Anasayfa Teknoloji IBM Mikropları Ninja İle Vuracak!

IBM Mikropları Ninja İle Vuracak!

IBM mühendisleri, klasik tıbbın başa çıkmadığı mikropları vurmak için yeni ve özel bir silah geliştirdiler.

Evrim, gerçekten de son derece şaşırtıcı bir olgu. Büyük ve karmaşık organizmalarda en küçük evrimsel değişikliğin olması milyonlarca yıl gerektirebiliyor. Ancak organizma küçüldükçe ve basitleştikçe, evrimsel değişim için gereken süreç o ölçüde kısalıyor. Mesela insan bünyesinde ölümcül hastalığa sebep olan bir mikrop türü, modern tıbbın bize sağladığı ilaçlara karşı birkaç yıl içinde tamamen bağışıklık kazanabiliyor. Sonuç? Son elli yılda geliştirdiğimiz tüm ilaçları etkisiz kılan bir süper-mikrop!

Bu süper-mikroplar uzmanların en korkulu rüyası haline gelmiş bulunuyorlar. Bu türden bir mikrobun yol açacağı bir salgın hastalık, çok kısa süre içinde dünyadaki insanların yarısından fazlasını öldürebilir. Bir süper-mikrobun tam olarak ne zaman evrimleşeceğini ve ne tür ilaçlara bağışıklık göstereceğini önceden kestirmek imkansız. Bu da klasik yöntemlerle yeni ilaçları zamanında geliştirmeyi neredeyse imkansız kılıyor.

Polimerler ve Nanoteknoloji

İşte IBM’in Almaden laboratuvarında çalışan Jim Hedrick ve ekibi, mikropları klasik ilaçlar dışında yok etmenin yollarını arıyorlar. Bu mücadelede en büyük silahları ise polimerler. Polimerler, basitçe tanımlamak gerekirse, zincirleme olarak birbirine bağlanan makro-moleküler yapılardır. Mesela plastik polimerleri şu an kullandığınız hemen her türden ürünün imalatında kullanılıyorlar. Araba gövdelerinden ekmek kesme tahtalarına, cep telefonu gövdelerinden protez organlara kadar onları her yerde bulmanız mümkün.

Polimerlerin moleküler yapılarını istediğiniz herhangi bir özelliği kazandırmak için değiştirebilirsiniz. Onları çok güçlü ya da çok hafif yapılar kurmak için ayarlayabilirsiniz. Hasar aldığında kendini tamir edebilen ya da farklı ısı seviyelerinde değişik şekillere bürünen polimerler uzun zamandır hayal değiller.

Polimer Ninjalar

Hedrick ve ekibinin kullandığı polimerler ise, belirli bir frekanstaki elektrik yüküne sahip nesnelerin peşine takılabilme özelliğine sahipler. Nano-teknoloji harikası olan bu polimerler, insan vücudunda sessiz sedasız, tıpkı birer ninja gibi dolaşıyorlar. Önceden programlanmış oldukları elektrik sinyalini tespit ettiklerinde ise hızla ona doğru gidiyor ve sinyale sahip olan nesneye hızla çarpıp hasar veriyorlar. Bu ninja yıldızlarıyla mikropları vurabilmek için tüm yapmanız gereken, onları mikrobun taşıdığı elektrik yükünün frekansına ayarlamak!

Bu ninja polimerlerin yaptığı iş, bağışıklık sisteminin mikroplara karşı ürettiği antikorların yaptığıyla aynı. Ancak antikorların üretilebilmesi için bağışıklık sisteminin önce tehdidi algılaması ve tanımlaması gerekiyor. Bu da savunmada önemli bir boşluk yaratıyor. Oysa polimer ninjaların böyle bir sorunu yok, vücuda girdikleri andan itibaren tehdit kaynağını tanımlayıp yok etmeye başlıyorlar.

İşin en güzel tarafı, mikropların bu tür bir saldırıya karşı, antibiyotiklere karşı yaptıkları gibi bağışıklık geliştirmeleri mümkün değil. Bu polimer topları diğer kimyasal kökenli ilaçların aksine insan vücuduna hasar vererek yan etkiler ortaya koymuyorlar. Ömürleri dolunca parçalanarak vücuttan atılıyorlar. Hepsinden önemlisi de, herhangi bir şekilde hastaya tatbik edilebilir olmaları. Bu polimerlerin kullanıldığı bir sıvı sabunla hem eşyaları, hem de kendinizi içten dışa dezenfekte etmek mümkün olabilir. Çünkü klasik ilaçların aksine, bu polimerler avlamaya programlandıkları mikropları, nereye kaçarlarsa kaçsınlar avlamaya devam edebiliyorlar!

Jim Hedrick ve ekibi, bu nanoteknoloji harikası ninjaların şimdiden çalışmaya hazır olduklarını memnuniyetle bildiriyor. Önümüzdeki on yıl içinde bu teknolojiyle donanmış yeni nesil ilaçların ve tedavi yöntemlerinin kullanıma gireceğinden çok eminler. Bunda en önemli sebeplerden biri, geliştirdikleri teknolojinin halen süper-mikroplara karşı işe yaraması en muhtemel çözümlerden biri olması. Bu sayede insanlığı bekleyen olası bir felaketin önüne geçebileceklerini umuyorlar.