Bilincin yok olmasının korkunçluğu

Bir sekilde bilincimiz gelisti ve bu muazzam hazineyi kaybedebilecek olmak yani aslinda bir nevi kendimizin yok olmasi dehset verici. Bu konuda ne dusunuyorsunuz?

429723 dedi:

Bir sekilde bilincimiz gelisti ve bu muazzam hazineyi kaybedebilecek olmak yani aslinda bir nevi kendimizin yok olmasi dehset verici. Bu konuda ne dusunuyorsunuz?

Genişletmek için tıkla...

Elimizden bir şey gelmiyor maalesef.

429723 dedi:

Bir sekilde bilincimiz gelisti ve bu muazzam hazineyi kaybedebilecek olmak yani aslinda bir nevi kendimizin yok olmasi dehset verici. Bu konuda ne dusunuyorsunuz?

Genişletmek için tıkla...

Yapabileceğimiz bir şey yok.

429723 dedi:

Bu konuda ne dusunuyorsunuz?

Genişletmek için tıkla...

Bilincin metafizik boyutunda devam etme olasılığı var, bu olasılık az çok rahatlatıyor.

Iste bu yuzden bilimsel metod diye bir sey var.
Bugun bilimsel metod disinda bildigimiz her seyi unutsak, X sure sonra yeniden her seyi kurabilecegiz. Faraday kanunlari yerine Maraday kanunlari olacak.
Bilgiyi objektif sekilde, sistematik bir bicimde aktarabilmenin, kaydedebilmenin yolunu bulabilmek bu yuzden onemli.
Bilimsel nosyonun disinda ortaya cikmis fantastik eserlerin ise ( din vs ) kaybolmasi durumunda yeniden ortaya cikmasi mumkun degil.
Bir insanin zihnindeki bilgilerin yok olmasi korkunc ama bunu gelecek nesillere aktarmanin da bildigimiz en iyi yontemi bilimsel metod.

429723 dedi:

Bir sekilde bilincimiz gelisti ve bu muazzam hazineyi kaybedebilecek olmak yani aslinda bir nevi kendimizin yok olmasi dehset verici. Bu konuda ne dusunuyorsunuz?

Genişletmek için tıkla...

Keşke yakın zamanda (50-100 yıl) Bilinç aktarma gibi bir teknoloji çıksa. DNA'nın ömrünün 100 yıl olduğunu var sayarsak öldükten sonra kendimizin tıpkısını yapmak mümkün ama Bilinci aynı bırakmak şu anlık mümkün değil. Ölüyorsun ve seninle birlikte tüm fikirlerin, anıların, acıların ve yaşattıkların senle birlikte ölüyor.

Bilincin bir anda ortaya çıkması korkunç değilse bir anda yok olması da korkunç olmamalı.

377660 dedi:

Keşke yakın zamanda (50-100 yıl) Bilinç aktarma gibi bir teknoloji çıksa. DNA'nın ömrünün 100 yıl olduğunu var sayarsak öldükten sonra kendimizin tıpkısını yapmak mümkün ama Bilinci aynı bırakmak şu anlık mümkün değil. Ölüyorsun ve seninle birlikte tüm fikirlerin, anıların, acıların ve yaşattıkların senle birlikte ölüyor.

Genişletmek için tıkla...

Ileri bir zamanda sadece bilincin sanal ortama aktarıldığı bir yapay evren oluşturulabilme ihtimali olabilir. Kisi kendi biyolojik bedeninde ölse bile bilinci sanal evrende yaşayabilir. Buradaki asıl soru şu: Bu bilinç gerçekten o kişinin bilinci gibi mi davranacak yoksa şimdiye kadarki o kişinin tüm bilgileriyle ona benzer hamleler mi yapacak?

Kendimizin ne olduğunu bilmiyoruz. Alttaki sorulara bir cevap bulunabilmiş değil.
Ölüsünü geçtim, canlı bir insan aslında nedir belli değil.

Ölüm, bilince ne yapar? Ölüm, bilinç/benliğimiz için bir son mu? Biz neyiz? Nasıl bir mekanda/sistemde nasıl varız?

377660 dedi:

Keşke yakın zamanda (50-100 yıl) Bilinç aktarma gibi bir teknoloji çıksa. DNA'nın ömrünün 100 yıl olduğunu var sayarsak öldükten sonra kendimizin tıpkısını yapmak mümkün ama Bilinci aynı bırakmak şu anlık mümkün değil. Ölüyorsun ve seninle birlikte tüm fikirlerin, anıların, acıların ve yaşattıkların senle birlikte ölüyor.

Genişletmek için tıkla...

Bir bilgisayar ortamina aktardigimizi varsayalim. 'Ben'den 2 tane mi olacak acaba bu da zor bir soru. Gece yatan ile sabah kalkan kisinin ayni olup olmadigi gibi bir sey.