Son zamanlarda ortaya çıkan DNS engellemelerine ve IP takip komplolarına bir açıklık getirmek gerekiyor.
Ülkemizin internet kullanıcısı son 1 aydır yasaklamalar ve engellemelerle boğuşuyor. 60’ının üzerindeki, tableti yarım yamalak kullanıp müzik dinlemeye çalışan babaannem bile “Ne olacak dinleyemeyecek miyim şimdi müzik?” diye soru soruyor bana. Yani 7’den 77’ye bir bilinçlendirme yapmak gerekiyor.
Dün itibariyle Twitter’a olan yasaklama kaldırıldı. YouTube yasağının kalkması için de mahkemeden karar çıktı. Sadece TİB’e ulaşması gerekiyor. Ancak bu noktada farklı bir komplo teorisi ile karşı karşıyayız. İnternetimiz gözetleniyor mu?
Daha öncesinde Google DNS, Level 3 ve OpenDNS bağlantı noktalarının engellendiği ortaya çıkmıştı. Türk İnternet Servis Sağlayıcıları, DNS ile bağlantının da önüne geçmeye çalışıyor. Şimdi yasaklı sitelerin açılmasıyla birlikte, servis sağlayıcılarının bizi takip ettiği iddia ediliyor.
Bugün hangi internet sağlayıcısından internete bağlanırsanız bağlanın, Türk Telekom’un omurgasından giriş yapmanız gerekiyor. Yani size zaten Türk Telekom tarafından bir IP adresi veriliyor. Bunun bulunması o kadar da zor değil. Ancak söylentiye göre kullanıcı Twitter’a girdiğinde, önce sağlayıcı tarafından araya kaynak yapılan bağlantıya yönlendiriliyor, sonrasında siteye ulaşıyor. Bunun sebebi ise IP tespitini hızla yapmak.
Çok basit bir yöntemle bunun olmadığını anlayabiliriz. Komut İstemi üzerinden tracert yazarak, Twitter, Facebook ve Google ana sayfalarına ilişkin bilgileri ortaya çıkardım. Aşağıda görselleri görebilirsiniz:
Facebook’a ulaşmak için önce Türk Telekom’un statik adresine yönlendiriliyoruz. Sonrasında ise sırasıyla serverlar arasında hop yapmaya başlıyoruz. Beyoğlu’ndan Gayrettepe’ye oradan Frankfurt’a ve ardından Paris’e geçiş yapıyoruz. Burası bizim ilk büyük sıçrama noktamız. Kendimizi Washington’da, yani Facebook’un ana serverlarının birinde buluyoruz. Bunlar oldukça kısa sürede gerçekleşiyor. Yaklaşık 8 ile 150 milisaniyelik bir bağlantı var.
Şimdi Twitter’a bakalım. Gene Facebook’a ulaştığımız gibi önce statik bağlantıdan giriş yapıyoruz. Beyoğlu, Gayrettepe derken, Twitter için verilen yönlendirme linkleriyle buluşuyoruz. Bu süreç yaklaşık 7 – 166 milisaniye arasında sürüyor.
Son olarak Google’a bağlanıyoruz. Yaklaşık 30 milisaniye içerisinde Google ana ekranına ulaşıyoruz. Peki bunlar ne demek?
Kullanıcı internete bağlandığında, servis sağlayıcısı tarafından ona bir IP verilir. Bu modeminize reset atmadığınız sürece değişmez. Siz bir siteye girmeye çalıştığınızda, size verilen IP adresinden başlayarak ulaşmanız gereken siteye sıçramalar gerçekleştirirsiniz. Yani araya kaynatılmış bir filtreleme yok. Elbette bizim kontrolümüz dışında filtrelemeler, keyword yakalayıcılar olabilir. Bunun benzerini Çin’de görüyoruz.
Facebook ve Twitter’a bağlanmamız, Google’dan uzun sürüyor. Neden mi? Çünkü internet demek Google demek. Google’ın dünyanın her yerinde serverları ve sıçrama noktaları var. Google’a girmek için Facebook ve Twitter’da olduğu gibi önce Avrupa’ya sonrasında Amerika’ya sıçrama yapmamıza gerek kalmıyor.
Technopat olarak etraftaki bilgi kirliliğine dikkat etmenizi öneriyoruz. İşin uzmanı olmayan kişiler tarafından hazırlanmış yazılarda, gerçeklik payı olmayabiliyor. Araştırdıktan sonra doğru kanıya ulaşabiliriz. Sorularınız için Technopat/Sosyal adresini de kullanabilirsiniz.
Görsel Kaynak: Shutterstock/Carlos Amarillo
