ASUS ROG SWIFT serisinden PG27VQ modelini inceliyoruz. İlginç tasarımı, kavisli yapısı, 27 inç boyutu, 1440p çözünürlüğü ve 165Hz yenileme hızı yanında Nvidia G-Sync teknolojisine sunduğu destek ilk dikkatimizi çeken noktalar…

Yaklaşık 2 yıldır Asus PG279Q kullanıcısı olarak mükemmele yakın görüntüye sahip olduğumu ve bu monitörün daha nasıl geliştirilebileceğini düşünürken PG27VQ’yla tanıştım. Benim kullandığım model IPS teknolojisini kullanıyor ve bugün inceleyeceğimiz P27VQ ile hemen hemen aynı özelliklere sahip. Farklar bu monitörün TN panel kullanması, 1800R kavisli olması, ASUS Aura Sync RGB ve Nvidia 3D Vision desteği.

Kutu İçeriği

Monitörün kutu içeriğine baktığımızda güç adaptörü ve kablosu, display port,hdmi, usb 3.0 kablolarının, hızlı balangıç klavuzu, garanti belgesi, destek cd’si ve akrilik led ışığı kapakları görüyoruz.

Bu akrilik led ışığı kapaklarını monitörün altından yansıyan ışık ile çeşitli efektler elde etmek için kullanıyorsunuz. Kapaklardan ikisi ROG logosuyla geliyor. Kalan 3’üne siz istediğiniz yazı veya logoyu basabiliyorsunuz.

Panel

Monitörün özelliklerinden detaylıca bahsetmek gerekirse, bu az önce de belirttiğimiz gibi bir TN panel. Bu sayede 1ms gibi oldukça düşük griden griye tepki süresine sahip olabiliyor. Bu süre gerçekten etkileyici ve ghosting dediğimiz hareketli objelerin arkasında iz kalmasını asla bu monitörde göremeyeceğiniz anlamına geliyor.

Ancak her şeyin avantajları ve dezavantajları olduğu gibi TN panelin dezavantajı da görüntü bozulmadan elde eldebileceğiniz izleme açısı aralığının biraz daralması. IPS panelde bu aralık genelde 178 derecelerdeyken, söz konusu TN panelde yatay 170, dikey 160 derecelerde seyrediyor.

Ama inanın bir IPS panel ile arasında geceyle gündüz gibi fark yok, eğer monitöre fazla aşağıdan ve yukardan bakmıyorsanız renklerde ve kontrassta bir bozulma görmüyorsunuz.

2560×1440 çözünürlüklü bu monitör hız aşırtmayla birlikte ekran tazeleme oranını 144Hz’den 165’e çıkarabiliyor.

Bunun yanı sıra 60,85,100,120Hz gibi tazeleme oranlarını da desteklemekte.

Panel mat ve yansıma engelleyici bir kaplamaya sahip. Parlaklık oranı 400 nit, kontrast oranı 1000:1 ve piksel aralığı 0.233mm.

Kavis oranının da 1800R olduğundan bahsetmiştik. Ben şahsen QHD monitörlerde kavisin pek fanı değilim, WQHD’lere daha çok yakıştığını düşünüyorum.

Giriş çıkış

Monitör 1 adet HDMI 1.4, 1 adet DisplayPort 1.2 ile geliyor. Bunun yanı sıra 3.5m analog kulaklık jack’i ve 2 adet USB 3.0 portu barındırıyor. Monitöre entegre USB hub özelliği benim şahsen çok sevdiğim bir başka özellik. Harici hafıza kart okuyucu gibi parçaları buraya sık sık bağlayıp kullanıyorum.

Hareket

PG27VQ’ya 20 derece yukarı ve 5 derece aşağı eğim verebildiğimiz gibi 40 derece sağa ve sola çevirebiliyoruz.

ASUS monitörünü VESA bağlantısıyla duvara monte etmek isteyenleri de yanlız bırakmamış, 100x100mm VESA bağlantı desteği sunuyor.

Ek olarak 10cm’lik yükseklik ayarı da yapabilmekteyiz. Burada pivot desteğini de görebilmeyi isterdik.

Görünüm

Monitörün tamamına yakını Asus’un titanyum zırh adını verdiği koyu gri ve kahverengi karışımı bir renge sahip. Ayaklarda yer yer bazı noktalarda da plazma bakırı olarak anılan bakır renk kullanılmış.

Monitör ayaklarının ortasındaki delik kablo yönetimini kolaylaştırmak için iyi düşünülmüş.

Çerçevelere baktığımızda yan ve üst kısımların oldukça ince, alt çerçevenin kalınlığının da 2.2cm olduğunu görüyoruz.

Monitörün masaya temas eden 3 adet ayağı var. Bunlardan ikisi uzun biri kısa ve ayakların tam ortasında etkileyici ROG logosunun kırmızı bir led’den masa yüzeyimize ışıdığını görüyoruz.

Bu ışık fade in fade out gibi efektlere sahip değil ve rengi değiştirilemiyor. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi ışığın önünde bulunan saydam akrilik diskler bu logoyu meydana getirmek için kullanılan parçalar.

Dolayısıyla kutudan çıkan boş diskleri kullanarak bu logoyu özelleştirmeniz mümkün.

Monitörün arkasına baktığımızda Aura RGB destekli RGB aydınlatmayı görmekteyiz. Eğer ASUS Aura destekli anakartınız ve sistem bileşenleriniz yoksa üzülmenize gerek yok çünkü ASUS OSD menüsünden bu ışıkları ve efektleri değiştirmenize imkan tanıyor.

RGB aydınlatmanın hemen altında ise giriş çıkış portlarını kapatan plastik kapağı görüyoruz. Ancak bu kısmın biraz sıkışık olduğunu belirtmeliyiz. Zira büyük girişi olan DisplayPort kablosunu ucu ucuna sığdırabildik.

OSD Menüsü

Thumbstick sayesinde osd menüsünde gezinmek oldukça kolay. 

Ek olarak kısayol işlevi gören butonlar da eklenmiş ama. Butonların karışmasını mimimuma indirmek için butonlarda farklı dokular kullanıldığını dahi görüyoruz.

En alttaki buton monitörü açıp kapamaya yarıyor, hemen üstündeki Game Visual menüsünü açıyor. Buradan çeşitli kullanım senaryolarına ve oyun türlerine göre öntanımlı ayarları uygulayabiliyorsunuz. Bunlar arasında manzara, yarış, sinema, rts/rps, fps ve srgb modu var.

Hemen üstündeki buton ile GamePlus menüsüne erişiyoruz. Bu menü altında oyuncuların işine yarayacak bazı fonksiyonlar bulunuyor. Örneğin hedef artısı bunlardan birisi. Rust gibi bazı oyunlar hedef tahtasına sahip değil, bunun yerine oyuncuların silahın nişangahından faydalanarak hedef almalarını istiyor. Buna karşın işini şansı bırakmak istemeyen bazı hardcore oyuncular monitörü cetvelle ölçüp merkeze bir bant yapıştırıp kendilerine sanal crosshair yapabilmekteydi. ASUS bunu bir adım ileri götürerek monitörün tam merkezinde duran hedef tahtası yapmış. Buna ek olarak zamanlayıcı ve FPS sayacı da eklenmiş.

Uyku düşmanı mavi ışıkla mücadele etmeniz için çeşitli seviyelerde mavi ışık filtresi de OSD menüsü içinde bize sunulmuş.

IPS Glow

Monitörün ışık dağılımı nispeten homojen, kameranın pozlamasını 4 saniyeye ayarladığımızda altta ve üstte ışık yoğunluğunun biraz daha arttığını gözlemlesek de bu farkı çıplak gözle görmek mümkün değil.

Input LAG

Input Lag ya da Giriş gecikmesi oyunlarda çok önemli bir faktör. Testimizde en düşük 12, en yüksek 17.4ms ve ortalama 14.6 ms giriş gecikmesi değeri elde ettik. Bu elimizdeki en düşük giriş gecikmesi değeri olmasa da gayet iyi ve kabul edilebilir bir değer.