Sürekli mutsuz, umutsuz ve depresif olmak

reredo

Hectopat
Katılım
16 Temmuz 2020
Mesajlar
495
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Çoğu zaman sürekli mutsuz, umutsuz ve depresif bir haldeyim gün içinde ara ara ailemle konuşasım geliyor kardeşimle uğraşıp eğleniyorum ama bu da kısa sürüyor yine eski halime dönüyorum. Hayatım istediğim şekilde asla ilerlemedi hep pişman olacağım şeyler yaptım güvendiğim insanlardan kazık yedim falan. 18 yaşıma girmeme birkaç ay kaldı. Ergenliğinde bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. Sürekli insanlardan uzaklaşmak istiyorum hep yalnız takılmak istiyorum ki pek arkadaşı olan biri değilim çoğunluk yalnız takılırım veya buna mecbur kalırım. Kafam hep düşüncelerle dolu bu da odaklanmamı engelliyor. Gelecek kaygısı vs yaşıtlarımın hepsinde var onu saymıyorum. Psikoloğa gidip en azından muhabbet etmek istiyordum bir ara ancak ondanda vazgeçtim zaten okulumda açılacak. Okulum çok uzak olduğundan psikoloğa vaktimde yok sınav öğrencisi olduğumdan. Bunu nasıl çözeceğimi hiç ama hiç bilmiyorum.
 
Bence zaman deyip gitmemek hiç mantıklı değil böyle durumlarda psikolog veya psikiyatristler genellikle etkilidir. Gitmeni tavsiye ederim çünkü bazı şeyler kendi kendine çözülemeyebiliyor. Hatta bu depresif halin devam ederse ilerleyip intihara yol açabilir.
 
Çoğu zaman sürekli mutsuz, umutsuz ve depresif bir haldeyim gün içinde ara ara ailemle konuşasım geliyor kardeşimle uğraşıp eğleniyorum ama bu da kısa sürüyor yine eski halime dönüyorum. Hayatım istediğim şekilde asla ilerlemedi hep pişman olacağım şeyler yaptım güvendiğim insanlardan kazık yedim falan. 18 yaşıma girmeme birkaç ay kaldı. Ergenliğinde bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. Sürekli insanlardan uzaklaşmak istiyorum hep yalnız takılmak istiyorum ki pek arkadaşı olan biri değilim çoğunluk yalnız takılırım veya buna mecbur kalırım. Kafam hep düşüncelerle dolu bu da odaklanmamı engelliyor. Gelecek kaygısı vs yaşıtlarımın hepsinde var onu saymıyorum. Psikoloğa gidip en azından muhabbet etmek istiyordum bir ara ancak ondanda vazgeçtim zaten okulumda açılacak. Okulum çok uzak olduğundan psikoloğa vaktimde yok sınav öğrencisi olduğumdan. Bunu nasıl çözeceğimi hiç ama hiç bilmiyorum.
Büyük ihtimalle bütün gün bunları düşünmekten hiçbir şey yapmıyorsunuz. kendinize ilgilenicek bir şeyler bulun örneğin , sabahları spor yapın erkenden , yeni bir dil öğrenmeye çalışın , yazılıma ilginiz varsa yazılım öğrenin , sevdiğiniz şeyler ile meşgul olursanız bu saydıklarınız aklınıza gelmeyecektir...
 
Çoğu zaman sürekli mutsuz, umutsuz ve depresif bir haldeyim gün içinde ara ara ailemle konuşasım geliyor kardeşimle uğraşıp eğleniyorum ama bu da kısa sürüyor yine eski halime dönüyorum. Hayatım istediğim şekilde asla ilerlemedi hep pişman olacağım şeyler yaptım güvendiğim insanlardan kazık yedim falan. 18 yaşıma girmeme birkaç ay kaldı. Ergenliğinde bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. Sürekli insanlardan uzaklaşmak istiyorum hep yalnız takılmak istiyorum ki pek arkadaşı olan biri değilim çoğunluk yalnız takılırım veya buna mecbur kalırım. Kafam hep düşüncelerle dolu bu da odaklanmamı engelliyor. Gelecek kaygısı vs yaşıtlarımın hepsinde var onu saymıyorum. Psikoloğa gidip en azından muhabbet etmek istiyordum bir ara ancak ondanda vazgeçtim zaten okulumda açılacak. Okulum çok uzak olduğundan psikoloğa vaktimde yok sınav öğrencisi olduğumdan. Bunu nasıl çözeceğimi hiç ama hiç bilmiyorum.

Dostum anladığım kadarıyla içe dönük birisisin içe dönük insanlar yalnız takılmaktan hoşlanırlar genelde bunu tercih ederler, depresif olman için ise sana izzet güllü depresyon videosunu öneriyorum mecbur kalmadıkça ilaç kullanmanı tavsiye etmiyorum depresyon bir hastalık değildir. (bipoların varsa bu bir belirti olabilir ama.)
 
Dostum anladığım kadarıyla içe dönük birisisin içe dönük insanlar yalnız takılmaktan hoşlanırlar genelde bunu tercih ederler, depresif olman için ise sana izzet güllü deprasyon videosunu öneriyorum mecbur kalmadıkça ilaç kullanmanı tavsiye etmiyorum deprasyon bir hastalık değildir. (bipoların varsa bu bir belirti olabilir ama.)

Bence izzet güllü sadece psikologluk yaparak da psikolojinin düzeleceğini düşündüğü için psikiyatristlere karşı. Oysa antidepresan vb. ilaçlar zaten hem güvenli hem de etkili. Çok fazla bu konularda bir şey bilmeden belli kaynaklara bakınca çok fazla yanlış bilgi dolabiliyor. Benim düşüncem bu şekilde. Deprasyon şimdilik dsm-5'te F32 etiketiyle bir hastalıktır.
 
Çoğu zaman sürekli mutsuz, umutsuz ve depresif bir haldeyim gün içinde ara ara ailemle konuşasım geliyor kardeşimle uğraşıp eğleniyorum ama bu da kısa sürüyor yine eski halime dönüyorum. Hayatım istediğim şekilde asla ilerlemedi hep pişman olacağım şeyler yaptım güvendiğim insanlardan kazık yedim falan. 18 yaşıma girmeme birkaç ay kaldı. Ergenliğinde bunda etkisi vardır diye düşünüyorum. Sürekli insanlardan uzaklaşmak istiyorum hep yalnız takılmak istiyorum ki pek arkadaşı olan biri değilim çoğunluk yalnız takılırım veya buna mecbur kalırım. Kafam hep düşüncelerle dolu bu da odaklanmamı engelliyor. Gelecek kaygısı vs yaşıtlarımın hepsinde var onu saymıyorum. Psikoloğa gidip en azından muhabbet etmek istiyordum bir ara ancak ondanda vazgeçtim zaten okulumda açılacak. Okulum çok uzak olduğundan psikoloğa vaktimde yok sınav öğrencisi olduğumdan. Bunu nasıl çözeceğimi hiç ama hiç bilmiyorum.

Açıkçası bu sıkıntıları yaşayan bir öğrenciyim ben de. Özellikle liseye başladığımdan itibaren yavaş yavaş başlayan bu duygular yıllarca büyüdü büyüdü. Şu an benim de kafam karışık insanlar ne tavsiye verse pek de işime yaramıyor, psikoloğa gitsen konuşup konuşup geri gönderir ya da depresyonun için ilaç verir o kadar. Benim fikrim bunun kendi iç dünyanda çözülmesi. Öncelikle biraz felsefeye girmiş gibi olacak ama insanın kendi amacını ve sürekli ona güç verecek bir uğraş vermesi lazım. Her şeyin ışık hızında gelip geçtiği bu dünyada, duyguların bu kadar hızlı tüketilmesi de bizleri bu duruma sokan en önemli etken. Arkadaşlarımla aynı kafa yapısında değilim hem de hiçbiriyle. Bir yerde hepimiz gülüp eğleniyoruz falan ama anlık duygularla sadece günü kurtarıyorum. Duygularım çok karmaşık ve çok dalgalı. Derin konuşmalar ya onları etkilemiyor ya da anlayamıyorlar. Bazen hayatın bu kadar basit ve aptalca olmasına canım sıkılıyor. Her şey çok basite indirgenmiş hissediyorum ve bu durum can sıkıntıma yol açıyor. Ama en azından ben bunun neden böyle olduğunu az da olsa anlamış olduğunu düşünüyorum. İnsan, kendisine daha çok güç verecek ve onu ilerlemeye itecek duygulara sahip olmalı. Dünyayı biraz daha anlamlaştıran bir şeyler. Seninle aynı kafa yapısındaki bir sevgili olmayınca da anlamını kaybediyorsun. Bir şeyler aranmalı mı ama ne aranmalı, nasıl aranmalı, gerçekten aranmaya değer mi hiçbir fikrim yok.
Benim naçizane tavsiyem anlayabileceksen Carl Sagan, Maurice Nicollun Türkçeye çevrilmiş kitaplarını okuman. Özellikle de Maurice Nicollu sana çok tavsiye ederim. Çok farklı bir psikologtur benim gözümde. Zor değil kolay ve basit dille insanın modern dünyadaki içsel durumunu çok iyi anlatıyor bence. Ve en önemlisi de bu durumdan kurtulmak için çaba göstermek kimse sizin yerinize bir şey yapamaz çünkü. Çabalayacaksınız, arayacaksınız, insanların ilginç dünya fikirlerine bakacaksınız.
Mesela ismi Ramsay olacak galiba tam olarak hatırlamıyorum ama insanın sinir ucu aktivitesi artarsa şuur düzeyinin arttığını iddia eden bir çalışması olmuştu galiba tam hatırlamıyorum.
Mesela insanların duygu durumlarının mekanikleşmiş, alışkanlık haline gelmiş olduğunu iddia eden psikologtur Maurice Nicoll. İnsanların olaylara aynı reaksiyon göstermesini şuurlu bir duygu durumu değil mekanik bir duygu olarak tanımlar. Hemen ya "ne diyor bu salak, kafayı yemiş iyice salak salak konuşuyor" demek yerine farklı fikirlere doymadan araştıracaksınız. Ama naçizane fikrim kendi psikolojinizi basit dille anlatacak bu adamdan başlamanız. Bunları neden hissettiğinizi, altta yatan sebeplere odaklanmak yerine dış koşullar değiştirmeye çalışırsınız imkansızdır bu duygulardan kurtulmanız. Bir gün biter diğer gün tekrar başlar.
 
Bence izzet güllü sadece psikologluk yaparak da psikolojinin düzeleceğini düşündüğü için psikiyatristlere karşı. Oysa antidepresan vb. ilaçlar zaten hem güvenli hem de etkili. Çok fazla bu konularda bir şey bilmeden belli kaynaklara bakınca çok fazla yanlış bilgi dolabiliyor. Benim düşüncem bu şekilde. Deprasyon şimdilik dsm-5'te F32 etiketiyle bir hastalıktır.
Ama çoğu zaman bu ilaçlara gerek kalmıyor bile terapi yöntemiyle her şey halloluyor
 
Büyük ihtimalle bütün gün bunları düşünmekten hiçbir şey yapmıyorsunuz. Kendinize ilgilenecek bir şeyler bulun örneğin, sabahları spor yapın erkenden, yeni bir dil öğrenmeye çalışın, yazılıma ilginiz varsa yazılım öğrenin, sevdiğiniz şeyler ile meşgul olursanız bu saydıklarınız aklınıza gelmeyecektir...

Dil öğrencisiyim o yüzden İngilizce çalışıyorum her türlü. Bu ara akıllı telefonumu kapatıp hattımı çıkarıp gün içinde kitap okuyarak veya İngilizce çalışarak beynimi meşgul ediyorum. Ancak bunları tamamlayınca eski hale dönüyorum.

Açıkçası bu sıkıntıları yaşayan bir öğrenciyim ben de. Özellikle liseye başladığımdan itibaren yavaş yavaş başlayan bu duygular yıllarca büyüdü büyüdü. Şu an benim de kafam karışık insanlar ne tavsiye verse pek de işime yaramıyor, psikoloğa gitsen konuşup konuşup geri gönderir ya da depresyonun için ilaç verir o kadar. Benim fikrim bunun kendi iç dünyanda çözülmesi. Öncelikle biraz felsefeye girmiş gibi olacak ama insanın kendi amacını ve sürekli ona güç verecek bir uğraş vermesi lazım. Her şeyin ışık hızında gelip geçtiği bu dünyada, duyguların bu kadar hızlı tüketilmesi de bizleri bu duruma sokan en önemli etken. Arkadaşlarımla aynı kafa yapısında değilim hem de hiçbiriyle. Bir yerde hepimiz gülüp eğleniyoruz falan ama anlık duygularla sadece günü kurtarıyorum. Duygularım çok karmaşık ve çok dalgalı. Derin konuşmalar ya onları etkilemiyor ya da anlayamıyorlar. Bazen hayatın bu kadar basit ve aptalca olmasına canım sıkılıyor. Her şey çok basite indirgenmiş hissediyorum ve bu durum can sıkıntıma yol açıyor. Ama en azından ben bunun neden böyle olduğunu az da olsa anlamış olduğunu düşünüyorum. İnsan, kendisine daha çok güç verecek ve onu ilerlemeye itecek duygulara sahip olmalı. Dünyayı biraz daha anlamlaştıran bir şeyler. Seninle aynı kafa yapısındaki bir sevgili olmayınca da anlamını kaybediyorsun. Bir şeyler aranmalı mı ama ne aranmalı, nasıl aranmalı, gerçekten aranmaya değer mi hiçbir fikrim yok.
Benim naçizane tavsiyem anlayabileceksen carl sagan, maurice nicollun Türkçeye çevrilmiş kitaplarını okuman. Özellikle de maurice nicollu sana çok tavsiye ederim. Çok farklı bir psikologtur benim gözümde. Zor değil kolay ve basit dille insanın modern dünyadaki içsel durumunu çok iyi anlatıyor bence. Ve en önemlisi de bu durumdan kurtulmak için çaba göstermek kimse sizin yerinize bir şey yapamaz çünkü. Çabalayacaksınız, arayacaksınız, insanların ilginç dünya fikirlerine bakacaksınız.
Mesela ismi ramsay olacak galiba tam olarak hatırlamıyorum ama insanın sinir ucu aktivitesi artarsa şuur düzeyinin arttığını iddia eden bir çalışması olmuştu galiba tam hatırlamıyorum.
Mesela insanların duygu durumlarının mekanikleşmiş, alışkanlık haline gelmiş olduğunu iddia eden psikologtur maurice nicoll. İnsanların olaylara aynı reaksiyon göstermesini şuurlu bir duygu durumu değil mekanik bir duygu olarak tanımlar. Hemen ya "ne diyor bu salak, kafayı yemiş iyice salak salak konuşuyor" demek yerine farklı fikirlere doymadan araştıracaksınız. Ama naçizane fikrim kendi psikolojinizi basit dille anlatacak bu adamdan başlamanız. Bunları neden hissettiğinizi, altta yatan sebeplere odaklanmak yerine dış koşullar değiştirmeye çalışırsınız imkansızdır bu duygulardan kurtulmanız. Bir gün biter diğer gün tekrar başlar.

Evet bende aynı düşüncede olduğum için psikologa gitmek istemedim. Çok fazla kişi benimle konuştu (her ne kadar profesyonel olmasalarda) ve konuşmalarının etkisi kısa sürede geçti. Kendi içimde bu duygularımı kontrol edip yenmem lazım diye düşünüyorum. Psikologa git diyen herkese aynı şeyi dedim.

Bence zaman deyip gitmemek hiç mantıklı değil böyle durumlarda psikolog veya psikiyatristler genellikle etkilidir. Gitmeni tavsiye ederim çünkü bazı şeyler kendi kendine çözülemeyebiliyor. Hatta bu depresif halin devam ederse ilerleyip intihara yol açabilir.

İnançsız biriyim o yüzden öldükten sonra ne olacağı konusunda hala pek net bir düşüncemde yok. Pes etmek yerine mücadele etmeye karar verdim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Dil öğrencisiyim o yüzden İngilizce çalışıyorum her türlü. Bu ara akıllı telefonumu kapatıp hattımı çıkarıp gün içinde kitap okuyarak veya İngilizce çalışarak beynimi meşgul ediyorum. Ancak bunları tamamlayınca eski hale dönüyorum.

Ben de dilciyim. Aklım karışık olduğu için çok aşırı çalışamıyorum ama yine de eğleniyorum o kadar da sıkıcı değil. Ben de kafa dağıtmak için kitap okuyorum ama dediğim gibi ben de eski halime dönüyorum. Ben bunun altında yatan sebeplere odaklandım ondan psikolojiyle alakalı konulara yönelmeni tavsiye ettim. Olaylara bakış açınız değişirse farklı fikirleri bulup bu durumdan kurtulabilirsiniz. Eskisi kadar umutsuz değilim ama hala tam bir cevap bulmuş değiim. Algı biçimimizi değiştirebilsek farklı çözüm olasılıklarına ulaşabiliriz. Sıradan durumumuz bunu sağlamıyor çünkü.

Dil öğrencisiyim o yüzden İngilizce çalışıyorum her türlü. Bu ara akıllı telefonumu kapatıp hattımı çıkarıp gün içinde kitap okuyarak veya İngilizce çalışarak beynimi meşgul ediyorum. Ancak bunları tamamlayınca eski hale dönüyorum.

Evet bende aynı düşüncede olduğum için psikologa gitmek istemedim. Çok fazla kişi benimle konuştu (her ne kadar profesyonel olmasalarda) ve konuşmalarının etkisi kısa sürede geçti. Kendi içimde bu duygularımı kontrol edip yenmem lazım diye düşünüyorum. Psikologa git diyen herkese aynı şeyi dedim.
İnançsız biriyim o yüzden öldükten sonra ne olacağı konusunda hala pek net bir düşüncemde yok. Pes etmek yerine mücadele etmeye karar verdim.

Belki de ne yapmanız gerektiği konusunda uzun süre boşluk içinde kalmalısınız. Çünkü ben 2-3 yıl sonunda ölmek istemediğimi ama normal hayatımdan nefret ettiğimi anladım ama öyle aptal aptal oturmaktan da nefret etmiştim. Belki sizin de bu boşluk durumuna ihtiyacınız vardır. Sonra artık ne yapmanız gerektiğinizi araştıracak gücü bulabilirsiniz kendinizde.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Ben de dilciyim. Aklım karışık olduğu için çok aşırı çalışamıyorum ama yine de eğleniyorum o kadar da sıkıcı değil. Ben de kafa dağıtmak için kitap okuyorum ama dediğim gibi ben de eski halime dönüyorum. Ben bunun altında yatan sebeplere odaklandım ondan psikolojiyle alakalı konulara yönelmeni tavsiye ettim. Olaylara bakış açınız değişirse farklı fikirleri bulup bu durumdan kurtulabilirsiniz. Eskisi kadar umutsuz değilim ama hala tam bir cevap bulmuş değiim. Algı biçimimizi değiştirebilsek farklı çözüm olasılıklarına ulaşabiliriz. Sıradan durumumuz bunu sağlamıyor çünkü.

Belki de ne yapmanız gerektiği konusunda uzun süre boşluk içinde kalmalısınız. Çünkü ben 2-3 yıl sonunda ölmek istemediğimi ama normal hayatımdan nefret ettiğimi anladım ama öyle aptal aptal oturmaktan da nefret etmiştim. Belki sizin de bu boşluk durumuna ihtiyacınız vardır. Sonra artık ne yapmanız gerektiğinizi araştıracak gücü bulabilirsiniz kendinizde.

Sürekli yalnız kalıp her şeyden uzaklaşma sebeplerimden biride artık insanlara güvenmemem ve yeni insanlarla tanışmak istememem. Okul değiştim pazartesi yeni okulumda yeni sınıfıma gideceğim ama inan oradakileri bile tanımak istemiyorum. Bunların dışında bazen ne istediğimi dahi bilmiyorum. Zaman tanımak en iyisi sanırım.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı