Cahit Sıtkı Tarancı'nın ünlü şiirinde, "Yaş 35, yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün" sözlerini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz.
Cahit Sıtkı'nın bu dizeleri yazarken fazla optimist davrandığı söylenir. Çünkü şiirin yazdıktan 11 yıl sonra, 46 yaşında hayata gözlerini yumar.
Cahit Sıtkı'nın dünyasında da her canlının bir ömrü vardır. Aslında bakarsanız dünya da bir canlıdır. Çok uzun ömürlü bir bebek gibi özenle bakmamız gerekir. Yavaş yavaş büyüyen bir bebek...Peki dünyanın gelişimini ve değişimini bir insan ömründe görebilir miyiz?
Google'ın yeni projelerinden birisi Time Lapse, 1984 yılından bu yana dünyada gerçekleşen fiziksel değişiklikleri görmemizi sağlıyor. Yani dünyanın 37 yıllık yaşam dilimini görebiliyoruz. İstediğiniz bir bölgeyi, hatta evinizin adresini bile girerek 37 yıllık zaman diliminde nasıl değiştiğini görebiliyorsunuz.
Time Lapse projesi, Carnegie Mellon Üniversitesi CREATE Lab tarafından interaktif olarak kullanım için geliştirildi. Geçtiğimiz 35 yılda 5 farklı uydudan elde edilen görüntüler bir araya getirilerek oluşturuldu. Fotoğrafların büyük çoğunluğu, NASA ve ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu ortak projesi olan Landsat programı kapsamında elde edildi. Geçtiğimiz 5 yılda da Avrupa Uzay Ajansı'nın Kopernik programında bulunan Sentinel uyduları kullanıldı.
Google, Time Lapse projesini tanıtırken özellikle Earth Engine'in bulut tabanlı bir bilgisayar programı olduğunu vurguluyor. Hedefledikleri kullanıcıların da bilim insanları, gazeteciler ve araştırmacılar olduğuna dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz 37 yılda dünyanın ömrünün nasıl kısaldığını açıkça gözler önüne seren Time Lapse, Cahit Sıtkı'nın dizelerini haklı çıkarırcasına doğa üzerinde yaptığımız işkence ve katliamları bizlere bir tokat gibi çarpıyor. İstanbul gibi ülkemizin en büyük şehirlerinde yeşil alanların nasıl azaldığını, ülkemize nasıl ihanet ettiğimizi açık açık gösteriyor.
İstanbul'da nüfusun artışıyla insanlar binaların arasına hapsoldular. Yeşil alanları da neredeyse mezarlıklar dışında göremez oldular. Türkiye'nin en çok ziyaret edilen doğal güzelliklerinin bulunduğu Muğla şehrinde, yapılaşma sürekli arttı. Artık bir otel şehrine dönüştü. Rant ve para güzelliğin önüne geçti. Karadeniz bölgesinin doğa güzelliklerinden birisi olan, her yıl yüz binlerce turistin ziyaret ettiği Uzungöl dahi, betonlaşmadan ve sıradanlaşmadan nasibini aldı. Balıkların dansını izlediğimiz Uzungöl'de artık sadece sodalı su kaldı.
YouTube videom:
Çakma Mühendis Blogum
Technopat Uzay Blogum
Cahit Sıtkı'nın bu dizeleri yazarken fazla optimist davrandığı söylenir. Çünkü şiirin yazdıktan 11 yıl sonra, 46 yaşında hayata gözlerini yumar.
Cahit Sıtkı'nın dünyasında da her canlının bir ömrü vardır. Aslında bakarsanız dünya da bir canlıdır. Çok uzun ömürlü bir bebek gibi özenle bakmamız gerekir. Yavaş yavaş büyüyen bir bebek...Peki dünyanın gelişimini ve değişimini bir insan ömründe görebilir miyiz?
Google'ın yeni projelerinden birisi Time Lapse, 1984 yılından bu yana dünyada gerçekleşen fiziksel değişiklikleri görmemizi sağlıyor. Yani dünyanın 37 yıllık yaşam dilimini görebiliyoruz. İstediğiniz bir bölgeyi, hatta evinizin adresini bile girerek 37 yıllık zaman diliminde nasıl değiştiğini görebiliyorsunuz.
Time Lapse projesi, Carnegie Mellon Üniversitesi CREATE Lab tarafından interaktif olarak kullanım için geliştirildi. Geçtiğimiz 35 yılda 5 farklı uydudan elde edilen görüntüler bir araya getirilerek oluşturuldu. Fotoğrafların büyük çoğunluğu, NASA ve ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu ortak projesi olan Landsat programı kapsamında elde edildi. Geçtiğimiz 5 yılda da Avrupa Uzay Ajansı'nın Kopernik programında bulunan Sentinel uyduları kullanıldı.
Google, Time Lapse projesini tanıtırken özellikle Earth Engine'in bulut tabanlı bir bilgisayar programı olduğunu vurguluyor. Hedefledikleri kullanıcıların da bilim insanları, gazeteciler ve araştırmacılar olduğuna dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz 37 yılda dünyanın ömrünün nasıl kısaldığını açıkça gözler önüne seren Time Lapse, Cahit Sıtkı'nın dizelerini haklı çıkarırcasına doğa üzerinde yaptığımız işkence ve katliamları bizlere bir tokat gibi çarpıyor. İstanbul gibi ülkemizin en büyük şehirlerinde yeşil alanların nasıl azaldığını, ülkemize nasıl ihanet ettiğimizi açık açık gösteriyor.
İstanbul'da nüfusun artışıyla insanlar binaların arasına hapsoldular. Yeşil alanları da neredeyse mezarlıklar dışında göremez oldular. Türkiye'nin en çok ziyaret edilen doğal güzelliklerinin bulunduğu Muğla şehrinde, yapılaşma sürekli arttı. Artık bir otel şehrine dönüştü. Rant ve para güzelliğin önüne geçti. Karadeniz bölgesinin doğa güzelliklerinden birisi olan, her yıl yüz binlerce turistin ziyaret ettiği Uzungöl dahi, betonlaşmadan ve sıradanlaşmadan nasibini aldı. Balıkların dansını izlediğimiz Uzungöl'de artık sadece sodalı su kaldı.
YouTube videom:
Çakma Mühendis Blogum
Technopat Uzay Blogum