Anasayfa Yazar Köşeleri Modern Zamanlar Akıllı TV Gerçekten Akıllı mı?

Akıllı TV Gerçekten Akıllı mı?

kırık-tv

Büyük firmaların itelemesiyle piyasaya bolca giren Akıllı TV konsepti gerçekte çoktan çuvalladı.

Aslında üreticiler de farkındalar, kullanıcılar da, ancak kimse açıkça söylemek istemiyor. Ama Akıllı TV denen cihazlar ölü doğdu. Neden? Çünkü kullanmaları zor. İnsanlar 40 inçlik bir televizyonu, bilgisayar ekranında olduğu gibi 40-50 santim mesafeden değil, odanın öbür tarafındaki rahat koltuklarından izliyorlar. Ve ellerinin altında tam donanımlı bir klavye-fare kombosu yerine, çok daha küçük ve kullanışsız bir uzaktan kumanda oluyor.

Televizyon için satılan klavye yok mu, var. Ama Akıllı TV denen meredin bir sorunu da bu zaten, bir sürü aksesuar var. Üç boyutlu ekran isterseniz fazladan gözlük masrafı çıkıyor. Kablosuz internet bağlantısı için USB adaptör masrafı çıkıyor. Klavye masrafı oluyor. Ama zaten bu televizyonların kendileri hiç ucuz değil ki! Belki bilgisayar kullanıcısı için donanıma para harcamak alışılmış bir durumdur, yenilir yutulur bir lokmadır. Ama televizyon asla öyle bir cihaz olmadı, özellikle de bütçesi kısıtlı genel kullanıcı kitlesi için. Sıradan vatandaş için televizyon, bir kere para verilip alınacak, akşamları yorgun kafayı boşaltıp biraz da gündemden haberdar olmak için karşısına geçilecek, muhtemelen de izlenirken uyuya kalınacak, on seneden evvel bozulursa da parası üreticiye haram edilecek bir cihazdır.

Oysa Akıllı TV denen meret tüketiciye çok daha fazla şey yapma imkanı sunuyor, yani kullanıcıdan ilgi bekliyor. Bir nevi evcil kedi gibi. Kağıt üzerinde harika bir fikir gibi görünse de, kullanımda değil. Neden? İki sebepten dolayı; birincisi insanların televizyondan beklentisi bu değil, kimse televizyonuyla devamlı iletişim içinde olmak istemiyor. Gün boyu bir sürü cihazla boğuşan insanlar, bir de televizyonla uğraşmak istemiyorlar. Sadece izlemek istiyorlar.

Ve işte ikinci sebep tam da buna bağlı olarak karşımıza çıkıyor; piyasadaki Akıllı TV’ler gerçekte pek akıllı değiller. Hatta şu satırları yazmak için kullandığım ortalama kapasitedeki dizüstü bilgisayarla kıyaslandığında, hayli aptal kaldıkları bile söylenebilir. Kullanıcı arayüzleri genellikle felaket bir tasarıma sahip. İnternet tarayıcıları kaplumbağa kadar yavaş. Ve bir de uygulamalar var tabii, firmaların akıllı telefonlara öykünerek hazırladıkları ki, zaten her kullandıkları cihazda program indirmek ve çalıştırmakla boğuşmaktan sıkılmış kullanıcılar için tam eziyet.

Hepsini bir kenara bırakalım, tüm bu yapı markadan markaya, hatta modelden modele değişiklik gösteriyor. Oysa bilgisayarlar, telefonlar, tabletler çoktan bu konuda belirli standartlara kavuştular ve insanlar da buna alıştılar. Peki ama bu televizyonları üreten firmalar, zaten bilgisayar ve telefon da üreten markalar değiller mi? Hiç mi tecrübeleri yok?

Sorun aslında bambaşka, firmalar Akıllı TV dedikleri meretten nasıl para kazanacaklarını daha çözebilmiş değiller. Bu yüzden işi tasarım yapmak olmayan bir sürü muhasebeci, pazarlamacı, halkla ilişkiler uzmanı tasarıma burunlarını sokuyorlar. Akıllı TV üzerinden donanım satışı dışında nasıl para kazanacaklarını bulmaya çalışıyorlar. Akıllarına sadece internet üzerinden yayınlar ve reklamlar geliyor. Sorun şu ki, yapılan son anketler, Akıllı TV satın alanların ancak %15 gibi küçük bir kısmının televizyonlarının internet ve benzeri özelliklerinden faydalandığını ortaya çıkardı.

Basitçe olan şu; insanlar akşam televizyon karşısında oturup kafa dinlendirirken, bir yandan da tüm gün boyunca bilgisayar ve telefonlarla yaptıklarını tekrar etmek istemiyorlar. En fazla bir kaç tuşa basıp, severek izleyecekleri yayınlar bulmak istiyorlar. Kaplumbağa hızıyla çalışan tarayıcılarla, tek tuşa bağlı sanal klavyelerle, hantal arabirimlerle boğuşmak istemiyorlar. Ve birinin bunu Akıllı TV üreten firmalara söylemesi gerekiyor. Tabii dinlerlerse!