Neden Sonuç İlişkisi ve Mutluluk Hakkında Görüşlerim

Katılım
22 Haziran 2016
Mesajlar
704
Çözümler
2
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Dostlar bu gün kafamdaki bazı düşüncüleri size aktarmak istiyorum. İsterim ki bu konuda fikir alış verişi yapalım.

Arkadaşlar biliyorsunuz insan mutluluğa ulaşmak için çabalar. Yeri gelir fedakarlıklar yapar. Yeri gelir duygularıyla hareket eder. Mesela bir örnek vereyim.
Bir kıza aşıksınız ve bu kızla bir hayat kurmak istiyorsunuz. Amacınıza ulaşıp mutlu olacaksınız değil mi? Aslında bunun çok basit bir işleyişi var. Şimdi amacınıza ulaşmak için canla başla uğraşıyorsunuz. Ve bunun sonucunda amacınıza ulaştığınızı varsayalım. Ve bundan sonra şunu söylüyorsunuz "Oh sonunda amacıma ulaştım. Zor yollardan geçtim. Çok emek verdim." Son iki cümle kalın harflerle yazılı dikkat ederseniz. Aslında amacınıza ulaştığınız için değil. Verdiğiniz emeğin karşılığı için değil. Siz çaba sarf ettiğiniz için mutlusunuz. Çünkü insan akli dengesini korumak için sürekli bir amaca ihtiyaç duyar. Bir insan durulursa veya umutsuzluğa kapılırsa bunun sonu ölüme kadar gider. Fakat bu ölüm fiziki anlamda olmak zorunda değildir. Mesela manevi anlamda ölmek. Düşünmemek, sorgulamamak, tatminsizlik, pes etmek, duyarsızlık gibi kavramları beraberinde getirir. Mesela amacınıza ulaştınız diyelim. Peki ya sonra? Artık o tamamlanmıştır. Bitmiştir. Bu yüzden insanlar boşanıyor bile. Çünkü insan sürekli gelişmeye ihtiyaç duyar. Mesela para kazanmak zorundayız değil mi? Sistem bizi çalıştırıyor. Sürekli bir şeylere koşturuyoruz. Neden? Çünkü daha iyi bir hayat için, İsteklerimiz var. Para, güç, bilgi, gibi şeyleri elde etmek için çabalıyoruz. Örneğin amacına ulaşan zengin insanları ele alalım. Onlar amaçlarına ulaşmışlardır. Artık istediklerine sahiptirler. Fakat bir süre sonra mutsuzluğa umutsuzluğa bir boşluğa kapılıp giderler. Çünkü amaçsız kalırlar. İnsan amaçları sayesinde varlığını sürdürebiliyor. Yani aslında amaçlarımıza ulaşmak değil. Çabalamak bizi mutlu ediyor. Yani amaçlarımıza ulaşmak hem kötü hem iyi bir şey. İnsan kendi kendini yok etmeye programlanmış gibidir. Amacına ulaşamazsa umutsuzluğa kapılır. Yok olur. Amacına ulaşırsa bu sefer de amaçsızlığa düşer. Sonuç olarak gene yok olur. Bu sonsuz bir döngü gibidir. Lakin bu demek değil ki bunun bir çaresi yok. Çare çok basittir. Bir o kadar da zordur. Kendimizi amaçsız bırakmamalıyız. Fakat bunlar ulaşabileceğimiz amaçlar olmalı. Yoksa yok olmaya mahkumuz. Mesela hayattan pes etmiş yaşlı insanları ele alalım. Bunlar amaçlarına ulaşamayıp umutsuzluğa kapıldıkları için pes etmişlerdir.

Ben şahsen bu konu hakkında böyle bir düşünceye sahibim. Sevgili üyeler sizin görüşleriniz nelerdir?

@Recep Baltaş @Ali Güngör @Murat5038 @BilgisayarKurdu @Neko @SypeR @Jira @NookumPie
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Öncelikle çok güzel bir konu olmuş. Çok felsefik yaklaşamasam da, birkaç paragraf ile ben de düşüncelerimi özetliyeyim.

İnsanlar hep bir amaç doğrultusunda yaşar ve hayatlarını sürdürür. Sevdiğin biriyle evlenme amacın vardır, evlenirsin. Tatile gitmek isterseniz, bunun için paraya ihtiyaç vardır. Gider çalışırsın, tatile gidersin. Araba almak istersin, bunun için daha çok paraya ihtiyacın vardır. Daha çok çalışırsın. Amacına ulaşırsın. Bunun yanında da işinde de yükselip gene bir mutluluk kazanırsın. Bakın bunlar hep bir amaç.

Bu yolların hepsinde yorulursun, bir amaç için boş da olsa, dolu da olsa emek harcarsın, çabalarsın. Bunun karşılığında da emeğinin karşılığını alınca istemsizce mutlu olursun.

Her amaç böyle değil tabii ki. Bugün evine A yolundan değil de B yolundan gitmek istersin. Bu da bir amaçtır. Mutlu olur musun bilemem. Bu yüzden tüm amaçların duygularla açıklanamayacağının farkındayım.

Diyelim ki sonsuz gücümüz var. Sonsuz para, sonsuz bilgi, sonsuz güç. Her istediğin saniyesinde ayaklarının önünde. Bu hayattan nasıl bir zevk, mutluluk duyabilirsin ki? O istediğin şey için bir emek vermiyorsun, o zorlu yolların üstünden geçmiyorsun. Sonsuz bilgin var. Trigonometriyi, integrali öğrenirken, beynini yakıp sonunda bitirdiğinde ''BAŞARDIM'' duygusunu yaşamadıktan sonra banane sonsuz bilgiden. Çoğu zengin insan, bu sebeple mutsuzdur. Ama o zengin adam, zenginliğine zenginlik katmak için uğraşıyorsa mutsuz olmasının bir sebebi yoktur. Çünkü bu gösterdiği de bir amaçtır. (Diğer ailesel, manevi konuları katmadan) Ama işi gücü olmayan, bu hayatı amaçsız yaşayanlar asla çabalayan, bir amaç doğrultusunda çalışan insan kadar mutlu olmayacaktır.

Bu amaçlarımızın ve bu amaçlar yüzünden gösterdiğimiz faaliyetlerin bize mutluluğu sağladığı konusunda kesinlikle katılıyorum. Her zaman pozitif mi olacak? Hayır. Çabalarsın, emek verirsin o kız gider başkasıyla evlenir. Veya istediğin bir şeyi alamazsın. Bu zamanda istemsiz bir hüzün kaplar içini.

Boşanmak, ayrılmak gibi durumların çoook farklı sebepleri olabilir. Ben bunu katmayacağım o yüzden.

Amaçsız insan rotasız gemiye benzer gibi güzel bir sözümüz de var.
 
Son düzenleme:
Maddi zenginliğe kavuşmuş insanların amaçsız kaldığı düşüncesine katılmıyorum. Sonuçta amaç alışkanlığı diye bir durum varsa maddi zenginliğe kavuşmuş insan amaç alışkanlığı edinmiştir. Maddi zenginliği olan insan gider bu gücünü toplum idaresinde kullanmayı amaç eder, futbol kulübü idaresinde kullanmayı amaç eder. Örnekler arttırılabilir. Yani diyeceğim o ki maddi zenginliğe ulaşmış insan tamam ben artık hayatımın geri kalanına yetecek kadar maddi zenginliğe sahibim diyorsa bir süre sonra o zenginlik elinin altından kayıp gidecektir. Rehavet kötü bir huydur en çok başarılı insanları hedef alır. Rehavete kapılmak insanın peşine felaketleri getirir.
 
Öncelikle çok güzel bir konu olmuş. Çok felsefik yaklaşamasam da, birkaç paragraf ile ben de düşüncelerimi özetliyeyim.

İnsanlar hep bir amaç doğrultusunda yaşar ve hayatlarını sürdürür. Sevdiğin biriyle evlenme amacın vardır, evlenirsin. Tatile gitmek isterseniz, bunun için paraya ihtiyaç vardır. Gider çalışırsın, tatile gidersin. Araba almak istersin, bunun için daha çok paraya ihtiyacın vardır. Daha çok çalışırsın. Amacına ulaşırsın. Bunun yanında da işinde de yükselip gene bir mutluluk kazanırsın. Bakın bunlar hep bir amaç.

Bu yolların hepsinde yorulursun, bir amaç için boş da olsa, dolu da olsa emek harcarsın, çabalarsın. Bunun karşılığında da emeğinin karşılığını alınca istemsizce mutlu olursun.

Her amaç böyle değil tabii ki. Bugün evine A yolundan değil de B yolundan gitmek istersin. Bu da bir amaçtır. Mutlu olur musun bilemem. Bu yüzden tüm amaçların duygularla açıklanamayacağının farkındayım.

Diyelim ki sonsuz gücümüz var. Sonsuz para, sonsuz bilgi, sonsuz güç. Her istediğin saniyesinde ayaklarının önünde. Bu hayattan nasıl bir zevk, mutluluk duyabilirsin ki? O istediğin şey için bir emek vermiyorsun, o zorlu yolların üstünden geçmiyorsun. Sonsuz bilgin var. Trigonometriyi, integrali öğrenirken, beynini yakıp sonunda bitirdiğinde ''BAŞARDIM'' duygusunu yaşamadıktan sonra banane sonsuz bilgiden. Çoğu zengin insan, bu sebeple mutsuzdur. Ama o zengin adam, zenginliğine zenginlik katmak için uğraşıyorsa mutsuz olmasının bir sebebi yoktur. Çünkü bu gösterdiği de bir amaçtır. (Diğer ailesel, manevi konuları katmadan) Ama işi gücü olmayan, bu hayatı amaçsız yaşayanlar asla çabalayan, bir amaç doğrultusunda çalışan insan kadar mutlu olmayacaktır.

Bu amaçlarımızın ve bu amaçlar yüzünden gösterdiğimiz faaliyetlerin bize mutluluğu sağladığı konusunda kesinlikle katılıyorum. Her zaman pozitif mi olacak? Hayır. Çabalarsın, emek verirsin o kız gider başkasıyla evlenir. Veya istediğin bir şeyi alamazsın. Bu zamanda istemsiz bir hüzün kaplar içini.

Boşanmak, ayrılmak gibi durumların çoook farklı sebepleri olabilir. Ben bunu katmayacağım o yüzden.

Amaçsız insan rotasız gemiye benzer gibi güzel bir sözümüz de var.
Maddi zenginliğe kavuşmuş insanların amaçsız kaldığı düşüncesine katılmıyorum. Sonuçta amaç alışkanlığı diye bir durum varsa maddi zenginliğe kavuşmuş insan amaç alışkanlığı edinmiştir. Maddi zenginliği olan insan gider bu gücünü toplum idaresinde kullanmayı amaç eder, futbol kulübü idaresinde kullanmayı amaç eder. Örnekler arttırılabilir. Yani diyeceğim o ki maddi zenginliğe ulaşmış insan tamam ben artık hayatımın geri kalanına yetecek kadar maddi zenginliğe sahibim diyorsa bir süre sonra o zenginlik elinin altından kayıp gidecektir. Rehavet kötü bir huydur en çok başarılı insanları hedef alır. Rehavete kapılmak insanın peşine felaketleri getirir.
İkinize de vaktinizi ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
 
Efenim konuya biraz geç yazıyorum ama çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Hepinizle hemen hemen aynı düşüncelere sahiptim ve bunun bilincinde olmak insanı daha da donanımlı bir bakış açısına elverişli yapıyor. Uzun uzun sizler gibi yazmayacağım teşekkür ederim bu konuya değindiğiniz için , hep söylediğim bir laf içimden " İnsanı mutlu eden sahip olma duygusu değil o sahip olma yolunda verdiği emeklerdir. "
 

Yeni konular

Geri
Yukarı