Final Fantasy 7 Rebirt son 10-15 yıllık süreç içerisinde Square Enix tarafından geliştirilen en iyi Final Fantasy oyunu. Final Fantasy 7 gibi devasa bir oyunu olabilecek en kaliteli sunum ve en güzel savaş sistemlerini bir araya getirerek 2024 yılına taşımışlar. Buna diyecek sözüm yok. Bugünden bakıldığında kimine komik gelecek bir görselliği, animasyon film kalitesinde uyarlamışlar. Final Fantasy 7 Rebirt markanın başına gelen en güzel şeylerden biri.
Peki, benim ağzımda oluşan bu tatsızlık, bu kekremsilik nedir? İşte onun cevabı biraz karışık. Bu video biraz kişisel hisler ve şikayetler barındırdığından Aşırı Tarafsızın en ilginç bölümü olacak. Ayrıca bol bol spoiler yiyeceksiniz ama 97’de çıkan Final Fantasy 7 için buna dikkat edecek değilim. Bu video bir önceki oyun olan Final Fantasy 7 Remake, Final Fantasy 7, Crisis Core Final Fantasy 7’den spoiler içerecekken, Rebirt tarafında sadece Nibelheim kısımlarından spoiler vereceğim.
Final Fantasy 7 iki açıdan çok özel bir oyun. İlk olarak dönemi için devasa bir dünya ve uzun soluklu bir macera sunuyordu. Çeşitlilik açısından görülmemiş seviyede bir işti. Üstelik o 90’lar sonu için inanılmaz sayıda sunum ve ara sinematik barındırıyordu. Bol bol mini oyun ve sizi sonsuz grind döngüsünden çıkaracak pek çok etkinlikle geliyordu.
İkinci önemli nokta hikayeydi. Aslında bugün oyun dünyası çok daha kompleks, çok daha duygusal ve etkileyici hikayelerin altından kalkabiliyor. Gelişen teknoloji ve motion capture’un bir sektör standardı olması oyun karakterlerinin duygularını, daha teknik olmak gerekirse jest ve mimiklerini daha gerçekçi oyunlara aktarabiliyor. Yine de 97 yılında Final Fantasy 7 bunu başarabiliyordu. Hatta geçtiğimiz yıllarda bir kez daha oynadığımda yine başarabildiğini gördüm. Oyuna olan saygın iki kat arttı. Fontların hızı, üçgen karakterlerin hareketleri ve müziğin kullanımıyla bir şekilde bir şekilde duyguyu geçirebiliyordu.
Ve oyun iki adet büyük plot twist’i ile ortalığı yıkıp geçmişti. Bu sahneler bugün bile çok ünlü, bugün bile herkesin ezbere bildiği anlar. Sephiroth’un alevler arasında dönüşü ve Aerith’in avuçlarından yere düşen materia…
Sephiroth Final Fantasy 7 Remake ve Rebirt penceresinden baktığımızda aslında klişe bir kötü karakterden başka bir şey değil ve oyunu ilk kez bu yeni versiyonlarla deneyim edenlerin çok da etkilendiğini düşünmüyorum. Ne demek istediğimi anlatabilmek için sizi yıllar öncesine geri götürmem gerekiyor.
Öncelikle Sephiroth bir corrupted hero, yani sonradan kötü olan bir kahraman. Ve Final Fantasy 7 Remake’in aksine orjinal oyunda onun amaçlarını çok sonradan öğreniyor ve bu da oyuncuya yani bize büyük bir şok etkisi yaşatıyordu. O dönemler böyle ilginç senaryo hamlelerinin denendiği ilginç bir dönemdi. Günümüzdeki pek çok narrative şeklinin temelleri de 90’lı yılların ikinci yarısında atıldı diyebilirim. Baldur’s Gate 1, Legacy of Kain oyunları da yine örnekler arasında sayılabilir. Farklı anlatım ve narrative yollar deneyen bu oyunlar sandığınızdan çok şeyi değiştirdi.
Final Fanasy 7’de normalde Sephiroth oyunun ilk partında hiç görmediğimiz bir karakter. Midgard sınırları içerisinde yani FF7 Remake’in geçtiği bölümlerde hiç görünmez. Sadece onun ne kadar büyük bir Soldier ve ne büyük bir kahraman olduğundan bahsedilir. Cloud’da zaten sırf ona özendiği ve onun gibi olmak istediği için Shinra güçleri arasına katılmıştır. Orijinal oyunda Midgard bölümleri tamamen bu şekilde geçerken, Sephiroth’un ilk olarak kılıcını görürüz. Shinra binasını tek başına basan Sephiroth, organizasyonun başkanını öldürmüştür. Ekip üyeleri ve Cloud onun öldüğünü düşündüğü için başkanın odasında kılıcı gördüklerinde inanılmaz şaşırırlar. Sonrasında suç üstlerine kaldığı için Midgard’dan kaçarlar ve Rebirt’ün başındaki efsanevi Nibelheim hikayesi başlar.
Ama hem Remake hem de Rebirth, yeniden uyarlamadan çok devam oyunları olduğu için, nedense oyuncuları şaşırtmak için tuhaf senaryo kararları verdiği için bu Nibelheim bölümlerinde oyun bir kez daha önemli twist’lerden birini yok ediyor. Cloud hikayeyi anlattıktan sonra Tifa olmadık bir cümle ediyor ve tüm senaryoyu bir kez daha yok ediyor.
Bu sözü söylemesinin tek bir sebebi var. Final Fantasy 7 yazarları açık ve net bir biçimde sizin öncesinde orijinal Final Fantasy 7, Crisis Core Final Fantasy 7 ve Advent Children’ı bildiğinizi var sayıyor.
Çünkü Tifa gerçekten de Cloud’un orada olduğunu bilmiyor. Aslında Cloud orada ama hikayeyi anlattığı perspektif hatalı. Cloud Nibelheim’ı kendisinin değil Jack’in perpektifinden anlatıyor. Aslında bunu güzel gizlemiş ve son ana kadar güzel götürmüşler. İşte Tifa’nın ettiği tek laf ortalığı bu yüzden yok ediyor. Ne güzel hikaye çatısını kurmuşsun, neden illa bozmaya yıkmaya uğraşıyorsun?
Ha benim derdim oyunun senaryoyu değiştirmesi değil ki bu konularda çok açık fikirliyim. Sadece onlarca yıl sonra ilk kez Final Fantasy 7 ile tanışan insanların o güzel, epik hikayeyi düzgünce deneyim etmesini isterdim. Ama paralel evren, kaderin zincirleri gibi tuhaf ve hiç anlatıya uymayan eklentiler ne yazık ki Final Fantasy 7 Remake’de olduğu gibi Rebirth’te de tadımı feci kaçırdı. Devam oyunuymuş gibi davranan bir Remake kötü bir fikir ne yazık ki. Zaten Square Enix’de “Oyunun hikayesinden keyif almanız için Remake oynamanıza gerek yok” dediğinde, pazarlama hamleleri uğruna yok edilen güzel bir hikaye olduğunu anlamıştım.
Ha gameplay tarafı inanılmaz çeşitli ve adaptif. Adaptif burada önemli bir kelime çünkü oynanış mekaniklerini istediğiniz gibi eğip, bükebiliyor ve kendi tarzınızı oluşturacak şekilde gameplay’e yansıtabiliyorsunuz. Bi kere öncelikle oyun Remake’e göre çok daha hızlı ve daha çok FF16’yı yansıtıyor. Elbette onun kadar aksiyon odaklı değil ve parti yönetimi Rebirth’te çok önemli. Hızlı komutlarla karakterlerin özel güçlerini aktif edebiliyor veya oyunu yavaşlatıp taktik ekranı üzerinden istediğiniz komutları uygulamalarını sağlayabiliyorsunuz. Blok ve parry’nin önemli artmış ve yapması FF7 Remake’e göre çok daha kolay.
Bir de sinerji sistemi getirilmiş. Partideki karakter sayısı arttığından dolayı karakter arası güç paylaşımı ve güç birleşimi de önemli. Her karakterin diğerleriyle yapabildiği özel hareketler veya özel bitirici güçler var. Bunları oyuna eklenen yetenek ağacı üzerinden aktif ettiğinizde eğer partideler ise uygulayabiliyorsunuz. Her karakterin daha iyi sinerji yakaladığı karakterler var, sinerjiyi buna göre uygulamanız gerekiyor. Üzerine Limit güçleri ve dinamik dövüş sistemi eklendiğinde Rebirth oynamak gerçekten çok keyifli hale geliyor.
Hikaye tarafında her ne kadar beni mutlu etmeyi başaramasa da Final Fantasy Rebirth diğer yönleriyle kesinlikle yılın en iyi oyunlarından biri olmaya aday.