Nerede yok? Bu dunyada ben 1 cm gunese yaklaşsaydik yok olurdukdanmi bahsediyorum hiç araştirmadin mi? Git araştir biraz şu an fizik kanunlarınin olması bile bir düzenin olduğunu gösterir düzen olmasa şu an yasamıyordun bile.
Konuşmalarınız çok edebi ve hoş geliyor kulağa. Lakin insan sorgulayabiliyor, o zaman demek ki öte taraf diye bir şey var demek "yan odadan ses geliyor, demek ki orada bir cin var" demek gibi bir şey. Yani yan odada ne döndüğünü bilmeyen biz, orada yel esiyor demek yerine in cin top oynuyor diyebiliyoruz. Belki de komşu matkap çalıştıyordur o yüzden bardak sarsılıp düşmüştür. Yani demek istediğim şey şu: sizin yola çıktığınız şeyler birer kanıt değil, inanç. Siz "böyle oluyorsa, herhalde böyle olduğu için öyle oluyordur" diyorsunuz. Oysa ahlak kuralları, kültürler, dinler insanlar için çok yeni şeylerdir. İnsanoğlu milyonlarca yıldır var, modern manası ile ise 300 bin senedir var.
Peki dil ne kadar geri gidiyor, inanç ne kadar geriye gidiyor, büyük dinler ne kadar geriye gidebiliyor? 5-10 bin sene anca geriye gidiyor. Peki kültürler nasıl oluşuyor? İnsanlar yüzbinlerce yıllık (ki bu ikimizin de ömrünün binlerce katı demek, yani zamanın ne kadar çok olduğunu anlarsanız bazı şeylerin Tanrıya gerek duyulmaksızın da olabileceğini görebilirsiniz.) deneyimleri ile kendilerine yeni yeni kültürler, töreler, batıl inançlar, yeni dogmalar, diller inşa ediyor. Dünya üzerinde şu ana dek binlerce dil, on binlerce kültür öldü şu an da bir o kadarı yaşıyor. Bir o kadar inanç öldü, bir o kadarı yaşıyor. İnsanlık milyonlarca sene hayvan gibi yaşaya yaşaya, zaman ilerledikçe diğer hayvanlardan sıyrılmaya başladı.
Hırsızlık, insan ona kötü dediği için mi kötüdür yoksa Tanrı kötü ilan ettiği için mi kötüdür? Tarihi olarak incelediğimizde kesinlikle birincisi olduğunu görüyoruz. İnsanlar ahlak kurallarını kendi aralarında yaşadıkları sorunları göre göre, uzun müddetler sonrasında oluşturmuşlar. Hatta hâlâ dahi yeni ahlak kuralları oluşmaya devam ediyor tabi biz bunu binlerce seneye kıyasla çok dar bir zamana tanık olduğumuz için göremiyoruz.
İnsan bundan binlerce sene önce ahlak kurallarının temelini atmış, ardından ise dinler ve mitler ile bunu sağlama çekmiş. Yani atıyorum tek eşli olmayı adet edinmiş, yüzyıllar sonra da bunu metafiziksel şeyler ile bağdaştırarak daha kabul edilebilir bir hâle sokmak istemiş. Şimdi siz şöyle diyor olabilirsiniz " Aman efendim kötülükleri Tanrı belirledi ve bizim ruhumuza koydu. Biz kötülüğü ruhumuz gereği biliyoruz." Olmaz. Zira bundan 1000 sene önce kötü dediğimiz şeyler iyi ve normal, iyi dediğimiz şeylerse kötü ve anormal oldu. Zaman aktıkça, insanın kötü ve iyi tanımları değişiyor. Hatta bundan bin sene önceki adamları 5 bin sene öncesine göndersek onlar da onları yadırgardı. Yahu bırakın bin seneyi bir nesil ile sonraki nesil bile iyilik-kötülük üzerine anlam karmaşasına giriyor. Arkadaş iyilik ve kötülük diye bir şey yok. Biz öyle kabul ediyoruz. Nasıl para biz değer verdiğimiz için değerli olan bir kağıt parçasıysa, iyilik ve kötülük de öyledir. Kutsal değildir, kutsal olsa içimizde hep var olsa hep aynı kalırdı. Ama olmuyor işte.
İnsan düşünen bir hayvandır. Diğer hayvanlar da elbette çok minimal düzeyde düşünürler ancak biz özellikle dil sayesinde etkileşimimizi çok ileri düzeye getirmeyi başardık. Ve gene çok uzun yıllar süren değişimlerle sanata da ilgi duyduk. Ancak sanat da biz önem verdiğimiz için önemli. Siz bir Nazım Hikmet şiiri okuyunca hoşnut oluyorsunuz diye, ruhunuz olmuyor. Zaten bunu neye dayanarak söylüyorsunuz onu kimseye anlatamazsınız. Çünkü dediğim gibi sizdeki kanıt değil, inanç/sezgi. Siz öyle hissediyorsunuz ya da öyle olmasını temenni ediyorsunuz. Hepsi bu kadar. Belki ölmek istemiyorsunuzdur, kim ister ki? Belki bu dünyada namert yaşayanların hesabı görülmeden ölmesine gıcıksınızdır, ben de gıcığım. Belki anlam veremiyorsunuzdur, insanlık henüz yeteri kadar anlam veremez zira elinde yeterli delil yok. Ve daha pek çok şey hissediyorsunuz. Ben de hissediyorum inanın ancak bunu hayali bir şeylere bağlamak ne kadar doğru?
Allah sizi niye yaratsın beyefendi? Buna mantıklı bir cevap bulabilir misiniz? Peki Allah'ı kim yarattı derim size? Ne derdiniz "Aman Ali onu biz anlamlandıramayız. Bu dediğin 1 bölü 0 gibi tanımsız bir söylem olurdu." Peki evren de kendi kendini var etmiş dersem, niye bana inanmazsınız? Siz de onu anlamlandıramazsınız dersem, bana inanır mıydınız?
Bunlar yalnızca sorular. Bizden sonsuz çarpı sonsuz çarpı sonsuz çarpı sonsuz çarpı sonsuz çarpı sonsuz çarpı sonsuz.... güçlü bir varlık soruyorum size, bizim ne yaptığımızı önemser mi? Önemserse, ona Tanrı denir mi? Bizi yaratınca, ona para mı veriyorlar? Biz ona kulluk edince, egosunu mu tatmin ediyor? Egosunu tatmin eden şeye Tanrı denir mi? İşte bu soruların cevabı bulunmadıkça, Tanrı insanı değil, insan Tanrıyı yaratmış olacak.
Bu arada size sonsuz saygı duyuyorum. Yanlış anlamayın, yalnızca kendi düsüncelerimi beyan ediyorum size saldırmıyorum. Kibar olduğunuz sürece söyleyeceğiniz en saçma şey bile şapka çıkarmaya değerdir. Zaten siz de kibar ve edebi bir şekilde konuşmuşsunuz. Kendinize iyi bakın.