Ben Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Mert Can Urcan, 28 yaşındayım.
Asker bir baba ve öğretmen annenin ikinci çocuğuyum. İngilizce ve Türkçe çift anadilliyim. Eski tip 8 yıllık anadolu lisesi mezunuyum.
Stratejik Tasarım Master'ımı İtalya Politecnico Di Milano üniversitesinde tamamladım. Bu konudaki projemi Fiberoptik kablolar üzerine, Türkiye Turkuaz Kablo'da tamamladım.
Askerliğimi, bürodaki sekreter sağolsun bakaya olarak Ankara Etimesgut'ta tamamladım, bu vazifem sırasında nöbet tuttuğum veya -20 derece artı rüzgarda nöbete götürdüğüm genç insanlar harici 1970'ten beri düzeltilmemiş pek çok haritayı düzelterek vatana millete olduğu söylenen borcumu ödedim. Miyop astigmat gözlerime rağmen 100 ve 200 metre'de gösterdiğim başarıdan dolayı atış takımındaydım.
Ülkemizdeki "Baby boomers" jenerasyonu müsvette karakterlere tasarım hizmeti vermekten yoruldum. Parası olan köylü (üreten köylüden bahsetmiyorum, bu yaz tarlada cevizleri sularken yeterince canım sıkıldı tembelliklerine) kafasıyla kurulmuş şirketlerin para babalarına hizmet etmekten yoruldum. İnsanlara, anlamadıkları, anlamak için çaba sarf etmedikleri, kendinilerini geliştirmekten / gelişmekten korktukları için, sadece dergideki fotoğrafları gören eşlerinin istekleri doğrultusunda "şuraaaa bi kaneeeepe atakk"... gibisinden sözlerle iş yapmaya çalışan ve paramı vermeyen insanlardan dolayı işimi istediğim gibi icra edemez bir duruma düştüm ve ailemin maddi kaynaklarına teşekkür ederim ki borçlanmadan ayrılabildim sektörümden, şimdilik.
İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri'nde hiçbir torpil olmaksızın girdiğim iş görüşmesi sonrası bir üç boyutlu prototipleme merkezi kurulum projesinde asistanlık yapmaktayım. İnan bana 500.000 TL bütçeli bir projede, "Acaba fayda sağlar mıyım?" diye uğraştığım, pazarlık ettiğim teknoloji ve cihazları tanıtmam gereken o para babalarından bugün "Ahahah...
)) *küfrü yerleştir*" şeklinde baydım.
Sevdiğin meslekten bahsederken, malesef daha önceden yapıp yapmadığını belirtmemişsin.
O taş ustalarına oymacılığına böyle bakmak yerine, daha güzel de bakabilirsin. Ne kadar çok şey istersen, o kadar çok kaybedersin.
Çok başarılı bir bilgisayar mühendisi dostumun düştüğü durumdan ötürü sana böyle yazdım. Fiziksel bir engeli olan bir insan. Yurtdışında bölümünün hakkını vermiş, üstüne doktorasını tamamlamış ve gezegenimizin önde gelen şirketlerinden birkaçında çalışmış bir insan... Oracle'a, yapılan bir güncelleme sonrası, eposta atıp, üstüne telefonla kendisi arandı, acil bir güncelleme çıkartmış bir insan. Şu an ülkemizde gene büyük bir şirkette çalışıyor, hatta bir yıl içinde sadece 2 kere kahve içmek üzere buluşabildiğim bir dostum. Şu an ruhsal sağlığı çöktü. Bedensel olarak 1.70 boyunda 47 Kg bir insan haline geldi. Neden? Şirketine en iyiyi verebildiği için belki.
Kısaca, ne sıfatıyla, ne iş yapacaksan, hakkını verebildiğin sürece sana saygı duymuyorsam bile duymak için iki elim kanda olsa bile çabalarım. Salla başı al maaşı bir işte kalıp kalan zamanda bir aile kurmak üzere eğitilmiş bir kültürümüz olduğunu hatırlatmam gerek, yaşından ötürü bunu by-pass edebilecek durumun varsa harika tabi.
Herhangi başka bir sorun varsa bana cep telefonuyla ulaşmak için eposta atabilirsin, ben seni ararım.