Anasayfa Video ASUS ROG Strix XG27UQ DSC Oyuncu Monitörü İncelemesi

ASUS ROG Strix XG27UQ DSC Oyuncu Monitörü İncelemesi

DSC yani Display Stream Compression teknolojisiyle gelen ASUS ROG Strix XG27UQ DSC oyuncu monitörünü inceliyoruz. DSC nedir, XG27UQ DSC ne özellikler sunuyor hepsini incelememizde öğrenebilirsiniz.

Oyuncu monitörleri pazarında çok güçlü bir konuma sahip olan ASUS, bunu yeni teknolojiler ve amiral gemisi monitör modelleriyle devam ettiriyor. ROG yani Republic of Gamers, ASUS’un oyuncular için üst düzey ürünlerini bir araya getiren alt markası. Daha önce incelediğimiz üst seviye ROG monitörlerde pek çok teknolojik yeniliği gördük.

 

XG27UQ DSC modeli de Display Stream Compression ile kendi kategorisinde bir ilk. DSC teknolojisi ilk olarak 43 inçlik XG43UQ modelinde duyurulmuştu. Peki nedir DSC? Türkçesi “Görüntü Akış Sıkıştırması” olan DSC, DisplayPort 1.4 bağlantısı üzerinden daha fazla veri aktarmaya imkan sağlayan bir teknoloji. DSC sayesinde Chroma Subsampling’e gerek kalmıyor.

Chroma Subsampling, bağlantı hızının yetmediği yerlerde insan gözünün kolay yanıltılabildiği renk verisini kırpmaktır. Görüntü sıkıştırılırken 4:4:4 yerine 4:4:2 ya da 4:4:0 gibi farklı değerlerde renk verisi azaltılır. Bu en çok gökyüzü görüntülerinde, renk değişen yerlerde bant oluşumuyla anlaşılır. Bununla sınırlı değil elbette ancak nispeten herkes tarafından rahat görülebilen bir örnek olduğu için veriyoruz. İnsan gözü renk verisinden çok parlaklık verisine karşı hassas olduğu için, bant sınırlıysa öncelik parlaklık farkında oluyor.

DSC Gerekli Mi?

XG27UQ DSC oyuncu monitörünün teknik özelliklerine baktığımızda DSC’nin neden gerektiğini daha iyi anlayabiliriz. 4K çözünürlükteki (3840×2160 piksel) ekran, 144 Hz hızda çalışıyor. VESA’dan DisplayHDR 400 sertifikası var, DCI-P3 renk gamutunu %90 kapsıyor ve Adaptive Sync destekliyor.

Genellikle incelediğimiz 1080p ya da 1440p/144 Hz ve üstü monitörlere göre, 4K/144 Hz’te bilgisayarla monitör arasında akan veri miktarı çok yüksek. Bu da yüksek renk kalitesi ve HDR bilgisi de sunmak istediğinizde DSC’yi gerekli kılıyor. Elbette DSC olmadan da aktarımın yolları var, örneğin çift bağlantı kullanmak. Ancak daha basit yöntem dururken bu yola gitmeye gerek yok. Şu an tek bir DisplayPort 1.4 bağlantısından maksimum kalite ve hızı, DSC desteğiyle alabiliyoruz.

Hangi Ekran Kartı?

Bu modelde kullanılan 27 inç ekran boyutu şu an piyasadaki en çok tercih edilen boyut denebilir, ancak 4K çözünürlük en popüler çözünürlük değil. Zira 144 Hz/4K oyun oynayabilmek için günümüzün en güçlü işlemcilerini ve ekran kartlarını kullanmak gerekiyor. Online mücadeleci oyunların çoğu yüksek sistem gereksinimlerine sahip olmadığı için RTX 2060 seviyesinde bile yüksek FPS elde edebilirsiniz. Ancak iş AAA dediğimiz zorlayıcı grafiklere sahip büyük yapımlara gelince RTX 2080Ti ve RTX 2080 Super modellerine yönelmeniz gerekiyor.

ASUS, 4K/144 Hz ve DSC için Nvidia GeForce RTX 20 serisi ya da AMD Radeon RX 5700 ve üstü GPU gerektiğini özellikle sitesinde belirtiyor. Bu noktada AMD mi yoksa Nvidia mı seçilmeli derseniz, bu monitör hem AMD FreeSync, hem Nvidia G-Sync ile kullanılabiliyor.

Oyun performansına gelecek olursak, tek başına 144 Hz yetmiyor. 1 Ms MPRT tepki süresi sunuluyor, bu da Ghosting yani hareket bulanıklığını azaltıyor. Genellikle hızlı IPS’lerin 4 Ms GTG değeri oluyor. Bu da Ghosting konusunda aşırı hassas olan kullanıcılar hariç herkes için tatmin edici bir değer. Elbette oyunların kendi sanal hareket bulanıklığı efektleri olabilir, oyundan oyuna etkiler değişebilir. Bunu zaten oynadığı oyunların grafik ayarlarını kurcalayanlar da görmüştür.

Renk Gamutu, Kontrast, Parlaklık ve Deneyim

Hızdan sonra renklere ve görüntü kalitesine baktığımızda, DCI-P3 %90 renk gamutu ile çok zengin bir renk sunuyor. Fabrika çıkışı renk kalibrasyonunu eskiden sadece profesyonel modellerde sağlayan ASUS, artık bu özelliği ROG serisindeki bazı oyuncu monitörlerinde de sunuyor. XG27UQ monitör de bunlardan biri.

Deneyim açısından baktığımızda özellikle kontrast, siyahların yoğunluğu ve netliği açısından çok başarılı. Yüksek çözünürlük 27 inç bir ekranda yüksek kontrast sağlandığında zaten keskinlik çok yüksek oluyor. HDR konusuna gelirsek, HDR 400 destekli olduğu için parlaklığı son derece iyi, hem SDR modunda, hem HDR modunda rahatlıkla kullanılabilir. Ancak HDR teknolojisi sadece destekleyen oyunlarda iyi sonuç veriyor. Çoğunlukla içerikler halen SDR ve bu modda kullanıyoruz. Bir güzel nokta sinema ve oyun HDR modlarının ayrılmış olması. Bu sayede memnun kalmadığınız modu değiştirebiliyorsunuz. Ancak bu sadece teoride geçerli, pratikte bu monitörde iki ayrı HDR modu arasında bariz bir fark görmedik.

Standart statik kontrastı 1000:1 görünmesine karşın, pratikte algıladığımız etki oldukça başarılı. HDR modunda daha gelişmiş bir karşıtlık var. Delta E renk sapması 2’nin altında olan monitörün, renk sıcaklığı varsayılan olarak 6500K civarında. Bunlar tasarıma da uygun özellikler, ancak panelin her noktası eşit değil. Bu yüzden de bu monitör profesyonel değil, oyuncu segmentinde yer alıyor. Ayrıca neredeyse bütün IPS panellerde olduğu gibi, bu modelde de karanlıkta IPS bulutlanması görebilirsiniz.

Biz X-Rite DisplayPro 1 ile renkleri ve parlaklığı test ettiğimizde, renk gamutu ve doğruluğu verilerinin ASUS’un paylaştıklarıyla neredeyse aynı olduğunu gördük. Aslında parlaklık DisplayHDR 400’ün üzerinde, yani sertifikasından daha iyi ancak 600’ün de altında kalmış. Parlaklık manuel ayar ile maksimum 500 nit değerine ulaşabiliyor, 400 beklerken 500 bulmak oldukça memnun edici. Hem renkli, hem canlı karakterde bir monitör istiyorsanız tercih etmelisiniz. Daha eski nesil monitörler bir yana, üst seviye modellere göre bile fark hissediliyor.

Farklı görüntü modlarında renk ağırlıkları değişiyor. Kalibrasyon kontrolüyle eşitleyip parlaklığı 400 nite aldığımızda gayet güzel sonuçlar elde ettik. Kullanıcıların herhangi bir ayar yapmadan, sadece zevklerine uygun değişiklikler yaparak kullanması için uygun.

Diğer Ayarlar ve Özellikler

Shadow Boost da sıkça karşımıza çıkan bir ayar. Oyunlardaki parlak noktaları aşırı parlak hale getirmeden, fazla karanlık alanları daha fazla aydınlatıyor. Artık bu özelliği hemen her üst düzey oyuncu monitöründe görüyoruz. Ancak nadir durumlar haricinde açtığımızı söyleyemeyiz.

ASUS Extreme Low Motion Blur Technology, yani aşırı düşük hareket bulanıklığı teknolojisi de bu modelde var. ELMB özellikle hareketli oyunlarda oyuncuların istediği önemli özellikler arasında yer alıyor. ELMB maksimum parlaklığı azaltsa da ciddi bir etki sağlamayı başarıyor. G-Sync ve ELMB menüden aynı anda açılabiliyor.

ASUS DisplayWidget Software ise monitör ayarlarını Windows altından yapmanızı sağlayan yararlı bir uygulama. Bütün monitör bağlantılarını, USB dahil yaptığınızda, monitör üzerindeki ufak joystick olmadan da ayar yapabiliyorsunuz. Yarış, strateji, FPS, kullanıcı ayarlı mod, sinema, sRGB ve MOBA gibi farklı ön tanımlı ayarlar var.

Ayrıca GamePlus ile ekrana nişangah çizebilmek gibi nişangahsız oyunlarda kullanabileceğiniz ek özellikler de yine sunuluyor.

Ofis modunda kullanım için ise farklı seviyelerde düşük mavi ışık açabiliyorsunuz. Sertifikalı Flicker-Free yani titreşimsiz, PWM’siz olduğu için de parlaklığı kıstığınızda baş ağrıtan bir etki olmuyor.

Bağlantılar, Stand ve Tasarım

Arka bağlantılara baktığımızda 3.5 mm kulaklık, 2 adet HDMI 2.0, iki adet DisplayPort 1.4, USB 3.0 Type-B girişi ve iki adet Type-A çıkışı yani HUB olduğunu görüyoruz. Ayrıca kasa üzerinde OSD kontrol joystick ve kısayol tuşları sağ arka tarafa başarıyla konumlandırılmış. Arkada Kensington kilidi ve altta güç LED’i de var.

Ergonomik açıdan da monitörün hayli başarılı olduğu söylenebilir, sağa-sola 40, öne 20, arkaya 5, yatayda 90 derece pivot modu var. Yukarı aşağı yüksekliği de 120 mm ayarlanabiliyor.

Tasarımda ROG çizgileri hayli belirgin. ASUS’un oyuncu monitörü pazarından pay almasını sağlayan, teknoloji kadar tasarım da oldu diyebiliriz. Gunmetal yani silah metali rengi gerçekten ton olarak çok güzel. Helix standın sarmal tasarımı yıllardır etkileyiciliğini koruyor. Tabii ilk gördüğümüz gün olduğu kadar şaşırtmıyor, ama halen bu tasarımın keyif verici olduğunu söyleyebiliriz.

Bu modeldeki dev RGB aydınlatmalı ROG logosu, diğer ASUS ürünleriyle eş aydınlatma sunmak üzere Aura Sync üzerinden kontrol edilebiliyor. Bu arada Armoury Crate ile uygulamaların güncellendiğini ve paketlendiğini hatırlatalım. Ancak biz denediğimiz sırada monitörü Armoury Crate altında göremedik. Bunun da güncellenmesi gerekiyor.

Masaüstünden OSD kontrolü için ASUS DisplayWidget indirip kullandık. Artısı gecikmesi çok düşük şekilde ayarları uygulayabilmesi. Bu uygulamayı portrait.com sitesinden ve ASUS’un destek sayfasından indirebilirsiniz.

ASUS DisplayWidget bağlantısı 

Ancak çalışması için monitörün sürücüsünü de kurmanız gerekiyor.

ASUS_XG27UQ_WHQL_Driver bağlantısı

Arka ışıklandırma haricinde en şık kısım standın masaya yaptığı projeksiyon. Burada kullanılacak iki farklı ROG logosu kutudan çıkıyor. Boş olan parçaya ise kendiniz folyo kestirip yapıştırabilir ve mesela takım logonuzu koyabilirsiniz.

Stand hayli sağlam ve kaliteli, kendimiz oynatmazsak hiç kımıldamıyor, sallanmıyor. Çerçevesiz bir tasarımı yok, orta kalınlıkta ama şık bir çerçevesi var, bu da ışık sızması olmasını engelliyor.

Sonuç Değerlendirmesi

Genel olarak baktığımızda XG27UQ modelinin, PG27UQ modelinin aksine FALD kullanmadığını görüyoruz. Full Array Local Dimming yani tam arka aydınlatma kontrolü olduğunda siyahlar daha da derin ve OLED’e daha yakın bir etki veriyor. Ancak bazı FALD’lerde piksellerin ışık haresi olabiliyor ya da görüş açıları değişebiliyor.

HDR1000 olmadığı için HDR 400 ile teoride maksimum parlaklık 400 nit’te kalıyor, 1000 nit seviyesine çıkmıyor. Bu modelde fazladan 500 nit elde etmemiz elbette güzel oldu. Çoğu HDR400 monitörün parlaklığı standart 350 nite fazla yakın olduğu için HDR konusuna çok önem verenler HDR1000 istiyor. Ancak HDR1000 monitörlerin maliyeti gerçekten çok yüksek. Bu yüzden HDR400 ile aldığımız 8 Bit + 2 Bit FRC ile 10 bit ve temel parlaklık değerleri, standart monitörlere göre gayet iyi konumda.

IPS panel kullanılması sayesinde hem renk zenginliği, hem görüş açısı açısından başarılı bir monitör tasarlanmış. ASUS, daha önce incelediğimiz PG27UQ modeline kıyasla daha erişilebilir, ancak 4K/144 Hz ve yüksek teknoloji ürünü bir monitör ortaya çıkarmış. 4K/144 Hz ile IPS’i bir arada almak ve uzun süre değiştirmemek isteyenler için oldukça güzel bir model. 9000 TL civarı bir fiyata satışa sunuldu, ülkemizdeki vergilere rağmen bu fiyat yurt dışına oldukça yakın. Elmalar ve armutlar karşılaştırması yaparsak yeni nesil amiral gemisi cep telefonlarından daha ucuz, görüntü kalitesi ise benzer fiyatlı televizyonlardan daha iyi bir donanım bu. Üstelik en üst seviye 4K/144 Hz ile fiyatı karşılaştırdığımızda üst segmentin fiyat/performans incisi olmaya aday. Ancak elbette insanların aklına fiyat/performans denildiğinde hesaplı ürünler geliyor ki, bu monitör o kategoride değil.

En çok beğendiğimiz nokta ise Input Lag testinde gördüğümüz değerler oldu. 2 ms minimum, 9 ms ortalama giriş gecikmesi değeri var. 1 ms MPRT değeri ise piksel renk değiştirmesinin ölçümü. Hepsi ms cinsinden verildiği için bazı izleyiciler karıştırabiliyor, ancak ikisi alakasız konular. Input Lag’ı  tepki süresi ile karıştırmayın, bu IL değeri özel bir cihaz ile ölçülüyor ve monitörün komut tepkiselliğini anlamamızı sağlıyor. Bu monitör de oyuncular için çok yüksek bir tepkisellik sağlıyor.

Artılar: Input Lag değeri mükemmel, turnuvaya uygun, yüksek görüntü keskinliği, yüksek parlaklık, renk kalitesi, ergonomik stand, yeni teknolojiler, tasarım ve malzeme kalitesi.
Eksiler: Yüksek HDR seviyesine sahip değil, geniş renk gamutuna karşın Panel Uniformity profesyonel modeller kadar iyi değil.