Evrim teorisi gerçek mi?

Kitap o kadar ucu açık yazılmış ki bir ayeti istediğin yere çekip orada mecaz var bu kelime Türkçede anlamını kaybediyor diyebilirsin, herkes başka yorumluyor.

Muhtemelen 5-10 seneye evrim var ve kuranda da yaziyor zaten diye kafa utulemeye baslarlar :)

Hubble'dan sonra bıgbang yaziyormus diyen grup bunlar.

Birbirlerini badeleyerek sevap kasan, rüşveti torpili peygamber emri sayan grup.
 
Bakınız, verdiğiniz örneğin aynısını bende söylüyorum, burada ya anlatmak istediğim yanlış anlaşılıyor ya da kısa yazdığımdan anlatamamışım. Demek istediğim bir bulgu ile evrim çürüyebilir demek değildir. Evrimdeki sınıflandırmada değişkenliğin olmaya müsait olduğunu söylemek istedim, aynı verdiğiniz örneklerdeki gibi. Yoksa bir bulgu ile evrim çürüyemez, evrim bir teoridir. Bilim her zaman değişmeye müsaittir.
Çok fazla kavram karmaşasına giriyorsunuz. Evrim bir teori değil bir yasadır. Yasalar doğası gereği değişmezler çünkü yasalar tanımı gereği değişmeyen gözlemlerden oluşur. Yerçekimi yasası örnek olarak bir gözlemler dizisinden ortaya çıkıyor, cisimler düşmeye meyillidir, düşme eğilimi gösterirler gibi kabaca bir tabirle. Evrim de canlıların nesiller boyunca genetik olarak değiştiğini ortaya koyan yasadır. Bu yasanın canlıların özelinde, nasıl ve neye bağlı olarak gerçekleştiğinin açıklanması ise "Evrim Teorisi" olarak adlandırılır. Bilim pek tabi değişebilir, teoriler de kendi içinde düzeltilip yeniden şekillendirilebilir ancak genel hatlarıyla insan evrimi üzerinde delil birliği net şekilde bulunuyor. Bunun aksi çıkabilir mi, imkansız değil ama şu noktada Evrim Teorisine getirilen "eleştiri"lerin hepsi Hristiyan evanjelistlerin vakti zamanında öne sürdüğü ve terkedilen kısacası çöp argümanlar dizisidir. Türkiye'ye Evrim karşıtlığı ekolünü Adnan Oktarcıların ithal ettiğini biliyor musunuz mesela, tonlarca sebep arasından şu bile tek başına yeterli utanmak için.
 
O zaman dans.
 

Dosya Ekleri

  • db1d48dceebaba22f4f624331fcc9085.gif
    db1d48dceebaba22f4f624331fcc9085.gif
    1,4 MB · Görüntüleme: 22
Evrende düzen filan yok. Düzen olsaydı evrime gerek kalmaz bütün canlılar kusursuz var olurlardı. Kaldı ki kuranda insanı kusursuz yarattık demesine rağmen insanoğlu var olduğundan beri evrim geçiriyor, hastalıklarla boğuşuyor ve direnç kazanıyor yani ilk insandan daha üsütünüz. Eğer kusursuzsak bu hastalıklar nasıl bizi öldürüyor? Onu geçtim termodinamik ve istatistik fiziği alan birisi entropinin evrende arttığını görür. Yani düzensizlik sürekli artıyorsa nasıl düzenden bahsedebiliriz?

"Biz insanı kusursuz yarattık" demiyor ki daha laf attığın dinin nasıl bir şey olduğunu bilmeden konuşuyorsun. "biz insanı en güzel şekilde yarattık diyor" ve evrimin gerçek olduğuna dahil 3 kanıt versene merak ettim.
 
"Biz insanı kusursuz yarattık" demiyor ki daha laf attığın dinin nasıl bir şey olduğunu bilmeden konuşuyorsun. "biz insanı en güzel şekilde yarattık diyor" ve evrimin gerçek olduğuna dahil 3 kanıt versene merak ettim.

"Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık, [Tin, 95/4.] "Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı, [3Teğâbün, 64/3.] o Allah yarattığı her şeyi güzel yapandır, [Sâd, 32/7.] sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi.
En güzel olan canlılar olarak kanserden, genetik hastalıklardan ve virüslerden dolayı ölüyoruz. Ayrıca siz o kadar kusursuz düzen filan diye sıkıyorsunuz nerede düzen? Sana matematiksel ve fizik olarak 5 dakikada entropinin yani düzensizliğin ne denli arttığını ispatlarım.

Evrimin gerçek olduğuna dair kanıt arıyorsan sana 3 makale atacağım bir zahmet açıp oku.

Human evolution: An ıllustrated ıntroduction.
A System's view of the evolution of Life.
The evolution of Life-history traits in mosquitofish since their ıntroduction to hawaii in 1905: Rates of evolution, heritabilities, and developmental plasticity.
 
"Biz insanı kusursuz yarattık" demiyor ki daha laf attığın dinin nasıl bir şey olduğunu bilmeden konuşuyorsun. "biz insanı en güzel şekilde yarattık diyor" ve evrimin gerçek olduğuna dahil 3 kanıt versene merak ettim.
Evrim gerçek. İnsanın evrimi, tartışılıyor. Geçiş türleri tartışması var. Evrim canlıların hayatta kalabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek amacıyla kalıtsal olarak değişime uğramasına verilen isim. Adaptasyon evrimin bir parçasıdır mesela. Çölde yaşayan canlıların daha uzun kirpiklere sahip olması buna örnek verilebilir. Gözlerini kum fırtınalarından koruyabilmek için zamanla yaşadıkları ortama adapte olmuşlar. Yine develerin susuzluğa dayanıklılıkları bir örnek. Evrimsel adaptasyon süreciyle edindikleri bir beceri. Daha fazla kanıt verilebilir sadece adaptasyon üzerinden. Evrim sadece adaptasyon ile gerçekleşmiyor.
 
Evrim gerçek. İnsanın evrimi, tartışılıyor. Geçiş türleri tartışması var. Evrim canlıların hayatta kalabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek amacıyla kalıtsal olarak değişime uğramasına verilen isim. Adaptasyon evrimin bir parçasıdır mesela. Çölde yaşayan canlıların daha uzun kirpiklere sahip olması buna örnek verilebilir. Gözlerini kum fırtınalarından koruyabilmek için zamanla yaşadıkları ortama adapte olmuşlar. Yine develerin susuzluğa dayanıklılıkları bir örnek. Evrimsel adaptasyon süreciyle edindikleri bir beceri. Daha fazla kanıt verilebilir sadece adaptasyon üzerinden. Evrim sadece adaptasyon ile gerçekleşmiyor.
Geçiş türleri tartışması diye bir şey yok. Geçiş türleri diye bir şey yok çünkü. Canlılar 1.0'dan başlıyorlar, 1.5'te ara türe geçiyorlar, 2.0'da tam forma ulaşıyorlar diye bir saçmalık olur mu? Geçiş türü tartışması evanjelistlerin ortaya attığı bir kavram, onların "geçiş türleri" diye tanımlamaya çalıştıkları formların da binlerce örneği var zaten.
İkincisi, evrim "şunu şunu yapmak için" oluşmuyor. Bunun doğrusu "doğal seçilim". Çölde diyelim ki genetik olarak birbirinden farklı olan benzer tür canlılar bulunuyor. Bunlardan sadece birisinin gözü kum fırtınasından korunacak şekilde evrimleşmiş. Bu canlı diğerlerinden daha avantajlı olduğu için daha çok ürüyor, neslinin devamını daha rahat getiriyor. Bu nedenle de diğer türler eleniyor yarıştan, soyları tükeniyor. Sen galip gelen türü görüyorsun ve bu yanılgıya o yüzden kapılıyorsun.
 
Geçiş türleri tartışması diye bir şey yok. Geçiş türleri diye bir şey yok çünkü. Canlılar 1.0'dan başlıyorlar, 1.5'te ara türe geçiyorlar, 2.0'da tam forma ulaşıyorlar diye bir saçmalık olur mu? Geçiş türü tartışması evanjelistlerin ortaya attığı bir kavram, onların "geçiş türleri" diye tanımlamaya çalıştıkları formların da binlerce örneği var zaten.
İkincisi, evrim "şunu şunu yapmak için" oluşmuyor. Bunun doğrusu "doğal seçilim". Çölde diyelim ki genetik olarak birbirinden farklı olan benzer tür canlılar bulunuyor. Bunlardan sadece birisinin gözü kum fırtınasından korunacak şekilde evrimleşmiş. Bu canlı diğerlerinden daha avantajlı olduğu için daha çok ürüyor, neslinin devamını daha rahat getiriyor. Bu nedenle de diğer türler eleniyor yarıştan, soyları tükeniyor. Sen galip gelen türü görüyorsun ve bu yanılgıya o yüzden kapılıyorsun.
Tam form diye bir şey yok ki? Son sürüm var. Örneğin kötü değil bu arada. 1.0'dan başlıyor dersek ilkel süreç olarak kabul edebiliriz. Daha sonrasında evrildikçe sürümler yükseliyor şuanki olduğumuz sürüme ulaşıyoruz. Şuan yayınlanmış son sürümdeyiz. Geliştirme durmuş değil bu arada. Geçiş türü muhabbetini de savunduğumu sanmıyorum. Tartışması var dediğime eminim.
Evrim gerçek. İnsanın evrimi, tartışılıyor. Geçiş türleri tartışması var.


Doğal seçilim konusu da; evrim bunu bunu yapmak için oluşuyor demedim. Adaptasyonu bu tetikler dedim. Yanılgı olabilir. Bir fikir belirttim.
 
İkincisi, evrim "şunu şunu yapmak için" oluşmuyor. Bunun doğrusu "doğal seçilim". Çölde diyelim ki genetik olarak birbirinden farklı olan benzer tür canlılar bulunuyor. Bunlardan sadece birisinin gözü kum fırtınasından korunacak şekilde evrimleşmiş. Bu canlı diğerlerinden daha avantajlı olduğu için daha çok ürüyor, neslinin devamını daha rahat getiriyor. Bu nedenle de diğer türler eleniyor yarıştan, soyları tükeniyor. Sen galip gelen türü görüyorsun ve bu yanılgıya o yüzden kapılıyorsun.
Evrim hem senin dediğin gibi seçilimle hem de adaptasyonla 2 türlü de çalışıyor, seçilimin sonuçlarını kısa sürelerde görüyorken adaptasyonun sonuçları çok uzun sürede gözlemlenebiliyor. Senin dediğin sonuçlarını çabuk gördüğümüz seçilim haricinde organlar ve fiziksel yapılar onbinlerce/yüzbinlerce hatta milyonlarca yıllık süreçlerde adaptasyon için çok yavaş bir değişime zorlanıyor.

Homo Erectus türünün ilk üyelerinden son üyelerine kadar gördüğümüz kafatası ve beyin yapısının gelişimi nasıl devam etmişse, deniz memelilerinin adaptasyon başlangıç sürelerine göre nasıl vücut yapıları farklı evrelerde değişiyorsa bizlerde de bazı organlar zaman içinde ihtiyaç kalmamasından dolayı kullanılmadığı için köreliyor ve daha fazla ihtiyaç duyan organlarımız da gelişmeye devam ediyor.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı