Anasayfa Haber Görüntülü Görüşme Yazılımlarının Kullanıcıları Yorduğu Saptandı

Görüntülü Görüşme Yazılımlarının Kullanıcıları Yorduğu Saptandı

Görüntülü Görüşme Yazılımlarının

Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacıların yaptığı bir çalışmaya göre, “Zoom” gibi görüntülü görüşme yazılımlarının insanları mental açıdan yorduğu ve bunun tasarım kusurlarından kaynaklandığı belirtildi.

COVID-19 salgını etkisini arttırdığından beri herkes eve kapanarak sosyal hayattan uzaklaştı. Tüm insanlığın karantina hayatı yaşamasına neden olan bu virüs, bir seneyi aşkın zamandır özellikle öğrencileri ve meslek hayatına atılmış bireyleri etkiledi. Eğitim ve iş hayatının evden yürütüldüğü bu dönemde görüntülü görüşme yazılımlarının kullanılması zorunlu bir ihtiyaç haline gelirken, Stanford Üniversitesi’ne bağlı araştırmacıların yaptığı bir çalışmada, Zoom’un ve buna benzer yazılımların kullanıcıları yorduğu ve bitkin hissetmelerine sebebiyet verdiği açıklandı.

Stanford Sanal İnsan Etkileşimi Laboratuvarı‘nın (VHIL) kurucu direktörü olan İletişim Profesörü Jeremy Bailenson, video konferansların pandemi nedeniyle oldukça fazla artış gösterdiği bu dönemde; görüntülü görüşme yazılımlarıyla geçirilen zamanın, insan üzerindeki psikolojik sonuçlarını inceledi. “Zooming” kelimesinin dünyanın her yerinde uzaktan bir iş görüşmesine katılmak veya okul derslerini takip etmek fiillerinin yerini aldığını söyleyen Bailenson, insanların kendilerini virüsten korumak için evlerinde geçirdiği vaktin çoğunu bu yazılımlara ayırmasının yorgunluk gibi çeşitli sorunlara davetiye çıkarabileceğinin altını çizdi. Peki bu sorunları en aza indirgemenin yolu ne olabilir?

Görüntülü Görüşme Yazılımlarının

23 Şubat’ta Technology, Mind and Behavior dergisinde yayınlanan bir makalede, Zoom‘un insan üzerinde yarattığı yorgunluğu psikolojik bir perspektiften inceleyen Bailenson, konuyu parça parça ele aldı.

Bailenson, amacının herhangi bir video konferans platformunu kötülemek olmadığını vurguladı. Ancak görüntülü görüşme yazılımlarının çok yorucu olduğunu ve bunu düzeltmek için arayüzle alakalı bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini açıkça belirtti. Bailenson, “Video konferans uzaktan iletişim için iyi bir yöntem fakat bazı temel sorunları var.” diyerek bahsettiği bu temel sorunların ayrıntılarını çözümleriyle birlikte okuyucularla paylaştı.

Zoom ve diğer video konferans yazılımlarının temel sorunları ve çözümleri

  • Uygulama içerisindeki göz teması oldukça yoğun

Video konferans yazılımları üzerinden yapılan toplantılarda, katılımcılar arası göz teması çok fazla olmakla birlikte arayüzdeki yüzlerin boyutu da hiç doğal değil. Bu iletişimi ve öğrenimi engelleyen iki faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Coronavirus’ten önce yapılan normal toplantılarda; insanlar konuşmacıya bakıyor, not alıyor veya başka bir eyleme odaklanıyordu. Ancak Zoom ile yapılan toplantılarda ise katılımcılar, her zaman birbirlerine göz kontağı kurma eğilimine giriyor. Dinleyici konumunda sanal konferansa katılan bir kullanıcıya; konuyla alakalı sözü olmayan bir konuşmacı gibi davranlılmasına sebep olan bu durum, odaklanmayı zorlaştıran etkenlerden bir tanesi. Bailenson “Kişiler önünde konuşmanın sosyal kaygısı, dünya toplumlarında var olan en büyük fobilerden biridir.”dedi. Ayrıca katılımcıların birbirlerine sürekli bakmak zorunda kalması bu fobiye bağlı olarak stresi de arttırıyor.

Görüntülü Görüşme Yazılımlarının

Yoğunlukta olan göz temasının yanında bir diğer sorun ise, monitörünüzün boyutuna ve harici bir monitör kullanıp kullanmadığınıza bağlı olarak, video konferans aramalarındaki yüzlerin çok büyük ve size çok yakın görünebilmesidir. Beyin bu durumu tehdit unsuru veya farklı şekillerde yorumlar. Sürekli olan bu uyarılma hali de bir yerden sonra ekran başında bitkin düşmenize sebep olur.

Çözüm: Bailenson, görüntülü görüşme yazılımlarının arayüzleri değişene kadar, yüz boyutundan kaynaklanan sorunu çözmek ve sürekli olan göz kontağını azaltmak için Zoom vb. programların tam ekran yerine pencereli şekilde kullanılmasını tavsiye ediyor. Bunun yanında ekrandan olabildiğince uzak şekilde toplantılara katılmanız mental açıdan daha yararlı olacaktır.

  • Görüntülü sohbetler sırasında kendinizi gerçek zamanlı olarak sürekli görmek yorucudur

Bailenson “Çoğu video konferans yazılımı, sohbet sırasında nasıl göründüğünüzü kamerayla küçük bir kutucuk içerisinde gösteriyor ve bu da doğal değil.” açıklamasında bulundu. “Gerçek dünyada, eğer biri sürekli aynayla etrafınızda dolaşsaydı bu çılgınca olurdu ve bunu kimse bunu asla düşünmezdi.” diye de ekledi.

Jeremy Bailenson ayrıca insan sürekli kendi yansımasını gördüğünde, görüşünü daha çok eleştirdiğini gösteren bir çalışmaya da atıfta bulundu. “Birçoğumuz artık her gün saatlerce görüntülü sohbetlerde kendimizi görüyoruz. İnsanın kendini uzun süre boyunca aynada gördüğünde duygusal anlamda olumsuz reaksiyonlar yaşadığını gösteren araştırmalar var.”

Çözüm: Bu konuda yapılması önerilen şey, katılımcıların kendi görüntülerinin sadece karşı tarafa aktarılmasını sağlamak. Bu elbette isteğe bağlı olarak açılıp kapanabilecek bir ayar şeklinde sunulursa çok daha iyi olacağı düşünülüyor.

  • Video konferans toplantıları hareketi önemli ölçüde azaltır

Yüz yüze veya sesli telefon görüşmeleri esnasında hareket imkanı varken, video konferansda ise kameranın belirli bir görüş alanı var. Bu da kişinin aynı noktada hareketsiz kalmasına neden oluyor. Hareketi doğal olmayan yollarla sınırlayan bu durum çalışma performansını da düşürüyor. Sadece çalışma performansını değil, çeşitli rahatsızlıkların da başlangıcı olabilecek olan bu hareketsizliğin ortadan kalkması gerekiyor.

Görüntülü Görüşme Yazılımlarının

Çözüm: Bailenson, kullanıcılara; video konferans yaptıkları oda içerisinde kameranın nerede konumlandığı ve harici klavye gibi şeylerin esneklik oluşturmaya yardımcı olup olamayacağı hakkında daha fazla düşünmelerini öneriyor. Örneğin bilgisayar ekranından daha uzakta çalışabilen harici bir kamera ve klavye hareket özgürlüğü kazandırabilir.

Zoom Tükenme ve Yorgunluk Ölçeği (ZEF)

Okullar, büyük şirketler ve devlet kurumları dahil olmak üzere birçok kuruluş; video konferans sistemlerini kullanıcı odaklı olarak en iyi hale getirmek için Stanford araştırmacılarına ulaştı. Stanford’daki araştırmacılar ise bu çağrıya kulak vererek görüntülü görüşme yazılımlarının insanları etkileme şekillerine göre ZEF isminde bir ölçek hazırladı. Bu ölçek, bünyesinde Zoom gibi yazılımları kullandıktan sonrasıyla alakalı 15 soruluk anketi içeriyor. Şu ana kadar 500.000 kişinin katıldığı bu anket çalışması sonucunda platformların değişime uğrayacağı tahminler arasında.