Popüler yarış oyunun araçlarının yaratılış sürecini, Ghost Games’in sanat yönetmeni anlatıyor.
Need for Speed markasının evrensel popülaritesi sağ olsun, Electronic Arts her iki senede bir önümüze bir NFS oyunu çıkarıyor. Serinin son oyunu, Need for Speed adıya konsollara çıktı ve 15 Mart tarihinde PC platformuna uğrayacak. PC oyuncuları yeni Need for Speed’in gelmesini bekleyedursun, biz oyunun geliştirme sürecine bir bakış atalım.
Bir yarış oyununun olmazsa olmaz elementleri vardır. Sürüş dinamikleri, çevre etkileşimi, yapay zeka ilk etapta aklımıza gelen bazıları. Ancak bütün bu önemli noktalar arasında, sayısal veriler ve satırlarca kodun yanı sıra bir miktar da sanat barındıranı şüphesiz araç tasarımlarıdır. Bu tasarımların oyun içinde nasıl can bulduğunu ise Ghost Games sanat yönetmeni Bryn Alban anlatıyor.
Araçların geliştirme sürecinin ilk adımına görüntü geliştirme ismi veriliyor. Bu adımda aracın görsel kısmına eklenecek özelliklerin prototipi çıkarılıyor. Bu prototiplere örnek olarak toz, kir, yüzey hasarı ve yağmur efektini gösterebiliriz. Ghost Games ekibi öyle titiz bir çalışma yürütüyor ki, her prototipin renk paletine ayrı bir önem gösteriliyor. Aşağıdaki görselde bu prototiplerin finaldeki halinin gerçek bir otomobil fotoğrafı ile karşılaştırmasını görebilirsiniz.
Elbette bu tasarımların oyunda gerçek zamanlı görüntülenmesinde Frostbite oyun motorunun inanılmaz katkısı var. Oyun motorunun Physically Based Rendering (PBR) özelliği sayesinde geliştiriciler foto-gerçekçi yüzeyler tasarlayabiliyor ve gerçekçi ışıklandırma oluşturabiliyor.
Tabii ki oyunun tasarımcıları bütün araçları sadece hayal güçlerini kullanarak modellemiyor. Araçları oyuna en gerçekçi şekilde aktarmak için geliştirici ekip, çeşitli araçları ve araç parçalarını gözlemledikleri tesisleri ziyaret ediyor. Özellikle araç modifikasyonunu açısından bu tip incelemeler, araç parçalarının en ince detayına kadar oyuna dahil edilmesine yardımcı oluyor.
Tasarım ekibi aynı zamanda otomobil üreticilerinden araçların CAD çizimlerini temin ederek, oyuna eklenecek modellerin gerçek hayattaki karşıtına birebir benzemesini sağlıyor. Her ne kadar bu yöntem ilk bakışta kolaya kaçmak gibi görünse de, işin içine modifikasyon girince asıl tasarım sorunlarının henüz aşılmadığını görüyoruz. Otomobil üreticilerinden elde edilen CAD çizimleri, aracın temel kasasını modellemeye yetiyor. Peki ya modifiye edilecek parçalar için hangi referanslar kullanılıyor?
3D tasarımcılar, oyuna aktarılacak parçanın referans fotoğraflarına ulaştığında iş modelleme yeteneklerine kalıyor. Tasarımcılar sahip oldukları modelleme yazılımları ile bu referansları birer 3D modele dönüştürüyor, araç modelinin kamera açısı ve lens detayına göre optimize ediyor. Bu sayede oyun esnasında araç animasyonları ile parça animasyonları birbiriyle uyumlu çalışıyor.
Araç yaratmada son aşama ise elde edilen 3D modeli oyuna dahil etmektir. Tasarımcılar fonksiyonel bir 3D model ürettikten sonra bu model, Frostbite’ın FrostEd editörüne ekleniyor. Burada her model temel parçalarına ayrılıyor ve bu parçalar adlandırılıyor. Bu sayede modelleri ekleyip çıkarmak daha kolay bir hal alıyor. Her standart araç modelinin 24 parça ve yaklaşık 50 kaplamadan oluştuğunu göz önüne aldığımızda, adlandırma kuralının önemini görüyoruz.
Araç modeli, oyun motoruna eklendikten sonra ilk kozmetik düzenlemeler üzerinde çalışmaya başlanıyor. Renklendirme, ışıklandırma gibi görsel özellikler bu aşamada modele uygulanıyor. Her kaplama ve her malzeme kendi gölgelendirmesine sahip. PBR motoru sayesinde materyallere uygulanan gerçek dünya değerleri oyuna doğrudan aktarılabiliyor.
Aracın görsel modellemesi tamamlandıktan sonra ilk test sürüşü yapılıyor. Oyun dinamikleri ve fizik motoru tam bu aşamada araçlara uygulanıyor ve çevre etkileşimi test ediliyor. Bir yandan aracın test süreci devam ederken, diğer yandan da modifiye sistemi üzerinde çalışmalara başlanıyor.
Modifiye edilecek parçaların modellemesi, hemen hemen ana araç modellemesi ile aynı aşamalardan geçiyor. Tabii öncelikle modifiye sistemi oyun dinamiklerine ekleniyor. Parça modellemeleri tamamlandıktan sonra ise geriye sadece modellerin uyumlu çalışmasını sağlamak kalıyor. Bu işlem de bittiğinde, elimizde modifiye edilebilen gerçekçi bir araç ve pürüzsüz bir animasyon kalıyor.
