Anasayfa Makale İncelemeler Far Cry 6 İncelemesi

Far Cry 6 İncelemesi

Far Cry serisini eleştirmek gerçekten çok kolay. Geçtiğimiz yıllar ve çıkan oyunlara baktığımda bunu kolayca görebiliyorum. Aynı oyun, aynı düşman, aynı mekanikler… Aslında bir yerde bunların hepsi doğru ama bir oyunda eğleniyorsanız sizce tüm bunlar ne kadar önemli? İşte cevap bulmayı beklediğim asıl soru bu.

Far Cry 6, Far Cry 3’ün izinden giden bir başka Ubisoft oyunu. Delicesine aksiyon, gizlilik temelli oynanışa destek, bolca silah ve ekipman, araçlar, devasa ölçekli bir harita ve hatırlanabilir kötü adam.

Eğer Far Cry oyunlarını çok seviyorsanız ve oynarken keyif alıyorsanız altıncı oyunu da çok beğeneceğinizi şimdiden söyleyebilirim. Ben özellikle beşinci oyunu uzun süre oynamış biri olarak yeni oyunu oynarken oldukça keyif aldım. Konseptin ilgi çekici olması ve mekaniklerin uzun süre tazeliğini koruyor olması önemli bir artı. Yani eğer Far Cry’a karşı bir ön yargınız varsa, ne beklediğiniz ve ne bulduğunuz çok önemli. Far Cry size yaklaşık 30 saatlik bir eğlence sunuyor. Bol bol düşman haklıyor, kötü adam tiradları dinliyor ve devrimcilerin arasında özgürlük mücadelesi veriyoruz.

Yeni oyunda macera bu kez kurgusal bir latin ülkesi olan (kesinlikle Küba değil) Yara’ya taşınıyor. Çok uzun yıllar süren yoksulluk ve iç savaş ülkenin bağlarını dünyanın kalanından koparırken, daha iyi günler vaat eden bir lider yükselir: Antón Castillo. Ancak onun kurtarıcı değil, insanları köleleştiren bir dikatatör olduğu ortaya çıktığında, artık başka bir devrimin zamanı gelir. Takım adadan oluşan bu kurgusal ülkenin yeni bir kahramana ihtiyacı vardır. O kişi de bizim yönetimimizdeki Dani Rojas’tan başkası değildir.

Öncelikle bu önemli bir geri dönüş çünkü son Far Cry oyunlarında ana karakterimiz sessiz sakin bir FPS karakteriydi. Şimdiyse tıpkı Far Cry 3’te olduğu gibi olaylara ve yaşananlara kendi ağzından tepkiler veren bir karakteri yönetiyoruz. Ayrıca kamp alanlarında bu kez üçüncü şahısa geçiyor ve sinematiklerde de karakterimizi görebiliyoruz.

Ana karakterin karşısında yine bir Far Cry kötüsü var ve ondan az önce kısaca bahsettik. Giancarlo Esposito tarafından canlandırılan Castillo, Yara’nın en son tiranı olarak tam anlamıyla acımasız bir performans sunuyor. Yönettiği rejimi diğer oyunlardaki kötülerden çok daha verimli ve stratejik bir orduyla yansıtıyor. Castillo’nun askerleri gerçekten de birbirilerinin açıklarını tamamlayan düzenli bir ordu izlenimi verebiliyor. Arkadaşlarını canlandırabilen sağlık görevlilerinin yanı sıra, sabit silahlar dikmek veya takviye çağırmak için çabalayan askerler, çatışmaları çok daha eğlenceli ve tahmin edilemez kılıyor.

Far Cry 6’daki çeşitilik sadece düşmanlarla karşımıza çıkmıyor. Ayrıca pek çok özel yetenek, cephane türleri, farklı özelliklere sahip sırt çantaları, silahlar ve eğlenceli hayvan yoldaşları ile seçenekler arasında boğuluyorsunuz ve bu kesinlikle iyi bir şey. Önemli olan noktaysa bu çeşitliliğin oynanışa ne kadar yansıdığı elbette. Susturucu taktığınız (evet, onu da siz üretiyorsunuz) bir tüfekle düşmanları sessizce indirebilir veya önden evcil timsahınızı salarak düşmanın tepesine binebilirsiniz. Helikopter geldiğinde sırtınızdan fırlattığınız nükleer özellikli roketleri mi yollayacaksınız yoksa atınıza binip kaçmaya mı çalışacaksınız. Belki de pilotu sessizce avlamayı seçeneceksiniz. 

Oyundaki ekipman bolluğunun yanı sıra bu ekipmanların gerçekten çok eğlenceli olması Far Cry 6 için bence önemli bir artı yön. Çünkü bir Ubisoft klasiği olarak yan görevlerle, temizlenecek düşman kamplarıyla dolu bir haritada tekdüze bir oynanış kolayca sıkılmanıza yok açabilirdi.

Harita son derece büyük ve detaylı tasarlanmış. Hatta Yara’nın şehir merkezinde de arada turlama ve görev yapma imkanı bulabiliyorsunuz. Bu yönüyle oyunu çok beğendim. Ayrıca haritada izini sürebileceğiniz o kadar çok şey var ki; Karar yorgunluğu baş gösterirse, diktatörler bir yana, Yara dinlenmek için güzel bir yer. İster düşman kamplarını temizleyin ve Castillo’nun kaynaklarını harcayın, ister balık tutuyor olun, ister efsanevi hayvanları takip ediyor veya bir hazine avı yapıyor olun oyun size farklı sürprizler yapmayı seviyor. Diyelim ki bunların hepsinden sıkıldınız, o zaman horoz dövüşlerine katılarak oyunun absürtlüğünü dibine kadar yaşabilirsiniz.

Oyunda en çok duyacağınız kelime kesinlikle “gerilla”. Zaten bir gerilla ekibinin parçası olduğunuz için hikaye ve ana görevlerde bu odakta ilerliyor. Yara tropik ekosistemi sayesinde gerillaların gizlenerek ilerleyebilecekleri, kamplaşabilecekleri pek çok alan sunuyor. Biz de bu kamplar arasında mekik dokuyarak direnişin üst seviye üyelerinin isteklerini yerine getiriyoruz. Her bir görevle beraber Castillo’ya daha fazla yaklaşıyor ve Yara’da tanınırlığımızı arttıyoruz. Artık oyunda bir seviye sistemi bulunmadığı için yaptığımız her şey bize rütbe olarak geri dönüyor. Ana ve yan görevleri yaptıkça rütbemizi arttırıyor ve çok daha güçlü silahlara erişebiliyoruz. 

Üst paragraflarda çok az bahsettim ama detaylı değinilmesi gereken bir konu da yancılar. Far Cry 5’te olduğu gibi insan yancı yok ama onun yerine Amigo’lar var. Chorizo, horoz Chicharrón ve timsah Guapo… Amigolar oyun alanında son derece etkili ve duruma göre taktiksel yönü derinleştirebiliyorlar. Ben pek çok kez Guapo gibi gürültücü yancıları düşmanların üzerine salarak kendi işimi silaha bile başvurmadan kolayca hallettim. Aslında oyunlarda yapay zekalı yancıları seven bir oyuncu değilim ama söz konusu eğlenceli hayvanlar olduğunda işler benim için değişiyor.

Oyunun grafikleri ise ışıklı alanlarda son derece güzel ve yeterli görünüyor ama yıllardır aynı oyun motoru kullanıldığı için ne yazık ki karakter animasyonları ve yüz ifadeleri beklentilerimi karşılayamadı. Artık yeni bir oyun motoruna geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genel olarak harita dokusu, kaplamalar ve yeşil alanlar güzel ama dedim ya işin içine insanlar girdiğinde görsellik hatırı sayılır ölçüde düşüyor. 

Far Cry 6’da diğer oyunlarla karşılaştıramayacağınız kadar bol sinematik olsa da, oyunun genel süresine yaydığımızda yine az kalıyor. Pek çok ana ve yan görevde sunum olabildiğince basit tutulmuş. Bu konuda Ubisoft’un en iyi oyunu halen Assassin’s Creed: Odyssey olmaya devam ediyor. İrili ufaklı bütün görevlerde sinematik sunumla anlatıyı güçlendiren Odyssey diğer Ubisoft oyunları için örnek alınması gereken bir iş.

Sonuç olarak ben özellikle 10 saatten sonra biraz tekrara düşsem de Far Cry 6 oynarken çok eğlendim. Bol silah çeşitliliği ve bunları özelleştirebilmek, farklı durumlara farklı taktiklerle yaklaşabilmek ve Yara’yı dilediğimce dolaşabilmek oyunun en güçlü yanları oldu.