1.dünya savaşı en kısa özet

raw_ilk-kursundan-ateskese-birinci-dunya-savasinin-kisa-tarihi_415824335.jpg
1. Dünya Savaşı, 20. yüzyılın ilk büyük uluslararası savaşıdır. Habsburg arşidükü franz Ferdinand'ın bir sırp milliyetçisi tarafından(tahminler bu yönde) suikasta uğraması, 14 Ağustos'ta başlayan ve dört yıl boyunca devam edecek bir savaş başlamış oldu. I. Dünya Savaşı'nda İngiltere, Fransa, sırbistan ve Rusya imparatorluğu'nun oluşturduğu (daha sonra İtalya, Yunanistan, Portekiz, Romanya ve Amerika'nın katıldığı) itilaf devletleri, alman imparatorluğu ve Avusturya-Macaristan'ın oluşturduğu daha sonra osmanlı imparatorluğu ve Bulgaristan'ın katıldığı ittifak Devletleri'yle savaştı. Savaş, siper harbi yüzünden çıkmaza girince, ilk coşku gittikçe azaldı. Kuzey İtalya'da, Balkanlar'da ve osmanlı'da da ağır çarpışmalar gerçekleşti. Denizde ve ilk kez havada savaşıldı.

1. Dünya Savaşı, tarihin en masraflı savaşlarından biri olmuştur. Yaklaşık on milyon asker öldü. Bu rakam, önceki yüzyılda yapılan tüm savaşlardaki askeri can kayıplarını aşmaktadır. Savaşta tahminen 21 milyon kişi yaralandı. Makineli tüfek ve gaz harbi gibi yeni silahların savaşa girmesi, çok sayıda can kaybıyla sonuçlandı. Bir günde en ağır can kaybının görüldüğü tarih olan 1916'da, yalnızca Somme'deki İngiliz ordusu 60 bine yakın bir kayıp verdi. Sırasıyla, tahmini 1.770. 700 ve 1.700. 000 kayıp. Fransa, hareketli kuvvetlerinin büyük bir kısmını kaybetti. Tarihçiler, savaşın sonucu olarak doğrudan ya da dolaylı 13 milyon kadar sivil vatandaşın öldüğünü tahmin etmektedirler. Savaş sonunda can kayıpları, tarihteki en ölümcül salgın olan “ispanyol gribi”nin baş göstermesiyle hızlı bir şekilde arttı. Milyonlarca kişi yerinden yurdundan oldu. Mal ve sanayi kayıpları, özellikle en ağır çarpışmaların yaşandığı Fransa ve Belçika'da yıkıcı boyuttaydı.
11 Kasım 1918 günü, sabah saat 11:00'de batı cephesi'nde çarpışmalar durdu. Çağdaşlarının dünya harbi dediği savaş bitmişti ancak çarpışmaların uluslararası, siyasi, ekonomik ve sosyal alandaki çok büyük etkileri olmuştu.

raw_ilk-kursundan-ateskese-birinci-dunya-savasinin-kisa-tarihi_415824335.jpg

Yorumlar

Ülkemiz çok zor zamanlar geçerdi,Çanakkale'de,Hicaz-Yemen'de,Filistin'de,Kafkas'ta dönemin süper güçleriyle ''hasta adam'' olan bir Osmanlı savaştı.Rus İmparatorluğundan sonra en çok kayıp veren ülke biziz.623 yıllık dev bir İmparatorluk kana susamış Sömürgeci güçlerin eline düştü.Trablusgarp,Balkan savaşları gibi büyük savaşlardan çıkan Türk milleti,tekrardan bir kanlı savaş içinde buldu kendini.
 
Ülkemiz çok zor zamanlar geçerdi. Çanakkale'de, Hicaz-Yemen'de, Filistin'de, Kafkas'ta dönemin süper güçleriyle ''hasta adam'' olan bir Osmanlı savaştı. Rus İmparatorluğundan sonra en çok kayıp veren ülke biziz. 623 yıllık dev bir İmparatorluk kana susamış Sömürgeci güçlerin eline düştü. Trablusgarp, Balkan savaşları gibi büyük savaşlardan çıkan Türk milleti, tekrardan bir kanlı savaş içinde buldu kendini.
O hasta haliyle Çanakkale'de devrin süper güçlerine sağlam bir Osmanlı tokadı yapıştırdı. Ruslara yardım gidemediği için ihtilal başladı ve Rus cephesi dağıldı. Kut-ül Amare'de İngilizlere bir güzel hadlerini bildirdik. Bence bunda aslan payı günümüzde çoğu kişi tarafından sevilmeyen Sultan II. Abdülhamid'de. En çok toprak onun zamanında kaybedildi. Nedeni meşrutiyetin ilanı ile 93 harbinde Osmanlıların sultanın izni olmadan oldu bitti ile Ruslarla savaşa sokulması. Ruslar İstanbul'a kadar geldi. Zaten zayıf olan devlet bu savaş ile birlikte iyice zayıfladı. Avrupalı devletler de toprak bütünlüğünden yana oldukları Osmanlı Devleti'nin yıkılacağını anlayınca fazladan pay almaya çalıştı. Ondan sonra Osmanlı-Yunan savaşında Osmanlılar Yunanları bir defa daha tokatladı. Ondan sonra da Sultan II. Abdülhamid olabildiğince savaştan uzak durma politikası izledi. Bu politika devletin ömrünü uzattı. Ama sonra zorla II. Meşrutiyet ilan edildi. Sultan Abdülhamid tahtan indirildi. Ardından 10 yıl geçmeden devlet yıkıldı. Onu tahttan indiren ittihatçıların bazıları bile pişman oldular.
 
O hasta haliyle Çanakkale'de devrin süper güçlerine sağlam bir Osmanlı tokadı yapıştırdı. Ruslara yardım gidemediği için ihtilal başladı ve Rus cephesi dağıldı. Kut-ül Amare'de İngilizlere bir güzel hadlerini bildirdik. Bence bunda aslan payı günümüzde çoğu kişi tarafından sevilmeyen Sultan II. Abdülhamid'de. En çok toprak onun zamanında kaybedildi. Nedeni meşrutiyetin ilanı ile 93 harbinde Osmanlıların sultanın izni olmadan oldu bitti ile Ruslarla savaşa sokulması. Ruslar İstanbul'a kadar geldi. Zaten zayıf olan devlet bu savaş ile birlikte iyice zayıfladı. Avrupalı devletler de toprak bütünlüğünden yana oldukları Osmanlı Devleti'nin yıkılacağını anlayınca fazladan pay almaya çalıştı. Ondan sonra Osmanlı-Yunan savaşında Osmanlılar Yunanları bir defa daha tokatladı. Ondan sonra da Sultan II. Abdülhamid olabildiğince savaştan uzak durma politikası izledi. Bu politika devletin ömrünü uzattı. Ama sonra zorla II. Meşrutiyet ilan edildi. Sultan Abdülhamid tahtan indirildi. Ardından 10 yıl geçmeden devlet yıkıldı. Onu tahttan indiren ittihatçıların bazıları bile pişman oldular.
Sultan Abdülhamid kesinlikle başarılı bir padişah değildi,Osmanlı-Yunan savaşında askeri olarak biz muzaffer olduk,ancak masada kaybettik.Üstüne sırf burnu büyük diye gazetelerden burun kelimesini yasaklatan birisi kendisi.Bosna'yı Avusturya Macaristan ilhak ettiği zaman niye tepkisiz kaldı o zaman? Onun döneminde çoğu okullar açıldı doğru,bu açıdan beğeniyorum.Ama diğer alanlarında bence başarısız.Çanakkale düşmüş bir İmparatorluğun son direnişiydi,kahraman Türk milleti orada sömürgecilere haddini bildirdi.Onun dışında İngilizlerle savaştığımız cephede,tek zaferimiz Kut-ül Amaredir.Megiddo muhabaresine bakarsanız İngiliz tarafın da 750 kayıp varken,bize 35.000 kayıp verdirdiler.İttihat ve Terakkanin belki en büyük hatası Goltz Paşa,Liman Von Sanders gibi Alman komutanları Osmanlı mareşali yapmasıdır.''10 yıl geçmeden devlet yıkıldı'' sözünüzede cevabım şudur ki ; Yaş antlaşmasıyla başlayan neredeyse 200 yıllık bir Osmanlı devleti vardı o dönemde,devlet zaten yıkılacaktı.O dönem Sanayi inkilabından doğan petrol ihtiyacı yüzünden tüm sömürgeci devletler gözünü Osmanlı'nın Irak-Basra topraklarına çevirmişti.1.Dünya savaşına istemesekte girecektik.
 
Sultan Abdülhamid kesinlikle başarılı bir padişah değildi, Osmanlı-Yunan savaşında askeri olarak biz muzaffer olduk, ancak masada kaybettik.
Onu Avrupalı devletlerin ve Rusya'nın baskısı yüzünden imzaladık. Rus çarı Nikolay Sultan Abdülhamid'e telgraf çekti savaşı durdurması için. Eğer savaşı durdurmazsa Erzurum'a gireceği yönünde tehditler savurdu. Böyle bir şey olursa bu işgal Erzurum ile sınırlı kalmaz emin olun. Bence savaşı kazandığımıza şükretmeliyiz.

Bosna'yı Avusturya Macaristan ilhak ettiği zaman niye tepkisiz kaldı o zaman?
Tepkisiz kalmak zorundaydı. Zira siz o dönem güçsüz bir imparatorluk iseniz ve bütün dünya sizin yıkılmanız için çabalıyorsa çoğu şeyi böyle alttan almanız gerekir.

İttihat ve Terakki'nin belki en büyük hatası Goltz Paşa, Liman Von Sanders gibi Alman komutanları Osmanlı mareşali yapmasıdır.
Bu sözünüze katılıyorum. Almanya dışarıdan bakıldığında Osmanlı ile dost gibi görülse de Osmanlı aleyhine yaptığı sayısız gizli antlaşma var. Zaten savaşa o Alman hayranı paşaların olduğu İttihat ve Terakki yüzünden girdik.

1.Dünya savaşına istemesek de girecektik.
Ama Sultan Abdülhamid devrinde girmezdik. Diyelim ki girmek zorunda kaldık ve girdik. Belki İtilafların tarafında girerek, veya yanımıza daha çok müttefik alarak İttifakların yanında girerdik. Zira Sultan Abdülhamid müslümanlara sözü geçen son halifeydi ve cihat çağrısı yapsa yüzbinlerce müslüman gelebilirdi. Zaten İngiltere'nin Osmanlı'yı daha önce işgal edememesinin sebebi bu. Ondan dolayı Sultan Abdülhamidi tahttan indirmek için o kadar uğraştılar. Onu tahttan indirip, devleti savaşa sokarak yıkacaklardı ve Osmanlı topraklarını alacaklardı.
 
Ama sultan abdülhamid devrinde girmezdik. Diyelim ki girmek zorunda kaldık ve girdik. Belki itilafların tarafında girerek, veya yanımıza daha çok müttefik alarak ittifakların yanında girerdik. Zira sultan abdülhamid Müslüman'lara sözü geçen son halifeydi ve cihat çağrısı yapsa yüzbinlerce Müslüman gelebilirdi. Zaten İngiltere'nin osmanlı'yı daha önce işgal edememesinin sebebi bu. Ondan dolayı sultan abdülhamidi tahttan indirmek için o kadar uğraştılar. Onu tahttan indirip, devleti savaşa sokarak yıkacaklardı ve osmanlı topraklarını alacaklardı.

Sözü geçen halife kavramı yanlış. Sultan Mehmet Reşet cihat cağrısı yaptığı zaman bir geri dönüş oldu, o dönem İngiltere himayesinde olan Hint Müslüman'lar savaşa katılmakla çekimser kaldı, sonra İngilizlerin gerçekleştirmeyeceği "Türklere bir şey yapmayacağız" sözü yüzünden girdiler. Ayrıyeten 1914 yılında siyasi atmosfere bakarsak, sıcak denizlere inmek için can atan bir Rusya, Osmanlı petrol yataklarına göz diken bir İngiltere var. Sizce bu devletler bizi kendi yanlarında ister miydi?
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Psikoptik
Okuma süresi
1 dakika okuma
Görüntüleme
841
Yorumlar
8
Son güncelleme

Tarih kategorisindeki diğer girdiler

Psikoptik adlı kullanıcının diğer girdileri

  • Kurutuluş Savaşı'nın özeti
    30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası işgallerin başladığı ve boğazların İngilizlerin...
  • Ekim Devrimi
    Rus Devrimi, 1917 senesinde Rusya’da yaşanmıştır. Çarlık otokrasisi yıkılarak yerine Sovyetler...
  • 2.Dünya Savaşı en kısa özet
    2.Dünya Savaşı, dünya çapında tahminen 55 milyon ölümle sonuçlandı. Kayıtlara göre tarihteki en...

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı