Yaklaşık bir buçuk yıldır düzenli olarak TES: Online oynuyorum. Bethesda ve Zenimax geçen yıllarla beraber oyunu gerçekten de farklı bir noktaya ulaştırabildi. Genellikle devasa online oyunlarda yıllar geçtikçe popülerlik düşerken, söz konusu TES: Online olduğunda tam tersi geçerli.
Peki, bu işin sırrı neydi? Öncelikle oyunun ödeme sistemi kesinlikle cezbedici. Ayrıca aylık üyelik alarak DLC’lere otomatik olarak erişebiliyorsunuz. Diğer taraftan oyun içerisinde o kadar çok etkinlik, o kadar çok yeni içerik oluyor ki, her zaman yapacak bir şeyler bulabiliyorsunuz.
İşte bu eklentilerden biri de henüz piyasaya sürülen Stonethorn DLC paketi. Oyuna yepyeni bir zindan ekleyen bu eklenti, ESO Plus üyeleri için otomatik olarak açılırken, eğer ESO Plus kullanmıyorsanız satın almanız gereken bir içerik.
Eğer ESO dünyasından uzaksanız bir zindanın çok da büyük bir içerik olmadığını düşünebilirsiniz ama aslında durum öyle değil. Oyunun açılışında aktif olan zindanlar genellikle herkese göre bir içerik sunarken, DLC zindanları daha çok oyun sonunu görmek isteyen tecrübelilere hitap ediyor. Gerek zorluk, gerekse bulmacalar tarafında iletişimin şart olduğu etkinliklerden bahsediyoruz. Ayrıca oyun sonu için gereken birçok yeni ekipman da bu DLC zindanlarından düşüyor.
Şu an aktif ek paket olarak geçen Greymoor, ESO evrenini vampir klanları ve yeni düşmanlarla tanıştırmıştı. Ağustos ayının sonlarında piyasaya sürülen Stonethorn DLC’si de, oyuncuları bu kültün daha derinlerine, Castle Thorn ve Stone Garden’a götürüyor.
Gizli bir laboratuvar olan Stone Garden, oyuncuları ilginç bir deneyime davet ediyor. Ayrıca lore takip etmeyi sevenler için ikinci çağın önemli karakterlerinden biri olan Arkasis ile de tanışıyoruz.
Deli Simyacı Arkasis, Batı Skyrim’in derinliklerine indiğinde, burada yepyeni bir keşif yapar. Yer altında bulunan Blackreach’e bağlı bir bölgede, Dwemer’lerin inşa ettiği Stone Garden’ı keşfeder. Burada tüm Tamriel’den izole bir biçimde kendi yaratık ordusunu oluşturmaya çalışır.
Zindan’ın özel yanıysa Arkasis’in silahlarını ona karşı kullanma ihtimaliniz. Zindan içerisinde pek çok noktada simya masaları görebiliyoruz. Bu simya masalarıyla etkileşime girdiğinizde, Simya yetenek puanınıza bağlı olarak özel güçlendirmeler alabiliyorsunuz. Çünkü zindan içerisinde pek çok kez Behemoth’lara dönüşüyoruz. İşte bu iksirleri kullanarak dönüşüm sonrası atak ve savunma puanlarımızı yükseltebiliyoruz.
Stone Garden diğer DLC zindanlarına oranla çok daha az bulmaca içeriyor ve genel olarak Frostvault gibi zindanlardan daha kolay. Ama yine Frostvault gibi karakterimizi farklı bir formda kontrol edebilir, ilginç güçlendirmeler alabiliriz. İşte bu yönüyle DLC zindanları bir adım öteye taşımayı başarıyor.
Diğer taraftan Stone Garden’da özel bir zorluk ayarı bulunuyor. Zindan içerisinde bulunan 3 ana boss için de özel zor modlar bulunuyor. Zenimax oyuncuların isteklerini dinlemiş ve ilk kez oyuna değiştirilebilir zorluk modu bulunan bir zindan eklemiş. Normalde siz bir zindan için sıraya girdiğinizde tüm özelleştirmeleri yapmak zorundaydınız. Ama artık tıpkı bazı Trial’lerde olduğu gibi zorluk ayarını zindan koşusu sırasında değiştirebiliyorsunuz.
Mayıs ayının sonlarında piyasaya sürülen Greymoor ardından çok da uzun bir zaman geçmedi. Skyrim’in batı şehirleri oyunculara açılırken, yıllar sürecek bu maceranın da ilk temelleri atılmış oldu. Stonethorn ise bu büyük adımlar öncesi atılan küçük bir sıçrama. Sürekli etkinliklerle oyuncularını elinde tutmayı başaran Zenimax hiçbir şekilde riske girmiyor ve özellikle son birkaç yıldır nokta atışı içerik güncellemeleri yayınlıyor. Bu şekilde devam ettiği sürece ESO’nun başarısız olma ihtimali de yok.
