Anasayfa Mobil Samsung Galaxy S10+ İncelemesi

Samsung Galaxy S10+ İncelemesi

Samsung’un tersine kablosuz şarj ve ekran içi parmak izi okuyucu sunan Galaxy S10+ akıllı telefonunun kapsamlı incelemesi.

Samsung Galaxy S serisi telefonlar 10. nesil ile karşımızda. Cihaz, her nesilde olduğu gibi yeni nesil bir işlemci ile daha yüksek bir performans getiriyor. S9+ modeline göre tasarımı ve renkleri daha farklı.  Ancak en dikkat çekici yenilik, ekranın içerisinde yer alan ön kameraların konumu. S10+ ile ekran alanı daha da genişlerken telefonun parmak izi okuyucusu da ekranın içerisine alınmış.

Bunlara ek olarak S10+ içerisindeki kablosuz şarj teknolojisi de S9+’ta olmayan bir yenilik barındırıyor. Telefon, diğer kablosuz şarj edilebilen telefonları ve Samsung’un yeni aksesuarlarını kablosuz olarak şarj edebiliyor. Kablosuz geri şarj özelliğinin Samsung saatleri ve kablosuz kulaklıkları seyahatlerde daha kullanışlı hale getirdiğini söyleyebiliriz. Şarj padi taşımadan, yolda telefonumuzdan kulaklık şarj edebilmek esneklik açısından güzel bir yenilik.

Şarj demişken S10+’ın kutu içeriğine de bakalım:

  • Kullanma kıalvuzu
  • SIM kart yuvasını açmak için gerekli metal aparat
  • 15 Watt güç sunan adaptör (9.0V 1.67A / 5.0V 2.0A)
  • USB Tip-C’den Tip-A’ya dönüştürme adaptörü
  • USB-C kablo
  • AKG kulaklık

Ekran içerisindeki parmak izi okuyucuya bakarsak, son derece hızlı ve net bir şekilde çalışıyor. Ultrasonik okuyucu parmağı üç boyutlu olarak tarıyor. Konumu son derece iyi. Ultrasonik parmak izi okuyucu eliniz kirli ya da ıslak olsa da hızlı çalışıyor.

Galaxy S10+, kablosuz şarj destekleyen cihazları şarj edebiliyor.

Dahili Ekran Koruyucu

Samsung bu modelde telefona bir ekran koruyucu da dahil etmiş. Bunu sökmek ya da bırakmak size kalmış. Lakin söktüğünüz zaman parmak izi okuyucunun biraz daha iyi çalıştığını söyleyebiliriz. Burada belirtmemiz gereken önemli bir nokta da bütün plastik ekran koruyucular parmak izi okuyucunun işlevinde bir sorun yaratmıyor. Lakin temperli camdan üretilmiş bir ekran koruyucu alacaksanız bunun Samsung tarafından sertifikalandırılmış olduğundan emin olmanızda fayda var.

Koruma demişken S10+’ın ön yüzünde Gorilla Glass 6 kullanıldığını belirtelim. Arka kısmın korumasından ise bir önceki sürüm olan Gorilla Glass 5 sorumlu.

Yüz Tanıma: İris’e Elveda

Samsung, Note 9 modelinde sunduğu iris tarama teknolojisinden vazgeçmiş. Bunun yerine yüz tanıma teknolojisi kullanılıyor fakat bu da kamera tabanlı. İris tarama özellikle karanlıkta çok kullanışlıydı, şimdi ise ekran yüzünüze ışık yansıtarak kameralarıyla yüzünüzü tanımaya çalışıyor. Bu özellikle uçak ve otobüs yolculuklarında yanınızda uyuyanları rahatsız ediyor.

Şahsen Note 9’dan S10+’a geçmemek için ciddi bir sebep olarak görüyorum zira güvenlik benim için önemli. Ancak bu gelişme bize Note 10 çıktığında onda da benzer bir şekilde iris tarama olmayacağını gösteriyor. İris taramanın çıkartılmasının sebebi, ekran içerisinden yer götüren algılayıcı sayısını ve alanını azaltmak. Yeni telefonlarda bu ekran gövde oranı korunacaksa ya ekran altı algılayıcı ve kameralar geliştirilecek, ya da bazı ön algılayıcılar artık olmayacak.

Kullanıcılar her ne kadar yüz tanımanın hızlı çalışmasından memnun olsalar da bu teknoloji, Apple’ın ve Huawei’nin kullandığı lazerli yüz tanıma kadar güvenli değil. Üstelik varsayılan kurulumda telefon hızlı kilit açacak şekilde ayarlandığı için bu daha da büyük bir güvenlik riski oluşturuyor. Bizi tavsiyemiz yüz tanıma yerine parmak izi okuyucuyu kullanmanız.

Ayarlar > Biyometrik veriler ve güvenlik > Yüz tanıma > Daha hızlı tanıma ayarını devre dışı bırakın.

Burada eklememiz gereken bir nokta da yüz tanıma özelliğini kullanabilmek için telefona PIN veya desen gibi ekstra bir güvenlik tanımı daha yapmanız gerekiyor. Yüz tanıma yerine PIN ile açacağınız zamanda PIN’i girdikten sonra tekrar Tamam tuşuna basma zorunluluğu ise kullanım kolaylığına gölge düşürüyor.

Çentiksiz Tasarım

Ön kameraların konumuna baktığımızda bunların ekranın içerisine taşındığını görüyoruz. S10 ailesinde üst çerçeve de neredeyse kaybolmuş. Ön kamera ve sensörler ufacık bir alanda toplanmış. Super AMOLED panel, lazer ile kesilerek burada kameraların ekran içerisine alınması sağlanmış. Uygulama bildirimleri bu alanın soluna kaydırılmış. Google işbirliği ile bu tasarım esnekliği herhangi bir yazılım sorununa sebep olmadan başarılmış.

Çentik tasarımına benzese de oldukça farklı, zira üste doğru birleşmediği, arada bir parça ekran olduğu için kendisini algı illüzyonuyla biraz kamufle ediyor. Bu da ekranın tamamının kullanıldığı hissini veriyor. Bugüne kadar çentikli telefon üretmeyen firma, 10+ ile de bunu devam ettirmekte kararlı.

Samsung çentik kullanmamakta ısrarlı. Çözüm: ekranın ortasına delik açıp kameraları buraya konumlandırmak.

İlk Galaxy S modelinden bu yana değişmeyen anahtar nokta ekran kalitesi. S10+ bugüne kadar bir akıllı telefonda kullanılan en güzel ekrana sahip. Dinamik AMOLED olarak adlandırılan yeni panel sürümü canlı ve hiç olmadığı kadar parlak: 1200 nit’e otomatik parlaklıkta gerektiğinde ulaşabiliyor. Özellikle aşırı gün ışığı altında görülebilir bir ekran sizin için önemliyse S10+ doğru yolda. Zira bu ekran sadece daha parlak olmakla yetinmiyor, HDR10+ ile yüksek dinamik aralıklı videoları seyretmemizi sağlıyor. Multimedya tüketimi deneyimi harika.

Yazılım ve Sesli Asistan

Samsung son dönemde Google Android işletim sisteminin yeni tasarımına uyum sağladı, bu sayede işbirliği ile herhangi bir sorun yaşatmayan, olgun bir deneyim ile karşımıza çıkıyor. Yazılım kısmı ayrı bir dünya ve Samsung en gelişmiş ve özelleştirilmiş Android deneyimi sunan markalar arasında yer alıyor. Android’in son sürümü 9.0 ile gelen cihaz, yakın zamanda Google cihazlar için Beta sürümü çıkan Android Q’ya güncellenecek.

Yazılım arayüzü kullanışlı, arama işlevi hızlı ve menülerde dolaşmak kolay olsa da aradığınız şeyi yazıp bulmak çok daha kolay. Ekranın renginden görünümüne, arayüzdeki bilgilerden ince detaylara kadar özelleştirme seçenekleri engin.

S10+ ile yeni gelen bir özellik de dijital sağlık. Telefonu ne kadar kullandığınızı ölçen bu özellik ile kendinize uyarı için kotalar koyarak sosyal medya kullanımınızı bilinçli olarak azaltabilirsiniz.

Tek Elle Kullanım

S10 arayüzünde tek el kullanım da düşünülerek varsayılan ikon simgeleri büyük tutulmuş. Buna alışabilir ya da ufaltabilirsiniz. Ancak bu bir tek el telefonu değil. Güç açma ve kapatma tuşu telefonun sağ kısmında, aşırı derecede yukarıda yer alıyor.

Sol kısımda tek parça ses açma kapatma tuşu ve altında Bixby tuşu var. Bu tuş halen hatalı basmaya uygun bir konumda olsa da tek tıklama ve çift tıklama işlevleri ayrı ayrı ayarlanabiliyor. Bu sayede sesli asistan yerine en sık kullandığınız uygulamayı açmakta kullanabilirsiniz. Google’ın kendi sesli asistanının da Türkiye’de kullanıma girmesi, Bixby’nin yaygınlaşmasını oldukça zorlaştırıyor. Zira daha önce kullanıcılar telefon üreticilerinin kendi teknolojileri yerine işletim sistemini geliştiren Google’ın kendi Play Store mağazasını ve uygulamalarını kullanmayı tercih ettikleri gibi, en geniş ekosistem ve entegrasyona sahip Google asistanı tercih ediyor.

6.4″ ekrana sahip telefonu tek elle kullanmak biraz zor.

Tasarım ve Çoklu Kameralar

Tasarım anlamında arka kısmındaki renk oyunları dikkat çeken S10+, yeni S10 ve S10e modellerine göre çok daha büyük ve çok daha fazla sayıda kameraya sahip. Arka kısımda yatay bir bant şeklinde kameraları, flaşı ve odaklama yardımcılarını görmek mümkün. Bizim incelediğimiz modelin sedef desenleri bu arka kapaktaki koruma camının altında daha belirgin. Telefon elde tutulduğunda S7 modelleri kadar çok kayıp düşmeye yatkın değil, hafif ve dengeli duruyor.

Fotoğraf ya da video için hem dik hem yan tutarken dengesini ve rahatlığını koruyor. Kavisli kenarlarına karşın tutuşun sağlamlığı, ekran boyutuna karşın dengesi şaşırtıcı derecede iyi.

İstanbul’u izliyorum, HDR açık…

Özellikle kamera konusunda yeni geniş açılı lens sayesinde eğlenceli çekimler yapmak mümkün. Fotoğraf özellikleri kadar video özellikleri de gelişmiş olan telefon HDR fotoların ötesinde HDR video çekim özelliği ile geliyor. Piyasadaki en gelişmiş video özelliklerine sahip telefon konumunda.

Diğer lensleri S9+ ve Note 9’da gördüğümüz diyaframı değişebilir ana lens ve portreler için optik olarak yakınlaştırılmış bir telefoto lensten oluşuyor.

  • 12 MP, f/1.5-2.4, 26mm (wide), 1/2.55″, 1.4µm, Dual Pixel PDAF, OIS
  • 12 MP, f/2.4, 52mm (telephoto), 1/3.6″, 1.0µm, AF, OIS, 2x optik yakınlaştırma
  • 16 MP, f/2.2, 12mm (ultrawide), 1.0µm

Ön kısımda ise:

  • 10 MP, f/1.9, 26mm (wide), 1.22µm, Dual Pixel PDAF
  • 8 MP, f/2.2, 22mm (wide), 1.12µm, derinlik sensörü
S10 Plus’ın arkasında üç adet kamera mevcut.

S10+ 4K Video Yetenekleri

Ana kamera ile 4K 60 FPS video çekebilmek güzel. Üzerine 4K 30 FPS HDR10+ desteği de enfes bir yenilik. Gelişmiş Kayıt Seçenekleri altından açabileceğiniz bu mod ile video çekimlerinde aşırı parlak ve karanlık alanları bir arada alırken geniş dinamik aralık sayesinde detayları koruyabiliyorsunuz. Ayrıca HDR10+ destekli monitör ve televizyonlarda izleyebiliyorsunuz. Desteklenmeyen bir platformda paylaşmak için sonradan standart aralık dönüştürmesi de yapılabiliyor.

S10+, ön kamerası ile de 4K çekim yapabiliyor. Buradaki fark ise saniyede 60 kare yerine 30 kareye düşüyor olmamız. Note 9 ile ön kamerada en fazla 1440p’ye çıkabiliyorduk. 60 FPS çekim için de 1080p çözünürlüğe inmeniz gerekiyor.

Yine eskiden mevcut olan 10 dakika çekim kısıtlaması da 10+ ile emekliye ayrılmış. Bu da daha az ısınan 7nm işlemci ile mümkün olan bir gelişme.

Öte yandan 4K çekimlerde OIS devre dışı, yani stabil çekimler için FHD kullanmak gerekiyor.

Süper Dengeli Mod

Kamerada ek stabilizasyon özelliği olan Süper Dengeli, sadece 16:9 görüntü oranında açılıyor ve 1920×1080 video çekiminde kullanılabiliyor. Bu çekimde görüntü kalitesi düşüyor ve koşarak video çekmek isterseniz hızlı odak atlamaları görebiliyorsunuz. 16:9 modundayken Süper Dengeli çekim açıksa kamera değiştiremiyoruz, tam ekran çekim ve 1:1 oranlı video modundayken ise üç kamera arası geçiş yapabiliyoruz. Peki hangisini kullanıyor? Süper Dengeli modu açında geniş açı kamera kullanılıyor ancak kenarlardan bir miktar kesilerek açı daraltılıyor.

Kamerada bulunan Bixby Vision sayesinde kamerayı kullanarak pek çok bilgi edinmek mümkün. OCR ile metin dönüştürme yapma, yer işaretlerini okuyarak yer bulma, ürünleri algılama gibi gelişmiş özellikler şu an deneysel seviyede kullanışlı ve yararlı olabiliyor. Ancak her koşulda mükemmel bilgi sunamıyor. Google’ın kendi AR Haritalar deneyimi konum konusunda daha iyi, Makine Öğrenme alanında kim ilerideyse onun yazılım hizmetleri bu alanda önce oluyor. Denemenizde fayda var.

Pro Modu

Pro Mode gelişmiş ayarlar ile özel çekimler yapmayı mümkün kılıyor ancak otomatik mod çoğu kullanıcı için ziyadesiyle yeterli. Bir de canlı odak modunda farklı seçenekler mevcut, arkaplan bulanıklaştırmada seçeneklerin artması güzel. Hem ana hem de ön kamerada S10+’ın çoklu kameraları derinlik algılamada yazılım ile birlikte güzel sonuçlar veriyor.

S10 Artı, fotoğraf çekimi konusunda şimdiye dek en gelişmiş Samsung telefon.

Sonuç itibariyle S10+ şu an en gelişmiş video kameraya sahip akıllı cep telefonu. Ancak fotoğraflarda +1 fazla Exposure yani biraz fazla aydınlık var izlenimi devam ediyor. Bu ışık karanlık dengesinde geniş diyaframa ek olarak bir de önceki nesilde değişken diyaframı ekledikleri halde tam olarak meseleyi çözememeleri ilginç. Gelecek nesil ile birlikte burada bir değişiklik bekliyoruz. Samsung bu kamera işini çok büyük oranda doğru yapıyor ancak fotoğrafta şu an Apple’ın ve Huawei’nin kendi foto karakterleri de çok beğeniliyor. Bugün Mate 20 Pro modeli video kısmında 4K 60 FPS ve pek çok özelliği sunamasa da foto efektlerinde çok dengeli sonuçlar veriyor.

Hiçbir zaman eşit koşullarda rakip haline gelemese de yine Güney Koreli LG’nin de yıllar önce geniş açılı kamera işini çok iyi yapması, ancak 2019’a kadar Samsung’un bu konuya bu şekilde eğilmemesi de ayrı bir ilginçlik. Geniş açı lens ya da çekim modu turizm, emlak, geniş alan ve kalabalık çekimler için işlevsel bir özellik. GoPro gibi aksiyon kameralarının ne kadar sevildiği düşünülürse Samsung’un bu özelliği Telefoto yerine çok daha önce sunmasını beklerdim. Zira genellikle telefonla gidip portre çekimi için karşımdaki insana yaklaşmam sorun değil, ancak bir araçta kadrajımı genişletme ya da geriye götürme seçeneğim yok.

Gelecekte bu kadar kalabalık lens grupları yerine tek lenste çok daha geniş seçenekler bulmayı bekliyorum. Ancak bir süre daha Nokia gibi şirketlerin de üzerinde çalıştığı çoklu lens teknolojileri telefon pazarına hakim olacak gibi görünüyor.

Ön kameraları değerlendirdiğimizde bokeh yani arkaplanda bulanıklık etkisi verebilen, geniş açılı arkadaşlarımızı da kapsayabilen son derece yüksek kaliteli fotoğraflar çekebiliyoruz. Pek çok orta sınıf telefonun ana kamerasından daha kaliteli ön kameralar kullanılmış. Samsung’un yıllardır iyi yaptığı işlerden birisi kamera ve hem önde, hem arkada daha da iyi hale gelmiş.

S10+ Instagram Desteği

Galeri uygulamasına girdiğinizde altta artık Instagram paylaşımı tuşu göreceksiniz. Doğrudan Story ya da paylaşım yapabilmek çok pratik.

AR Emoji

Kimsenin kullanmadığı, bir gün geriye dönüp neden böyle gereksiz teknolojilere vakit harcamışız dedirtecek olan bu özellik biraz daha iyileştirilmiş ama kimin umurunda?

Apple yaptı biz de yapalım mantığıyla geliştirilen bir teknoloji.

Ses

S10+, sadece AKG kulaklık ile gelmiyor, cihazın hoparlörleri de AKG ortaklığı ile üretilmiş. Stereo hoparlörler Dolby Digital ve Dolby Digital Plus dahil olmak üzere Dolby Atmos teknolojisini destekliyor. Yaptığımız testlerde başarılı bir bas ses aldığımızı söyleyebiliriz.

Performans

S10+ hızlı ve akıcı çalışıyor. Herhangi bir hesaplı ya da orta seviye telefonu aynı anda dener, karşılaştırırsanız farkı çok net görebiliyorsunuz. Takılmayan, çökmeyen, tepkiselliğini kaybetmeyen bir telefon. Elbette aylar geçip uygulama sayısı artarken, güncellemeler ile bazı uygulamalar çökecek. Bu kaçınılmaz, ancak test esnasında kararlı çalışma açısından mükemmeldi.

İçerisinde Snapdragon ve Exynos işlemci bulunan sürümleri, daha çok RAM ve depolamaya sahip sürümleri var. Samsung kendi işlemcisini üreten ve bu işi iyi yapan bir firma. Kendi ekran panelini, kendi depolama alanını, RAM’ini ve çok daha fazlasını tasarlıyor, geliştiriyor ve nihai üründe bir araya getirebiliyor. Depolama kapasitesinin ötesinde performansı ve bu yarıiletken gücü Samsung’un telefonlarındaki akıcılığın, kullanıcı deneyiminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Yüksek boyutlu dosyaların kayıt edilmesi, sıkıştırılması ya da açılması, önbelleğe alınıp çağrılması da buradan payını alıyor. Bu bağlamda gerçekten üretken kullanıcılar yüksek kapasiteli modelleri alıp faydasını görebilir.

Samsung bazı ülkelerde Qualcomm Snapdragon 855, bazı ülkelerde ise kendi üretimi Exynos 9820 Octa işlemcili S10+ modeli satıyor. Peki hangisi daha iyi? İki işlemci de üreticilerin şu an sahip olduğu en güçlü modeller. Samsung özellikle tek çekirdek performansına odaklanmış durumda. İki adet 2.73 GHz Mongoose M4, 2 adet 2.31 GHz Cortex A75 ve 4 adet 1.95 GHz Cortex A55 işlemci çekirdeği ile 8 çekirdekli bir yapısı var.

Qualcomm Snapdragon 855’te ise bir adet 2.84 GHz, 3 adet 2.41 GHz, 4 adet 1.78 GHz Kryo 485 çekirdeği var. İşlemci performansları yakın olsa da Snapdragon sentetik testlerin bir kısmında az farkla önde. Esas fark GPU’da: Mali G76 MP12 de Andreno 640 da muazzam derecede güçlü grafik işlemciler, yani ekran kartları; ancak Adreno 640 daha güçlü. Samsung Exynos işlemcilerden memnun ve gelişimlerini takdir eden, hatta yer yer tercih eden bir kullanıcı da olsam GPU kısmında uluslar arası bir kullanıcı olsam Adreno’yu tercih ederdim.

WiFi ve LTE

Esas büyük yeniliklerden birisi WiFi 6 olarak da adlandırılan 802.11ax desteği, 11n standardı çok zayıf kalıyor ve AC olması gereken asgari hız/istikrar açısından günümüzün Router ihtiyacı. AX ise ileriye dönük kablosuz problemlerine çok daha genişmiş bir çözüm.

LTE kısmına bakınca şu an ülkemizde ve dünyada sunulan en hızlı mobil bağlantıyı sağlayabiliyoruz. Ancak 5G desteği altyapının da olmaması sebebiyle Galaxy S10 5G modeline kalmış durumda. Bu biraz insanı arada bırakıyor, keşke 5G de tam olarak desteklenseydi. Bu konuda özellikle ek bir haber yapacağız zira hangi frekanslar, hangi telefonda, hangi ülkenin altyapısında destekleniyor meselesi hem detaylı hem karışık hem de önemli. Şu an kullanıcı olarak hiçbir uyumsuzluk olmadan iyi bir deneyim elde etmek mümkün, ancak ileriye dönük olarak bazı değişimler de kapıda.

Sonuç değerlendirme

Eleştirilecek noktalar biraz kullanıcı tercihleri odaklı diyebiliriz. Ekran içerisi kameraları herkes sevecek diye bir kaide yok. Yeni nesil çoklu kamera dizilimlerinin tasarımını da yine her kullanıcı beğenmeyecektir. Tasarımda tekli kameraya özlem duyanlar da var. S10+ çok büyük bir telefon, ekran kasa oranı muhteşem olsa da bu telefon tek elle kullanım için değil. Özellikle güç tuşunu biraz daha yukarı taşısalar kasadan çıkartacaklarmış, neye göre verildiği belli olmayan bir karar. Bu yüzden test ederken güç tuşunu kullanmayı bırakıp ekranı çift tıklamayla etkinleştirmeye başladım.

Diğer eleştirilecek noktalar tabii ki kablosuz geri şarjın çok fazla enerji kaybına yol açması, kablolu her zaman en verimli şarj yöntemi. Kendisi kablolu ve kablosuz çok hızlı dolsa da, başka cihazları kablosuz şarj ederken verimlilik yüksek değil. Samsung Galaxy ailesinde bu özelliğin geldiği ilk nesil ürünler olduğu için anlaşılabilir bir durum.

128 GB, 512 GB ve 1 Terabyte depolama seçenekleri, 8 ya da 12 GB RAM ile teknik özellikler açısından yine çok güçlü özellikler ile karşımızda olsa da Türkiye’de 1 TB sürümü satışta göremiyoruz.

Yıllardır Samsung kullananların takdir edeceği, devam eden özellikler arasında ise doğal olarak 3.5mm kulaklık bağlantısı var. Bunun haricinde kasa kalitesi, ekran kenarlarındaki kavis, tasarım olgunluğu gibi diğer deneyim noktaları da olumlu.

3D Yüz Tanıma

S10+’ta göremediğimiz bir özellik de 3D yüz tanıma. Mevcut kamera tabanlı yüz tanıma sistemlerine göre daha güvenli olan bu sistem, yüzünüzün haritasını lazerle çıkartıyor. Bu sayede ekrana fotoğrafınızı gösteren bir kişi güvenliği aşıp verilerinize erişemiyor.

Özetle Samsung beklenen tasarım ve özellik yeniliklerini S10+ ile birlikte bizlere sundu. Serinin 10. nesil telefonunda gelen bu özellikleri beğendik. Kullanım deneyiminde işin donanım ve yazılım olgunluğundan da memnun kaldık.

Pratikte kendisini her an hissettiren nokta ise batarya. Samsung Galaxy Note 9’daki batarya deneyimini telefonun satışına etkisini gördü ve S10+’ta da batarya kapasitesini artırmanın ötesinde optimizasyonları geliştirdi. Bugün S10+ çok daha büyük ve parlak ekranı ile en çok güç tüketen S10 modeli olsa da, bu sayede pil ömrü ve kullanım süresi çok ama çok başarılı. Galaxy S10+ sancak gemisi akıllı telefon deneyimini yeniliklerle, performansla yaşatıyor.