SAS, 2026 yılına yönelik yapay zeka değerlendirmelerini paylaşarak küresel alanda hızla büyüyen ilginin artık daha temkinli ve sorgulayıcı bir döneme girdiğini ortaya koydu. Şirketin uzmanları 2026’nın yapay zeka için bir hesaplaşma yılı olacağını ve kurumların bugüne kadar süregelen hızlı inovasyon anlayışı yerine yatırım geri dönüşü, yönetişim ve güvenilirlik gibi temel unsurlara odaklanmak zorunda kalacağını belirtti.
SAS, 2026 yapay zeka öngörülerini açıkladı!
SAS uzmanlarına göre teknoloji dünyası 2026’da yapay zeka yatırımlarını daha mantıklı ve ölçülebilir temellere taşımak zorunda kalacak. 2025 boyunca yoğun biçimde süren küresel heyecan başarısız pilot projeler, yüksek altyapı maliyetleri ve enerji krizleriyle birlikte daha temkinli bir tabloya dönüştü.

Bu çerçevede yapay zeka sağlayıcıları ve kurumsal kullanıcıların hesap verebilir olması artık kaçınılmaz hale geliyor. Veri yönetiminin güçlendirilmesi ve güvenilir yapay zeka modellerinin benimsenmesi, dönüşümün sürdürülebilir şekilde ilerlemesi için temel kriterler arasında yer alıyor.
SAS, yapay zekâ harcamalarında büyük bir değişim yaşanacağını öngörüyor. CFO’lar, ChatGPT eklentileri ve beklentileri karşılayamayan projelere harcanan milyar dolarların ardından artık net yatırım geri dönüşü talep ediyor. Altı ila 12 ay içinde somut tasarruf, gelir artışı veya süreç verimliliği sağlamayan uygulamaların rafa kaldırılması veya sağlayıcıların değiştirilmesi bekleniyor.
Şirket, CIO rolünün de yeniden tanımlanacağını belirtiyor. Yapay zeka ajanlarının yaygınlaşmasıyla CIO’lar yalnızca teknoloji sağlayıcı değil, aynı zamanda ekosistem entegratörü olarak hareket edecek. Chief Integration Officer kavramı bu dönemin temel tanımlarından biri haline geliyor. Ajan yapay zeka sistemlerinin kurum içi işleyişe doğrudan katılmasıyla CIO’lar entegrasyon, yönetişim ve fonksiyonlar arası koordinasyonda belirleyici bir rol üstlenecek.
2026 yılı aynı zamanda ajan yapay zekâların kurumsal ekiplerin gerçek bir parçası haline geldiği dönem olacak. Ajanların yalnızca görev alan araçlar olmaktan çıkıp bağlamı paylaşan, öğrenen ve sorumluluk alan dijital iş arkadaşlarına dönüşeceği belirtiliyor.
Fortune 500 şirketlerinde çok adımlı müşteri etkileşimlerinin dörtte birinden fazlasının otonom şekilde çözüleceği öngörülüyor. Bu durum Agent SRE ve Chief Agent Officer gibi yeni unvanları da gündeme taşıyacak.
Enerji kapasitesi, küresel yapay zeka rekabetinde belirleyici başlıklar arasında yer alıyor. ABD’de veri merkezlerinin 2027 yılına kadar 29 gigawatt güce ihtiyaç duyacağı hesaplanıyor. Ülkelerin yenilenebilir enerji yatırımları hızlanırken, enerji kapasitesinin yetersiz kalması durumunda yapay zeka alanındaki uluslararası işbirliklerinde gerileme yaşanabileceği ifade ediliyor.
SAS uzmanlarına göre 2026, erken yapay zeka ürünlerinin hatalarının görünür hâle geldiği bir yıl da olacak. Log4J benzeri krizleri hatırlatan açıklamada, sorumlu şekilde ölçülmeden entegre edilen eski yapay zeka sistemlerinin ciddi güven kaybına yol açacağı belirtiliyor. Bu nedenle kurumların hem yönetişimi hem de güvenli mimariyi güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor.
Şirket, egemen ve hibrit yapay zekâ mimarilerinin yükselişe geçeceğini öngörüyor. Kurumlar, modeller ve altyapı üzerinde tam kontrol sağlayan “kendi modelini getir” ve “egemen yapay zekâ” yaklaşımını daha yaygın şekilde benimseyecek. Bu yapı özellikle regülasyon baskısının yoğun olduğu sektörlerde temel uygulama haline gelecek.
Kuantum teknolojilerinde ise odak donanımdan çok yazılıma kayacak. Yatırımcıların kuantum mimarisi kavramına yönelmesiyle yazılım, uygulama katmanları ve kurum içi uzmanlık yatırımları artacak. Kuantumun 2030’a kadar erken değerine ulaşması için 2026’da pazar hareketliliğinin hızlanacağı belirtiliyor.
Sentetik veriler, yapay zekâ üstünlüğü açısından yeni bir rekabet alanı olarak öne çıkıyor. Veri eksikliği ve gizlilik kısıtlamaları nedeniyle sentetik veri üretimi hem stratejik hem de operasyonel bir gereklilik haline gelecek. 2026 yılında şirketler yalnızca gerçek verilerle değil, üretebildikleri sentetik verinin kalitesiyle de rekabet edecek.
İnsan kaynakları süreçlerinde insan ve ajanların birlikte yönetildiği yeni bir dönem başlayacak. İK liderleri işe alım, performans yönetimi ve işbirliği politikalarını insan–yapay zekâ karması üzerinden şekillendirecek. İş gücünün geleceği, insan ve dijital iş arkadaşlarının oluşturduğu hibrit yapılarla ilerleyecek.
Tüm bu değerlendirmeler 2026’nın yapay zeka için bir kırılma yılı olacağını ortaya koyuyor. SAS uzmanları kontrolsüz inovasyon döneminin sona yaklaştığını ve bundan sonraki sürecin ölçülebilir etki, şeffaf yönetişim ve operasyonel titizlik üzerine kurulacağını vurguluyor. Yapay zeka heyecanının yerini hesap verebilirliğe bıraktığı bu dönemde tek soru kalıyor. Hesaplaşma ne kadar derin olacak ve yeniden doğuş ne zaman başlayacak?
