Anasayfa Oyun Hunt: Showdown Oynuyoruz!

Hunt: Showdown Oynuyoruz!

Monster Tulpar T7 V15.1 ile Hunt: Showdown oynuyoruz. Crytek tarafından geliştirilen oyunda hem canavar avı ve ödül peşinde hem de diğer avcılardan kaçarak ilerliyoruz…

2018 Oyunları içerisinde Crytek tarafından geliştirilen ve Şubat ayında erken erişime sunulan Hunt: Showdown dikkatimizi çekti. Korku, gerilim, av gibi anahtar noktalar, Western tarzı bir atmosfer, zombiler ve Multiplayer yapısı ile ilginç bir oyun.

Hunt: Showdown’ın en önemli özelliği başta yaratık avlayıp ödülü almaya çalışmamız, ancak ödülü aldıktan sonra diğer oyuncuların avı haline gelmemiz. Tabii ki oyunda o kadar hayatta kalabilirsek.

Steam üzerinden aldığımız oyunu incelemesini tamamladığımız oyuncu dizüstü bilgisayarına kurup oynadık. İyi seyirler dileriz…

00:01 – Oyunu oynadığımız sistem: Monster Tulpar T7 V15.1 İncelemesi
01:00 – Oyunun temel mantığını, görev öncesi ekranı anlatıyoruz.
03:45 – Eşleşme ekranı.
04:15 – Mermi kısıtlı.
04:45 – Oyun başladı.
05:00 – Oyunda birinci fare tuşu yakın saldırı, ikinci fare tuşu silah ile nişan alma. Birinci tuş, nişan aldığımızda ateş etmekte kullanılıyor.
06:20 – Haritada ilerliyoruz, bu esnada mavi ışıkları takip edebilir, haritadaki zombileri öldürüp bulursak cephane toplayabiliriz.
07:30 – Görevin başlangıcında olaylar nispeten sakin ilerliyor.
08:30 – Harita güncellendi, haritada bakacağımız kısım daraldı.
09:10 – Sunucu hali hazırda yüke tam hazır değil. Bizim sistem performansımız ise çok iyi.
10:45 – Investigate seçeneği yani araştırma ile haritayı daraltmaya devam ediyoruz.
11:30 – Oyun motoru, grafikler ve atmosfer sağlam.
12:15 – Oyunda yanmak mümkün.
13:00 – Çekiç, balta almak mümkün ama devamlı taşmak zor.
13:37 – Zombi öldüre öldüre ilerliyoruz.
14:40 – En dikkatli olmamız gereken yer.
15:24 – Bounty yani ödül alındığında alan kişi av konumunda düşüyor. Henüz ödülü bulamadık.
16:30 – Silah sesleri duyuluyor, ateş eden biz değiliz.
17:00 – Biri vurulursa diğer oyuncu onu tekrar kaldırabiliyor.
17:40 – Mermi bulduk.
19:15 – Boss yani bölüm sonu canavarı olan mekana geldik.
19:45 – Arkadaşımızı kaldırmaya çalışıyoruz.
20:10 – Yer değiştirdik, bölüm sonunda neler kazandığımıza bakıyoruz.
20:42 – Haftasonu ilk oyundan sonra Crytek sunucularına ikinci bir el için bağlanamadık. Hafta başında tekrar bilgisayar başına geçip şansımızı denedik ve bağlantı kurabildik.
21:10 – Hayatta kalmak daha önemli. Recep oynadı, sıra Ali’de.
21:45 – Bu kısımlar hep muhabbet. Sunucuya bağlanmak, beklemek cidden uzun sürüyor.
22:23 – Haritaya bakıyoruz.
23:15 – Oyun içerisinde konuşmak mümkün.
23:43 – Grafikleri yine beğendik. Ortam güzel ve yamalar devam ediyor zira oyun erken erişim modunda.
24:10 – Yakın dövüş hem sessiz, hem mermileri koruyor.
24:50 – Tüfek, Revolver ve diğer eski dönem Western silahları var.
25:30 – Kapıyı açabiliyor muyuz diye merak ederken…
27:00 – Maçta denk geldiğimiz dost oyuncu gerçekten ne yaptığını biliyor gibi. En azından öyle olduğunu umuyoruz.
28:00 – Pusu için en güzel yerler bataklıklar olabilir, suda yürürken çok yavaşlıyorsunuz.
29:00 – Diğer oyuncuyu övüyoruz. Adam iyi ya, yetkili bir hali var.
30:10 – Korkuttun! Nereden çıktın dediğiniz zombiler oluyor.
31:00 – Gizlenip duruyoruz. Zombilerle dans.
31:40 – Bir el ateş etmeden ne kadar gerilebilirsiniz? O kadar geriliyoruz.
34:30 – Bir şeyler yapıyoruz ama…
35:50 – Gerilim zirvede, uzakta atış sesleri var.
36:40 – Bataklık…
38:33 – Yine tehlikeli bir yerlerdeyiz…
40:00 – Kill Cam yok ne yazık ki. Görev sonunda neler aldık bakıyoruz.

Elbette Trailer’da gördüğümüz her şeyi yaşayamadık, ancak oyunun grafikleri sağlam:

Hunt: Showdown oynarken bol gerilim, hafif korku yaşadık. Henüz daha oyunda ustalaşmasak da bu yeni oyunda kurşun nereden gelecek derken, kenardan köşeden ilerlerken oldukça eğlendik.

Yeni nesil bir oyun olmuş. Henüz erken erişimde yani tam bitmemiş ama güçlü bir oyun bilgisayarı ile oynadığımız için sıkıntı yaşamadık. Crytek oyun sunucularını elden geçirdikçe daha da eğlenceli hale gelecek gibi görünüyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Hunt: Showdown’ı denediniz mi?