Mobil cihazlarda en büyük sorun batarya kapasitesi olmaya devam ederken, Apple’ın yaptığı son anlaşma yeni soru işaretleri ortaya çıkardı.
Günümüzde dizüstü bilgisayardan cep telefonlarına dek tüm mobil cihazların ortak sorunu, sahip oldukları batarya kapasitesinin acınası durumda olmasıdır. İşlem gücü olarak çoktan belirli bir kullanışlılık sınırını aşan mobil cihazlarımızın çalışma kapasiteleri çoğunlukla saatlerle ölçülebilen seviyelerde. Firmalar yeni batarya teknolojileri geliştiriyor olsalar da, donanımsal olarak pek fazla gelişme görmüyoruz.
İşte bu yüzden Apple’ın geçtiğimiz günlerde Intelligent Energy adlı bir teknoloji firmasıyla iş ortaklığına girişmesi, kafalarda yeni soru işaretleri doğurdu. Intelligent Energy özellikle yakıt hücreleri üzerine uzmanlaşan bir firma ve gerekirse cep telefonuna sığacak boyutlarda hücreler üretebilecekleri de biliniyor. Bu yüzden de piyasada Apple’ın yeni nesil mobil cihazlarında, batarya yerine yakıt hücresi kullanmayı düşünüp düşünmediği sorusu dolaşmaya başladı.
Tabii bu işbirliği yeni olsa da, mobil cihazlarda yakıt hücresi kullanma fikri aslında 2000’li yıllarına başına kadar gidiyor. Yakıt hücreleri teknolojisi yıllar içinde hayli gelişti, ancak asla son tüketicinin günlük hayatına girecek kadar yayılmadı. Bunun en önemli sebeplerinden biri de, yakıt hücrelerine güç sağlayan hidrojenin üretim ve dağıtım ağının kurulmamış olmasıdır. Bu yüzden de Apple’ın yakın zamanda yakıt hücreli bir iPhone ya da iPad çıkaracağına pek ihtimal verilmiyor. Apple’ın bu işbirliğini daha ziyade kendi enerji santrallerini geliştirmek için yaptığı tahmin ediliyor. Yükselen enerji masrafları bir süredir Google, Apple ve Facebook gibi firmaları kendi güneş enerjisi ve rüzgar santrallerini kurmaya itiyor.
