Mersin'de bir ortaokulda 12 yaşındaki çocuk sınıf arkadaşını öldürdü

O çocuğa en ağır cezalar verilmeli ne kadar hafif ceza alırsa ileride yapma ihtimali o kadar artar çünkü ee bir şey olmadı ki kafasında gezecektir.

Ailesi artık nasıl aile orasını bilemem sorgulamakta istemiyorum Türkiye de aileleri biliyoruz.

Kusura bakmayında söke söke hapse veya eş değer bir cezaya çarptırılacak o çocuk çünkü can almanın yaşı veya başka bir bahanesi olamaz.
 
Hocam Avustralya'da yaşadığınıza göre size şu soruyu sormadan geçemem. Sedat Peker bulunduğunuz ülkeye gelse rahat edebilir mi ailesiyle birlikte?
Eder, burası özgür bir ülke. Kolluk kuvvetleri insanların diğerlerine zarar vermemesi dışında insanı baskılayan hiç bir şey yapamaz aynı şekilde yöneticiler için de insan hakları çok önemli. Herhangi bir sınır bulunmadığı ada ülkesi olduğu için politik huzur yüksek.

Örnek vermem gerekirse ben geçen ay motorsiklet kazası geçirdim karşıma kuralsız çıkan birisine yandan vurup 10 metre kadar uçtum. Şu an yatalak gibi bir şeyim 2 hafta daha böyle kalacağım. Bacağımda kemiğin yanında şu an Titanyum boru var, kemiğime 4 yerden vidalanmış halde.

Ben bu halde çalışamıyorum diye maaşım ödeniyor.

10 gün hastanede yattım kırıkların yanında iç kanamam ve diğer kemiklerimde zorlamadan kaynaklı ağrı vardı yapılan ameliyatlar ile beraber yatak parası 65.000$ tuttu ödemedim çünkü kuralları çiğnemedim.

Fizyoterapiye gitmem lazım kendi seçtiğim özel fizyoterapiye fizyoterapist yeter diyene kadar gideceğim para vermeyeceğim.

Fizyoterapiye giderken Uber çağıracağım ona da para vermeyeceğim.

Bir daha motosiklet kullanmayacağımı beyan ettim hastanede bu yüzden Türk bir Psikolog ayarlayacaklar bana kalıcı bir etki var ki kontrol edecekler.

Yani burada bir şey hakkın ise alırsın. Benim senaryoma göre Sedat Peker iltica eder Avustralya kabul ederse tekrar adamı kimseye geri vermez.
 
Bu çoğu zaman büyük insanlarda direkt suç olarak kabul edilir ve hapse atılır. esasen insan doğal bir canlıdır ve doğal tepkiler vermeye müsaittir , ister çocuk olsun ister yetişkin olsun bu böyledir. tabi bu nasıl engellenebiliyor "zihin gücüyle" insan aynı zamanda zihinsel bir canlıdır ve kendini kontrol etmesi beklenir. sistem insanın tamamen zihinsel bir canlı olduğnu düşünür-düşünmek ister bu yüzden kurallar-kanunlar-cezalar vs vardır ve bilinmesi istenir, bilinmemesi halinde bu kabul edilmez. esasen tamamen zihinsel boyutta hayatı algıladığında herşeyi değiştirebilir, dönüştürebilir veya yok sayabilir. doğal olmayan herşeyi yapabilir tersi doğal olan bir çok şeyi yapmayabilir yani kendisinin tanrısı olur. insanın doğasında şaka yoktur , şaka zihinsel insanın üretimidir. insanın doğal tarafı bir şakaya çok ciddi tepki verebilir (etkilendiği ölçüde) okulda yaşanan olayda bu olmuş. modern insan insanın doğal (ilkelde denebilir) yaşarken bu tarafını unutuyor. zihinsel yaklaşım esasen insanın kendi uydurmasıdır. insan sadece hayvanlar gibi doğal bir canlıdır, doğar-yaşar ve ölür. kalanı bana göre şizofrenidir. yaşanan olaylarda bu şizofreninin bedelidir.
 
Toplumumuzda tepeden tırnağa olağanüstü hızla giden bir çürüme var. Dünyayı kendi ekseni etrafında döndüğünü düşündüren egoizm hemen herkese sirayet etmiş durumda. Ailede de kurumlarda da çıkarcılık, gösteriş had safhada. Televizyonda, siyasette şiddet dili en rağbet gören unsur haline getirildi.
Çocuklar da yetişkinler de sürekli bir çatışma ikliminde yaşıyor. Sıradan konuşmalarda bile insanlar birbirlerine defalarca hakaret yağdırıyor.
Bunların izdüşümünde tabi ki çocuklar da yoğun bir şekilde akran zorbalığının içinde yaşıyor.
Okullardaki eksiklikler saymakla bitmez. En başta liyakatsiz yöneticiler işlerini göstermelik yapıyor, gerekli tedbirler alınmıyor.
Valiliklerde, hapishanelerde, AVM'lerde X-Ray cihazları vardır ama hastanelerde, okullarda bırakın bunları yeterli personel bile yoktur. İktidarlar, okul müdürlerini siyasetin Truva atları gibi kullanır. O toplantıdan bu toplantıya koşturulur. Asıl işlerini yapmalarına pek fırsat bile bulamazlar ama zaten çoğu da bu durumdan memnun ve asıl işlerinde liyakati olmayan yandaşlardır.
O ilin valisi tüm okullara gerekli güvenlik personeli sağlamış mı yoksa İzmir'de olduğu gibi belediyelerin ücretsiz sağladığı güvenlik personellerini sırf CHP belediyeleri takdir almasın diye okullardan uzaklaştırmış mı, kaymakamı ilçedeki okulları gezip eksiklikleri görüp tedbir almış mı, ilçe milli eğitim müdürü okullardaki öğrenci mevcutlarını dengeleyecek adımlar atmış mı, okul müdürleri okulun bölgesi dışından yani taşımalı öğrenci almış mı, aldıysa ne karşılığında almış, okulun tüm katlarına nöbetçi öğretmen görevlendirmiş mi, okul müdürü ve müdür yardımcıları her günkü nöbetlerini yerine getiriyor mu?
Çok soru oldu, değil mi? Aklıma gelmeyen başka ihmal noktaları da vardır.
Bu öğrenciler derste mi çıkmış, tenefüste mi? Derste çıktılarsa dersin öğretmeni onları nasıl çıkardı? Tuvalet ihtiyacı için bile en azından aynı sınıftan iki ögrenciyi çıkarmamak lazım. Tenefüste olduysa orada görevli nöbetçi ögretmen, nöbetçi idareci neredeymiş?
Okul müdürü, nöbetçi müdür yardımcısı ve varsa o kattaki nöbetçi ögretmen ile ders esnasında olduysa o dersin öğretmeni bu faciada direkt sorumlu kişiler olarak görevlerini savsaklamışlar. Bunların ceza alması gerekir. İçlerinden en garibanları ceza alır, ensesi kalın olanlar hiçbir şey yokmuş gibi devam ederler. İlçe milli eğitim müdürü, kaymakam ve vali ve hatta Milli Eğitim Bakanı olayda sorumluluk almayı bırakın, gelir bir de öğrenci ve aileleri suçlarlar.

Yazık, bir çocuk gitti, diğeri hayatını kararttı. Aileleri perişan. Okuldaki tüm öğrenciler ve aileleri de uzun süre bu olayın psikolojisi ile yaşayacak.

Şimdi okula gidin, giriş kapısına bir süre polis koyacaklar. Gelenden gidenden kimlik soracak, belki bir duyarlı kapı konup eşyalar da kontrolden geçecek. Bir süre sonra bu göstermelik tedbirler de kaldırılacak.

En başta tepeden tırnağa liyakatli insanları görevlendirin, sokaklara bekçi yağdıracağınıza okullara güvenlik personeli koyun, imkanlar elverdikçe giriş kapılarına duyarlı kapılar koyun, yerel yönetimlerle işbirliği yapıp okulların eksiklerini gidermede velilerden değil onlardan yardım alın, okullaşmayı artırıp sınıf mevcutlarını düşürün, öğretmenleri (ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman, baş şeklinde) ayrıştırmayı bırakın, tüm okullarda eşit imkanlar sağlayıp öğrencilerin evine en yakın okula gitmelerini sağlayın. Zorunlu eğitimden sınavları kaldırın, bilimsel, deneysel ve grup çalışmalarıyla yürüyen projelere dayalı aktif öğrenme süreçlerini tüm okullarda standart haline getirin. Sanat, spor derslerinin sayısını arttırıp zihnen ve bedenen sağlıklı, huzurlu nesiller yetişmesine imkan tanıyın.
Bunların hiçbirini yap(a)mıyorsanız bir zahmet istifa edip gidin, yapabilecek birileri gelsin. Bu halk sizin iş bilmezliğinize, umursamazlığınıza mahkum değil.
 
Eder, burası özgür bir ülke. Kolluk kuvvetleri insanların diğerlerine zarar vermemesi dışında insanı baskılayan hiç bir şey yapamaz aynı şekilde yöneticiler için de insan hakları çok önemli. Herhangi bir sınır bulunmadığı ada ülkesi olduğu için politik huzur yüksek.

Örnek vermem gerekirse ben geçen ay motorsiklet kazası geçirdim karşıma kuralsız çıkan birisine yandan vurup 10 metre kadar uçtum. Şu an yatalak gibi bir şeyim 2 hafta daha böyle kalacağım. Bacağımda kemiğin yanında şu an Titanyum boru var, kemiğime 4 yerden vidalanmış halde.

Ben bu halde çalışamıyorum diye maaşım ödeniyor.

10 gün hastanede yattım kırıkların yanında iç kanamam ve diğer kemiklerimde zorlamadan kaynaklı ağrı vardı yapılan ameliyatlar ile beraber yatak parası 65.000$ tuttu ödemedim çünkü kuralları çiğnemedim.

Fizyoterapiye gitmem lazım kendi seçtiğim özel fizyoterapiye fizyoterapist yeter diyene kadar gideceğim para vermeyeceğim.

Fizyoterapiye giderken Uber çağıracağım ona da para vermeyeceğim.

Bir daha motosiklet kullanmayacağımı beyan ettim hastanede bu yüzden Türk bir Psikolog ayarlayacaklar bana kalıcı bir etki var ki kontrol edecekler.

Yani burada bir şey hakkın ise alırsın. Benim senaryoma göre Sedat Peker iltica eder Avustralya kabul ederse tekrar adamı kimseye geri vermez.
Hocam kendi adıma da sizin adınıza da çok büyük geçmiş olsun şimdiden yani kısacası demek istediğiniz bizim hükümetin eli/kolu Avustralya'ya uzanmıyor diyorsunuz anladığım kadarıyla.

Toplumumuzda tepeden tırnağa olağanüstü hızla giden bir çürüme var. Dünyayı kendi ekseni etrafında döndüğünü düşündüren egoizm hemen herkese sirayet etmiş durumda. Ailede de kurumlarda da çıkarcılık, gösteriş had safhada. Televizyonda, siyasette şiddet dili en rağbet gören unsur haline getirildi.
Çocuklar da yetişkinler de sürekli bir çatışma ikliminde yaşıyor. Sıradan konuşmalarda bile insanlar birbirlerine defalarca hakaret yağdırıyor.
Bunların izdüşümünde tabi ki çocuklar da yoğun bir şekilde akran zorbalığının içinde yaşıyor.
Okullardaki eksiklikler saymakla bitmez. En başta liyakatsiz yöneticiler işlerini göstermelik yapıyor, gerekli tedbirler alınmıyor.
Valiliklerde, hapishanelerde, AVM'lerde X-Ray cihazları vardır ama hastanelerde, okullarda bırakın bunları yeterli personel bile yoktur. İktidarlar, okul müdürlerini siyasetin Truva atları gibi kullanır. O toplantıdan bu toplantıya koşturulur. Asıl işlerini yapmalarına pek fırsat bile bulamazlar ama zaten çoğu da bu durumdan memnun ve asıl işlerinde liyakati olmayan yandaşlardır.
O ilin valisi tüm okullara gerekli güvenlik personeli sağlamış mı yoksa İzmir'de olduğu gibi belediyelerin ücretsiz sağladığı güvenlik personellerini sırf CHP belediyeleri takdir almasın diye okullardan uzaklaştırmış mı, kaymakamı ilçedeki okulları gezip eksiklikleri görüp tedbir almış mı, ilçe milli eğitim müdürü okullardaki öğrenci mevcutlarını dengeleyecek adımlar atmış mı, okul müdürleri okulun bölgesi dışından yani taşımalı öğrenci almış mı, aldıysa ne karşılığında almış, okulun tüm katlarına nöbetçi öğretmen görevlendirmiş mi, okul müdürü ve müdür yardımcıları her günkü nöbetlerini yerine getiriyor mu?
Çok soru oldu, değil mi? Aklıma gelmeyen başka ihmal noktaları da vardır.
Bu öğrenciler derste mi çıkmış, tenefüste mi? Derste çıktılarsa dersin öğretmeni onları nasıl çıkardı? Tuvalet ihtiyacı için bile en azından aynı sınıftan iki ögrenciyi çıkarmamak lazım. Tenefüste olduysa orada görevli nöbetçi ögretmen, nöbetçi idareci neredeymiş?
Okul müdürü, nöbetçi müdür yardımcısı ve varsa o kattaki nöbetçi ögretmen ile ders esnasında olduysa o dersin öğretmeni bu faciada direkt sorumlu kişiler olarak görevlerini savsaklamışlar. Bunların ceza alması gerekir. İçlerinden en garibanları ceza alır, ensesi kalın olanlar hiçbir şey yokmuş gibi devam ederler. İlçe milli eğitim müdürü, kaymakam ve vali ve hatta Milli Eğitim Bakanı olayda sorumluluk almayı bırakın, gelir bir de öğrenci ve aileleri suçlarlar.

Yazık, bir çocuk gitti, diğeri hayatını kararttı. Aileleri perişan. Okuldaki tüm öğrenciler ve aileleri de uzun süre bu olayın psikolojisi ile yaşayacak.

Şimdi okula gidin, giriş kapısına bir süre polis koyacaklar. Gelenden gidenden kimlik soracak, belki bir duyarlı kapı konup eşyalar da kontrolden geçecek. Bir süre sonra bu göstermelik tedbirler de kaldırılacak.

En başta tepeden tırnağa liyakatli insanları görevlendirin, sokaklara bekçi yağdıracağınıza okullara güvenlik personeli koyun, imkanlar elverdikçe giriş kapılarına duyarlı kapılar koyun, yerel yönetimlerle işbirliği yapıp okulların eksiklerini gidermede velilerden değil onlardan yardım alın, okullaşmayı artırıp sınıf mevcutlarını düşürün, öğretmenleri (ücretli, sözleşmeli, kadrolu, uzman, baş şeklinde) ayrıştırmayı bırakın, tüm okullarda eşit imkanlar sağlayıp öğrencilerin evine en yakın okula gitmelerini sağlayın. Zorunlu eğitimden sınavları kaldırın, bilimsel, deneysel ve grup çalışmalarıyla yürüyen projelere dayalı aktif öğrenme süreçlerini tüm okullarda standart haline getirin. Sanat, spor derslerinin sayısını arttırıp zihnen ve bedenen sağlıklı, huzurlu nesiller yetişmesine imkan tanıyın.
Bunların hiçbirini yap(a)mıyorsanız bir zahmet istifa edip gidin, yapabilecek birileri gelsin. Bu halk sizin iş bilmezliğinize, umursamazlığınıza mahkum değil.
Hocam sonuçta halkın çoğunluğu zamanında oyları verdiler hem müstehak halkımıza hemde sonuçlarına katlansınlar bence.

@Coderman128 Konuda bahsettiğimiz malum katil kız çocuğu şimdiden çok rahattır bence.

Instagram fotoğrafı_ Haklarını Biliyor Musun • Ağu 30, 2022, 4_35 PM - Kişisel - Microsoft​ Ed...png


İlkokul ve Ortaokullarda akran zorbalığı çok ama çok fazla oluyor. Buna bir çözüm bulmak gerekli, burada en büyük görev öğretmen abilerime ve ablalarıma düşüyor.
Hocam AKP iktidarından önce de vardı akran zorbalığı/mobbing.
 
Son düzenleme:
Hocam kendi adıma da sizin adınıza da çok büyük geçmiş olsun şimdiden yani kısacası demek istediğiniz bizim hükümetin eli/kolu Avustralya'ya uzanmıyor diyorsunuz anladığım kadarıyla.


Hocam sonuçta halkın çoğunluğu zamanında oyları verdiler hem müstehak halkımıza hemde sonuçlarına katlansınlar bence.

@Coderman128 Konuda bahsettiğimiz malum katil kız çocuğu şimdiden çok rahattır bence.

Eki Görüntüle 1589738


Hocam AKP iktidarından önce de vardı akran zorbalığı/mobbing.
Belasını bulur inşallah hocam ne diyeyim. Adalet sıfır.
 
Gerek filmlerin gerekse dizilerin ve ailenin etkisiyle bu olaylar gerçekleşiyor. Bu şekilde devam ederse daha da korkutucu tablolar görmek mümkün. RTÜK ve bu işlerle ilgilenen bakanlıkların bir an önce harekete geçmesi gerek.

Bakanlık dedikten sonra siyasete kayanlar olabilir, arkadaşlar tartışmamız şu anda siyaset değil. Durumun çözülmesi.
Ya kardeşim çocuk dizilerde olmasa sanki hiç +18 şeyleri öğrenmeyecek, küfür etmeyecek, bıçak sallamayacak. Evet, kabul ediyorum dizi sektörü aşırı kötü durumda. Bir konuda haklısın ki mafyatik hayatı çok özendiriyor dizi sektörü. Tabi birde aktrollük yapıyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Sadece Enes isimli podcaster'ın konuyla alakalı yorumu.

Ya kardeşim çocuk dizilerde olmasa sanki hiç +18 şeyleri öğrenmeyecek, küfür etmeyecek, bıçak sallamayacak. Evet, kabul ediyorum dizi sektörü aşırı kötü durumda. Bir konuda haklısın ki mafyatik hayatı çok özendiriyor dizi sektörü. Tabi birde aktrollük yapıyor.
Aga genelde o dizilerde yaş sınırı oluyor. Ama genel olarak bir alakası yok. Çocuğun psikolojisi bozuk ve tasarlayarak cinayet işlemiş. 2000-2004 nesli hep Kurtlar Vadisi-Ezel dizileriyle veya GTA tarzı oyunlarla büyümüş nesil. Yani pek alakası yok.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı