@Yararsız Üye askerlik konusunda, sanırım herkesin tecrübesi farklıdır ama bazı bölgeler için geçerli galiba çünkü bazı anlattıklarınız hala yaşanıyor ama bazı anlattıklarınız askerliği yapılan bölgeler için farklı durumlar yaşanıyor.
Örnek vermek gerekirse, abim sürgün yerinde yaptı askerliğini her gün dağa çıkarlar inerlerdi sırf işkence olsun diye abim jandarma olarak yaptı. Sinir hastasıdır, yani abime silah verilmemesi lazım ama zimmetlemişler çünkü hep başarı taktir ve flama kazanmıştır eğitimlerinde ama üst rütbeli komutanlarından çok sıkıntılar çekmiştir.
Komutanına karşı gelemezsin diye bir şey yok abim 2 kere disipline verildi. Hiçbir ceza almadı, çünkü savunmanızı düzgün yaparsanız ve mahkemeye gidip düzgünce anlatırsanız olayları kanıtları ile sorun yaşamazsınız. O zamanlar sivil mahkeme vardı askeri mahkemeler ( ayim ) lağvedildi ve sorunsuz atlattı.
1. disiplin konusu, abime mantık dışı emir verildi eğitim alanında ve uymadı komutanı tehdit edip ailesine küfür edince abim komutanın kemiklerini kırdı ve hastanelik etti. Tedbir amaçlı hemen hücreye alınsa bile, sonuçta mahkemede abim haklı bulununca serbest kaldı ve komutana sürgün cezası ve maaşına kesinti uygulandı.
2. disiplin konusu, usta birliği Adana kürkçüler cezaevi içinde oldu mit mahkum getiriyordu içeri giriş sırasında asker ve cezaevi personeli dışında silahla giriş yasak. Çünkü normal cezaevi değil, tipi ve seviyesi yüksek bir kapalı cezaevi yeriydi.
Abim mit personelinin silahlarını teslim etmesini istedi ama onlar reddetti ve abim içeri almadı. Abime küfür edip komutanını çağırmasını istedi ve abim silahındaki mermiyi namluya sürüp personelin kafasına doğrulttu ve ettiği küfürler için oda onun anasına sülalesine sövdü ve s. Kt. R gitmelerini aksi halde onları öldüreceklerini belirtti ve 3 saniyeleri olduğunu ve geriye saymaya başladı.
Personelde silahına davranınca, abim direk onu darp edip arabasının üstüne yatırıp ters kelepçe yaptı ve kolunun içine girip cezaevi içinde bekleme odasına götürecekken personel gitmemekte diretti.
Abim cezaevinde mahkumların kaçmasını ve yanlış harekette nasıl kolunun içinden girip kolunu dirsek tarafından girip omuz tarafına el içi üzerinden güç uygulanıp kırıldığı eğitimini aldıysa aynısını bu personele uyguladı iş tabii gürültülü olunca cezaevi müdürü ve komutanı geldi.
Abime bağırsalar bile abimin haklı olduğunu ve kuralların böyle olduğunu onlarda biliyor sonra tutanak tutulup 2 taraf bir birinden şikayetçi oldu tabii gene mahkemelik oldu ama abim hiçbir ceza almadan bu olaydan başarı ile atlattı.
3. olay disiplinlik değildi teftiş vardı, genel kurmaydan yüksek rütbeliler gelecek ve etrafı inceleyip rapor hazırlayacaktı.
Teftişten bir gün önce ise, cezaevi içlerinde köpekler olur eğitimli ve bazı askerlere bunların bakımı ve eğitimi gerekli görülürse cezaevi araması ve kaçakların yakalanması durumlarında bu köpekleri hazır bir şekilde kullanmaları istenirdi.
Bu heybetli ve zeki bir o kadar da canavar köpekler abime zimmetliydi. Kendisi ilgilenir ve bu hayvanlar sadece abime güvenir onun elinden yer ve su içerlerdi.
Abimin nöbette olduğu bir gece, firar etmek isteyen mahkum oldu dış duvarın tellerine tam ayağını atıp çıkacakken telleri jiletli ve keskindi duvarın ve ses yapıyordu teller. Mahkumu abim fark edip uzak olduğunu anladı ve koşmaya kalksa bile yetişemeyeceğini biliyordu.
Yanında olan köpeği, sadece yakala ve parçala emirini vererek canavarı saldı ve köpek fazla uzun sürmeden mahkumu yakaladı.
Bacağından tutup yavaş bir şekilde, sağ sola çekerek parçaladı neredeyse kemikleri gözüküyordu. Abim köpeği sakinleştirmekte zorlandı ve mahkumun üzerinden aldı bıraksa boğazına saldıracaktı kendisi ve komutanları böyle söylemişti.
Sabah oldu ve öğlene yakın teftiş başladı, abimin nöbeti bitmişti uyuması gerekliydi ama mecbur oda hazır şekilde bekledi incelemeyi yürüten komutan korgeneraldi tabii gece olan olaylar rapor edildi ve nasıl olduğu hem dinledi hem raporları okudu.
Abimi çağırdı ve o köpekleri görmek istediğini söyledi abim köpekleri gösterdi biraz bilgi verdi ve köpekleri komutları ile neler yapabildiklerini gösterdi. Komutan teşekkür etti ve tebrik edip yanındaki subaylara bu askere 3 kutu marlboro verin biraz cep harçlığı verin istediğini yesin kantinden dedi.
Sonra cezaevi müdürü ve oradan sorumlu komutanı ile binaya girip konuştular komutanın suratı asık ve ellerini sıkıyordu.
Çünkü teftişe gelen komutan azarlamıştı ve bağırmıştı beceriksiz herif diye tabii adam yediremedi kendine sonra etrafı süzerken abime bakıyordu ve teftişe gelen korgeneral ve subaylar gidince abime senle görüşeceğiz yakında diye söylenip içeri girdi.
İlk yaptığı mobbing, nöbet sürelerini uzatmak ve yemek saatini kaçıracak şekilde ayarlamak sonraları banyo saatlerini kaçıracak şekilde ayarlardı. Abim Adana yaz sıcağında kokmaya ve kötü koku yaymaya başladı tabii komutanlarına söylese bile nafile çünkü onlarda karışmak istemedi.
En sonunda bizi aradı 1 ay banyo yaptırmadılar dedi ve telefonda konuştuk biz tabii üzüldük annem ağladı.
Annem sırayla komutanlarını, sonra 156 ve diğer numaralar derken en sonunda genel kurmayı arayıp santralden sonra bağlanıp oradaki üst rütbeli komutanlara ağlayarak benim oğluma yaptıklarınız nedir bana hesabını verin.
Çocuğum başarılı ve akıllı, bu zamana kadar size hizmet etmekten başka ne yaptı neden böyle davranmalarına izin veriyorsunuz.
Bu adamların yaptıkları, bir gün sizin çocuklarınıza yaparlarsa ne yapacaksınız. Eğer ki çocuğumun başına bir şeyler gelir, veya zarar görürse ve bu baskı devam ederse Ankara'yı başınıza yıkarım genel kurmaya gelip orayı basarım ve her birinizden hesap sorarım gerekirse medyaya çıkıp herkese avazım çıktığı kadar bu yaşananları anlatırım diye isyan edip konuştu.
Tabii bir sefer değil, her seferinde aradı ve her konuştuğu başka komutan çıkıp tamam hemen ilgileneceğiz sorun neyse hemen araştırıp çözeceğiz dediler. Fazla sürmedi abim sabah nöbetinden dönüp bir şeyleri atıştırdı ve kendini zorlayarak uyumaya çalıştı. 1 saat sonra komutanlar abimin yanına gelip kalk hemen uyan bakalım diyerek uyandırdılar.
Komutanlar sen yaptın, sürekli Ankara'dan üst rütbelilerden telefon geliyor sürekli bizleri azarlıyor dediler. Abim ise kendinden emin bir şekilde Allah razı olsun ailemden bir tek onlar bana sahip çıktı dedi ve anlattı ailesine bu durumları söylediğini ve üzüldüklerini belirtti.
Abime komutanları eşlik etti banyo yerine ve temiz kıyafetinden tut hijyen ürünlerine varana kadar teslim edip yıkan ve temizlen diye emir verdi. Sonrasında düzgünce yemek yemesini sağlayıp uyuması için yerine gönderdiler abimi bu olayda böyle gerçekleşmiştir.
Biraz uzun oldu ama maalesef yaşananları anlatmak gerekir diye detaylı bir şekilde yazdım.
Ek olarak belirtmek gerekirse, dayımda komando olarak yaptı ve yılan yediğini söylemiştir kendisi birkaç kere komutanına karşı gelip hatta darp etmişliği vardır kuzenim yani dayımın oğlu oda komando olarak hendek olayları döneminde Diyarbakır'da karakolda askerlik yapmıştır ve çok çatışmıştır oda komutanına çokça karşı gelip darp etmiştir.
Babam havacı olarak askerlik yapmıştır babama ağır iş yaptırdıklarını ve en sonunda bu yüzden hastalanıp uzunca bir tedavi görmesi gerekti.
Hizmet yerine geri geldiğinde ise babama iftira atıp asılsız şekilde işten kaytarmak için kendini hasta ettiğini söylemişlerdi ve birkaç kez vurmuşlardı vücuduna.
Tabii bu olay bayağı eski tarihler, ama babam en sonunda komutanına bağırıp yeter ana bacı ve bütün komutanların analarını derken saldırmış ve neredeyse öldürecekti tabii bunun sonucu oldu askerliği biraz uzadı ama sonuçta bir daha sataşan ve laf atan olmadı kendisine.
Baştan belirtmek gerekirse, eğer ki komutanınız mantık dışı ve zarara uğratacak bir emir veriyorsa uymadığınızı belirtip tutanak tutmasını isteyin illa komutana değil yanınızdaki bir er veya arkadaşınıza yazdırıp yer, tarih, şahit, yazan kişi ve imza atılarak bunu mahkemede ibraz edip kendi lehinize sonuçlandırabilirsiniz.
Unutmayın askerlik mantık ve strateji işidir eğer ki bu ikisine uymayan iş yapıyorsanız askerlik yapmıyorsunuz demektir.
