Dostum, öncelikle kafandaki "lise" algısının seni biraz ürküttüğünü görüyorum, inan bana buna hiç gerek yok. Eğer masalları bırakıp gerçeklerden bahsedecek olursak gittiğin lisenin neresi olduğu çok büyük bir önem taşıyor. Mesela en basitinden seninle arkadaşlık kuracak insanlar bulabilecek misin? Serserilerle arkadaş olup bir serseriye mi dönüşeceksin, yoksa adam akıllı insanlarla dostluk kurup kendini mi geliştireceksin? Tamamen sana ve kısmen de gittiğin lisenin nasıl bir yer olduğuna kalmış.
Eğer sana bir tavsiye vermemi istersen liseye gittiğin ilk gün sağına soluna bakacak ve büyük bir boşluğa düşmüş gibi hissedeceksin, tıpkı diğer herkes gibi. Ben sana şu anda ne kadar anlatsam da yeterli olmaz, çünkü işi psikolojik boyutlarda da ele alacak olursak seni 4 koca yılını harcadığın, sevdiklerinin olduğu ortamdan alıp bambaşka bir habitata koyuyoruz ve gününün büyük bir kısmını burada geçireceğini söylüyoruz. Bunu kim yaşasa elbette ki bir şok geçirir.
Ama bütün bunlar gözünü korkutmasın, sadece doğru kişilerle arkadaşlık kurmaya çalış ve kendini geliştirmeye bak. Bak, ana tavsiye olarak "doğru arkadaşlık" ve "gelişim" kelimeleri bile tek başına yeterli olacaktır.
Gelişimini nasıl yapabileceğinden bahsedelim biraz da: En basitinden gidip 19 Mayıs, 23 Nisan, 10 Kasım gibi özel günlerde yapılan anma törenlerinde görev almak için öğretmenleri kovalayabilirsin. Eğer okulunda tiyatro, Erasmus programları varsa da bunlara kesinlikle katıl. Gezileri de olabildiğince değerlendir ama anahtar kelimeleri hiçbir zaman unutma: "Doğru arkadaşlık" ve "gelişim".
Bol şans, ben bu muhteşem yılları ardımda bırakırken senin için yeni başlıyor. Bu çöplükten muzaffer şekilde ayrıldığını düşünen birisi olarak sana söylemek istediklerim sadece bunlar.
Good luck, kid. Stick to the plan.