Anasayfa Makale İncelemeler Tales From the Borderlands İncelemesi

Tales From the Borderlands İncelemesi

Telltale oyunları özellikle bir dönem pek çok oyuncu için özel bir yere sahipti. Ama bu oyunlar arasında Tales From the Borderlands özellikle benim için müthiş bir deneyim sunmuştu.

Borderlands 2 ve Borderlands 3 oyunları arasında geçen hikaye, hem Handsome Jack’i geri getiriyor hem de o an için farkında bile olmadan oyunun yolunu yapıyordu. Rhys ve Fiona oyunu oynayan herkesin aklında yer etmeyi başarırken, beşinci bölümün çıkışından kısa süre sonra anlatılan hikayenin Borderlands 3’e etki edeceği açıklanmıştı. Böylece bir yan hikaye, ara sıcak olarak başlayan bu hikaye tabanlı yapım, kendine Borderlands evreninde geniş bir yer bulmayı başarmıştı.

Peki, Tales From the Borderlands’i diğer Telltale oyunlarından ayıran ve yakın zamanda yeniden piyasaya sürülmesini sağlayan güç neydi?

Rhys ve Fiona her ne kadar güçlü karakterler olsa da, Tales From the Borderlands gibi senaryo odaklı bir oyunu gündemde tutacak şey olarak yan karakterler olmalıdır. Oyun kesinlikle yan karakterler söz konusu olduğunda son derece başarılı. Ryhs’in baş düşmanı Hugo Vasquez, Fiona ve Sasha’nın manevi babası sayılabilecek olan Felix ve hatta sevimli robot Gortys oyun evrenini bir üst noktaya taşıyan isimler arasında. Elbette Ryhs’in ekürisi Vaughn’ın rahatsız edici kaslarını da unutmamız gerekiyor. Aslında burada daha çok fazla isim gelebilir ama fazla uzatmamak için kısa kesiyorum. Yoksa, sadece oyuna etki eden karakterleri anlatarak bütün incelemeyi tamamlayabiliriz.

Loader Bot… Evet Loader Bot bile bu oyunda önemli bir karakter.

Oyunun hikayesi ise Handsome Jack’in ölümünden kısa bir süre sonra başlıyor. Hyperion’da çalışan ve kısa zaman içinde terfi bekleyen Rhys, yeni patron Vasquez’den bu beklentinin tam tersi bir hamle görünce yakın iş arkadaşları ile beraber bir intikam planı için rotasını çiziyor. Elbette Borderlands mizah yönüyle ön plana çıkan bir yapım olduğu için şirket içi intikam planı çok hızlı bir şekilde durum komedisine dönüşüyor.

Pandora’da kız kardeşi ile dolandırıcık yapan Fiona ve Rhys’in yollarının kesişmesi ise çok uzun sürmüyor. Böylece intikam planı çok kısa bir süre sonra dev bir komplo teorisi üzerinde şekillenmeye başlıyor. İşin içine Handsome Jack ve önemli bir Atlas roboto olan Gortys dahil olduktan sonraysa her şey daha karışıyor.

Bunun güzel yanıysa hikaye açıldıkça Tales From the Borderlands’in daha da komik hale gelmeye başlaması. Karakterler birbirleriyle kaynaştıkça çok daha komik sahnelerle karşılaşmaya başlıyorsunuz. Oyunlarda şaka yapılmasını seven biriyim ama genelde sadece gülümsemekle yetinirim. Tales From the Borderlands’te ise defalarca kahkahalara boğuldum.

Sonuç olarak yeniden piyasaya sürülen Tales From the Borderlands oyunculara harika saatler geçirtmeyi başaran son derece güzel bir oyun. İster konsolda, ister PC’de bu macerayı en azından bir kez yaşamanızı öneriyorum.