Adı üstünde 255 yıllık devlet. Eğitim, bilim, inovasyon, adalet vs. birçok konuda iyiler. Ülke yönetiminde keskin bir güçler ayrılığı var. Yerel bir hakim devlet başkanına dur diyebiliyor aldığı kararla. Her kurum, meslek grubu vs. oturmuş. Herkesin hakkına sahip çıkan bir meslek odası veya sendika var. Polislerin de sendikası var vatandaşların da. Filmlerde gördüğümüz polisin silah kullanma yetkisi, bu yetkiden sonra omuzda kamera taşıma zorunluluğu. Vatandaş ve polisin karşılıklı hak mücadelesinin sonucu.
Zamanında orada da mafya devleti ezdi, nüfuz etti vs. O mücadeleler sonucu tanık koruma, ağır vergi kaçırma cezaları ve her kuruma özel müfettişlik denetim sistemi gelişti.
Her şey bir süreçle, mücadele ile oldu.
Ekonomide her zaman serbest girişimi kolaylaştırdılar, yabancı sermayeye güvence oldular ve bunları sağlam hukukla desteklediler.
Dünyanın dört bir yanında yetişen bilim, sanat vs. alanda yeteneği, projesi, fikri olan Amerika'yı düşünür. Çünkü fikirlerini takdir edip hayata geçirmek için en büyük maddi imkan orada. Ben kendimi yıllarca yetiştireyim, hayalim olan bir proje veya hedef için yaşadığım ülkede maddi veya başka bir engel sebebiyle bütün ömrüm boşa geçip kendisinin erimesini beklemez.
Bu konuda Amerika fırsatlar ülkesi, akademik özgürlükte Avrupa'nın yeri ayrı tabii ki de.
Türkiye Cumhuriyeti modern, özgürlükçü, hukuk ve adalet gibi konularla tanışan ilk Türk devleti bence. Bu konuda Amerika bizden daha deneyimli.
Osmanlı ve daha öncesinden gelen devlet geleneklerini hesaba katıp biz daha eskiyiz diyen olacak ama burada konu kurumların tarihten gelen pratikleri değil çağın ruhunu yakalayan şeyleri ne zamandır benimsemeye başladığımız.