Teddy Magnus
Hectopat
Yeterli olup olmaması kişiden kişiye değişecektir elbette, şahsen (ve Müslüman'lar açısından genel olarak) bu kısa izah yeterli geliyor.
Çünkü gerek Allah ve gerekse melekler, cinler gibi yarattığı birçok gaybî şeyi insanın gözlemlemesi mümkün değil; ve gözlemlemenin mümkün olmadığı yerde yapılan tüm izahlar da ancak bir tahmin düzeyinde kalacaklardır. Kim her ne söylerse söylesin sadece tahmin olarak kalacaktır; çünkü bu alan bilimin (araştırma, gözlem ve deneyin) dışında bir alan. Tahmin ise "gerçek bilgi" adına hiçbir değere sahip değildir ve hiçbir zaman da olamayacaktır.
Ve Müslüman'lar olarak, dinde delili olmayan konularda (ayet ve sahih hadislerde bulunmayan konularda) zannî/tahmini yorumlamalarda bulunmanın hem anlamsız (çünkü ölçümlenemez bir şey ölçülemez), hem de iman edenler açısından dinen vebal olmasını bildiğimizden ötürü: Bu tür konuları istemsizce düşünsek dahi, aklımızın yetmediği yerde "en güvenli fikirde" duruyoruz/kalanını irdelemiyoruz. "nasılsa ahirette öğreniriz." diye gönül rahatlığı ile erteleme hali de ekstra mevcut.
Ancak, bazı kişilerin, net bilgiye ulaşmak için "sonunun da sonuna varmadan inanmama" dürtüsünü de anlıyorum. Bu tür düşünceye sahip olanlar, bizlerin durduğu yerden ötesini anlamak için düşünmeye, sorgulamaya devam edebilir. Ama sorun o ki, asla anlayamayacaklar; tahminleri (bir delil bulamayacakları için) öylece kalacak.
Kısaca "Müslüman'lar bazı şeyleri bilmediği halde, bazı şeylere delilsiz inanıyorlar ve neden ve nasılları sonuna kadar irdelemiyorlar." diyebilir miyiz? Evet, kesinlikle. Ancak Allah'a inanışımız, işte o nedensiz değil. "Allah'ın var olmayışının imkansızlığına" inandığımız için O'na inanıyoruz ve kitaplarındaki bilgilere de "o'na inandığımız için" inanıyoruz. Ve orada bulmadığımız konularda, eğer konular gaybî/görünmeyen alem ile ilgiliyse, mayınlı tarlada yürür gibi tedirgin oluyoruz. Çünkü dinen, Allah ve yarattığı düzenin gaybî yönü hakkında asılsız konuşmak haramdır, büyük sıkıntıdır.
Ancak bilimsel (5 duyu organımızla veya teknolojik imkanlarla gözlemlenebilir) alanda araştırma serbest; misal uzayla veya DNA'yla vs. ilgili insanlar ellerinde net bilgi olmasa bile rahatlıkla tahmin yürütebilir, tezler sunabilir. Müslüman'lara göre en sağlam kafa yorma alanı bu tür alanlar.
Not:
"Onu da yapmıyorsunuz ki?" diyebilirsiniz, evet sayıca az kaldığımız doğrudur. Bu konuda ne söyleseniz "haklısınız" derim.
Bu bilimi kullanmak kısmınida anlamıyorum. Amacınız doğruya mi ulaşmak yoksa sahip olduğunuz inancı kanıtlamak mı? Bu yola nasıl çıkarsan öyle dönersin hepimiz anadan babadan Müslüman olarak geldik dünyaya. Bu inanış bizim içimizde kaliplasiyor ve bu melekler olsun din olsun bazı kalıplara karşı gelmek zor oluyor. Ünlü bir şair ve filozofta böyle yaklaşır ve insan korkusunun bu inancı sağlamlaştırdıni söyler. Bundan kurtulmak için kelimeleri savunur ve bende bu gorusteyim eğer cevabı verebiliyorsak bizim için korku yoktur. Ama cevap veremiyorsak(şu an için) korkmaninda anlamı yoktur ve bizi korkutan şeyler içinde boyun egmenin anlamı yoktur. Din bilim konusuna gelirsek bazı kalıplardan kurtulamiyorsak bazı şeylerede ulaşmanın zor olduğunu düşünüyorum.