Baba Oğul: Call Of Duty Ghosts İncelemesi

Baba Oğul: Call of Duty Ghosts İncelemesinde baba Haluk ve oğul Orkun Sekendiz birlikte serinin son oyununu inceliyor!

Akıcı senaryosu ile insanı birden içine çeken Call of Duty Ghost, son zamanların en iyi FPS oyunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Sanki bizi “görevimiz tehlike” filmi izliyormuşcasına içine alan uçuk görevleri; heyecan, hüzün ve gerilimi barındıran hikayesiyle bu oyun serisinin en iyilerinden biri.

”Mermilere yada bıçaklara ihtiyaçları yoktur. Geldiklerini ve gittiklerini kimse görmez. Ellerini birer silah gibi kullanırlar. Karanlık bir gecede patlayan bombaların alevleri arasından gelen sis bulutu gibi, düşmanlarının üstlerine çökerler. Onları ”Hayaletler” olarak adlandırırlar.”

Hadi be kardeşim!

Oyunun ana hikayesi baba ve iki oğlu etrafında dönüyor. Elias adlı baba eski bir özel ajandır. Çocuklarıyla oturup onlara yaşadığı maceraları anlattığı sırada aniden deprem olur. Öncesinde bunun gerçek bir deprem olduğunu sanırlar. Lakin durum bundan çok daha fazla karışıktır. Amerikanın uzay üstünde bulunan ”ODİN” adlı silah teröristler tarafından ele geçirilmiş ve doğruca Amerikan ayeletlerine doğru ateşlenmiştir. ”ODİN” adlı bu silah yer kabuğunda çok büyük depremler oluşturur. Bu depremlerden sonra Amerikan toprakları tanınmayacak hale gelir. Bu terörist saldırısının arkasında ”Fedaration” adlı bir örgüt bulunmaktadır. Oyun boyunca bu örgüte karşı savaşacağız. Hal böyle olunca baba tekrar göreve çağrılmış onu yalnız bırakmak istemeyen çocukları da onun izinden gidiyorlar.

Biz bu ailedeki küçük kardeş olan Logan’la hikayeye dahil oluyoruz. Fakat ben kendisini maalesef tarif edemeyeceğim, çünkü oyun içerisinde oynadığımız karakterin ne sesini duyabiliyoruz, ne de yüzünü görebiliyoruz. Bunların dışında tank, helikopter gibi araçları kullanırken başka karakterlere geçiş yapmaktayız. Tabii aynı can sıkıcı durum, bu karakterler içinde geçerliliğini korumakta.

Tut oğlum!

Silah yelpazesi çok geniş tutulmasada zevkli bir oynayış bizi beklemekte. Çatışmalara bir kaç yenlik getirilmiş. Bunlardan biri ”Riley”. Riley zaman zaman kontrol ettiğimiz, zaman zaman ise saldırması için komut verdiğimiz eğitimli bir kurt köpeği. Bir diğer yenilik ise siper almamızı kolaylaştıracak olan koşarken kayma özelliği. Bu özellikte sıcak bir çatışma ortamında bir siper için koşarken eğilme tuşuna basıyoruz. Sonrasında ise karakterimiz hızlı bir şekilde siperin arkasına geçmiş oluyor.

Uzay desem?

Oyun bize muazzam bir alan ve mekan çeşitliliği sunuyor. Görsel ögeler ve manzaralar oldukça güzel. Buzlarla kaplı bir kutup bölgesinden tutun da, tropikal kuşaktaki ormana kadar uzayan bu çeşitlilik, sadece toprak üzerinde de kalmıyor. Patlayan bir uçağın içinden sağ kurtulmaya çalışırken, kendinizi birden gizli bir görev için su altı ekipmanlarını giymiş, köpek balıklarıyla birlikte yüzerken bulabiliyorsunuz. Hatta ve hatta gizli bir operasyon için kendinizi uzayın yer çekimsiz ve sessiz boşluğuna bırakabiliyorsunuz.

Sonuç

Sonuç olarak Call of Duty: Ghost akıcı hikayesi ve heycanlı görevleriyle kesinlikle oynanması gereken oyunlardan biri. Oynadığımız karakterin pasif oluşu ve takım arkadaşlarımızın bazen bizi yavaşlatması oyunun eksi taraflarından olsada, bize sunduğu görsel şölen ve araç kullanma çeşitliliğiyle bu oyun kesinlikle raflarda bulunması gereken oyunlardan biri.