Good Job iş hayatını, daha doğrusu ofis çalışanlarının yaşadıklarını absürt bir şekilde canlandıran bir yapım.
Ofis hayatını konu alan video oyunları genellikle kara mizah unsurlarıyla ve depresif yapılarıyla dikkat çeker. Söz konusu Nintendo Switch için yayınlanan Good Job olduğunda da durum değişmiyor. Oyundaki her şey sizin iş tanımımızda yazan görevleri yerine getirmemeniz için elinden geleni yapıyor. Aklınıza gelen en basit bir iş bile Good Job’ın ilginç fizik motoru ve oyunun mizahı yapısı yüzünden karmaşık hale geliyor.
Bu tarzda oyunlara alışkınsanız bile Good Job durduğu noktada kendini benzer yapımlardan ayırıyor. Amacınız işleri en iyi şekilde yapıp, kariyerinizde ilerlemek gibi görünse de, aslında bunu çoğu kez başaramıyorsunuz. Aslında oyun da sizden başarılı olmanızı beklemiyor. Ofisi bir oyun alanı haline getiriyor ve genellikle eğlenceye daha fazla vakit ayırıyorsunuz. Oyunun sizden beklentileri net olmadığı için de her soruna birbirinden yaratıcı çözümler bulabiliyorsunuz.
Good Job her katmanında size verilen görevleri yapmanızı isteyen bir bulmaca oyunu. Her kat şirketin CEO’su olma yolunda giden bir basamak ve neyi nasıl yapacağınızı çözmeye çalışmak oyunun en ilgi çekici yanı. İlk katlar doğal olarak yerleri silmek, doğru paketleri doğru masalara koymak gibi basit bulmacalar içerirken, şirkette ilerledikçe çok katmanlı ve zorlu bulmacalarla karşılaşıyorsunuz. Good Job’ın sizi her durumda baltalamaya ve önünüzü kesmeye çalışan oyun mekanikleri ise ilerleyen bölümlerde en kolay işleri bile zorlu hale getiriyor.
Oyunda bulunan her nesne ile fiziksel etkileşimde bulunabiliyorsunuz. Yani burada yapacağınız minik bir hata zincirleme bir yıkıma sebep olabilir, siz de kariyerinizin devrilen ekipmanlarla beraber yok oluşunu izlemek zorunda kalabilirsiniz. Üstelik harita – daha doğrusu ofis bölümleri – sizi zor durumda bırakmak üzerine tasarlandığı için en küçük bir taşıma işi bile faciaya dönüşebiliyor. Sizin bu noktada doğru yöntemi bulmak için kendi çözümünüzü geliştirip, uygulamanız gerekiyor. Elbette bun burada ne kadar söylersem söyleyeyim, siz ne kadar dikkat ederseniz edin, sonuç genellikle kaos oluyor. Ama kaos Good Job’da sizin en büyük yardımcınız. Kaosu kullanarak oyun saatlerinizi ve görevlerinizi çok daha eğlenceli hale getirebiliyorsunuz.
Burada kaosu gerçekten de hiç hafife almamanız gerekiyor. Good Job sizden bir işi başarmanızı istiyor, nasıl yaptığınız oyunun umurunda değil. Kablolar ve ofis sandalyelerini kullanarak sapan yapabilirsiniz. Bu sapanla da kendinize yeni yollar açabilir, duvarları delip geçebilirsiniz. Çalışanların işe odaklanmasını sağlamak için televizyonları ve ekranları yok edebilir, böylece işe dönmeye zorlayabilirsiniz.
Özetle oyunda gördüğünüz her nesne, her ofis eşyası amaçlarınız uğruna bambaşka işlevler kazanabilir. Bu işlevler oyunun sınırsız fizik motoru sayesinde her oyun seansınızda farklı şeyler göreceğiniz anlamına da geliyor. Böylece Good Job uzun oyun saatleri sonunda bile sizi tekrara düşürmüyor. Üstelik siz katlar arasında ilerledikçe ve bölüm atladıkça ofis eşyaları da sürekli değişiyor. Yani bir iki bölüm önce yol açmak için bulduğunuz çözüm, artık geçerli olmuyor. Siz de yeni bir yol keşfetmek için her şeye yeniden başlıyorsunuz. Bölüm tasarımları da çok yaratıcı olduğundan, ne kadar oynarsanız o kadar eğleniyorsunuz.
Yine de oyunda görevlerin net olması bazı bulmacaların gereksiz zorlaşmasına sebep olabiliyor. Oyun tarzı ofis eşyalarını bambaşka işlevlerde kullanmak olan bir yapımda, keskin amaçlar bazı görevlerin gereksiz ölçüde karmaşıklaşmasına neden oluyor. Oyunda müthiş eğlenirken, bir anda zeminde boya pikselleri aramaya başlıyorsunuz. Çünkü temizlik size göre bitse de, Good Job zeminde tek bir boya lekesinin bile kalmamasını istiyor. İşte böyle durumlarda oyunun verdiği özgürlük ve eğlence belli oranda azalıyor.
Sonuç olarak, eksileri olsa bile Good Job son dönemin en güzel gizli cevherlerinden biri. Eğer Nintendo Switch sahibiyseniz kaçırmamanız gereken oyunlardan biri olmuş.
