair. Bir ara ne olup bittiyse yeni bir seslendirme sanatçısı geleceği Hitman severlerin canını sıkmıştı. Ne olursa olsun, bu arkadaşın sesi Ajan 47 de olmalı. NASA bilgisayarları ile yapılan bir oyun olsa bile, hatta gelecek 20 yıl sonraki oyun teknolojisi ve güzelliği olsa bile ne olursa olsun bu ses ayrıcalığı olursa oyun gerçekten çekilmez bir hal alır, berbatlaşır. Yıllardır o adamın sesine alıştık, değişmesini istemeyiz. Müziklerde de güzellik olsa bile, diğer ses efektleri de Hitman serisine yakışır düzeyde. Mekanlar ise birbirini taklit etmeyen güzellikte ve genişlikte, hedefe ulaşabilmek için birden fazla sebep ve birden fazla deneyim için mükemmel bir şekilde yapılmış.
Mekanların olağanüstü genişliğine ve ayrıntısına göre saklanabilecek yerler bulmak mümkün. En sevdiğim görevlerden biri de azizelerin olduğu bölümdü. Mısır tarlarında ise binlerce korumalar ile onlara suikast düzenlerken, mısır tarlasında gizliden öldürdüğünüz adamları sürükleyip saklamanıza gerek kalmıyor o tarlada zaten saklanabiliyor cesetler. Düşmanların yaklaşık 1-2 metre gerisinde durmanız bile açığa çıkmanıza sebep olabilir. Oyundaki en güzel özellikten biri de içgüdü özelliği yani İngilizcesi ile instinct. Bu özellik en kolayda iken bitmiyor ve bitirmekte imkansıza yakın. Bu özelliği kullanarak 47 yüzünü gizliyor ve düşmanların önünde fark edilmeden geçiy, düşmanların ne yapacaklarını önceden görebiliyorsunuz. Tabii bunun kullanımı da diğer özelliklerin kullanımında olduğu gibi ilk görevde öğretiliyor. Sakın hemen şu görevi bitireyim de devam edeyim derdine düşmeyin ilk görevde. Gösterilenleri ve yapılması gerekenleri ona göre takip edip, aklınızda tutun ve öğrenin. Burada öğrenecekleriniz son göreve kadar size lazım olacak. Yani bunu sonradan bile fark edecek olursanız, yine ilk görevi açın ve baştan yapın derim. Bir diğer hoşuma giden özellik ise point shooting özelliği. Nasıl tanımlamam gerekirse; Red Dead Redemption ya da Call of Juarez: Bound in Blood’da gözüken birden fazla düşmanı işaretleyerek yapılan atış türü ve üstelik çok eğlenceli. Bu isteğe göre devreye girdiği kadar, içgüdünüz bitince de hemen devreye giriyor. Göstergedeki bar bitmeden hemen işaretleyip, suikasti başlatın. Eğer suikast yapmak istemiyorum diyorsanız, hemen space tuşu ile iptal edin ve ölmeden kaçıp kendinizi gizleyip kurtarın. Düşmanlar radarda üç şekilde gözüküyor, beyaz, sarı, turuncu ve kırmızı.
Bu özellikleri tek tek sıralayacak olursak, bilinen oyunlardaki özellikler gibi;
– Beyaz; Durum sakin,
– Sarı; Şüpheli,
– Turuncu; Aranma modu,
– Kırmızı ise göründünüz ve öldürüleceksiniz…
Aslında kırmızı hariç diğer görüntülerde hemen saklanacak bir yer bulun. Bunlar çöp kovası olabilir, dolap olabilir ya da eşiğe çıkıp yukardan bakmak olabilir. İnsanlar sarı ya da turuncuda ise beyaz olana kadar saklanın. Kırmızı da ise ya öldürün ya da kaçın kaçabilirseniz onlar normal haline dönecektir. Eğer başka bir kıyafette gizliliğiniz, sahte kıyafetiniz açığa çıkmış ise öldürdüğünüz başka düşmanın kıyafetini giyin ve devam edin ya da boşverin o bölümü tamamen bitirmeye çalışın. Düşmanlar alarm durumunda ise beyaz değillerse o bölümü bitiremiyorsunuz. Bu yüzden ya ortalığı sakinleştirmek durumunda olmalısınız ya da herkesi öldürmek zorundasınız. Yapımcıların oyun çıkmadan önce Hitman: Absolution’u %20’lik kesim bitirecek diye iddialı bir sözü vardı. Bende hadi oradan hardcore oyuncuyum içgüdü kullanmam ama bitiririm bu oyunu demiştim. İşin aslı içgüdü kullanmadan bitirmek gerçekten imkansız. Bir de odaklandığın başka işler sosyal hayat varsa, bir an önce oyunu bitirme derdindeysen üzgünüm ki hardcore oyunculuğunuz bu seferlik işe yaramıyor. Bir kere oyunu bitirdikten sonra ikinci defa başlarsanız bu durum değişebilir. İçgüdü kullanmadan bu oyunu bitirmek gerçekten imkansız. Yani defalarca oynayıp su gibi oyunu içtikten sonra milliyetçi olarak bitirebilirsiniz.
Oyunun Easter Egg’lerinden bir tanesi ve hoşuma giden en güzel yanı. Lynch atış poligonunda ve yanına yaklaştığımızda da yine yaramazlık peşinde olduğunu görüyoruz. Konuşmaları dikkatlice dinleyin, 3. oyuna dair ipuçları bulabilirsiniz…
Yazının başında da belirttiğim gibi oyunda tamamen serbestlik yok. Herşey gizliliğe dayandığı gibi, adam öldürmenin tamamen serbest olmayıp tecrübe puanınızı düşürdüğü gibi, düşmanlar alarm halindeyken abluka altında kaçmanız da imkansız. Böyle bir durumda ya haritanın diğer ucuna kaçıp, düşmanların radarda kırmızı haricinde bir renge dönmesini beklemek zorundasınız ya da hepsini tek tek temizleyip, gelen destek kuvveti de temizleyip ilerlemek zorundasınız. Gizlilik halinde çok iyi bir ilerleme kaydederken, yaptığınız ufak bir hata sonucu fark edilmeniz tecrübe puanınızdan -1000 puan alıyor sizden, işte o an sinirleriniz cidden yıpranıyor ya bir sürü küfür ediyorsunuz ya da oyuna tekrardan başlıyorsunuz. Tabii bu tecrübe puanına önem verenler için geçerli.
Kafasının arkasındaki barkodu kazıyan Ajan 47, bir bakımdan kendini öyle gizleyip, kendine yeni bir hayat elde edinme peşinde. İlk görevdeki eğitim bölümünü geçtikten sonra trailer’da gördüğümüz o meşhur Çin Mahallesi bölümüne geliyoruz. O bölümde yapacağımız suikastlere göre gizliliğimizi korurken, güvenlikler ve korumalar arasındaki hedefi yok etmek için o korumalardan birinin kılığına giremeden yapacağız kadar kolay olmuyor bazı işler. Sineye çekip, korumalardan birini o kalabalıkta yok edip, onun kılığına girer girmez, içgüdünüzü de kullanarak hedefi bir yere çekip yok ettikten sonra oradan ayrılabilirsiniz kolaylıkla. Aksi taktirde herkesi öldürerek Ramboculuk yapar eksilerdeki tecrübe puanı ile de o bölümü bitirebilirsiniz.



Resimlerde de gördüğünüz gibi hafiften sansürsüz öğeler mevcut ama bunlar bile oyunu pegi info’da +18 yapmaya yetiyor…
Oyunla ilgili son sözlerime gelmeden önce Contracts özelliğinden de kısaca bahsedeyim. Oyunun multiplayer özelliği yok ama oyunu bitirdikten sonra zaman harcayacağınız yer burası. Bu bölümde, siz ya da bir başkası istediğiniz bölümü istediğiniz karakterleri hedef göstererek tasarlayabiliyor, senaryolaştırabiliyorsunuz. Bunu da denedikçe keşfetmeye değer bir bölüm. Örneklerim spoilere girer, o yüzden bu kadarı yeter şimdilik. Grafik açısından da Hitman bekleneni verdi ve teknik detaylarda ise acele edilmiş olsa bile yapımcıların son ana kadar çalıştıklarını bizzat gözlemedim. Aslında ilk gün yaması da buna bir örnekti. Multiplayer özelliği yok diye bu oyuna para vermem diye düşünürseniz gerçekten bencillik yapmış olursunuz. Paranızın karşılığını veren bir oyun. Sadece MP oyuncusu iseniz Free2play türünde bir sürü harika oyun var onları tavsiye ederim ama son olarak ilk oyundan beri Hitman serisini bitiren biri olarak Blood Money gibi şimdiye kadarki gelmiş geçmiş en iyi Hitman oyunu. Bir sonraki Hitman umarım altı sene bekletmez…
[box type=”tick”]
Grafik: 97
Ses: 95
Oynanış: 96
Genel: 97
[/box]
Technopat olarak oyunu Türkçeleştiren 22 Studios’a ve ekibine ve bizlere Türkçe oyun sunmalarında katkıları bulunan Hakan Abrak, Ulaş Karademir ve Onur Karademir’e çok teşekkür ederiz.
Oyunda düzenlediğim birkaç suikaste örnek…




