Siber güvenlik, uzun süre yalnızca ağlar, sunucular ve uç noktalarla sınırlı düşünülüyordu. Ancak Canon Avrupa’dan Quentyn Taylor, baskı altyapısının da artık bu zincirin en zayıf halkası olabileceğini hatırlatıyor. İşletmelerin yazıcılarını koruma altına almaması, tüm sistemin güvenliğini tehlikeye atıyor.
Siber güvenlik zincirinin görünmeyen halkası
Modern iş ortamı hızla dijitalleşirken, çalışanlar veriye her yerden ulaşabiliyor. Bu esneklik, verinin görünürlüğünü zorlaştırıyor ve riskleri büyütüyor. Şirketler ağ güvenliğine odaklanırken baskı altyapısı genellikle göz ardı ediliyor. Oysa geçtiğimiz yıl işletmelerin yarısından fazlası, yazıcı kaynaklı veri kayıpları bildirdi.
Saldırganlar, tek bir zayıf noktadan tüm sisteme sızabiliyor. Yazıcılar da tam bu noktada, fark edilmeden açık bir kapı hâline geliyor. Bu yüzden kurumların donanım ve yazılımı birlikte çalıştıran entegre çözümlere yönelmesi şart. Böylece BT ekipleri, sistemleri hem daha görünür hem de daha yönetilebilir hâle getirebiliyor.
Yazıcılar neden siber güvenlik riski oluşturuyor
Yazıcılar, bir işletmenin bilgi akışının tam merkezinde bulunuyor. İnternete bağlı her cihaz gibi onlar da potansiyel hedef hâline geliyor. Araştırmalar, şirketlerin üçte birinin hâlâ “sıfır güven” mimarisine geçmediğini gösteriyor. Bu durum, baskı altyapısının ne kadar savunmasız kalabildiğini kanıtlıyor.
Fiziksel ve dijital ortamlar arasındaki geçiş noktası olan yazıcılar, saldırganlar için ideal bir köprü görevi görebiliyor. Bu yüzden yazıcıların sadece belge basan cihazlar değil, aynı zamanda veriyi koruyan bir savunma hattı olarak görülmesi gerekiyor.
İşletmelerin baskı güvenliğini güçlendirmek için atabileceği 3 adım:
- Kartlı erişim doğrulaması ile yazıcı kullanımını yetkililere sınırla.
- Oturum kayıtlarını konum verileriyle eşleştirerek kimlik doğrulamayı güçlendir.
- Yapay zekâ destekli izleme araçlarıyla baskı altyapısını sürekli kontrol et.
Yapay zekâ destekli güvenlik fark yaratıyor
Kuruluşların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, sistem içi görünürlüğün azalması. Veriler ağlar arasında serbestçe dolaşırken tehditleri tespit etmek zorlaşıyor. Bu noktada yapay zekâ devreye giriyor. AI, baskı ağı üzerindeki tüm hareketleri sürekli analiz ederek riskleri önceden fark ediyor.
Bu akıllı yaklaşım, güvenlik ekiplerinin manuel denetim yükünü azaltıyor. Ayrıca sistem ayarlarını otomatik biçimde optimize ederek hem çevresel hem de dijital güvenliği ileriye taşıyor.
Siber güvenlik stratejisinde baskının yeni rolü
Güvenlik artık yalnızca duvarlar inşa etmekle ilgili değil; her cihazın bu yapının bir parçası olması gerekiyor. Baskı sistemleri, çok faktörlü kimlik doğrulama ve entegre veri yönetimiyle şirketin savunma hattını genişletiyor.
Baskı güvenliğini güçlendirmek, dijital savunmanın tamamlayıcısı hâline geliyor. İşletmeler için bu artık bir tercih değil, zorunluluk. Çünkü siber güvenlik baskıdan başlıyor.



