Japonya’da bu yıl Osaka-Kansai Fuarı’nda sergilenen ve ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği ürünlerden biri olan insan yıkama makinesi, sınırlı üretimle satışa çıkıyor. 1970 Osaka Fuarı’ndaki retrofütürist tasarımın modern bir yorumuyla yeniden geliştirilen bu kişisel bakım kapsülü, biyometrik verileri analiz ederek kullanıcıya özel bir temizlik ve iyileşme deneyimi sunuyor.
Retro bir fikir modern teknolojiyle birleşti: İnsan yıkama makinesi ticari üretime geçiyor
1970 Osaka Fuarı’nda sergilenen orijinal insan yıkama makinesi, dönemin en yenilikçi projelerinden biri olarak uzun yıllar hafızalarda yer etmişti. Bugün Panasonic Müzesi’nde korunan bu tasarım, yarım asır sonra tamamen yenilenmiş hâliyle yeniden hayat buluyor. Japon teknoloji şirketi Science tarafından geliştirilen yeni model, Mirai Ningen Sentakuki, yani Geleceğin İnsan Yıkama Makinesi adıyla Osaka-Kansai Fuarı’nda tanıtıldı ve aynı etkinlikte yoğun ilgi gördü.

Science, altı yıllık geliştirme sürecinin ardından bu kapsülün sınırlı üretime alınacağını açıkladı. İlk etapta yalnızca 50 adet üretilecek cihazın fiyatı yaklaşık 385.000 dolar seviyesinde olacak. Ürün yüksek fiyatı nedeniyle bireysel kullanıcılara değil, lüks tatil köyleri, üst segment oteller ve Japonya’daki büyük teknoloji zincirlerine yönelik olarak satışa çıkarılacak. Şirket,gelecekte üretim maliyetlerinin düşmesi hâlinde ev kullanımına uygun daha ekonomik bir model geliştirebileceğini belirtiyor.
Geleceğin İnsan Yıkama Makinesi, yalnızca temizlik amaçlı bir cihaz değil. Science’ın geliştirdiği sistem, kullanıcının sırtına temas eden sensörlerle kalp ritmi ve stres seviyesi gibi biyometrik verileri analiz ederek kişiye özel bir bakım ortamı oluşturuyor. Kapsül, bu verilere göre suyun akışını, sıcaklığını ve içerideki projeksiyon görüntülerini otomatik olarak ayarlıyor. Şirket, cihazın amacının yalnızca bedeni temizlemek değil, zihinsel rahatlama sağlayan bir ortam yaratmak olduğunu vurguluyor.

Yeni modelin temelini 1970’lerde Sanyo tarafından geliştirilen Ultrasonik Banyo prototipi oluşturuyor ancak kullanılan teknoloji tamamen değişmiş durumda. Sistemin en dikkat çekici yönlerinden biri Science’ın mikrokabarcık teknolojisi. Negatif yüklü, gözle görülmeyecek kadar küçük kabarcıklar cilde tutunarak organik maddeleri çözüyor ve su yüzeyine taşıyor.
Bu yöntem hem su tüketimini azaltıyor hem de gözeneklere kadar ulaşan bir temizlik sağlıyor. Şirket, mikrokabarcıkların dakikada yalnızca birkaç santimetre yükseldiğini ve bu yavaş hareketin temizlik verimliliğini artırdığını belirtiyor.

Kapsülün kullanımı tam otomatik biçimde işliyor. Kullanıcı iç koltuğa uzanıp kapağı kapattığında sistem 15 dakikalık bir bakım sürecini başlatıyor. Bu süreçte mikrokabarcık püskürtme, projeksiyon destekli görsel atmosfer, müzik ve isteğe bağlı kurutma aşaması devreye giriyor. Science, bu deneyimi standart bir banyo işleminin ötesine taşıyarak eve kurulabilecek türde bir spa ortamına dönüştürdüğünü ifade ediyor.
Geleceğin İnsan Yıkama Makinesi, 1970’lerin fütüristik vizyonunu modern sensörler, veri analizi ve gelişmiş temizlik teknolojileriyle birleştirerek yeniden gündeme taşıyor. Osaka-Kansai Fuarı’ndaki yoğun ilgi, bu nostaljik fikrin günümüz teknolojisiyle nasıl yeni bir boyuta taşındığını açık biçimde gösteriyor.

