ASUS’un 2014 konsepti Intel ile birlikte geliştirildi. Ultrabook’lardan sonra en büyük yenilik olan yeni nesil bölünebilir notebooklar T300, TX201 ve T100 önümüzdeki döneme damgasını vuracak. Neden mi? İşte bölünebilir notebooklar ile birlikte hayatımızda değişenler…
2 in 1 Konsepti nasıl ve neden ortaya çıktı, neler getiriyor ve T300, TX201, T100 bölünebilir notebooklar neden bu kadar önemli? İşte bu makalemizde bunlara cevap vereceğiz. Önce bugüne ve bu aşamaya nasıl geldik kısaca bir bakalım.
2013 Aralık ayı iki önemli etkinliğe sahne oldu. Bunlardan ilki Intel’in düzenlediği Intel Teknoloji Konferansı 2013, ikincisi ASUS’un WeTransform lansmanı oldu. İlk etkilikte Intel bizleri ASUS lansmanına hazırladı diyebiliriz, Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın “2’si 1 Arada” tablet ve bilgisayarlara önem verdi. Intel, daha önce Ultrabook konseptini ortaya koyarak yine ASUS ile çalışmıştı ve geçtiğimiz yıllarda notebookların incelmesini, tasarımlarının gelişmesini yakından tecrübe ettik. Yeni nesil işlemciler, gelişmiş entegre grafik yetenekleri ve SSD’ler sayesinde dizüstü bilgisayarlar daha şık, daha güçlü ve daha taşınabilir hale geldi.
Bu esnada dünya çapında tablet bilgisayarlar tarihte eşine az rastlanan, çok hızlı bir büyüme trendine girdi. ASUS da dünyanın en büyük üçüncü tablet üreticisi olarak inanılmaz bir büyüme kaydetti. Masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar alanında zaten güçlü olan marka, alüminyum şıklığı, yenilenen tasarım anlayışı ile gelişti. Ancak esas devrim Transformer konsepti oldu. Klavye dock ünitesi eklenerek dizüstü bilgisayar gibi kullanılabilen güçlü tablet bilgisayarlar büyük ilgi gördü. Microsoft Windows işletim sistemi ve x86 mimarili işlemciler burada gelişme aşamasındayken ASUS, Google ile ortak çalışarak Nexus serisi tabletler ile dev bir gelişim kaydetti.
ASUS’un Gelişimi ve Ortaklıklarının Firmaya Kattıkları
Böylece ASUS Ultrabook, Transformer, All in One ve Nexus gibi ürünler ile mobil bilgisayarlar konusunda dev bir birikim ve başarı elde etti. Trendleri geriden takip eden değil, sektörün en güçlü teknoloji devleriyle birlikte çalışarak geliştiren şirket oldu. Özellikle Transformer konsepti bu noktada farklı firmalara da ilham kaynağı oldu. Ancak esas arayış Android’den daha köklü ve daha geniş kapsamlı yeteneklere sahip Windows işletim sisteminin dizüstü bilgisayarlardan tabletlere taşınmasıydı. Bu noktada ilk heves Windows RT oldu ancak maya tutmadı. ASUS, Windows 8’in ARM işlemcilerle çalışan Windows RT sürümünü gerekli uygulama desteği sağlanamadığı için terkederek zaten başarılı olan Android’e ağırlık verdi.
Yeni nesil, tablet ve dizüstü bilgisayarın gücünü, masaüstü uygulamaların esnekliğini bir araya getirmek ancak Intel’in yeni nesil işlemcilerinin gücüyle mümkün oldu. Microsoft’un da Windows RT’yi bırakıp Windows 8’e odaklanması işin yazılım yönünü hızlandırdı. Elbette bunlar işin teknolojik yönü, esas değişim kullanıcıların günlük hayatta iş ve eğlence, çalışma ve dinlence zamanlarında kolayca kullanmaya devam edebilecekleri cihazların gelişmesi oldu. ASUS’un WeTransform videosu da bunu anlatıyor:
Transformer Book T100
2 in 1 konsepti aslında ASUS’un daha önce ortaya koyduğu Transformer konseptiyle aynı ama arada çok büyük ve önemli iki fark var: Intel ve Windows. Makalenin başında bahsettiğimiz üç modelin de ortak noktası Intel’in yeni nesil işlemcilerini kullanmaları. 2 in 1’ın ne olduğunu aslında ASUS Transformer Book T100 incelememizde detaylı bir şekilde ele aldık. Zira 10.1 inç bir tablet ile, bir dizüstü bilgisayarın birleşimi olan T100, hem yüksek performans ile mobil Windows uygulamalarını, hem de standart masaüstü uygulamalarını çalıştırıyor.
Bir şirket ya da profesyonelin gözünden baktığımızda her yere taşınabilen, şarj ömrü çalışma saatlerini fazlasıyla aşan inanılmaz mobil bir ürün var. Üstüne üstlük Microsoft Windows 8.1 ve Microsoft Office paketi ile birlikte geliyor. Çalışma için yüksek performans sunmanın yanında 10.1 inçlik ekrana geniş bir çalışma alanı sığdırıyor. Fontlar, ekrandaki öğelerin görünümü, grafik kalitesi, boyutlandırılması harika yapılmış. Daha önce benzer boyutta ufak ekranlarda yaşanan sorunlar ve sıkıntılar büyük oranda tarih oluyor. Performans açısından da hiç beklemediğimiz kadar başarılı, akıcı birçalışma sunuyor. TPM yongası barındırıyor, kurumsal uzaktan yönetime açık ve hazır.
Oyuncular açısından da on milyonlarca insan tarafından oynanan Free2Play oyunları rahatlıkça çalıştırmasıyla giriş seviyesi dizüstü bilgisayarların performansını bir tablete taşıyor. Isınmıyor, stabil çalışıyor, Steam, Origin, Uplay kuruyorsunuz. WiFi bağlantı standartları ve çift bant gücü harika yani online oyunlara da uygun. Kablolu ya da kablosuz fare desteği var, HDMI ile televizyona bağlanabiliyor, depolama alanı yetmezse masaüstü PC’de kullandığınız harici diskleri T100’e de bağlayabiliyorsunuz. Kısacası bir dizüstü bilgisayarda yapabildiğiniz her şeyi yapabiliyor, üzerine tabletin rahatlığını da yaşıyorsunuz.
ASUS’un buradaki başarısının ardında Transformer serisi tabletlerdeki tecrübesi, dizüstü bilgisayarlardaki ustalığı ve elbette o tabletin içerisinde bütün bunları yapmaya imkan tanıyan yeni nesil Intel işlemcinin gücü yatıyor. Bu ürün takribi 950 TL’ye piyasaya sürülüyor ki bu inanılmaz özellikleri bir araya getiren, esnek ve işlevsel ürün için yine inanılmaz uygun bir fiyat.
Transformer Book Trio
Transformer Book Trio da türünün ilk örneği bir ürün olarak çok dikkat çekici. Sadece 2 in 1 değil, 3 in 1 yani üç ürün işlevini bir araya getiriyor. Dizüstü bilgisayar ve tableti birleştirmenin yanında masaüstü bilgisayar işlevi de sunuyor.
Bütün Transformer’larda olduğu gibi dock ünitesi ve tablet birbirinden ayrılabiliyor ancak diğer Transformerların aksine sadece tablet değil, dock ünitesi de ayrı bir bilgisayar olarak kullanılabiliyor. Tablet dock’tan ayrıldığında tek ihtiyaç bir ekran oluyor. Birleşik kullanımda Windows 8 ve Android arasında tek tuşla geçiş yapabilen ürün, hem Windows notebook, hem Android tablet kullananların iki işletim sistemindeki alışkanlıklarını tek üründe devam ettirmelerini sağlıyor.
Windows 8 Pro ve Intel Core i7 4500U işlemci Trio’nun esas gücünü sağlıyor. Masaüstü ve dizüstü formunda i7’nin gücü ile bütün Windows uygulamalarını üst düzey performans ile çalıştırmak mümkün oluyor. Yani Trio taşınabilirlik için güçten feragat etmiyor. Dizüstü desek de yapısı ve üretim kalitesi ile tam bir Ultrabook. 4GB 1600 MHz DDR3 RAM’e sahip ve 500 GB depolama alanı ile yeterli dosya, uygulama kurmaya ve barındırmaya imkan tanıyor. Dock ya da masaüstü-dizüstü PC ünitesi normal bir Ultrabook olarak da satılsa başarılı olacak özelliklere sahip. 1 Kilogram ağırlığıyla çok hafif.
Tabletin içerisinde yer alan Intel Z2560 1.6 GHz işlemci de Android 4.2 ile birlikte hızlı ve güçlü bir tablet deneyimi sunuyor. Burada önemli bir fark daha, Android tabletlerde 10 inç ekranları da ufak bulan ve daha büyük ekranda daha rahat çalışmak, oyun oynamak, film izlemek isteyen kullanıcılar için 11.6 inçlik Full HD 1920x1080p bir IPS ekran kullanılmış olması. 16GB EMMC hafıza ve 2GB RAM bulunan tablet kendi başına satılsa da başarılı olacak özelliklere sahip. 700 gram ağırlığıyla ortalama 550 gram olan 10 inç tabletlerden biraz daha ağır.
Peki neden bu iki cihaz bir araya getirildi? Transformer Book Trio ne alsa karar veremeyen kullanıcılar için varsayılan tercih olacak türde bir cihaz. İki kişinin aynı anda kullanabildiğini de düşünürsek tek cihazda her işi yapmak ve paylaşmak isteyen kullanıcılar için tek seçenek. Tarz, tasarım, performans, taşınabilirlik, depolama kapasitesi, geniş ekran, hafiflik ve uygulama desteği açısından inanılmaz bir ürün. TX201 kod adlı Trio’nun burada göze çarpan tek eksisi T100 gibi herkesin alıp kullanabileceği kadar uygun fiyatlı bir ürün olmaması. İncelemek için sabırsızlandığımız ürünlerden birisi olan Trio’ya yakın gelecekte derinlemesine tekrar bakacağız.
Transformer Book T300
T100 modeli dizüstü ve tableti bir araya getirir ve cep telefonu, tabletler için tasarlanmış yeni nesil Intel Z3740 işlemciyi kullanırken, T300 bir Ultrabook ve tableti bir araya getiriyor ve Intel i7 işlemci kullanıyor. T300’ün Intel’in Ultrabook’lar için ürettiği 4. nesil en yeni Core i5 ve i7 işlemcileri kullanan farklı versiyonlarının çıkacağını da burada belirtelim. Direkt Windows 8 işletim sistemi ve 256 GB’a varan kapasitelerde SSD ile geniş depolama imkanı sunan T300 modeli, 8 GB’a varan DDR3 1600 MHz bellek kullanıyor.
13.3 inç Full HD 1920×1080 piksellik 10 parmak dokunmatik, IPS panel bir ekrana sahip. 540 Gram tablet, 540 gram klavye dock ünitesi ile toplamda 1.080 gram ağırlığa sahip. 720p ön, 1080p ana kamera ile birlikte eksiksiz bir paket sunuyor. ASUS’un Intel ile birlikte başladığı Ultrabook konseptli tasarımın bu üründe gelişerek devam etmesi en büyük avantajlarından. Transformer Book T300’ün yanında yeni nesil Ultrabook’lar da sunan ASUS, 2014 yılında Ultrabook’larda trend olabilecek yeni bir konsepti ortaya koyarken kanıtlanmış ve kullanıcıları memnun etmiş notebook ürünlerini de bir kenara bırakmıyor.
Sonuç
Özetle T100’de uygun fiyatlı, tam Windows deneyimine sahip bir dizüstü tablet; TX201’de her şeyi yapabilen, tam anlamda dönüşebilen bir bilgisayar ve T300’de Ultrabook ile tabletin birleşimini sunuyor. Bu üç ürün de 2013 sonunda tanıtılarak 2014’te moda olacak yeni trendleri belirleyen ilklere imza atıyorlar. Her cihaz teknik özelliklerinin ötesinde ergonomi, taşınabilirlik, tasarım ve kullanım esnekliği sunuyor. Bu özellikler ürünlerin sahip olduğu teknik özelliklerin ve avantajların ötesinde kullanıcıların hayatına değer katacak avantajlar.
Tablet, dizüstü, Ultrabook ve masaüstü bilgisayar 2014’te Transformer konseptinin yeni nesil ürünleri ile çağ atlıyor. Diğer markaların da bu yıl bu konsepti takip ederek benzer ürünler tasarlaması ve 2 in 1 pazarının güçlenmesini bekliyoruz, ancak çoktan ASUS yeni nesil ürün tasarımında ilkleri gerçekleştirerek pozisyonunu daha da sağlamlaştırmış oldu.
