Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin Montaj Çalışmalarına Başlandı

NKP savunucusu olarak, çok kötü bir haber, hayırlısı diyelim.

Bu kanıya varmanıza hayret ediyorum. İnsan biraz gerçekçi olmalı. Gelişmekte olan bir ülkeyiz, belki gelişmekte olanların arasında en istikrarsızıyız. Büyük sıkıntılarımız var yani.

Bana göre, hem günümüz ve özellikle de gelecek için en büyük sıkıntımız, enerjide dışa bağımlılığımız. Biliyorsunuz, elektriğin büyük çoğunluğunu Doğalgaz ithal ederek üretiyoruz, bu noktadaki en büyük sağlayıcımız ise Rusya. Doğalgaz zaten pahalı ve Elektriğe çevirince daha da pahalılaşıyor. Bu, ciddi bir sorun. Mesela pandemi nedeniyle çoğu kişi evden çalışıyor ve ben de dahil, elektrik faturaları uçmuş vaziyette.

Şimdi ise Kış geliyor ve bu sefer, hem elektrik hem de Doğalgaz faturaları uçacak.

Rasyonel düşünmek lazım. Bir noktadan sonra duygulara kapılmamak lazım. Emin olun İstanbul'un ranta açılması, bu Nükleer Santral'den daha fazla zarar veriyor ülkeye.

Araba yapmayı planlıyorsunuz, askeri sanayide atılımlar yapıyorsunuz ve genişletmek istiyorsunuz, daha da büyümek istiyorsunuz... Ama enerji sizin için en büyük sorun.

Şu an sözde çevreci gibi görünen Avrupa ülkeleri, zamanında Sanayileşme adı altında çevreyi en çok kirletenlerin başında geliyordu. Biyoloji derslerinde bile anlatılıyordu, Siyah - Beyaz kelebek adaptasyonu...

Öyle öyle güçlendiler ve altyapı edindiler. Artık oturmuş ve gelişmiş ülkeler. Genç nüfusları az, oturmuş ve varklı nüfus fazla, birikimler var, doygunluk var. En başında da yenilenebilir enerjiye yatırabilecekleri paraları, kaynakları var.

Yenilenebilir enerji daha çok ham. Pahalı ve maliyetli, gelişim aşamasında ve bu aşamalar pahalı. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde daha çok ortaya çıkıyor. Çünkü enerji derdiniz, gelişecek bir ülke kadar olmadığında ve yeterli bütçeniz de olduğunda, bazı şeylere kafa yorabilirsiniz.

Ki, o ülkeler bile büyük sanayileri için termik ya da nükleer santrallere ihtiyaç duyuyorlar. Ya da bunları gelişmekte olan ülkelere yaptırıp, zararları da onlara çektiriyorlar.

Yani sektör ya da Dünya, sanıldığı kadar masum değil.

Gelelim tekrardan bize.

Gelişmeye çalışan bir ülkeyiz ve enerjiye ihtiyacımız var. Dışarıdan aldığımız her kaynak, bizi ekonomik ve politik olarak bağlıyor. Rahat adımlar atamamanıza sebep oluyor. Yani büyük bir sorun aslında ve gelecekte daha da büyük bir sorun olacak.

Olaya akıl ve mantık çerçevesinde bakmak lazım. Hem olabildiğince fazla enerji tüketmek isteyip, hem de Nükleer enerjiye külliyen karşı gelmek, bana samimi gelmiyor. Olayın ciddiyeti var ve bunu kavramak gerek.
Yenilenebilir kaynaklar için cennet gibi bir yerdeyken nükleere yatırım yapmak... Üzücü.

Yenilenebilir kaynaklara da yatırımımız var. Mesela kendi gördüklerim üzere konuşayım, Bandırma ve çevresinde birçok Rüzgar santrali, Rüzgar enerjisi tesisi mevut. Ve her sene sayıları artıyorda. Yatırım var yani.

Burada asıl sorun, bizim gibi ekonomik açıdan zayıf ülkeler için, bu teknolojilerin yarardan çok zarara dönüşmesi. Zira bakımları pahalı. Üretim ve montajları pahalı. Üstelik verimlilikleri de tartışma konusu. Günü yarısında, bazense 1/3'ünde çalışıyorlar. Çünkü rulmanların belirli bir aşınma katsayısını geçmemesi ve sistemlerin soğuması gerek.

Yani gelişim aşamasında. Ama ülkemizde de var. Ve ben, görünce şaşırıyorum zira hiç bilgilendirmesi ya da açıklaması yapılmıyor bu yatırımların. Belki neler neler var.

Son olarak,

Çoğu kişi Hükümetin yanlış politikalarından dolayı bu tür projelere karşı oluyor ve haklı oldukları noktalar var, yanlış politikalar var. Ama Nükleer enerji santrali, benim görüşüme göre geleceğe yapılmış bir yatırım. Ve Türkiye Devleti'ne uzun süreler hizmet etmesi planlanıyor.

Meseleleri enine boyuna tartmak ve hızlı karar vermemek, mevcut durumu ve gelecekteki durumları düşünmek önemli bana göre. :)

Bandırma'daki tesis hakkında bulduğum bazı linkler:




Burada başka tesisler de var:


Rüzgar enerjisi ve Türkiye ile alakalı genel tablo:

 
Son düzenleme:
@SideWinder hocam, bunu ideolojisine kapılmış insanlara anlatamıyorsunuz ki. Adam sırf hükümet yaptı diye her şeyden nefret ediyor, hepsini gereksiz, boş olarak görüyor. Yaptıkları yanlış ve hoşlanmadığımız şeyler var mı ? var o ayrı. Bence bundan kurtulmak ve objektif bakmayı öğrenmek lazım. Elinize sağlık yazınız için.
 
Nükleer santral atıklarını muhafaza etmek başlı başına bir dert ve maliyet. Ülkedeki kargoları tekmeleyen kargocuları, dil bilmeyen turistleri dolandıran taksici ve esnafı gördükçe bu işin altından kalkabileceğimize dair inancım sarsılıyor. Bunları geçtim her ne kadar enerji olarak oldukça önemli ve çevreye zararsız olsa da büyük bir risk taşıyor Türkiye'de.
 
Dünya nükleer enerjiyi sonlandırıyor. Biz daha şimdi kuruyoruz. Garip.
Nükleer'in ekmeğini yediler çünkü. O zaman zarfında yenilebilir enerji yatırımlarını sürdürdüler. Kimse nükleer enerjiden tamamen vazgeçmiş değil, sadece miktarını düşürecekler var. Eski santralleri kapatıp daha modern olanları açık tutacaklar. Fransa'da 58 tane santral var. Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz ?

İsveç 10 reaktör ile enerjisinin %40'ını üretiyor. Neredeyse yarısı. Biz çok geç bile kaldık, zamanında bunu yapacak gücümüz yoktu belki, fakat nükleer bizim için gerekli. Bende olmasını istemem fakat gerekli işte. Gelişen ülkelerin en büyük sorunlarından biri enerji ve nükleer bunu çok güzel karşılıyor.
Bu arada Türkiye boş durmuyor tabii arkadaşlar. Yenilebilir enerji yatırımlarını sürdürüyor.

Şu an Çin 18, Hindistan ve Rusya 8'er yeni santral inşa ediyor. ABD'de 2 si inşaatta 3 tane ise yapılması planlanıyor. Güney Kore 4 adet daha inşa ediyor. BAE 4 adet inşa ediyor. Bangladeş 2 adet inşa ediyor. Kısaca herkes inşa etmeye devam ediyor, kimsenin nükleer enerjiyi sonlandırdığı yok. Sadece Almanya 2022'ye kadar reaktörleri devre dışı bırakma kararı almış.

Keşke kendi başımıza üretebilseydik ve başkasının eline kalmasaydık, fakat yapılacak bir şey yok. Bunun temelleri 30-40 belki de 50 yıl önce atılmalıydı. Bir anda pat diye olmuyor maalesef.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı