2021 Asgari Ücreti Artık 235 Dolar Bile Etmiyor

Dolar konuları sıkmadı mı artık? Asgari ücretin dolar cinsinden değeri gibi şeylerin önemi yok, asıl önemli olan genel geçim masraflarındaki artışın gelire oranının sabit kalması ya da azalması. Bizdeki sorun da bu, maaş artmıyorken giderlere zam üstüne zam. Klasik örnek, Japon Yeni ve Rus Rublesi :D. Onların da değerleri çok düşük, ancak bu onlar için sorun oluşturmuyor çünkü ona oranla da maaş alıyorlar. Bizdeki sorun buna oranla maaş alamıyor olmamız, yoksa buna oranla maaş aldıktan sonra dolar 100 lira olsa ne yazar?

Bahsettiğin ülkelerde üretim zirvede bizim ülkemizde ise üretim kelimesi bile ithal.
 
Bizdeki sorun buna oranla maaş alamıyor olmamız, yoksa buna oranla maaş aldıktan sonra dolar 100 lira olsa ne yazar?
Zaten buna orantılı olarak maaşlar verilse kimse umursamaz ekonomistler dışında. Orantılı maaş verilmediği ve insanlar dehşet içinde nasıl fakirliği geçtim açlığa doğru gittiklerini görünce paylaşmak dertleşmek istiyor.
 
Şuradan bir bergomatlı keyif çayı alabilir miyim, teşekkürler. Sonra bir de tomurcuklu rica edeyim. Müthiş keyifli.
 
Bizdeki sorun buna oranla maaş alamıyor olmamız, yoksa buna oranla maaş aldıktan sonra dolar 100 lira olsa ne yazar?
Onlara oranlı maaş alırsan ne değişecek? Asgari ücret 2 katı olursa 2.5 TL ekmek 5 TL olacak. 70 liralık yağ, 140 lira olacak.

Bir işverenin sigortalı çalışan işçisi için (asgari ücret alırsa) yaptığı masraf minimum 8 9 bin lirayı bulacak. Üretim yok, kazanç yok ama maaş artıyor. Dolayısıyla herkes işçi çıkartacak, az işçiyle çok iş yapacak ve herkes çalışmak zorunda kalacak. Buna bağlı işsizlik artacak. Ülkeyi daha iyi çökertmek için güzel bir seçim olurdu...

Faiz artacak, enflasyon düşürülecek. Düzgün politikalar ile üretimi arttırıp yatırımcı bulacaksın. Kimseye sallamayacaksın. 0 hatalı satranç hamlesi yapsan bile kazanma ihtimalin yine rakibinin hamlelerine (dış ülkelere benzetebiliriz) bağlı. Yani doğru hamleler yapıldığında bile ülkenin rayına oturması çok uzun bir zaman alacak. Ki bizim doğru yaptığımız bir hamle yok zaten, hepsi falso.
 
Onun bahsettiği Japonya gibi yüksek alım gücü sağlayan bir sistem.
Japonya ya da Rusya örneği Türkiye ile kıyaslanmamalı. Bu ülkeler çok fazla dışa bağlı değil ve teknoloji üretip satabiliyorlar. Bizim bir Japonya olabilmemiz için (Rusya olmayalım, sadece doğal kaynak ve askeri sistemlerinden ekmek yiyorlar, biz Japonya gibi daha kapsamlı sanayisi olan bir ülke hedefi kurmalıyız) köpek gibi çalışmalıyız. O sistemi kurmak zaten büyük mesele, yoksa o resmi herkes görebilir ben ekonomistim diyenler hariç.

Japonya 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bir enkaz ile başladı yola. Biz ise en azından 20 yıl toparlanma sürecini geçirip 2. Dünya Savaşı'ndan kazançlı ve kayıpsız çıkan nadir ülkelerden biri olduk. Ona rağmen enkaz teslim alan bir Japonya olamadıysak bu ülkeyi o tarihten bugüne yönetenlerin başarısızlığını gösteriyor.

Türkler balık hafızalı işte, biz unuturuz ama elin Japonu kafasına yediği atom bombasının sonuçlarını unutmayıp bugünkü haline gelir nesilden nesile bunu hafızalara kazıyarak. Şu an halka Atatürk'ün ilkelerini, sana kazandırdığı hakları say desek halkın yarısından çoğu sayamaz. Biz kime ne anlatıyoruz ki?
 
Hani "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker." derler ya? Dolaylı yoldan onu yaşıyoruz. Halk, kendi kararı ile kendini fakirleştiriyor. Yaşam kalitesini düşürüyor. At gözlüğü takıyor. Bu akıllanmaz millete az bile. Akıllanıp, seçim günü slenderman'i sandığa gömmek dileğiyle. Sadece dilekte mi kalır orasını zaman gösterecek.
 

Yeni mesajlar

Geri
Yukarı