Anasayfa İş Dijital Dünyada Birey Olmanın Diğer Adı: Kurum Olma

Dijital Dünyada Birey Olmanın Diğer Adı: Kurum Olma

Günümüzde ilerleyen teknolojiye bağlı olarak dijital bir çağda yaşıyoruz. Bu çağa ayak uydurmanın da elbette bazı kuralları var. Bu kuralları yerine getirenler ise tek başına kurumsallaşabilmiş olanlar.

Tarihler boyunca toplumların özelliklerini ekonomik etkenler belirledi. Göçebe hayat süren toplumlar yerleşik düzene geçmeleri ile birlikte, gelirlerini tarımsal faaliyetler ve ticaret üzerinden sağlamaya başladı. Bu durum Tarım Toplumu’nu ortaya çıkardı. Ardından sanayi devrimi ile gelir kaynağı değişti ve Sanayi Toplumu’na geçiş dönemi yaşandı.

Duck Face’i araştırmacılar önceden görmüştü

Bilgi Toplumu kavramı ise ilk kez 1900’lerden önce ortaya atıldı. Ancak 1962 yılında Kanadalı iletişimci Marshall Mc Luhan bu toplumun yaşayacağı dönemi ve şartlarını daha açık tanımlayan bir anlama işaret etti. Bilginin varlığı üzerine kurulan toplumun yaşayacağı dönem, Luhan tarafından İletişim Çağı olarak adlandırıldı.

Yaşadığımız dönem, koşullarına göre sanayi sonrası veya sanayi ötesi olarak da biliniyor. Bilgi ve enformasyonun bolca yer aldığı bir iletişim çağının içerisinde, öğrenme ve öğrenileni yayma savaşı veriyoruz.

Bu iletişim çağı beraberinde gelişmiş teknolojiler sunan aletler ve makineler getirdi. Bu aletleri kullanım oranımız ise had safhaya çıktı. Teknolojinin kullanımı ise sirkülasyon halinde bilgiyi alıp, tüketen ve atan bir toplum halini almamıza sebep oldu. Şöyle bir düşününce izlenen dizilerden tutun bu diziyi izleyeceğimiz sağlam özelliklere sahip bir monitör dahil olmak üzere, anlık doyum edinme çabasına girdik.

Bu durum şaşkınlık vermemeli çünkü 19 ve 20’inci yüzyılı kapsayan dönemde araştırmacıların vardığı ortak kanı tam da bugünkü durumu özetler nitelikte. Bülent Yılmaz, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi’nde yayımlanan “Bilgi Toplumu: Eleştirel Bir Yaklaşım” isimli yazısında şu ifadelere yer veriyor, “Son yıllarda, yaşadığımız ve büyük bir olasılıkla belirli bir süre daha yaşayacağımız öngörülen dönem post-kapitalist, post-modem, post-indüstriyel (sanayi sonrası/ötesi), teknotronik, büyük yönelimler, küresel köy, bilişim çağı ve benzeri kavramlarla adlandırılmaya çalışılmaktadır.”

Teknolojinin yeni şartı kurumsallaşma

Bu bağlamda devam eden teknolojik gelişmelere ise her birimiz elimizden geldiği kadar ayak uydurarak Bilgi Toplumu’nda -toplumda- yer edinmeye çalışıyoruz. Elbette bu toplumunda sınıfları mevcut ve burjuva sınıfının başını kişisel Instagram hesaplarını prestijli bir kuruma çevirebilenler çekiyor.

Popüler uygulamaların başında gelen Instagram, kişisel beğeni ve hedefleriniz doğrultusunda ünlenebileceğiniz bir platform konumunda. Ancak bahsettiğim şey gerçek hayatta faaliyet gösteren bir kurum/kuruluş adına açılmış hesaplar değil. Kişisel hesaplar da artık bir kurum. Kendi beğeni, ilgi alanı ve başarılarımıza göre dizayn ettiğimiz bir Instagram hesabı ediniyoruz, ardından hedeflediğimiz kitleyi kendimize çekmek adına reklamlar, paylaşımlar ile bir çeşit yayılma politikası uyguluyoruz. Asıl olay ise tam da burada başlıyor.

Instagram hesabını kalkındırmak

Hedef kitlenize ulaştıysanız artık toplumun bir kısmı sizin yaptıklarınızı merak ediyor, örnek alıyor ve takdir ediyor demektir. Buradan sonra ise sizden beklenen kitlenizi kaybetmemek ve kitlenizin size ilgisini kaybettirmemektir. Sizi takip eden insanların heyecanını sürekli diri tutmalı, hesabınızın performansının düşmesine engel olmalısınız.

Bunun için sosyal medya uzmanlarına ve menajerlerine ihtiyacınız var. Bunun için de ücretsiz sahip olduğunuz Instagram hesabının yanı sıra ekstra para vereceğiniz ve güvenebileceğiniz çalışanlara. Birçok ünlü isim dahil olmak üzere Influencer olarak bilinen meslek grupları da bahsettiğimiz burjuvazi içerisindeler.

Bu isimlerden biri olan Selin Ciğerci Ağustos ayında Okan Bayülgen’in sunduğu Uykusuzlar Kulübü programına konuk oldu. Burada kişisel Instagram hesabının kullanımı hakkında konuştu. Hesabı aktif kullanmanın, takipçi satın almadan edindiği kitlenin, doğal selfieler ve Instagram Story kısmında paylaştığı videoların önemini vurguladı.


Yanı sıra hesapların günlük ve haftalık istatistiklerinin kontrolü de büyük önem taşıyor. Günlük ve haftalık sonuçların analiz edilip, kriz anında iyi bir yönetim sağlanması gerekiyor.

Aslında bu tarz hesapların halkla ilişkiler ve pazarlama, reklam ve tanıtım gibi alanlara hükmederek bir ajans gibi işlemesi söz konusu gözüküyor. Bir kişisel hesaptan çok seslendiği insanlara göre gelişen, büyüyen ve ölçeklenen işletmelere sahip olunuyor. Bizler de ya bir işletmeye sahip biriyiz ya da merakla bir sonraki adımı takip eden hedef kitleden biri.