Anasayfa Makale İncelemeler Kingston SSDNow E100 200 GB İncelemesi

Kingston SSDNow E100 200 GB İncelemesi

Yazar

6 Mayıs 2013

Kingston’un sunucu sistemleri için ürettiği SSDNow E100 200 GB modelini inceliyoruz.

Kingston bu SSD ile en sonunda Enterprise pazarına giriş yapmış bulunuyor. Nedir “enterprise” diye soracak olursanız, şöyle cevap vereyim: diyelim ki hiç durmadan yıllarca çalışmak zorunda olan bir bilgisayara ihtiyacınız var, bunu web sitenizin sunucusu olarak kullanacaksınız. Bu bilgisayar yılın her dakikasında sorunsuz çalışmalı, veri toplama ve işlemede oluşabilecek hatalara karşı korumalı olmalı, voltaj ve ısı değişimlerinden kolay etkilenmemeli ve daha buna benzer pek çok özelliği olmalı. İşte böyle bir bilgisayar toplamak için “enterprise” sınıfı olarak bilinen donanımlar satın alıyorsunuz. Bu sınıf sıradan tüketiciye sunulandan çok daha ileri teknolojiye sahip ve bir o kadar da pahalı bir sınıf.

Haliyle sırf zevk için “enterprise” sınıfı bir bilgisayar toplamak pek akıl kârı değil, ama tabii paranız çoktur, canınız öyle ister, orası başka. Sonuçta bu sınıfın ana çıkış noktası “güvenilirlik” kavramıdır, zaten bu sınıftaki ürünlerin fiyatları kadar verilen garanti süreleri de bunu yansıtır. İşte Kingston tarafından piyasaya sürülen E100 serisi de bu sınıfa mensup, ancak daha ziyade giriş seviyesi fiyat aralığında olacak şekilde tasarlanmış. E100 serisinde üç farklı seçenek bulunuyor, bunlar 100 GB, 200 GB ve 400 GB kapasitelere sahipler. Bizim elimizdeki model 200 GB kapasiteli olanı ve bunu sizler için inceledik.

Tasarım

Kingston E100 modeli 2,5 inçlik kasa formatında üretilmiş, ancak tamamen metalden mamul olan kasası nedeniyle benzerlerinden biraz daha ağır. Tabii bu metal kasa ısı iletimi için gayet faydalı, kaldı ki kasanın içine girdiğimizde Kingston’ın kasayla bileşenlerin arasına ısı iletimi sağlayan özel yastıklar koyduğunu da görüyoruz. Çoğu SSD üreticisi buna pek dikkat etmez ama Kingston bu yastıkları sadece enterprise modellerine değil, son kullanıcıya yönelik modellerine de genellikle koyuyor.

Kingston E100 modelinde SandForce SF-2582 kontrol yongası kullanmış. Bir kontrol yongası gerçekte SSD’nin tüm kalbini oluşturuyor ve SandForce yongaları bu konudaki en yaygın kabul gören modeller. Veri depolamak için kullanılan NAND modülleri ise Toshiba üretimi olan MLC NAND modelleri. Nedir MLC NAND? MLC, Multi Level Cell yani Çok Kademeli Hücre anlamına geliyor. MLC (Çok Kademeli Hücre) denilen NAND hafıza bloklarının üretimi geleneksel SLC (Single Level Cell – Tek Kademeli Hücre) modellerinden daha zor ve pahalıdır, ancak yapı itibariyle çok daha güvenli yazma-okuma yapabilirler. Bu özellik onları enterprise sınıfı SSD’ler için vazgeçilmez kılıyor.

E100’ün tasarım özellikleri bununla da sınırlı kalmıyor, SSD’nin içinde bir sıra da katı-hal kapasitör mevcut. Bu kapasitörler devamlı olarak enerji depoluyorlar ve herhangi bir güç kesintisi durumunda depoladıkları enerjiyi kullanarak SSD’nin güvenle kapanmasına imkan tanıyorlar. Eskiden bu iş için tek bir süper-kapasitör kullanılırdı, ancak bunun yerine bir dizi katı-hal kapasitörü kullanmak, arıza olasılığını azalttığından gittikçe daha fazla tercih edilir bir tasarım kararı olmaya başladı. SSD bu yedek enerjiyi kullanarak yapmakta olduğu yazma işlemlerini tamamlıyor, böylece ani elektrik kesintilerinde veri kaybı ihtimali en aza indiriliyor. Ancak veri kaybını önlemek için alınan tek önlem bu değil, aynı zamanda SSD içinde bir miktar alan da acil veri yedekleme gibi işler için rezerve edilmiş. Gelen ve giden veriler bu sayede bir tür önbellekleme işleminden geçiyor, böylece hata ve kayıp ihtimali en aza indiriliyor. Tabii bu alan doğrudan kullanıcı müdahalesine kapalı olduğundan, toplam kullanılabilir alan miktarı biraz düşüyor. E100’ün 200 GB modelinde gerçekte kullanıcının doğrudan erişebileceği kullanılabilir alan miktarı 186 GB civarında kalıyor.

Tasarım konusunda Kingston’ın E100 modelini etkileyen çok önemli bir sorun var ki, şirketin kendisi de bu konuda kullanıcıları uyarıyor. Bu sorun, TRIM fonksiyonunun düzgün çalışmasını önlüyor ve Kingston bu problemi giderecek bir firmware güncellemesi üzerinde çalışıyor. Tabii bu yazı yayınlandığında sorun çözülmüş olabilir. TRIM fonksiyonu normalde SSD’lerde çok önemli bir işi yapar, artık depolanmasına ihtiyaç kalmayan verilerin bulunduğu NAND hücrelerinin düzgün biçimde silinerek yeniden kullanıma hazır hale gelmesine imkan tanır. Ancak E100 modelinde eğer SSD bilgisayara RAID olarak bağlanmazsa ya da HBA (Host Bus Adapter) üzerinden takılmazsa, TRIM fonksiyonu veri yazma hatalarına sebep olabiliyor. Bu yüzden de Kingston bu modelin SATA portundan tek başına boot diski olarak bağlanmasını önermiyor, çünkü sorun o zaman ortaya çıkıyor. Eğer bu şekilde kullanmanız gerekirse de TRIM fonksiyonunu işletim sistemi altından kapatmanız öneriliyor. Öte yandan bu SSD’yi fiyatı nedeniyle tek başına boot diski olarak kullanmak zaten pek mantıklı bir çözüm olmayacaktır.

Performans

Kingston E100 öncelikli olarak sunucular gibi devamlı devrede olacak ve ağırlıklı olarak dışarıdan gelen veri istemlerine cevap verecek sistemler için geliştirilmiş. Bunu da performansında rahatça görmek mümkün, Kingston bu sürücünün sıralı okumada 535 MB/s ve sıralı yazmada 500 MB/s hızlara çıkabileceğini iddia ediyor. Sıralı okumalarda 128 k dosyalarda gerçekten de bu süratleri görmek mümkün, ancak yazmada çıkılabilen sürat daha ziyade 250 MB/s civarında kalıyor. Ancak bu rakamlar formatlanmamış bir sürücü için geçerli, sürücü formatlandıktan sonra bu rakamlar daha da düşüyor. Burada SandForce kontrol yongasının çalışma prensibi de hayli etkili, bu yonga atık dosyaları temizleme işini, yazma işlemi esnasında yapıyor. Bu da yazma süratlerini hayli etkiliyor.

Genel olarak performans rakamları benzer SandForce tabanlı eMLC SSD’lerle benzerlik gösterse de, kullanımda E100 rakiplerinden biraz daha fazla performans gösteriyor. Devamlı 4K okuma/yazma işlemlerinde 59,000/72,000 IOPS (Saniyedeki Girdi/Çıktı Sayısı) vaat ediliyor, gerçek kullanımda erişilen süratler de bunlara hayli yakın sayılır. Bu rakamlar E100’ün tasarlandığı sunucu rolleri için gayet yeterli. Bazı noktalarda cihazın SATA arabirimine sahip olmasının getirdiği kısıtlamalar kendini gösterebiliyor, ancak genel olarak bu da çok büyük bir sıkıntı kaynağı değil.

E100’ün ömrü için verilen rakam, 200 GB modelde yaklaşık 876 TB civarında, yani NAND modülleri işlevini yitirmeye başlamadan önce tahminen bu kadar verinin yazılmış olma ihtimali var. SSD’lerde cihaz ömrü çalışma saatinden ziyade bu şekilde ölçülüyor. Burada verilen rakam çoğu son tüketici modeliyle kıyaslandığında şüphesiz hayli iyi, ancak benzer enterprise sınıfı rakiplerinin bazılarından biraz geride kalıyor. Performansa baktığımızda bunun sebebini görmek zor değil, Kingston bu modeli rakiplerinden biraz daha hızlı kılmak için, ömründen birazcık feragat etme yoluna gitmiş. Zaten verilen 3 yıl garanti de bunu ispatlıyor. Enterprise sınıfı cihazlarda genellikle 5 yıl garanti standarttır, bu durum SSD’ler için de genellikle böyledir. Kingston’ın E100 serisi için verdiği 3 yıl garanti ise genelin çok altında kalıyor.

Sonuç

Eğer her gün kullandığınız bilgisayar için bir SSD arıyorsanız, Kingston E100 serisi kesinlikle yanlış bir seçim olacaktır. Yurt dışında 700 USD civarında fiyatlarla satılan 200 GB modelin, ülkemizdeki fiyatı 1,000 USD civarında. Ancak kişisel kullanım için yanlış seçim olmasının tek sebebi fiyatı değil, aynı zamanda tasarımı ve performansı da bu tür bir kullanıma kesinlikle uygun değil. Öte yandan eğer 7/24 çalışan web ya da ofis sunucunuza takacak güçlü bir SSD arıyorsanız, o zaman Kingston E100 serisi çok iyi bir seçenek olabilir. Cihazın tek zayıf yanı rakiplerinden daha kısa bir garanti süresi sunması, ancak fiyatı da benzer enterprise sınıfı SSD’lerle kıyaslandığında hayli avantajlı kalıyor. Çoğu zaman bu tür SSD’lerden birden fazla alınıp takıldığını düşünürseniz, toplu bir alımda yapılacak olan tasarruf da hayli yüksek olacaktır.

Teknik Özellikler: