OLED ekranlı ultra ince bilgisayarlarda ASUS’un hakimiyeti devam ediyor. Cep telefonlarında ve televizyonlarda derin, gerçek siyahları ve güçlü renkleriyle beğendiğimiz OLED panellerin, bilgisayarlarda yaygınlaşması, özellikle kolay taşınabilir cihazlarda kullanıcı deneyimini geliştiriyor.
Şahsen uzun yıllardır OLED türevi panellere sahip telefonlar ve son bir yıldır da OLED TV kullanıcısı olarak bu panel türündeki ekranların sunduğu derinlik hissiyatını çok beğeniyorum. Sayısız laptop modeli inceledim ve pek çok güzel panel gördüm ancak OLED halen ayrı bir yere sahip.
Ürün bu arada satışta, güncel fiyatını bağlantıdan görebilirsiniz…
Firmanın aslında tek stratejisi bu panel türü üzerine değil, monitörlerinde bir yandan Mini LED geliştirip alanının en iyi monitörlerini üretiyor. Diğer yanda 360 Hz IPS ile şaşırtıyor. Yine laptoplarında özellikle ROG modellerinde en yüksek Hz sunan panellere odaklanıyor. Ancak iş Ultrabook sınıfına geldiğinde, ince, az alanda çok iş yapan ve enerji verimliliği yüksek, renk gamı geniş panel ağır basıyor. Belirli bir panel tipi yaygınlaşıp, üretimde sipariş edilen sayılar artınca, maliyeti de düşüyor. Bu yüzden Ultrabook sınıfı cihazlar halen klasik laptoplara göre daha pahalı olsalar da, OLED ekranlı laptop denildiğinde beklediğimiz yüksek maliyet UX325’te söz konusu değil. Bu cihazlar için ASUS, cihazın kendi sınıfında OLED panel maliyetini standart kaliteli diğer tip panellere yaklaştırmış olmalı.
Laptopun kasasında da daha önceki modellere göre 14 mm incelik ile 17-14=3 mm incelme vaadi var. Bu 2021 yılında şahsen çok önemsediğim bir özellik değil ancak yine de elmas kesim, şık ve dairesel çizgilere sahip alüminyum kasa oldukça zarif duruyor. Kasadaki metal miktarı az değil, bu ufak ama yoğun bir laptop diyebiliriz. 1.1 Kilogram ağırlık çok başarılı. Resmi veriler UX325 için 1.07 ve UX425 için 1.13 kilogram. Ölçüler ise UX325 için 304.2x203x13.9 mm ve UX425 için 319x208x13.9 mm.
Klavyeyi gövde içerisinde bütün alanı kaplayacak şekilde tasarlamışlar ve tuşların geniş olması için numerik tuş takımı yine Touchpad alanı içerisine alınmış. Işıklandırmalı dokunmatik numerik tuşlar, fiziksel tuşlar gibi bir hissiyat sunmuyor ama çözüm elbette kullanıcı açısından esnek.
ErgoLift klavye tasarımı da ekranın alt kısmını, laptop açıldığında bilgisayarı yükseltmekte kullanıyor. Yani klavye hafif açılı duruyor, bilgisayar alttan hava alıp daha iyi soğuyor. Harici ve güçlü ekran kartı olmadığı için soğutma tertibatı sadece işlemci ile meşgul diyebiliriz. Bu sayede sessiz de çalışabiliyor, yüksek performans modunda duyulur ama rahatsız etmez fan sesiyle de işini yapabiliyor.
Ekran üzerinde IR sensörlü ve Windows Hello destekli yüz tanıyan bir kamera sistemi var. Eğitim ve toplantılar için uygun ama Twitch yayıncıları için ideal değil. Zaten sistem konfigürasyonu oyuncular değil, bilgisayar kullanıcıları için tasarlanmış.
Sistemin en gelişmiş ve güzel yanlarından birisi Type-C üzerinden 65 Watt’lık minik bir şarj cihazıyla, bir saatte bataryasının yarıdan fazlasını doldurabilmesi. Tam dolu pil ile 8 saat mesai çıkartmak mümkün ancak açık alanda parlak ışık altında çalışırsanız, ekran parlaklığını sona alırsanız süre doğal olarak azalıyor. Ekranın yüksek parlaklık verebilmesi bu tarz durumlarda bir avantaj.
Bu seri bilgisayarlar Intel Core i7, i5 ve i3 seçenekleri yanında lehimli RAM ile geliyor. Bu yüzden en az 16 GB seçimi önemli. Enerji tüketimini azaltan bu lehimli RAM kullanımı sistemin belleğini artırmayı imkansız hale getiriyor. Farklı Ultrabook modellerinde 8, 16, 24 ve 32 GB RAM seçenekleri var. Bu sistem için tavsiyemiz 16 GB.
M.2 SSD’si de oldukça hızlı modellerden seçiliyor, 512, 1 TB ve hatta 2 TB SSD seçenekleri var. Ülkemizde SSD fiyatı çok yüksek olduğu için genellikle stoklarda 512 görebiliyoruz, 1 TB ve üzeri SSD’li laptopları fiyat farkı yüzünden daha az kullanıcı tercih ediyor. Aslında profesyonellerin depolamaya ihtiyacı var, ancak sistem çift Thunderbolt 3 portuna sahip olduğu için hızlı TB ve USB SSD depolamaları da dışarıdan takmak mümkün.
Hız konusunda Wi-Fi 6 artık bu tarz cihazlardan standart beklentimiz ve karşılanıyor. Ek olarak kutudan bir ucu Type-C diğer ucu RJ45 olan, bir de bir ucu Type-C diğer ucu 3.5 mm olan adaptör kablolar da çıkıyor. Çok adaptörlü sistemleri şahsen sevmesem de bunlar bazı kullanıcılar için önemli eksileri ortadan kaldırıyor. Her gün kullanmasam da bazen acil bir durum ve ihtiyaç olduğunda el altında olmaları güzel.
2 adet TB portuna ek olarak bir adet USB 3.2 Gen 1 Type-A yani eski adıyla USB 3 klasik yuva, bir adet HDMI 1.4 görüntü çıkışı ve microSD kart okuyucu var. microSD kart okuyucu ASUS tarafından genellikle başka bir yuva sığmayacaksa bonus olarak konuluyor. Aksiyon kamerası kullanımı haricinde çok yaygın değil ancak işe yaradığı yerler var.
ASUS ZENBOOK 13 OLED UX325 CORE İ5 1135G7 2.4GHZ-8GB RAM-512GB SSD-13.3″-INT-W10 olarak listelenen 8 RAM ve 512 SSD bir sürümün şu an fiyatı 10.500 TL. Her ne kadar Dolar/TL değişip dursa da kampanya dönemlerinde fiyatların belirli süreler sabitlendiğini görebiliyoruz. Üstelik bu kadar ileri seviye kasa, port ve ekrana sahip modellerde, piyasa genelinde 11.000 TL altı fiyat görebilmek güzel.
İncelediğimiz sistemin Windows 10 ile geldiğini ve TPM 2.0 gereksinimini karşıladığını yani Windows 11 güncellemesiyle yükseltilebileceğini de son olarak not düşelim. Şu an ise Windows 10 kurulu ve sistemin yazılım donanım uyumluluğunda bir sorun ile karşılaşmadık.
Kimler almamalı: Yüksek grafik gereksinimleri olan oyunları yüksek FPS’de oynamak isteyen oyuncular ROG serisine bakmalı ve Ultrabook sınıfı cihazlar almamalı.
Salt en ucuz laptopları arayanlar ASUS’un klasik kasalarına bakmalı. Hafif ve ince kasa isteyip daha hesaplı olsun diyenler de VivoBook serisi ürünleri kontrol etmeli.
Kimler almalı: Ekrana çok önem veren, görselliği birinci sırada tutanlar. Kolay taşınabilir bir bilgisayar isteyenler. Sağlam kasaya ve metal hissiyatına, görünümüne önem verenler. Klasik laptop şarjlarından sıkılanlar.
Daha üst düzeyde profesyonel çalışmalar için ZenBook Pro Duo modelleri olduğunu da hatırlatalım.
