Naci İnci, kendisine tepki gösteren öğrencilerin hal hatırını sordu

Prof. Dr. Melih Bulu'nun yerine 15 Temmuz'da vekaleten Mehmet Naci İnci atanmıştı. Sonralardan Resmi Gazete'de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Naci İnci, geçtiğimiz cumartesi (21.08.2021)'de rektörlüğe atanmıştı. Marmara ve Boğaziçi Üniversitesinin yeni rektörleri belli oldu

Melih Bulu gibi Naci İnci'de çok tepki topladı. Akademisyenler yüzde 95 oranında Naci İnci'yi reddetmesine rağmen gene de rektörlüğe atanmıştı. Dün makam aracından ayrılarak karşılaştığı öğrencilere "Nasılsınız" diye sordu. Naci İnci ve öğrenciler arasında aşağıdaki gibi diyalog geçti:
  • Nasılsınız?
  • İyi değiliz.
  • Nasıl iyi olabiliriz sizce?
  • Hala el sallayabiliyorsunuz.
  • Kime selam veriyorsunuz?
  • Hala yüzümüze bakabiliyorsunuz.
  • Utanmadan nasılsınız diye sorabiliyorsunuz.
Melih Bulu'da olanlar gibi büyük ihtimalle protestolar devam edecektir, Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyan varsa Allah sabır versin. Seçilmiş bir rektör gelmediği sürece tepkinin biteceğini düşünmüyorum. Akademisyenlerin yüzde 95 oranında reddettiği birisi bir de. Umarım seçilmiş bir rektör gelir, protestolar da biter.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

 
Üniversitenin rektörü öğrenciyi ilgilendirmiyor. Celal bayar mezunuyum. Rektör değişse gidip tepki koymaya hakkım yok. Rektörü bile görmüyorsun neredeyse. Sanarsın her gün rektörün odasında çay kahve içiyorsun. Çok saçma bir olay bence yıllardan beri üniversitelere cumhurbaşkanı atar. Erdoğan öncesinden beri yapılıyor yeni mi aklınıza geldi. Aynı durum başka üniversite olsa itiraz edenler aynı tepkiyi verirler miydi bence hayır.
"
"YÖK Kanunu'na göre, üç adayın YÖK'e gitmesi ve YÖK'ün onlar arasından karar vermesi gibi bir uygulama var ama biz hiçbir zaman bunu yapmadık. 2012 seçimleri ve öncesinde Boğaziçi'nde rektör adayları belirlenir, onlar bir seçim kampanyası yürütür ve seçim sonucunda en çok oyu alan aday kişi rektör olarak seçilirdi.
"Dedik ki; istersen bir oyla kaybetmiş ol, eğer seçimde ikinci ya da üçüncü olduysan çekileceksin ve 'Artık ben rektör adayı değilim' diyeceksin. Dolayısıyla Ankara'ya hep tek isim gitmiştir. YÖK de seçtiğimiz kişiden başka aday olmadığı için atamak durumunda kalmıştır."
Yine Boğaziçi geleneği gereği hiçbir seçilmiş rektörün, YÖK'ün kendisine sağladığı "sınırsız" yetkiyi kullanmadığını çünkü seçilmiş rektörlerin Boğaziçi'nin demokratik kültürüne aykırı yetkileri kabul etmediğini söylüyor.
Candan, akademisyen olmanın ifade özgürlüğünün arkasında durmayı ve özerk üniversiteyi savunmayı gerektirdiğini belirterek, "Bu mücadeleler akademiye içkin mücadelelerdir ancak Boğaziçi'nin tüm bileşenleriyle bu kadar çok ayağa kalkacağını ve başka üniversitelere de ilham veren bir mücadeleye dönüşeceğini tahmin edemezdim" diyor."
Olay kısaca bu.
 
Hükümet yanlısı olduğu nereden biliyorlar ?
Doğrusu kendisi de Boğaziçi'nde akademisyen olarak çalışmış.

Boğaziçi bu konuda herşeyi bilebilecek kapasitede hocam.Belki de Naci Bey'in akademisyen olarak çalıştığı dönemlerden tanıyan bir bu konuda vakıf olduğu için olabilme ihtimali var diye düşünüyorum.
 
İyi de rektörün siyasi görüşü öğrenciyi ne ilgelendiriyor ?
Konu o değil zaten. Mehmet Naci İnci başarılı bir insandır. Uluslararası 2 patenti var lakin olay seçim. Şu an dikta bir şekilde gelen her kişi Ak partili olarak kabul ediliyor. Melih Bulu zaten Ak partiliydi ama Mehmet Naci İnci için aynısı geçerli değil.
 
"
"Yök Kanunu'na göre, üç adayın yök'e gitmesi ve yök'ün onlar arasından karar vermesi gibi bir uygulama var ama biz hiçbir zaman bunu yapmadık. 2012 seçimleri ve öncesinde Boğaziçi'nde rektör adayları belirlenir, onlar bir seçim kampanyası yürütür ve seçim sonucunda en çok oyu alan aday kişi rektör olarak seçilirdi.
"Dedik ki; istersen bir oyla kaybetmiş ol, eğer seçimde ikinci ya da üçüncü olduysan çekileceksin ve 'artık ben rektör adayı değilim' diyeceksin. Dolayısıyla Ankara'ya hep tek isim gitmiştir. Yök de seçtiğimiz kişiden başka aday olmadığı için atamak durumunda kalmıştır."
Yine Boğaziçi geleneği gereği hiçbir seçilmiş rektörün, yök'ün kendisine sağladığı "sınırsız" yetkiyi kullanmadığını çünkü seçilmiş rektörlerin Boğaziçi'nin demokratik kültürüne aykırı yetkileri kabul etmediğini söylüyor.
Candan, akademisyen olmanın ifade özgürlüğünün arkasında durmayı ve özerk üniversiteyi savunmayı gerektirdiğini belirterek, "bu mücadeleler akademiye içkin mücadelelerdir ancak Boğaziçi'nin tüm bileşenleriyle bu kadar çok ayağa kalkacağını ve başka üniversitelere de ilham veren bir mücadeleye dönüşeceğini tahmin edemezdim" diyor."
Olay kısaca bu.

Yine de bu durumda öğrenciye söz düşmüyor. Akademisyenler tepkilerini koymakta haklılar ona itirazım yok.
 
Yine de bu durumda öğrenciye söz düşmüyor. Akademisyenler tepkilerini koymakta haklılar ona itirazım yok.
Düşüyor çünkü eğitimi alan öğrenciler. Burada rektörü atayana yani sayın Recep Tayyip Erdoğan'a söz düşmüyor. Daha lisans diploması bile muallak olan kişi lisans ya da yüksek lisans öğrencilerinin alacağı eğitimi belirliyor.
 
Düşüyor çünkü eğitimi alan öğrenciler. Burada rektörü atayana yani sayın Recep tayyip erdoğan'a söz düşmüyor. Daha lisans diploması bile muallak olan kişi lisans ya da yüksek lisans öğrencilerinin alacağı eğitimi belirliyor.

Cumhurbaşkanı yetkisi var. Abdullah Gül, Ahmet Necdet sezer, Süleyman Demirel bunlar da rektör atadı. Protesto yapanlar bunları bilmiyor mu biliyor. Diğer cumhurbaşkanları atama yaparken itiraz yok ve diğer cumhurbaşkanı T.C. vatandaşı değildi herhalde. Ben sadece öğrencilerin protestosuna karşıyım. Akademisyenlerin değil.
 
Cumhurbaşkanı yetkisi var. Abdullah Gül, Ahmet Necdet sezer, Süleyman Demirel bunlar da rektör atadı. Protesto yapanlar bunları bilmiyor mu biliyor. Diğer cumhurbaşkanları atama yaparken itiraz yok ve diğer cumhurbaşkanı T.C. vatandaşı değildi herhalde. Ben sadece öğrencilerin protestosuna karşıyım. Akademisyenlerin değil.
""Yök Kanunu'na göre, üç adayın yök'e gitmesi ve yök'ün onlar arasından karar vermesi gibi bir uygulama var ama biz hiçbir zaman bunu yapmadık. 2012 seçimleri ve öncesinde Boğaziçi'nde rektör adayları belirlenir, onlar bir seçim kampanyası yürütür ve seçim sonucunda en çok oyu alan aday kişi rektör olarak seçilirdi.
"Dedik ki; istersen bir oyla kaybetmiş ol, eğer seçimde ikinci ya da üçüncü olduysan çekileceksin ve 'artık ben rektör adayı değilim' diyeceksin. Dolayısıyla Ankara'ya hep tek isim gitmiştir. Yök de seçtiğimiz kişiden başka aday olmadığı için atamak durumunda kalmıştır." Olayın gelişimine bakarsanız zaten bir adet varmış. Bu adet bozulunca elicit(Başkaldırış galiba Türkçesi) gibi bir harekete kalkışmışlar.
 
""Yök Kanunu'na göre, üç adayın yök'e gitmesi ve yök'ün onlar arasından karar vermesi gibi bir uygulama var ama biz hiçbir zaman bunu yapmadık. 2012 seçimleri ve öncesinde Boğaziçi'nde rektör adayları belirlenir, onlar bir seçim kampanyası yürütür ve seçim sonucunda en çok oyu alan aday kişi rektör olarak seçilirdi.
"Dedik ki; istersen bir oyla kaybetmiş ol, eğer seçimde ikinci ya da üçüncü olduysan çekileceksin ve 'artık ben rektör adayı değilim' diyeceksin. Dolayısıyla Ankara'ya hep tek isim gitmiştir. Yök de seçtiğimiz kişiden başka aday olmadığı için atamak durumunda kalmıştır." olayın gelişimine bakarsanız zaten bir adet varmış. Bu adet bozulunca elicit(başkaldırış galiba türkçesi) gibi bir harekete kalkışmışlar.

Bu durumda devreye akademisyenler tepki koysa iyi olurdu.
 

Geri
Yukarı