Nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz?

GCN dedi:

Uydurdum tamam haklısın kanka.

Genişletmek için tıkla...

Aynen aynen. Kesin Arabistanlı Lawrence değiştirmistir mushafı.
Kaynaklar da çok gizli. O yüzden yarım saattir kaynak atıp susturamıyorsun.

GCN dedi:

Ama ben oradan geldim. Doğuştan dinsiz değilim. Gözümü açtım zincirimi kırdım ve mağaradan dışarı çıktım.

Genişletmek için tıkla...

Ben de aynı şekilde doğuştan müslümandım, müslümanlığı eleştirip kandırıldığımı düşündüm. Kendimizi gerçeği gören ilan edebiliriz bu da bir düşüncedir. Ben aile büyüklerime çok uzun süredir basit teknolojik aletlerin kullanımını tam anlatamadım. Hala ellerindeki cihazların karmaşık olduklarına emin oldukları için bazen karşısına çıkan bir satırlık basit bir bilgilendirme kutucuğunun bir kelimesini okumadan önüme getiriyorlar. Ki burada inanan birisine; sabahtan akşama kadar, yemek yemenden tuvaletine, giyinmenden temizlenmene ve daha bir çok rutinine etki eden ve yaşam tarzı dayatan bir inanışı yalanlamaya çalışıyoruz. Adının Ali değil de Mehmet olduğuna inanamamak gibi bir şey, içgüdüsel eminlik desem doğru olur mu bilmiyorum.

CS Relboron dedi:

Muhtaç olmak demek, yapılmadığında ya da yokluğunda yaşayamadığın hayatını sürdüremediğin şeyler bütünüdür adı üstünde Muhtaç olmak. Sen ibadet etmediğin zaman Allah yok olmuyor ya da acı çekmiyor, ibadetide ona muhtaç olduğu için emretmiyor. Yapılan ya da emredilen ibadetlerin neredeyse hepsine yakını aynı zamanda ahlaki ve toplumsal açıdanda iyi olan şeyler. Mesela Allahın haram kıldığı şeylerden kaçınmak ibadettir, hırsızlıktan uzak durman tecavüzden yalandan küfürden uzak durman ibadettir. Bunu sana yapamazsın demiyor, yapmanı haram kılıyorum diyor. İrade yine senin elinde. Öte yandan dediğin gibi Allahın seni, beni, onu, dünyayı keyfi olarak yarattığını düşünelim, keyfini yerine getirmek için sana muhtaç olacak bir yaratıcı olsa daha gaddar olmaz mıydı ? Kendisine küfür eden kendisinin tüm emirlerini hiçe sayan insanları istediği an istediği zaman cezalandırırdı, buda senin bahsettiğin gibi birşey olsa yaratıcı için çok daha keyifli olmazmıydı ? İnsanın bırak en kötü senaryoyu, ayağı burkulsa bile bir başka insana muhtaç olabilir, yaşlanıyorsun belki tuvaletini bile tek başına yapamayacak duruma geliyorsun, ama buna rağmen muhtaç olmamaktan bahsederek kibirlenebiliyorsun, gereksiz değil mi ?

Genişletmek için tıkla...

Tamam şöyle bakalım, sen on numara müslümansın. Tanrı seni neden yarattı? Neden hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve varlığı zamandan muaf olan bir varlık birdenbire evrenimizi yarattı? Onu biz bilemeyiz dersen çok üzülürüm, ben de evrenin niye var olduğunu bilmiyorum ama kalkıp şu tanrı yarattı demiyorum. Sen kimsin, nesin, tanrı seni durduk yere niye yarattı?
Tanrı sen ona ibadet ettikten sonra seni cennetine koyup ne elde ediyor? Neden durduk yere cezalı iyi/kötü oyunu yarattı?

UluErdem25 dedi:

yemek yemenden tuvaletine, giyinmenden temizlenmene ve daha bir çok rutinine etki eden ve yaşam tarzı dayatan bir inanışı yalanlamaya çalışıyoruz.

Genişletmek için tıkla...

"Anlatmaya çalışıyoruz."


"içgüdüsel eminlik desem doğru olur mu bilmiyorum."

İç güdüsel bir şey nasıl olabilir? İç güdüsel olsa İslamiyet öncesi bir şey olurdu.
Ama yine de bakış açınız hoşuma gitti.

UluErdem25 dedi:

Ben de aynı şekilde doğuştan müslümandım, müslümanlığı eleştirip kandırıldığımı düşündüm. Kendimizi gerçeği gören ilan edebiliriz bu da bir düşüncedir. Ben aile büyüklerime çok uzun süredir basit teknolojik aletlerin kullanımını tam anlatamadım. Hala ellerindeki cihazların karmaşık olduklarına emin oldukları için bazen karşısına çıkan bir satırlık basit bir bilgilendirme kutucuğunun bir kelimesini okumadan önüme getiriyorlar. Ki burada inanan birisine; sabahtan akşama kadar, yemek yemenden tuvaletine, giyinmenden temizlenmene ve daha bir çok rutinine etki eden ve yaşam tarzı dayatan bir inanışı yalanlamaya çalışıyoruz. Adının Ali değil de Mehmet olduğuna inanamamak gibi bir şey, içgüdüsel eminlik desem doğru olur mu bilmiyorum.

Genişletmek için tıkla...

İnanç zorunluluktur. İnanmak zorundalar o yüzden inanıyorlar. Biz de aynı şekilde.

Dünya'nın küresel olduğu gerçeğine inanmayı tercih etmeyiz, inanmak zorundayız.

Her insan kendi bilgi havuzunda hapistir. Kendi bildikleri onun kendi gerçekliğidir, dolayısıyla o gerçeğe inanmak zorunda kalır.

Yeterince bilgiye ulaştığında söyleyeceğin ilk söz: Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir. (Ta ki o ana kadar her şeyi yeterince bildiğini düşünürsün.)
Bu arada satranç oynanayım biraz kafam dağılsın. Siz oynayamazsınız caiz değil.

GCN dedi:

İnanç zorunluluktur. İnanmak zorundalar o yüzden inanıyorlar. Biz de aynı şekilde.

Dünya'nın küresel olduğu gerçeğine inanmayı tercih etmeyiz, inanmak zorundayız.

Her insan kendi bilgi havuzunda hapistir. Kendi bildikleri onun kendi gerçekliğidir, dolayısıyla o gerçeğe inanmak zorunda kalır.

Yeterince bilgiye ulaştığında söyleyeceğin ilk söz: Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.

Genişletmek için tıkla...

Hayır. İstersem reddeder dinden çıkar kendi halimde yaşarım. Bu yetki bana verildi. Böyle bir iradesi var insanoğlunun. Ama ne kadar akıllıca olup olmadığı malûm.

One Face dedi:

"içgüdüsel eminlik desem doğru olur mu bilmiyorum."

İç güdüsel bir şey nasıl olabilir? İç güdüsel olsa İslamiyet öncesi bir şey olurdu.
Ama yine de bakış açınız hoşuma gitti.

Genişletmek için tıkla...

İç güdüsel eminlik dediğim, sorsam iki satırlık argüman sunamayacağın ancak doğru olduğunu sandığın bilgilerdir. Mesela kelime-i şahadet getirdiği şaibeli, iki dua okuyamayan ve kendine müslüman diyen insanlar. Yaşamları gereği diğer insanlara ayak uyduruyorlar diye düşünüyorum, iç güdüsel eminlik dediğim de bu tarz bir benzetmeydi. Yoksa insanın fıtratında inanmak vardır anlamında demedim ancak o fikire de katılıyorum.

İslamiyet öncesi zibilyon tane inanış vardır. Sonrasında da vardır mutlaka bir şeyler.

GCN dedi:

İnanç zorunluluktur. İnanmak zorundalar o yüzden inanıyorlar. Biz de aynı şekilde.

Dünya'nın küresel olduğu gerçeğine inanmayı tercih etmeyiz, inanmak zorundayız.

Her insan kendi bilgi havuzunda hapistir. Kendi bildikleri onun kendi gerçekliğidir, dolayısıyla o gerçeğe inanmak zorunda kalır.

Yeterince bilgiye ulaştığında söyleyeceğin ilk söz: Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.

Genişletmek için tıkla...

Hocam pek katılmıyorum, insanlar uzun süre Dünya'nın düz olduğuna inanarak yaşadılar başlarına taş yağmadı. Tabi ki gerçekçi olmak bize ciddi fayda sağlayabilir. Bilgi havuzuna hapistir kısmına katılıyorum. Halihazırda bildikleri ile sınırlı olan kişi yeni alacağı bilgiyi de sahip olduğu bilgiler ile işler.

Ateist olanlar haklı olarak varlığı kanıtlanamayan bir şeye inanmıyorlar. Bir somut gerekçe yok. İnanlar ise neye göre inanıyorlar emin değilim. Bazen bir şeye inanmak istemek daha da kuvvetlendiriyor. Gerekçe yaratmaya çabalıyor insanlar ama bunlar da somut olmuyor.

VP67 dedi:

Yaratan yarattığı ile aynı türde olamaz. Bir marangoz bir masa yapıyorsa, o masa onu yapan insan türünden olamaz.

Genişletmek için tıkla...

Robot yapan robotlar yok mu?

Taptic dedi:

Ateist olanlar haklı olarak varlığı kanıtlanamayan bir şeye inanmıyorlar. Bir somut gerekçe yok. İnanlar ise neye göre inanıyorlar emin değilim. Bazen bir şeye inanmak istemek daha da kuvvetlendiriyor. Gerekçe yaratmaya çabalıyor insanlar ama bunlar da somut olmuyor.

Genişletmek için tıkla...

Varlığı kanıtlanamayan aynı zamanda yokluğu da kanıtlanamayan bir varlık. Evrenin sınırları var mıdır yok mudur? Varsa dışarıda ne vardır? Veya içinde yaşadığımız evrendeki kanunlar neye göre işliyor? Bu kanunları kim işletiyor? Enerjiye inanıyorsunuz, yaratıcıya inanmıyorsunuz.

Vavien. dedi:

Robot yapan robotlar yok mu?

Genişletmek için tıkla...

Robot yapan robotu yapan insan vardır.

UluErdem25 dedi:

İç güdüsel eminlik dediğim, sorsam iki satırlık argüman sunamayacağın ancak doğru olduğunu sandığın bilgilerdir. Mesela kelime-i şahadet getirdiği şaibeli, iki dua okuyamayan ve kendine müslüman diyen insanlar. Yaşamları gereği diğer insanlara ayak uyduruyorlar diye düşünüyorum, iç güdüsel eminlik dediğim de bu tarz bir benzetmeydi. Yoksa insanın fıtratında inanmak vardır anlamında demedim ancak o fikire de katılıyorum.

İslamiyet öncesi zibilyon tane inanış vardır. Sonrasında da vardır mutlaka bir şeyler.

Genişletmek için tıkla...

Onlar başka. İstisna.
Kelime-i şehadeti bile bilmeyip müslümanım diyen var. Elbet küçükken falan demiş olabilir ama yani ne bileyim. Taklidi iman deniyor ona.

Taptic dedi:

Ateist olanlar haklı olarak varlığı kanıtlanamayan bir şeye inanmıyorlar. Bir somut gerekçe yok. İnanlar ise neye göre inanıyorlar emin değilim. Bazen bir şeye inanmak istemek daha da kuvvetlendiriyor. Gerekçe yaratmaya çabalıyor insanlar ama bunlar da somut olmuyor.

Genişletmek için tıkla...

Bir kavramın herhangi bir şeyin kanıtlanması için, anlaşılması için somut bir şeye ihtiyaç yok. Misa matematik ne kadar somut?