Bayonetta’nın başlangıç hikayesini olabilecek en farklı yoldan anlatan bir yapım Bayonetta Origins: Cereza and the Lost Demon. Bayonetta unvanını kazanmadan çok öncesinde Cereza’ya katılıyoruz ve bu ilginç kadını öğrenci olarak tanıyoruz. Annesi hapsedildiği için ve yalnızca kendini beğenmiş öğretmeni Morgana ile takılmak zorunda kalan Cereza, kendini kanıtlamak için yasaklı Avalon Ormanı’nın çam ormanlarına gidiyor.
Cereza and the Lost Demon, pek çok yönüyle anti-Bayonetta diyebilirim. Basit, masum ve yeni oyunculara açık bir yapı sunmayı başarıyor. Ana oyunlarda görsel dilden oldukça uzak ve daha çok bir halk masalı tarzı kullanıyor. Zaten hikaye bizlere bir çocuk kitabının sayfalarında anlatılıyor. Silahlar, kan ve cinsel yönelimli bitirici vuruşların yerini periler, oyuncaklar alıyor.
Bayonetta Origins: Cereza and the Lost Demon Neler Sunuyor?
Bayonetta Origins: Cereza and the Lost Demon, yaşı küçük oyunculara uygun tasarlanmış olmasına rağmen, hedef kitlesinin çocuklar olması benim için bir şeyi değiştirmedi. Bence yetişkin oyuncular da bu eğlenceli maceraya dahil olabilirler. Bayonetta Origins: Cereza and the Lost Demon, diğer Bayonetta oyunlarından farklı bir yaklaşım sunarak, daha yumuşak bir ton ve çocuk dostu bir oynanış sunuyor. Ancak, bu yeni bakış açısıyla birlikte, yine de etkileyici bir görsel stile, sürükleyici bir hikayeye ve eğlenceli bir oynanışa sahip.
Masal gibi görünen Cereza’nın sevimli başlangıç hikayesi, bir İskoç anlatıcı tarafından bizlere aktarılıyor. Anlatıcı son derece sakin bir ses tonuna sahip olsa da diğer karakterler için çıkarttığı sesler gerçekten de çok eğlenceli olmuş. Hatta hiç beklemezsiniz ama hem odak olarak hem anlatı olarak Bayonetta Origins: Cereza and the Lost Demon hikayesi gayet sürükleyici ve ayakları yere basıyor.
Oynanış da ilginç olmuş. Başlangıç bölümleri benim gibi yetişkin oyuncular için acınası derecede basit hissettirse de, Bayonetta Origins iyi bir öğretmen gibi gereksinim duyduğunuz dersleri yavaşça işliyor. Yani zamanla çeşitleniyor ve Cereza’nın gelişimini hissediyorsunuz.
Daha tuhaf yerleri keşfettikçe, geliştirici Platinum Games’in diğer çalışmalarının da bu anaokulu sunumunun arkasında etkisini görmeye başlıyorsunuz. Gerçeküstü bölümler, Nier: Automata gibi oyunları hatırlatırken, bir noktada süper kahraman çocuk filmlerine anlatıyı kaydırıyor.
Ben oyunun hikayesinin kısa olmasını bekliyordum ama derecede uzun hikayesi sizin oyuna devam etmeniz için yeterli çeşitlilik sunuyor. Evet bazı noktalara inanılmaz basit hissettirdi ama oynarken keyif almadım diyemeyeceğim. Gayet güzel bir oyundu.
Bazıları için sadece varlığı, gerçek Bayonetta’ya hakaret gibi olsa da, bu yan oyun gerçekten hiç fena olmamış. Hem serinin hayranları için güzel bir yan oyun hem de serinin 18 yaş altına inebilmesi ve daha “Nintendo Dostu” olması için güzel bir fırsat.
