Bugün Sony’den gelen bir bülten sonrasında biraz durup “bu firma ne yapmaya çalışıyor” dedim. Bunu dememe neden olan bültenin başlığı şu: “Yeni Sony Handycam® ürün serisi“. Bu başlık sizin için gayet normal olabilir. “Sony yeni ürünlerini tanıtıp kamera satmak istiyor” diyebilirsiniz. Fakat asıl soru şu: “Artık video kameralara ne kadar ihtiyacımız var?”
Video kamera satışlarının gün geçtikçe düştüğü ve üst seviye cep telefonlarının artık neredeyse tamamının Full HD video kaydı yapabildiği çağımızda Sony’nin hala bu pazara yatırım yapması gerçekten ilginç. Üstelik artık cep telefonlarında devasa boyutlu HD videoları depolamak için hafıza sorunu da kalmadı. En az 8, ortalama 16 GB ile gelen cihazların video kayıt kalitesi de gerçekten çok başarılı.
Kullanıcılar artık yanlarında birden çok elektronik cihaz taşımak ve bunları şarj etmekle uğraşmak istemiyorlar. Öte yandan cep telefonuyla çektiğiniz bir videoyu anında YouTube’a yükleyebiliyorsunuz, fakat video kamera buna izin vermiyor. Bir başka nokta da üst seviye fotoğraf makinelerinin, hatta giriş seviyesi makinelerin dahi 1080p video kaydı yapabilmesi. Üstelik bazı modeller aynı cep telefonları gibi videoları doğrudan YouTube’a yükleme imkanı sağlıyor.
YouTube veya diğer servislere bağlanabilen fotoğraf makineleri dahili kablosuz ağ desteği ile geliyor. Öte yandan Sony’nin bu işlev için bir kablosuz ağ adaptörünü mecbur kılması kabul edilemez. Aslında bu tam da Sony’e yakışır bir hareket. Firma yıllar boyunca insanları kendi teknolojilerini kullanmaya mecbur bıraktı. PSP aldınız, Memory Stick kullanacaksınız; MP3 çalar aldınız, MP3 desteklemiyor, dosyaları ATRAC biçimine çevireceksiniz; cep telefonu aldınız, 3.5mm çıkışı yok, Sony’nin kendi kulaklıklarını alacaksınız; PS3 aldınız, bir güncellemeyle Linux işletim sisteminiz silindi… Kısacası ne zaman bir Sony ürünü alırsanız o ürünü tam anlamıyla kullanabilmek için firmanın bir başka ürününü daha satın almak zorundasınız. Bu gerçekten sinir bozucu bir durum ve bu yüzden Sony bugün cep telefonu pazarında doğru düzgün bir pazar payına sahip değilken MP3 çalar piyasasında esamesi bile okunmuyor.
Anlaşılan Sony yaşanan bu olaylardan hiçbir ders almamış. Firmanın geleceği pek parlak gözükmezken parasını daralan pazarlarda harcaması mantıklı bir hareket değil. Benzer durum PS Vita için de geçerli. Tablet ve telefonlar inanılmaz bir görüntü kalitesi sunarken kimsenin PS VITA’ya ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. TV pazarında da yanlış politikalar izleyen firmanın bu departmanı komple kapatması muhtemel. Peki Sony bugüne kadar hiç mi bir şey başaramadı? Başardı. Blu-ray buna en güzel örnek ama sorun şu ki artık optik sürücü devri de bitiyor. İnternet hızlarının artmasıyla dijital içerik dağıtımı daha çok önem kazanıyor. Yani Sony’nin bu alandaki başarısı uzun vadede pek de işine yaramayacak. Sonuç olarak Sony’nin geleceğinin pek parlak olduğu söylenemez. Firmayı dikkatle izliyoruz.



Ben de dayanamamış, Ağustos ayında bu konuda bir köşe yazısı yazmıştım, sonrasında güzel bazı gelişmeler oldu neyse ki http://www.technopat.net/2012/08/06/ne-olacak-bu-sonynin-hali/