Google+’ın üç yıl önce başlattığı “gerçek isim kullanma mecburiyeti” en sonunda tarih oldu.
Bundan üç yıl önce Google tarafından Google+ sosyal ağı üzerinde uygulanmaya başlanan gerçek isim kullanma mecburiyeti, en sonunda firma tarafından resmen terk edildi. Google+ sosyal ağından sorumlu olan ve bu politikanın da mimari olduğu bilinen Vic Gundotra’nın beklenmedik bir şekilde makamından istifa etmesinin ardından gelen bu gelişme, ufukta daha da büyük değişikliklerin olabileceği anlamına gelecek mi? Bu sorunun cevabı henüz belli değil.
Ne var ki Google’ın temel isimlerinden Sergey Brin’in açıkça Google+ projesine katılmış olmaktan pişmanlık duyduğunu söylemesi, firma içinde ciddi sorunların olduğuna da işaret ediyor gibi. Google bu sosyal ağ projesine çok uzun zaman harcadı ve yatırım yaptı. Sonuçta Facebook gibi kalabalık bir sosyal ağ kurabilmek, firmanın ana gelir kaynaklarından biri olan reklamlar açısından kritik önem taşıyor.
Ancak Vic Gundotra tarafından ısrarla savunulan ve pek çok kişi tarafından acımasızca eleştirilen “gerçek isim mecburiyeti” politikasının, Google+’ın büyüme potansiyeline çok ciddi zarar verdiği artık tartışma götürmüyor. Sonuçta internet kişisel veri güvenliği açısından olgun olmaktan çok uzak bir ortam ve insanların takma isimler kullanmak için gayet geçerli sebepleri var. Google’ın bu gerçeği ısrarla göz ardı etmesi, kullanıcıları Google+’tan kaçırmak ve rakiplerine yöneltmekten başka bir işe yaramadı. William Shatner gibi ünlü isimlerin, sırf Google+ yöneticilerini inandıramadıkları için hesaplarının dondurulması gibi minik skandallar da buna tuz biber ekti. Bakalım gerçek isim mecburiyeti politikasının iptal edilmesi, Google+’ı kurtarmaya yetecek mi?
